5434 sayılı kanun kapsamında yetim aylığı bağlanması hakkında karar
5434 sayılı Kanun’un 108. maddesinin birinci fıkrasında 2005 yılında yapılan değişiklik sonrasında, davacılar murisine yetim aylığı bağlanabilmesinin “muhtaç” olması koşuluna bağlı olduğu; söz konusu düzenleme uyarınca “asgarî ücretin net tutarından daha az aylık geliri olanların” ve “kendisi ile bakmaya mecbur olduğu ailesi fertlerini geçindirmeye yetecek kadar malı (para veya o mahiyetteki kıymetler dahil) olmayanların” muhtaç kabul edildiği; davacılar murisinin, gerek Edirne İl İdare Kurulu karar tarihi (15/02/2007), gerek idareye başvuru tarihi (25/02/2013) itibarıyla, 506 sayılı Kanun kapsamında almakta olduğu yaşlılık aylığının asgari ücretin üzerinde olduğunun dosya içeriğinden sabit olduğu dikkate alındığında; 5434 sayılı Kanun’un 108. maddesindeki “muhtaçlık” koşulunu taşımayan davacılar murisine, yetim aylığı bağlanmasının mümkün bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, yetim aylığının bağlanması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı hakkında.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2024/566
Karar No : 2024/3126
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : .. . mirasçıları
1- ., 2- .'e vesayeten ., 3- ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Ankara 8. İdare Mahkemesinin 31/10/2023 tarih ve E:2023/570, K:2023/1953 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Davacılar tarafından, murislerinin 01/01/1999 tarihinden geçerli olmak üzere kesilen yetim aylığının, yeniden bağlanması talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 19/04/2013 tarihli işlemin iptali ile yoksun kaldığı yetim aylığının kesilme tarihinden (01/01/1999) itibaren tekrar bağlanarak işletilecek yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 8. İdare Mahkemesince; daha önce verilen ret kararının, Danıştay Onikinci Dairesinin 30/05/2022 tarih ve E:2021/6153, K:2022/3126 sayılı kararıyla eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm verildiğinden bahisle bozulması üzerine, bozma kararına uyularak; uyuşmazlık konusu olayda, davacıların murisine, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu uyarınca babasından dolayı yetim aylığı bağlandığı; Edirne İl İdare Kurulunun 15/02/2007 tarih ve 2007/477 sayılı kararıyla, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre aldığı yaşlılık aylığının, asgari ücretle mukayese edildiğinde 1999/Ocak - 2007/Ocak döneminde, murisin 5434 sayılı Kanun'un 108. maddesi kapsamında muhtaç olmadığına karar verildiği; bunun üzerine, davalı idare tarafından, 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre ödenen yetim aylığının 01/01/1999 tarihinden itibaren kesildiği ve 01/01/1999¬31/07/2007 döneminde yersiz ödeme yapıldığından bahisle 16/07/2007 tarihli işlemle murise 24.586,00-TL tutarında borç çıkarıldığı; 23/02/2009 tarihinde başlatılan icra takibine murisin itirazı üzerine, davalı idare tarafından açılan itirazın iptali davasında, Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/06/2012 tarih ve E:2011/329,K:2012/224 sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği ve bu kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 23/01/2013 tarih ve E:2012/20445, K:2013/930 sayılı kararıyla onandığı, karar düzeltme isteminin de aynı Dairenin 30/04/2013 tarih ve E:2013/6194, K:2013/7039 sayılı kararıyla reddedildiği; halihazırda
kesinleşmiş bir Mahkeme kararı bulunduğu hususu gözetildiğinde, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan yetim aylıklarının idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 5434 sayılı Kanun'un
74. maddesi gereğince, erkek yetime aylık bağlanabilmesi için malul ve muhtaç olma şartlarının arandığı; anılan Kanunun 108. maddesi kapsamında, Edirne İl İdare Kurulunun 15/02/2007 tarihli kararıyla davacıların murisinin muhtaç olmadığına karar verildiği, dava konusu işlemin mevzuata ve hukuka uygun olduğu belirtilerek, Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : Hüseyin KUNDAK
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacılar murisi ...'e, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında yaşlılık aylığı ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 108. maddesi kapsamında babası .'den dolayı yetim aylığı bağlanmıştır.
5434 sayılı Kanun'un 108. maddesinde, 21/04/2005 tarih ve 5335 sayılı Kanun'un 3. maddesiyle yapılan değişiklikle, yetim aylığı bağlanmasında dikkate alınan "muhtaçlık" tanımı ve koşulları yeniden düzenlenmiştir.
Söz konusu yasal değişiklik sonrasında, Edirne İl İdare Kurulunun 15/02/2007 tarih ve 2007/477 sayılı kararıyla, 01/12/1997 tarihinden itibaren aldığı yaşlılık aylığının, asgari ücretle mukayese edildiğinde, 1999/Ocak ayından itibaren davacılar murisinin muhtaç olmadığına karar verilmiştir.
Bunun üzerine, davalı idare tarafından, 5434 sayılı Kanun'un 108. maddesine göre, davacılar murisine ödenen yetim aylığı kesilmiş ve 01/01/1999-31/07/2007 tarihleri arasındaki yetim aylıklarının yersiz ödeme yapıldığından bahisle 16/07/2007 tarih ve A0.070.991.2 sayılı işlemle 24.586,00-TL borç çıkarılmış; 23/02/2009 tarihinde başlatılan icra takibine davacılar murisinin itirazı üzerine, davalı idare tarafından 10/04/2009 tarihinde Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davası açılmıştır.
Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/06/2012 tarih ve E:2011/329, K:2012/224 sayılı kararıyla; Devlet tarafından belli bir yaşın üzerindeki vatandaşlara yaşlılık aylığı bağlandığı ve bu durumun muhtaçlık
halini ortadan kaldırmaya tek başına yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve bu karar Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 23/01/2013 tarih ve E:2012/20445, K:2013/930 sayılı kararıyla onanmıştır. (daha sonra, bu karara karşı yapılan karar düzeltme istemi de aynı Dairenin 30/04/2013 tarih ve E:2013/6194, K:2013/7039 sayılı kararıyla
reddedilmiştir.)
Davacılar murisi 25/02/2013 tarihli dilekçeyle, Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı uyarınca, yaşlılık aylığı almanın muhtaçlığı ortadan kaldırmadığı ve yetim aylığı almasında yasal bir engel bulunmadığından bahisle, 01/01/1999 tarihinden itibaren kesilen ve ödenmeyen birikmiş yetim aylıklarının ödenmesi talebiyle davalı idareye yaptığı başvurunun 19/04/2013 tarihli işlemle reddi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır. İLGİLİ MEVZUAT:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Geçici 4. maddesinin göndermede bulunduğu 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun mülga 66. maddesinde; "(8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun hükmüdür.) Dul ve yetim aylıkları: ... b) İştirakçilerden fiili hizmet müddetleri 10 yıl ve daha fazla olanlardan ölenlerin, c) Emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı alanlardan (aylığa müstahak duruma girip te henüz bağlama yapılmamış olanlar dahil) ölenlerin, ...Ölüm tarihinde bu kanuna göre aylığa müstahak dul ve yetimlerine bağlanır." kuralı, mülga 67. maddesinde, "(8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun hükmüdür.) 66’ncı maddede sözü geçen dul ve yetimler şunlardır: a) Karı; b) Koca; c) Çocuklar; ç) Ana; d) Baba" kuralı, mülga 68. maddesinde, "Dul ve yetim aylıkları: Ölenin bağlanmış veya bu Kanun hükümlerine göre hesaplanacak emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylıklarının; ... Ölenin aylığa müstehak bir dul karı veya kocası ile bir yetimi bulunması halinde, dul karı veya kocaya %60, yetimine %30 oranı uygulanır..." kuralı; mülga 74. maddesinin birinci fıkrasında, "Ölüm tarihinde (18) yaşını, ortaöğrenim yapmakta ise (20) ve yükseköğrenim yapmakta ise (25) yaşını doldurmamış erkek çocuklara aylık bağlanır." kuralı ve yedinci fıkrasında da, "Ölüm tarihinde iyileştirilmesi olanaksız hastalıklarının veya sakatlıklarının çalışmalarına engel olduğu sağlık kurulunca onaylanacak raporla tespit edilenlere muhtaç olmaları şartıyla, ölüm tarihindeki yaşları ne olursa olsun ölüm tarihini izleyen aybaşından, sonradan bu şekilde malul ve muhtaç duruma düştükleri anlaşılanlara kendileri veya veli veyahut vasileri tarafından Sandığa müracaat tarihlerini takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanır." kuralı yer almıştır.
Ayrıca, 5434 sayılı Kanunun mülga 108. maddesinin ilk halinde; "Kendisini ve Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre bakmaya mecbur olduğu ailesi fertlerini geçindirmeye yetecek geliri, malı (Para veya o mahiyetteki kıymetler dâhil) veya kazancı bulunmayanlara, bu kanun hükümlerinin uygulanmasında (Muhtaç) denir." kuralı yer almakta iken; bu kural, 27/04/2005 tarih ve 25798 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 21/4/2005 tarih ve 5335 sayılı Kanun'un 3. maddesiyle; "4857 sayılı İş Kanununun 39. maddesi uyarınca 16 yaşından büyük işçiler için tespit edilen asgari ücretin net tutarından daha az aylık geliri olup, kendisini ve Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre bakmaya mecbur olduğu ailesi fertlerini geçindirmeye yetecek kadar malı da (para veya o mahiyetteki kıymetler dahil) olmayanların bu Kanun’un uygulanmasında muhtaç sayılırlar." şeklinde değiştirilmiştir.
Anılan Kanun'un mülga 108. maddesinin ikinci fıkrasında; "Muhtaçlık, dul ve yetimler tarafından tanzim ve imzaları ihtiyar heyetlerince tasdik edilecek beyan kağıtları üzerine daimi olarak oturdukları yerlerin bağlı bulundukları il veya ilçe idare heyetleri tarafından muhtaçlık sebepleri açıkça gösterilmek suretiyle verilecek mazbatalarla belirtilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Öte yandan, 5434 sayılı Kanun'un mülga 93. maddesinde; "Bu Kanuna göre bağlanan aylıkları alanlardan: .. .b) Evlenen dul eşlerin, ana ve kız ile erkek çocukların (harp malulleriyle evlenen karılar hariç); ... ç) 74’üncü madde hükmü uygulanmak suretiyle (18) yaşını, ortaöğrenimde ise (20) yaşını, yükseköğrenim yapmakta ise (25) yaşını geçmemek üzere bu öğrenimlerini bitiren erkek çocukların; aylıkları, bu durumlarının kati olarak belirtildiği tarihleri takip eden aybaşından itibaren kesilir. Bunların, bu Kanun uyarınca yeniden aylığa müstehak olmaları şartıyla tekrar aylıkları bağlanır." kuralı yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat ve açıklamaların birlikte değerlendirilmesinden; 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nun 66 ilâ 68. maddelerinde, Emekli Sandığı iştirakçisi veya emeklisi iken vefat edenlerin dul ve yetimlerine, belirli koşullar altında aylık bağlanmasının öngörüldüğü; anılan Kanun'un 74. maddesinde, 25 yaşından büyük erkek çocuklarına yetim aylığı bağlanabilmesinin, "malulluk" ve "muhtaçlık" koşuluna bağlandığı; "muhtaçlık" koşullarının da 108. maddede düzenlendiği ve 2005 yılında söz konusu maddede yapılan değişiklikle "muhtaçlık" tanımı ve koşullarının yeniden belirlendiği; bu düzenlemeye göre, 2005 yılından itibaren, "16 yaşından büyük işçiler için tespit edilen asgarî ücretin net tutarından daha az aylık geliri olanların" ve "kendisi ile bakmaya mecbur olduğu ailesi fertlerini geçindirmeye yetecek kadar malı (para veya o mahiyetteki kıymetler dahil) olmayanların" muhtaç sayıldığı; muhtaçlık belgesinin de il veya ilçe idare kurulları tarafından verilmesinin öngörüldüğü anlaşılmış olup; buna göre, 2005 yılında muhtaçlık tanımı ve koşullarında yapılan değişikliklerin, söz konusu düzenlemenin yürürlük tarihinden sonraki döneme uygulanacağı, daha önce aylık bağlanmış olan ilgililerinin muhtaçlık durumunun ise yasa değişikliği çerçevesinde ileriye dönük olarak yeniden değerlendirilebileceği; ayrıca, il veya ilçe idare kurullarınca verilen "ilgililerin muhtaç olmadığına" ilişkin kararların, bu kararların verildiği tarihten itibaren geçerli olacağı ve geçmişe yönelik uygulanamayacağı, dolayısıyla il veya ilçe idare kurullarının karar tarihinden önceki döneme ilişkin ödenmiş aylıklar yönünden ilgililere borç çıkarılamayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Bakılan uyuşmazlıkta, davacılar murisi ...'e, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında yaşlılık aylığı ve 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nun 108. maddesi kapsamında babasından dolayı yetim aylığı bağlandığı; Edirne İl İdare Kurulunun 15/02/2007 tarih ve 2007/477 sayılı kararıyla, 01/12/1997 tarihinden itibaren aldığı yaşlılık aylığının, asgari ücretle mukayese edildiğinde, 1999/Ocak ayından itibaren muhtaç olmadığına karar verildiği; bunun üzerine, davalı idare tarafından 5434 sayılı Kanun'un 108. maddesine göre ödenen yetim aylığının kesildiği ve 01/01/1999-31/07/2007 döneminde yetim aylıklarının yersiz ödendiğinden bahisle borç çıkarıldığı, başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine, davalı idare tarafından açılan itirazın iptali davasının Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/06/2012 tarih ve E:2011/329, K:2012/224 sayılı kararıyla reddedildiği ve bu kararın kesinleştiği; bunun üzerine, davacıların murisi tarafından, 25/02/2013 tarihli dilekçeyle, Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı uyarınca, yaşlılık aylığı almanın muhtaçlığı ortadan kaldırmadığı ve yetim aylığı almasında yasal bir engel bulunmadığından bahisle, 01/01/1999 tarihinden itibaren kesilen ve ödenmeyen birikmiş yetim aylıklarının ödenmesi talebiyle davalı idareye yaptığı başvurunun 19/04/2013 tarihli işlemle reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 5434 sayılı Kanun'un 108. maddesinin birinci fıkrasında 2005 yılında yapılan değişiklik sonrasında, davacılar murisine yetim aylığı bağlanabilmesinin "muhtaç" olması koşuluna bağlı olduğu; söz konusu düzenleme uyarınca "asgarî ücretin net tutarından daha az aylık geliri olanların" ve "kendisi ile bakmaya mecbur olduğu ailesi fertlerini geçindirmeye yetecek kadar malı (para veya o mahiyetteki kıymetler dahil) olmayanların" muhtaç kabul edildiği; davacılar murisinin, gerek Edirne İl İdare Kurulu karar tarihi (15/02/2007), gerek idareye başvuru tarihi (25/02/2013) itibarıyla, 506 sayılı Kanun kapsamında almakta olduğu yaşlılık aylığının asgari ücretin üzerinde olduğunun dosya içeriğinden sabit olduğu dikkate alındığında; 5434 sayılı Kanun'un 108. maddesindeki "muhtaçlık" koşulunu taşımayan davacılar murisine, yetim aylığı bağlanmasının mümkün bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, yetim aylığının bağlanması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan yetim aylıklarının idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesi yolunda verilen Mahkeme kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/06/2012 tarih ve E:2011/329,K:2012/224 sayılı kararının; 01/01/1999-31/07/2007 döneminde ödenen yetim aylıklarının borç çıkarılmasına ve bu borcun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu; 5434 sayılı Kanun'un 108. maddesi kapsamında muhtaç olmadığından bahisle kesilen yetim aylığının, söz konusu dönemden sonra ileriye dönük olarak yeniden bağlanması sonucunu doğurmayacağı da açıktır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan yetim aylıklarının idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine ilişkin temyize konu Ankara 8. İdare Mahkemesinin 31/10/2023 tarih ve E:2023/570, K:2023/1953 sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4.2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/06/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.