Kamulaştırma Bedelinin Taşınmazın Gerçek Değerini Yansıtmadığı İddiasıyla Yapılan Başvuruya İlişkin Karar

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 21/11/2024 tarihinde, Muammer Bulut (B. No: 2020/9066) başvurusunda Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Olaylar

Karayolları Genel Müdürlüğü (İdare) başvurucuya ait taşınmazın 439,68 m²lik kısmının yol, inşaat ve emniyet sahası amacıyla kamulaştırılmasına karar vermiştir. Başvurucu ile anlaşma sağlanamaması üzerine İdare, asliye hukuk mahkemesinde kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası açmıştır. Mahkemece yapılan keşifler sonrasında alınan bilirkişi raporlarında kamulaştırma bedeli, taşınmazın kamulaştırılmayan bölümü üzerindeki yapıların bedeli dâhil edilmeden tespit edilmiştir. Başvurucu, bilirkişi raporuna itiraz ederek taşınmazın kamulaştırılmayan bölümü üzerindeki yapıların bedelinin de kamulaştırma bedeline dâhil edilmesini talep etmiştir. Mahkeme, bilirkişi raporundaki hesaplama yöntemini esas almış ve kamulaştırma bedelini 23.691,77 TL olarak belirleyerek taşınmazın ilgili kısmının İdare adına tesciline karar vermiştir. Söz konusu karar Yargıtayca bozulmuştur.

Bozma kararında, taşınmaz üzerinde bulunan yapıların kısmen kamulaştırılacak alana taştığı ve bu hâliyle yapıların kullanımının mümkün olmayacağı anlaşıldığından yapıların değerinin de kamulaştırma bedeline dâhil edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bozma sonrası yapılan bilirkişi incelemeleri sonucunda taşınmazın kamulaştırılmayan bölümü üzerinde bulunan yapıların değeri de eklenerek kamulaştırma bedeli 526.358,40 TL’ye yükseltilmiştir. Mahkeme, İdareye bu bedelin yatırılması için süre tanımış ancak İdare belirtilen sürede bedeli yatırmamıştır. Bunun üzerine mahkeme davanın usulden reddine karar vermiştir.

İddialar

Başvurucu, kamulaştırma bedelinin tamamının peşin olarak ödenmeden taşınmaza el konulması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Aylıksız izin talebi uygun görülmeyen memur çekilmiş sayılır mı? Aylıksız izin talebi uygun görülmeyen memur çekilmiş sayılır mı?

Mahkemenin Değerlendirmesi

Mahkemelerin kamulaştırılan taşınmazın idare adına tesciline ilişkin hükmü 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu gereği kesin nitelikte olup kanun yolu denetimine tabi değildir. Bu düzenlemeye göre bedel tespiti ve tescil davasında sadece kamulaştırma bedeli yönünden kanun yoluna başvurulabilmektedir. Uygulamada mahkemelerin dava konusu yapılan taşınmazın mülkiyetinin idareye devri sonucunu doğuran kesin nitelikteki tescil hükmünün ilgili tapu müdürlüğüne bildirilmesiyle, kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili sağlanmaktadır. Böylece mahkeme kararıyla belirlenen kamulaştırma bedelinin taşınmazın gerçek değerini oluşturup oluşturmadığı kesin olarak tespit edilmeden taşınmazın mülkiyeti idareye geçmektedir. Kanun yolu incelemesinde belirlenen kamulaştırma bedelinin taşınmazın gerçek karşılığını yansıtmadığının ve daha fazla olması gerektiğinin anlaşılması hâlinde ise mevcut uygulamayla gerçek değeri malike ödenmeden taşınmazın mülkiyetinin idareye devri sonucu doğmaktadır. Diğer bir anlatımla kamulaştırma bedeli kesin olarak tespit edilip tamamı malike ödenmeksizin idare, taşınmazın mülkiyetini ve bu durumun doğal sonucu olarak taşınmazı kamulaştırma amacına uygun kullanma hakkını elde etmekte; malik ise mülkünü kaybetmektedir. Görüleceği üzere bu uygulama Anayasa'nın 46. maddesinde düzenlenen kamulaştırma bedeli ve kesin hükme bağlanan artırım bedelinden oluşan gerçek bedelin tek seferde ve en geç taşınmazın idare adına tescil edildiği anda ödenmesini gerektiren peşin ödeme güvencesine aykırı olarak taşınmazın mülkiyetinin idareye devri sonucunu doğurmaktadır.  

Öte yandan kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen bedelin idare tarafından yatırılmaması durumunda davanın reddine karar verilirken aynı zamanda taşınmazın tekrar malik adına tescil edilmesi gerektiği yönünde yargı içtihadı bulunmaktadır. Ancak 2942 sayılı Kanun'da kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen bedelin ödenmemesi durumunda taşınmazın tekrar malik adına tescil edilmesini sağlayacak bir düzenlemeye yer verilmediği anlaşılmıştır.

Sonuç olarak taşınmazın gerçek karşılığı olan kamulaştırma bedeli tescil hükmünden önce tespit edilip ödenmemiş, diğer bir deyişle Anayasa'nın 46. maddesinin birinci fıkrasında yer alan peşin ödeme güvencesi ihlal edilmiş ve başvurucu mülkiyet hakkının kendisine sağladığı korumadan mahrum bırakılmıştır. Dolayısıyla başvurucunun taşınmazının gerçek karşılığı peşin olarak ödenmeksizin mülkiyetinden tamamen yoksun bırakılmasına yol açan müdahalenin -Anayasa'nın 13., 35. ve 46. maddeleri çerçevesinde- Anayasa'nın sözüne uygunluk ölçütünü karşılamadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.