Anayasa Mahkemesinden Kapatılan Üniversitelerden Harç Alınmasına İlişkin Karar

Anayasa Mahkemesinden Kapatılan Üniversitelerden Harç Alınmasına İlişkin Karar

Anayasa Mahkemesinden Kapatılan Üniversitelerden Harç Alınmasına İlişkin Karar

Anayasa Mahkemesinden Kapatılan Üniversitelerin Öğrencilerinden Harç Alınmasına İlişkin Karar

Anayasa Mahkemesi,  kapatılan vakıf yükseköğretim kurumuna kayıt yaptırdıkları yılda yapılan merkezî sınavlarda elde ettikleri başarı sıralarına eşit ya da daha az puanla öğrenci kabul eden devlet üniversitelerine öğrencilerin daha önceden ödedikleri ücretleri ödeyerek devam etmelerini  eğitim ve öğrenim hakkı bağlamında Anayasa’yla bağdaşmadığına hükmetti.

İptal kararının gerekçesi ile mahkemenin konunun esasına ilişkin değerlendirmesi aşağıda yer almaktadır.

İptal Talebinin Gerekçesi

Dava dilekçesinde özetle; bireylerin ücret ödeyerek eğitim görmeyi tercih ederken eğitim kurumunun bulunduğu yeri, öğretim üyelerini, eğitimin metodunu ve buna benzer hususları değerlendirerek karar verdikleri, olağanüstü hâlin gerektirdiği bir tedbir olarak eğitim gördükleri kuramların kapatılmasıyla belirli bir güçlük yaşadıkları hatta eğitim görecekleri kurumu seçerken değerlendirdikleri kriterlere belki de hiç uymayan kurumlara yerleştirildikleri, buna rağmen önceden ödedikleri ücreti bu kurumlara ödemeye devam etmelerinin kamu yararına uygun olmadığı gibi hukuk güvenliği ilkesiyle de bağdaşmadığı, devlet üniversitelerine veya vakıf üniversitelerine yerleştirilen öğrenciler ile olağanüstü hâlden önce bu kuramlarda eğitim gören öğrenciler arasında kural nedeniyle eşitsiz bir durumun meydana geldiği belirtilerek kuralın Anayasa’mn 2., 10,, 42. ve 90. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Anayasa’ya Aykırılık Sorunu

30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 13. maddesi yönünden de incelenmiştir.

Kural, kapatılan yükseköğretim kuramlarında kayıtlı olup Yükseköğretim Kurulu tarafından devlet üniversitelerine veya vakıf üniversitelerine yerleştirilen öğrencilerin mezun oluncaya kadar vakıf yükseköğretim kuramlarına ödemeleri gereken ücretleri ilgili üniversiteye ödemeye devam etmelerini öngörmektedir.

Millî güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen FETÖ/PDY’ye aidiyeti, iltisakı veya bu örgütle irtibatı belirlenen vakıf yükseköğretim kuramlarının kapatılması olağanüstü hâl kapsamında alman bir tedbirdir. Kapatılan vakıf yükseköğretim kuramlarında kayıtlı öğrencilerin Yükseköğretim Kurulu tarafından devlet veya vakıf üniversitelerine yerleştirilmesi de bu tedbirin doğrudan bir sonucudur. Dolayısıyla anılan yükseköğretim kuramlarının kapatılması ve sonrasında yapılan yerleştirme işlemlerinin olağanüstü hâlin gerekli kıldığı tehdit ve tehlikelerin bertaraf edilmesine yönelik olduğu anlaşılmaktadır.

Kapatılan vakıf yükseköğretim kuramlarında kayıtlı öğrencilerin yerleştirildikleri yükseköğretim kurumunun devlet veya vakıf üniversitesi olmasına bakılmaksızın ücret ödemeye devam etmelerini öngören kural da olağanüstü hâlin ilanına neden olan tehdit ve tehlikelerin bertaraf edilmesine yönelik bir düzenlemedir. Ancak kuralın olağanüstü hâl süresiyle sınırlı olarak uygulanmaması nedeniyle kurala ilişkin incelemenin sınırlamaya konu hakkın düzenlendiği Anayasa maddesi başta olmak üzere Anayasa’nm diğer hükümleri ve elbette olağan dönemde hak ve özgürlükleri sınırlama ve güvence rejimi bakımından temel öneme sahip olan Anayasa’nm 13. maddesi bağlamında yapılması gerekir.

Anayasa’nın 42. maddesinin birinci fıkrasında kimsenin eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamayacağı belirtilmek suretiyle eğitim ve öğrenim hakkı herkes yönünden güvenceye bağlanmıştır. Eğitim ve öğrenim hakkı, kamu ve özel eğitim kuramlarını kapsadığı gibi eğitimin ilk, orta ve yükseköğrenim seviyelerini de kapsar (Sara Akgül [GK], B. No: 2015/269, 22/11/2018, § 120; Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 28; İhsan Asutay, B. No: 2012/606, 20/2/2014, § 34). Anayasa’da yer alan eğitim ve öğrenim hakkı, kamu otoritelerine kişilerin eğitim ve öğrenim almasını engellememe ödevini yüklemektedir. Eğitim ve öğrenim hakkı belli bir zamanda mevcut olan eğitim kuramlarına erişimin sağlanmasını ve bu eğitim kuramlarına devam edebilmeyi teminat altına almaktadır.

Anılan maddenin ikinci fıkrasında öğrenim hakkının kapsamının kanunla tespit edilip düzenleneceği belirtilerek bu hakkın mutlak olmadığı, hakkın kapsamını ve sınırlarım belirleme yetkisinin kanun koyucuya ait olduğu hükme bağlanmıştır. Bu nedenle kanun koyucunun anılan hakkı kamu yararı amacıyla sımrlandırabilmesi mümkündür. Ancak öğrenim hakkına getirilecek sınırlamaların Anayasa’da temel hak ve hürriyetler için öngörülen güvencelere aykırı olmaması gerekir.

Anayasa’nm 10. maddesinde belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısmda aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlali yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.

667 sayılı KHK ile bazı vakıf yükseköğretim kurumlan kapatılmış ve kapatılan vakıf yükseköğretim kuramlarında kayıtlı öğrencilerin Yükseköğretim Kurulu tarafından devlet üniversitelerine veya vakıf yükseköğretim kuramlarına yerleştirilmesi öngörülmüştür.

Dava konusu kural ise bu şekilde yerleştirilen öğrencilerin mezun oluncaya kadar kapatılan vakıf yükseköğretim kuramlarına ödemeleri gereken ücretleri yerleştirildikleri üniversiteye ödemeye devam etmelerini düzenlemektedir., Buna göre kapatılan vakıf yükseköğretim kuramlarında kayıtlı öğrenciler, yerleştirildikleri yükseköğretim kurumunun devlet veya vakıf üniversitesi olmasına bakılmaksızın ücret ödemeye devam edeceklerdir. Bu bağlamda, kapatılan vakıf yükseköğretim kuramlarında kayıtlı öğrencilerin yerleştirildikleri yükseköğretim kurumuna ücret ödemeye devam etmelerini öngören kuralın eğitim ve öğrenim hakkına sınırlama getirdiği anlaşılmaktadır.

Anayasa’nın 13. maddesi uyarınca eğitim ve öğrenim hakkı yalnızca kanunla ve demokratik bir toplumda gerekli olduğu ölçüde sınırlanabilir. Ayrıca getirilen bu sınırlamalar hakkın özüne dokunamayacağı gibi Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

Dokunulamayacak öz, her temel hak ve özgürlük açısından farklılık göstermekle birlikte kanunla getirilen sınırlamanın hakkın özüne dokunmadığının kabulü için temel hakların kullanılmasını ciddi surette güçleştirip amacına ulaşmasına engel olmaması ve etkisini ortadan kaldırıcı bir nitelik taşımaması gerekir.

Temel hak ve özgürlüklerin özlerine dokunulmaksızın yapılan sınırlamaların ise demokratik toplum düzeninin gerekleri ile ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir. Öze dokunma yasağını ihlal etmeyen sınırlamalar yönünden gözetilmesi öngörülen demokratik toplum düzeninin gerekleri kavramı, öncelikle ilgili hak yönünden getirilen sınırlamaların zorunlu ve istisnai tedbir niteliğinde olmalarını gerektirmektedir. Demokratik toplum düzeninin gereklerinden olma, bir sınırlamanın demokratik bir toplumda zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik olmasını ifade etmektedir.

Anayasa’nm 13. maddesinde ifade edilen ölçülülük ilkesi, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin başvurularda dikkate alınması gereken bir diğer ilkedir. Demokratik toplum düzeninin gerekleri ve ölçülülük ilkeleri, iki ayrı kriter olarak düzenlenmiş olmakla birlikte bu iki kriter arasında sıkı bir ilişki vardır. Temel hak ve özgürlüklere yönelik herhangi bir sınırlamanın başvurulabilecek en son çare ya da alınabilecek en son önlem olarak temel haklara en az müdahaleye imkân veren ölçülü bir sınırlama niteliğinde olup olmadığının incelenmesi gerekir.

Demokratik toplum kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin en geniş şekilde güvence altına alındığı bir düzeni gerektirir. Demokrasilerde devlete düşen görev temel hak ve özgürlükleri korumak ve geliştirmek, bunların etkili şekilde kullanılmasını sağlayacak tedbirleri almaktır. Bu kapsamda devlet, özellikle temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldıracak veya bunlara ölçüsüz müdahale teşkil edecek tutumlardan kaçınmalı ve başkalarından gelebilecek tehditlere karşı bireyleri korumalıdır.

Kural, kapatılan vakıf yükseköğretim kuramlarında bulunan öğrencilerin eğitim ve öğrenime devam etmelerini sağlamaya yönelik olduğundan kuralın kamu yararı amacıyla çeliştiği söylenemez. Ayrıca kapatılan vakıf üniversitelerine ödenen ücretin yerleştirilen üniversiteye mezun olana kadar ödenmesi zorunluluğunu öngören kural, muhatapları yönünden eğitim ve öğrenim hakkından yararlanma imkânını ortadan kaldırmamakta veya bunun kullanımım ciddi şekilde zorlaştırmamaktadır. Bu yönüyle kuralın eğitim ve öğrenim hakkının özüne dokunmadığı açıktır.

Kuralın yer aldığı fıkrada kapatılan vakıf yükseköğretim kuramlarında kayıtlı öğrencilerin üniversitelere yerleştirilmesi ile ilgi usul ve esasların Yükseköğretim Kurulu tarafından belirleneceği hükme bağlanmıştır. Bu nedenle kural kapatılan yükseköğretim kuramlarında öğrenim gören öğrencilerin kayıt yaptırdıkları yıldaki sıralamalarından daha yüksek sırada öğrenci kabul eden yükseköğretim kuramlarına yerleşmelerine de imkân verebileceğinden bu öğrencilerin daha önceden ödedikleri ücretleri yerleştikleri yükseköğretim kuramlarına ödemelerinin ölçülülük ilkesiyle bağdaşmadığı söylenemez. Bunun yanı sıra bu öğrencilerin eğitimin ücretli olarak verildiği vakıf yükseköğretim kuramlarına daha önceden ödedikleri ücretleri ödeyerek devam etmeleri de ölçülülük ilkesi ile çelişmemektedir. Ancak kural kapatılan yükseköğretim kuramlarına kayıt yaptırdıkları yılda yapılan sınavda aldıkları puana eşit ya da daha düşük puanla öğrenci kabul eden devlet üniversitelerine söz konusu öğrencilerin yerleşmesini de kapsar niteliktedir. Kural uyarınca bu durumdaki öğrenciler kapatılan yükseköğrenim kuramlarına ödedikleri ücreti yerleştirildikleri devlet üniversitelerine ödemeye devam edecektir.

Anılan durum ise kişinin kayıt yaptırdığı yılda gerek yükseköğretim kurumunun akademik kadrosu, sosyal çevresi ve bulunduğu yer gerekse de başka nedenlerle yerleşme imkânı bulunduğu hâlde devlet üniversitesi yerine kapatılan vakıf üniversitesini tercih etmesi nedeniyle ödemeyi kabullendiği eğitim ücretini vakıf yükseköğretim kurumunun kapatılması nedeniyle aynı devlet üniversitesine yerleştirilmesi sonucunda ödemeye devam etmesi anlamına gelmektedir.

Kuralla öğrenim hakkına getirilen sınırlamanın demokratik toplum yönünden hangi zorlayıcı nedene dayandığı anlaşılamamaktadır. Öğrencinin en başından beri yerleşme hakkına sahip olduğu devlet üniversitesini tercih etmeyerek kapatılan vakıf yükseköğretim kurumuna kayıt olması ve sonrasında bu kurumun kapatılması nedeniyle daha önce tercih etmediği devlet üniversitesine yerleştirilmesi sonucunda kural gereği bu üniversiteye ücret ödemeye devam etmesi eğitim ve öğrenim hakkına ölçüsüz bir sınırlama içermektedir. Kural bu yönüyle Anayasa’nm 13. maddesinde aranan temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması sırasında gözetilmesi gereken güvencelerle bağdaşmamaktadır.

Eğitim ve öğrenim hakkı bağlamında eşitlik ilkesi yönünden yapılacak anayasallık denetiminde öncelikle Anayasa’nın 10. maddesi çerçevesinde aynı ya da benzer durumda bulunan kişilere farklı muamelenin mevcut olup olmadığı tespit edilmeli, bu bağlamda aynı ya da benzer durumdaki kişiler arasında eğitim ve öğrenim hakkına yönelik sınırlama bakımından farklılık gözetilip gözetilmediği belirlenmelidir. Yapılacak bu belirlemenin ardından ise farklı muamelenin nesnel ve makul bir temele dayanıp dayanmadığı ve ölçülü olup olmadığı hususları irdelenmelidir.

Kural, üniversiteye giriş sınavında aldığı puan itibarıyla devlet üniversitesine yerleşme imkânı varken vakıf yükseköğretim kurumunu tercih eden bir öğrencinin söz konusu vakıf yükseköğretim kurumunun kapatılması sonrasında puanının yeterli olduğu devlet üniversitesine yerleştirilmesi hâlinde buradaki öğrenimine kapatılan vakıf yükseköğretim kurumuna ödediği ücreti ödeyerek devam etmesi sonucunu doğurmaktadır. Söz konusu öğrencilerin yükseköğretim kurumlarına kayıt yaptırdıkları anda aranan başarı sıraları dikkate alındığında bu başarılarına göre devlet üniversitesine kayıt olma hakkım elde ettiklerinden burada bulunan öğrenciler ile kapatılan vakıf yükseköğretim kuramlarından bu şekilde gelen öğrencilerin farklı hukuki durumda oldukları söylenemez. Kural aynı devlet üniversitesine başarı sırasına göre kayıt yaptırma hakkım elde eden öğrencilerden bir kısmına ücret ödeme zorunluluğu getirdiğinden farklı bir muamele öngörmektedir. Söz konusu farklı muamelenin ise makul ve nesnel bir temele dayandığı söylenemez.

Bu itibarla kapatılan vakıf yükseköğretim kurumuna kayıt yaptırdıkları yılda yapılan merkezî sınavlarda elde ettikleri başarı sıralarına eşit ya da daha az puanla öğrenci kabul eden devlet üniversitelerine öğrencilerin daha önceden ödedikleri ücretleri ödeyerek devam etmeleri eğitim ve öğrenim hakkı bağlamında Anayasa’yla bağdaşmamaktadır.

Kararın tamamını okumak için tıklayınız

Güncelleme Tarihi: 31 Ekim 2019, 09:06
YORUM EKLE