"Görevi kötüye kullanma" yüz kızartıcı suç sayılır mı?

Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz ve koruma memuru olarak görev yapan personel, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmıştır. Söz konusu cezanıniptali istemiyle dava açılmıştır.

Davaya bakan ilk derece mahkemesi; ilgilinin hem ceza davasına hem de disiplin soruşturmasına konu olan fiilinin, ceza hukuku bakımından görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu, disiplin hukuku açısından memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici davranış niteliğinde olmadığı sonucuna varıldığından, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline hükmetmiştir.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2021/536 E. , 2023/2091 K.

Haksız yere tayininin çıkarıldığını söyleyene ceza verilmesi
Haksız yere tayininin çıkarıldığını söyleyene ceza verilmesi
İçeriği Görüntüle

"İçtihat Metni"

T.C.

D A N I Ş T A Y

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No : 2021/536

Karar No : 2023/2091

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: ........................................................... Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz ve koruma memuru olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Pazaryeri Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz ve koruma memuru olarak görev yapan davacı hakkında "rüşvet almak" suçundan kamu davası açılmış ise de, yapılan yargılama sonucunda "görevi kötüye kullanmak" suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve 5 yıl süre ile denetimli serbestliğe ilişkin kararın kesinleştiği; bu durumda, davacının hem ceza davasına hem de disiplin soruşturmasına konu olan fiilinin, ceza hukuku bakımından görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu, disiplin hukuku açısından memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici davranış niteliğinde olmadığı sonucuna varıldığından, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Ceza infaz kurumlarının, kamu düzeninin sağlanması açısından, kamu düzenini bozanların hak ettikleri cezaların infazının sağlandığı, böylece kamu vicdanının rahatlatıldığı, öte yandan suçluların ıslah edilerek, yeniden topluma kazandırılmalarının amaçlandığı önemli kamu kuruluşlarından olduğu, ceza infaz kurumlarında görev yapacak personelin, bu hedefleri sağlamaya yeterli nitelikte disiplinli, dikkatli, güvenilir olması ve bu özellikleri koruması gerektiği, bu hususun ceza infaz kurumlarında disiplin ve güvenliğin sağlanması açısından önem arzettiği; davacının ifa ettiği görevin, sıradan bir memuriyet görevi olmayıp görev yerinin cezaevi olması, bu kurumlarda en ufak bir personel zafiyetinin dahi vahim sonuçlar doğurduğunun birçok kez gözlemlenmiş olması ve bu nedenle cezaevlerinde disiplinli ve güvenilir çalışma ortamının sağlanması gerekliliği ve hatta zorunluluğu karşısında, davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Bölge İdare Mahkemesinin temyize konu kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı "Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İş Bölümü Kararı" üzerine Danıştay Beşinci Dairesince devredilen dosya, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,

2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, … tarihinde, kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi

(X) KARŞI OY :

Dava; Bilecik Pazaryeri Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz ve koruma memuru olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; infaz koruma memur olarak görev yapan davacının nöbet görevi esnasında, içmeleri için hükümlülere alkol temin ettiğinden bahisle soruşturma yürütüldüğü, davacının eyleminin alkol muayenesi yapılarak kanlarında alkol tespit edilen hükümlülerin ifadeleri ve kamera kayıtlarıyla sabit olduğu, anılan eylem nedeniyle davacı hakkında rüşvet almak suçundan yürütülen kamu davası sonunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile eylem görevi kötüye kullanma kapsamında değerlendirilerek 10 ay hapis ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve anılan kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

İnfaz ve koruma memurluğu görevinin niteliği, davacının görev yaptığı kurumun hassasiyeti ve somut olayın özellikleri dikkate alındığında, soruşturma dosyasındaki hükümlü beyanları ve kamera kayıtları ile sabit olan eylemin, Devlet memurluğuyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı nitelikte olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyorum.