Disiplin Amirinin Karar Süresi Geçtikten Sonra Disiplin Cezası Verme

657 sayılı Kanunda disiplin soruşturması tamamlandıktan sonra disiplin amirleri ile disiplin cezası vermeye yetkili organların disiplin cezası verme zamanları ile ilgili süreler belirlenmiştir.

Buna göre uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarında  soruşturmanın tamamlandığı günden itibaren 15 gün içinde  Disiplin amirleri disiplin cezasını vermek zorundadırlar.

Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren hallerde, soruşturma dosyasının kararını bildirmek üzere yetkili disiplin kuruluna 15 gün içinde tevdi edileceğine ve disiplin kurulunun da dosyayı aldığı tarihten itibaren 30 gün içinde soruşturma evrakına göre kararını bildirmek zorundadır.

Memurluktan çıkarma cezası konusunda disiplin amirleri tarafından yaptırılan soruşturmaya ait dosyanın, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kuruluna tevdiinden itibaren en geç 6 ay içinde bu kurul tarafından karara bağlanmak zorundadır.

Ancak uygulamada bazen çeşitli nedenlerle soruşturma tamamlandıktan sonra yukarıda başlıklar halinde sayılan süreler içinde disiplin cezaları verilememektedir.

Disiplin soruşturması sonunda karar verme süreleri geçtikten sonra verilen cezalar geçerli olacakmıdır.Yoksa bu cezalar karar sürelerinin geçmiş olması nedeniyle iptal mı olacaktır.

Konuya ilişkin olarak daha önceki yıllarda verilmiş olan bir Danıştay Kararında karar verme süreleri geçmiş olduğu halde verilmiş olan disiplin cezası onanmıştır. Danıştay Başkanlığı kararında "Yasanın 128. maddesinde disiplin amiri veya kurullarına karar vermek için tanınan süreler, idarenin iç işleyişi ve düzeni ile ilgili olduğundan, bu süre geçirildikten sonra ceza verilmiş olmasında yasaya aykırılık olmadığı" yönünde karar verilmiştir.

Karar Süresi Geçtikten Sonra Disiplin Cezası Verilmesi Hakkında  Danıştay Kararı

Danıştay 8. Dairesinin 17.09.1991 tarihli ve E:1991/1370, K:1991/1358

ÖZET:Disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı günden başlayarak 15 gün içinde vermek zorundadır. Ancak bu süre, idarenin iç işleyişi ve düzeni ile ilgili olduğundan, bu süre geçirildikten sonra ceza verilmiş olmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır.

İstemin Özeti: Davacının İstanbul ... İlkokulu Müdürlüğü görevinde bulunduğu sırada yapılan bir soruşturma sonucu 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 5.5.1987 günlü 410/6473 sayılı işlemin iptali isteği ile açılan davada; 657 sayılı D. Memurları Yasasının 128. maddesi birinci bendi uyarınca soruşturmanın tamamlandığı günden başlayarak 15 gün içinde karar verilmediği gerekçesiyle iptal eden, İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 23.3.1989 günlü 418 sayılı kararının; ceza verilebilmesi için yasada kural ve amirlere tanınan sürelerin işin sürüncemede bırakılmaması, memurun baskı altında tutulmamasına yönelik olduğu, 15 günlük sürenin geçirilerek karar verilmiş olmasının işlemi kusurlandırmayacağı, Danıştay kararlarının da bu yönde olduğu öne sürülerek 2577 sayılı İdari YargılamaUsulü Yasasının, 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: C.Y.

Danıştay Savcısı A.O.`nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay`ın; a-Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b–Hukuka aykırı karar verilmesi, c-Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemektedir.

Teşkilat yapısında ve kadro sayısında küçülmeye gidilmesi kişinin resen emekli edilmesine gerekçe olur mu? Teşkilat yapısında ve kadro sayısında küçülmeye gidilmesi kişinin resen emekli edilmesine gerekçe olur mu?

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Uyuşmazlık, davacıya disiplin cezası verilmesine ilişkindir.

657 Sayılı D. Memurları Yasasının 128. maddesi (1.) bendinde "Disiplin amirlerinin, uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını, soruşturmanın tamamlandığı günden başlayarak 15 gün içinde vermek zorunda oldukları belirtilmiş, 127. maddesinde ise, ceza verme yetkisinin hangi durumlarda zamanaşımına uğrayacağı kuralı yer almıştır.

İki kuralın birlikte incelenmesinden; ilgilinin son savunması da alınarak her türlü usul ve işlemleri tamamlanmış olan bir soruşturmada disiplin amiri veya kurulunun kararını belli süre içinde vermemesi durumunda, hakkında soruşturma açılanların tedirgin olacağı ve uzun süre baskı altında tutulmalarının önlenmesi amacıyla 15 gün içinde karar verilmesi zorunluluğunun getirildiği, bu sürenin ceza verme yetkisini kaldıran bir niteliği bulunmadığı, aksine disiplin amiri ve kurullarını kısa sürede karar vermeye zorlayıcı nitelikte olduğu bu sürenin dışında karar verilmesinin disiplin cezasını kusurlandırıcı bir durum olamayacağı, sadece, ilgili amir veya kurulun görevini belli süre içinde yapmaması nedeniyle sorumluluğunun doğacağı açıktır.

Yasanın 128. maddesinde disiplin amiri veya kurullarına karar vermek için tanınan süreler, idarenin iç işleyişi ve düzeni ile ilgili olduğundan, bu süre geçirildikten sonra ceza verilmiş olmasında yasaya aykırılık olmadığı gözetilmeden dava konusu işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, İstanbul 2. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 17.9.1991 gününde oybirliği ile karar verildi.

Editör: TE Bilisim