ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
İKİNCİ BÖLÜM KARAR
A. K. BAŞVURUSU
Başvuru Numarası : 2015/10298
Karar Tarihi : 7/3/2019
Başvuru ya esas teşkil eden olaylar özetle aşağıda yer almaktadır:
-Müftü olarak görev yapan başvurucu 5/5/2005 tarihinde şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiası ile boşanma davası açmıştır. Ankara 6. Aile Mahkemesi 27/06/2008 tarihli kararıyla davayı reddetmiş ise de anılan karar temyiz incelemesinde bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, her iki taraftan kaynaklanan kusurlu hareketler nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle 15/9/2010 tarihinde boşanma davasının kabulüne hükmedilmiştir. Anılan karar, temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.
-Başvurucu ayrıca soy bağı ilişkisi bulunan iki çocuğun kendi çocuğu olmadığı iddiasıyla 10/11/2005 tarihinde nesebin reddi davası açmıştır. Ankara 9. Aile Mahkemesi davanın süre yönünden reddine karar vermiştir. Temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen kararda; tanık ve taraf beyanları ile DNA testi için çıkarılan isticvap davetiyelerine davalıların cevap vermemesi gözetilerek her iki çocuğun da başvurucunun çocuğu olmadığının anlaşıldığı ancak öğrenme tarihi üzerinden bir yıllık süre geçtikten sonra dava açıldığı vurgulanmıştır.
-Başvurucu 25/5/2013 tarihinde başka biriyle evlenmiştir. Bu arada aile sorunlarının personel ve halk arasında duyulduğu, başvurucunun yıprandığı gerekçesiyle görev yeri değiştirilmiştir.
-Aynı Kurumda çalışan bir personelin şikâyet dilekçesi nedeniyle Diyanet îşleri Başkanlığı Teftiş Kurulu tarafından soruşturma yapılmıştır. İnceleme sonrası düzenlenen 11/3/2013 tarihli raporda; başvurucunun tedavi görmesine rağmen çocuğunun olmaması üzerine eşini bir başka erkekle tanıştırarak cinsel ilişkiye girmelerini sağladığı ve bu şekilde iki çocuk sahibi olduğu ancak çocuklarının kendinden olmadığını başından beri bildiği belirtilmiştir. Ayrıca 2002 yılında hac başkanlığı yaptığı sırada kafilede olan bir kadın ile gönül ilişkisi yaşamaya başladığı, bu bayan ile nişanlandığını çevresine açıklamasına rağmen 2013 yılında başka bir bayanla evlendiği ifade edilmiştir. Söz konusu fiillerin bir din görevlisine yakışmayacak, memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelikte yüz kızartıcı olduğu, başvurucunun 15/4/2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Diyanet îşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 5. maddesi (1) numaralı fıkrası (b) bendinde düzenlenen ortak nitelik şartını görevi sırasında kaybettiği belirtilerek 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 98. maddesinin (b) bendine göre görevine son verilmesi teklif edilmiştir.
-Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Kurulunun (Kurul) 9/7/2013 tarihli kararıyla yukarıda belirtilen gerekçeye dayanılarak başvurucunun görevine son verilmiştir.
-Başvurucu, anılan işlemin iptali istemiyle dava açmıştır. Hatay İdare Mahkemesi 18/6/2014 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Kararda, din görevlisi olan ve toplumu dinî konularda aydınlatma görevi bulunan başvurucunun yürüttüğü görevin özelliği ve sorumluluğu dikkate alındığında çevresine sözleriyle ve davranışlarıyla örnek bir kişi olması gerektiği belirtilmiştir. Hatay İdare Mahkemesince başvurucunun eski eşinin iffetsizlik yaptığı, üzerine kayıtlı çocukların başkasından olduğunu çevresine anlattığı, uzun süre flört ettiği kişiyle görüşebilmek için sık sık Ankara'ya gidip geldiği, bu kişiyle nişanlandığını birçok kişiyle paylaştığı hâlde nişanlandığım inkâr ederek bir başkası ile evlendiği, Kur'an Kursu öğreticisi bayan memur ile görüşmelerinde amir-memur arasındaki ciddiyeti korumamasının Yönetmelik'te belirtilen özel şartı kaybettirecek nitelikte olduğu vurgulanarak dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
-Başvurucunun temyiz istemi, Danıştay Onaltmcı Dairesi tarafından 3/4/2015 tarihinde derece mahkemesinin kararının hukuka ve usule uygun olduğu gerekçesiyle oyçokluğuyla reddedilmiştir. Karşıoy görüşünde; ortak nitelik vasfının kaybedildiği tespitinin her türlü şüpheden uzak, somut ve kesin delillerle yapılmadığı belirtilmiştir.
-Nihai karar 1/6/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
-Başvurucu tarafından 22/6/2015 tarihinde bireysel başvuru yapılmıştır.
Kararın tamamını okumak için tıklayınız.