Uyuşturucu kullanan işçinin sözleşme feshi 

7. Hukuk Dairesi         2015/7164 E.  ,  2015/7949 K.

"İçtihat Metni"

Mahkemesi : Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 12/11/2014
Numarası : 2014/22-2014/646

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı 15/03/2010 tarihinden itibaren Üretim operatörü olarak çalıştığını, 23/12/2013 tarihinde davalı işveren tarafından uyuşturucu kullandığı gerekçesi ile savunmasının istendiğini, bu nedenle sözleşmesinin haklı ve geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini bildirerek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin işin ve işyerinin gereklerinden kaynaklanan nedenlerle geçerli nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının işyerinde uyuşturucu madde kullanmadığı, işyerine sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak gelmediği, davalının fesih sebebi olarak gösterdiği uyuşturucu madde kullanma olgusuna ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir soruşturma yapılmadığı, İş Kanunun 84. Maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedilip feshedilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
İşçinin davranışlarına dayanan fesih, herşeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiği belirlendiği, daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerekir. Şüphesiz, işçinin iş sözleşmesinin ihlali işverene derhal feshetme hakkını verecek ağırlıkta olmadığı da bu bağlamda incelenmelidir. Daha sonra ise, işçinin isteseydi yükümlülüğünü somut olarak ihlal etmekten kaçınabilip kaçınamayacağının belirlenmesi gerekir. İşçinin somut olarak tespit edilmiş sözleşme ihlali nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görmüş olması şarttır.
İşçinin yükümlülüklerinin kapsamı bireysel ve toplu iş sözleşmesi ile yasal düzenlemelerde belirlenmiştir. İşçinin kusurlu olarak (kasden veya ihmalle) sebebiyet verdiği sözleşme ihlalleri, sözleşmenin feshi açısından önem kazanır. Geçerli fesih sebebinden bahsedilebilmesi için, işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini mutlaka kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün ihlal edilerek ihmali davranış ile ihlali yeterlidir. Buna karşılık, işçinin kusuruna dayanmayan davranışları, kural olarak işverene işçinin davranışlarına dayanarak sözleşmeyi feshetme hakkı vermez. Kusurun derecesi, iş sözleşmesinin feshinden sonra iş ilişkisinin arzedebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahminî teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmesinde rol oynayacaktır.
İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.

İşçinin iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurlu olarak ihlal ettiğini işveren ispat etmekle yükümlüdür.
Yan yükümlere itaat borcu, günümüzde dürüstlük kuralından çıkarılmaktadır. Buna göre, iş görme edimi dürüstlük kuralının gerektirdiği şekilde ifa edilmelidir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar.
Somut olayda, davacı savunmasında daha önce uyuşturucu madde kullandığını, çevresinin kötü olduğunu ve bu ortamdan uzaklaşmak istediğini beyan etmiştir. Davalı, 24.12.2013 tarihli Disiplin Kurulu kararı ile davacının bir dönem uyuşturucu madde kullandığı ve bu durumun işyeri güvenliğini tehdit ettiği gerekçesiyle davacının iş sözleşmesini savunmasını alarak feshetmiştir.
Dosya içeriğine göre; davacının davranışlarının işyerinde olumsuzluklara sebep olduğu, davalı şirket feshinin geçerli nedene dayandığı ve bu nedenle davanın reddine karar vermek gerektiği açıkken davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 27.70 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2,50 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı şirket tarafından 77,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
7-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalı şirkete iadesine, 04/05/2015 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.

İşçinin yıllık izni kaça bölünebilir ? İşçinin yıllık izni kaça bölünebilir ?

22. Hukuk Dairesi         2013/989 E.  ,  2013/2927 K.


"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini beyanla davacının işe iadesine, sekiz ay işe başlatmama tazminatı ve dört ay boşta geçen süre ücretinin belirlenmesine kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının uyuşturucu madde kullandığı ve işyeri çalışanlarını kullanarak uyuşturucu temin ettiği konusunda yapılan soruşturmada yoğun şüphe oluştuğu ve hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu iş sözleşmesinin feshinin haklı olduğunu bu sebeple davanın reddi gerekeceğini savunmuştur.
Mahkemece davacı hakkında atılı suçtan hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, olayın ispat edilemediği ve davacının savunması da alınmadığından feshin geçersiz olduğu kanaati ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince temyiz etmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğinden 29.05.2003 tarihinden beri işyerinde gişe elemanı olarak çalıştığı 26.05.2009 tarihli fesih bildirimi ile iş sözleşmesinin işyerinde uyuşturucu kullandığı ve
çalışanlara temin ettirdiğinden iş sözleşmesi 4857 sayılı Kanun'un 25. maddesine göre haklı sebep dayanılarak feshedildiği anlaşılmaktadır


Somut olayda davacı hakkındaki suç duyurusunda davacı ile birlikte uyuşturucu temin ettiği iddia edilen şüpheliler (temizlik işçileri) hakkında da soyut iddia dışında delil bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davalı tanığı duruşmada davacının arabasında vites kolunun yanında sarılı sigara görüğünü ve davacının bunun esrar olduğunu söylediğini ve emniyet ifadelerinde dinlenen temizlik çalışanları da davacı için uyuşturucu alındığını doğrulamaları karşısında davacının bu eylemi mesai saatleri içinde yaptığı kanıtlanamasa da bu davranışın işyerinde çalışma barışını bozması şeklinde meydana getirdiği olumsuzluğun ağırlığı karşısında iş sözleşmesinin feshi için geçerli sebebini varlığının kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi bozma sebebidir.


Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 93,10 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 14.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.