Memura disiplin cezası verilmeksizin yazılı uyarı yapılabilir mi?

Memurların disipline aykırı fiiler nedeniyle 657 sayılı kanunun 125 maddesinde yer alan disiplin cezası ile tecziye edilmesi mümkündür.Bazı kurumlarda memura disiplin cezası verilmeksizin yapmış olduğu iş ve işlemlerde daha dikkatli olması yönünde sadece yazılı ikaz veya uyarı yazıları yazılmaktadır.657 sayılı kanunda memurun yazılı olarak uyarılması yönünde bir disiplin cezası olmayıp işlemiş olduğu fiil uyarma cezasına uygunsa bu ceza verilmelidir.Bunun haricinde disiplin cezası niteliğinde olmayan yazılı ikaz, yazılı uyarı gibi yazıların mahkemelerce iptal edildiği bilinmektedir.Konuya ilişkin olarak Danıştay Başkanlığınca verilmiş olan karar yazımız ekindedir.

T.C.

DANIŞTAY

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No: 2020/5194

Karar No: 2021/991

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Genel Müdürlüğü

VEKİLİ: Av. ...

KARŞI TARAF (DAVACI) : ...

Süresi geçtikten sonra verilen soruşturma raporuna dayanarak işlem tesis edilir mi? Süresi geçtikten sonra verilen soruşturma raporuna dayanarak işlem tesis edilir mi?

VEKİLİ: Av....

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin... tarih ve E:.., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü'nde başmüfettiş olarak görev yapan davacının, görevli olduğu bir soruşturma esnasında yaptığı uygulamanın usulen doğru olmadığı gerekçesiyle bu uygulamanın tekrarlanmaması konusunda yazılı olarak ikaz edilmesine ilişkin... tarih ve ... sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

İdare Mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 23/06/2016 tarihli ve E:2013/194, K:2016/4153 sayılı bozma kararına uyularak; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinde disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin düzenlendiği, anılan maddenin (A) bendinde, "uyarma" cezasının, "memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir." şeklinde tanımlanarak en alt ceza olarak öngörüldüğü, en alt cezanın uygulanamayacağı hallerde "cezai mahiyette olmamak üzere yazı ile ikaz edilmeye" dair bir düzenlemeye yer verilmediği görüldüğünden, davacı hakkında isnat edilen fiiller nedeniyle "yazı ile ikaz" şeklinde işlem tesis edilmesine hukuken olanak bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

İdare tarafından yapılan yazılı ikaz bildiriminin, yürütülmesi söz konusu olan bir işlem olmadığı, bu nedenle iptal davasına konu edilemeyeceği, ayrıca, davalı idare harçtan muaf olduğundan harca hükmedilemeyeceği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davacı tarafından, İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: ...

DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 50/4. maddesinde, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.

Temyizen incelenen kararda, İdare Mahkemesince bozma kararında belirtilen esaslara uyulduğu anlaşılmış olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,

2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4. Dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine,

5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
ANKARA
BÖLGE İDARE MAHKEMESİ
İKİNCİ İDARİ DAVA DAİRESİ

Esas    : 2021/2429
Karar    : 2022/693

ÖZET
Dava, Başmüfettiş olarak görev yapan davacı tarafından, dava dışı Teftiş Kurulu eski Başkanı G.A.'nın görevden alınması ve müşavir olarak atanmasının hukuka aykırı olduğundan bahisle davalı idareye bu işlemin düzeltilmesi istemiyle başvuruda bulunması nedeniyle davalı idare tarafından "hata arayan ve tenkit eden bir anlayışla hareket ettiği, yetkilerini aştığı" gerekçesiyle görevin yerine getirilmesinde daha dikkatli olması gerektiği yönünde yazılı olarak uyarılmasına ilişkin 03/10/2019 tarih ve 97707 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İSTEMİN ÖZETİ :

Davalı idare bünyesinde Başmüfettiş olarak görev yapan davacı tarafından, dava dışı Teftiş Kurulu eski Başkanı G.A.'nın görevden alınması ve müşavir olarak atanmasının hukuka aykırı olduğundan bahisle davalı idareye bu işlemin düzeltilmesi istemiyle başvuruda bulunması nedeniyle davalı idare tarafından "hata arayan ve tenkit eden bir anlayışla hareket ettiği, yetkilerini aştığı" gerekçesiyle görevin yerine getirilmesinde daha dikkatli olması gerektiği yönünde yazılı olarak uyarılmasına ilişkin 03/10/2019 tarih ve 97707 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller" başlıklı 125. maddesinin birinci fıkrasında, "Devlet memurlarına verilecek disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:" ibaresine yer verilmiş olup; anılan maddenin (A) bendinde, "uyarma" cezası "Memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir." şeklinde tanımlanarak en alt ceza olarak öngörüldüğü, en alt cezanın uygulanamayacağı hallerde "cezai mahiyette olmamak üzere yazı ile ikaz edilmeye" dair bir düzenlemeye de yer verilmediğinin görüldüğü, dava dışı Teftiş Kurulu eski Başkanı G.A.'nın görevden alınması ve müşavir olarak atanmasının hukuka aykırı olduğundan bahisle davalı idareye bu işlemin düzeltilmesi istemiyle başvuruda bulunması nedeniyle davalı idare tarafından "hata arayan ve tenkit eden bir anlayışla hareket ettiği, yetkilerini aştığı" gerekçesiyle görevin yerine getirilmesinde daha dikkatli olması gerektiği yönünde yazılı olarak uyarılması üzerine bakılan davanın açıldığı, İdare Hukuku ilkelerinden olan kanuni idare ilkesi idarelerin eylem ve işlemlerinin kanuna aykırı olmamasını gerekli kıldığı, bir başka deyişle idarenin eylem ve işlemlerinin kanunun çizdiği sınırlar içerisinde bulunma zorunluluğunu doğurduğu, aksi durum idari eylem ve işlemlerde keyfi davranılmasına sebebiyet vereceği gibi, aynı zamanda hukuki öngörülebilirlik ve hukuk devleti ilkesine aykırı bir durum oluşturacak olduğu, nitekim bu hususun Anayasa'nın 8.maddesinde "yürütme yetkisi ve görevi Anayasa ve Kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir." hükmüyle uyulması gereken temel bir norm olarak belirtildiği, Kanunların uygulanmasını göstermek üzere çıkarılan yönetmelikler ve diğer düzenleyici işlemlerde de bu ilkeye uygun davranılması gerektiği, bu durumda, davacı hakkında isnat edilen fiiller nedeniyle "yazı ile ikaz" şeklinde işlem tesis edilmesine hukuken olanak bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uygunluk görülmediği gerekçesiyle iptali yönünde Ankara 15. İdare Mahkemesi'nce verilen 31/12/2020 gün ve E:2019/2247, K:2020/2007 sayılı kararın, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, kaldırılması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ :

Savunma verilmemiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi'nce, 2577 sayılı Yasa'nın değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek, gereği görüşüldü:

Ankara 15. İdare Mahkemesi'nce verilen 31/12/2020 gün ve E:2019/2247, K:2020/2007 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, istinaf isteminin REDDİNE, yargılama giderlerinin istinaf başvurusunda bulunan taraf üzerinde BIRAKILMASINA, posta gideri avansından artan miktarın istinaf isteminde bulunana İADESİNE, 2577 sayılı Kanun'un değişik 45.maddesinin 6.fıkrası uyarınca KESİN olarak 15.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Editör: Haber Merkezi