Sosyal Denge Tazminatından İzin Kesintisi

Özellikle yerel yönetimler tarafından ödenen sosyal denge tazminatlarından, bazı yerel yönetimlerce tazminatı alan perso

Sosyal Denge Tazminatından İzin Kesintisi

Özellikle yerel yönetimler tarafından ödenen sosyal denge tazminatlarından, bazı yerel yönetimlerce tazminatı alan perso

Sosyal Denge Tazminatından İzin Kesintisi

Özellikle yerel yönetimler tarafından ödenen sosyal denge tazminatlarından, bazı yerel yönetimlerce tazminatı alan personelin yıllık izin alması veya mazeret izni kullanması durumunda yıllık izin ve mazeret izninde geçen süreler, ödenecek sosyal denge tazminatından düşülmektedir. Ancak bazı yerel yönetimler ise bu uygulamayı yapmayarak sosyal denge tazminatından herhangi bir kesinti yapmamaktadır. Bu ikili uygulama ise çeşitli huzursuzluklara yol açmaktadır.


Öncelikli olarak sosyal denge tazminatı konusundaki yasal mevzuata bakalım:


Yerel Yönetim Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklara Dair Toplu Sözleşme’nin 5’inci maddesine istinaden mahallî idarelerde çalışan memur ve sözleşmeli personelin mali ve sosyal haklarını belirlemek üzere yürütülen toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda idare ve yetkili sendikanın mutabık kalması durumunda taraflarca imzalanan sözleşme olarak tanımlanan toplu sözleşme ile memurlara belli sınırlar dâhilinde sosyal denge tazminatı ödemesi yapılmaktadır.


 Mahallî idarelerde yapılacak toplu sözleşme ve buna bağlı olarak ödenecek sosyal denge tazminatı ile ilgili temel kanun, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’dur. Bu Kanun’un “Mahalli İdarelerde Sözleşme İmzalanması” başlıklı 32’nci maddesinde; “27.06.1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi hükümleri çerçevesinde sosyal denge tazminatının ödenmesine belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince, il özel idaresinde valinin teklifi üzerine il genel meclisince karar verilmesi halinde, sözleşme döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli idarede en çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından yetkilendirilecek bir temsilcisi ile belediyelerde belediye başkanı, il özel idaresinde vali arasında toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde sözleşme yapılabilir.


Bu sözleşme 4688 sayılı Kanunun uygulanması bakımından toplu sözleşme sayılmaz ve bu kapsamda Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulamaz. Yapılacak sözleşme, toplu sözleşme dönemi ile sınırlı olarak uygulanır ve sözleşme süresi hiçbir şekilde izleyen mahalli idareler genel seçimi tarihini geçemez. Mahalli idareler genel seçim tarihini izleyen üç ay içerisinde de toplu sözleşme dönemiyle sınırlı olmak üzere sözleşme yapılabilir. Bu sözleşmeye dayanılarak yapılan ödemeler kazanılmış hak sayılmaz.


İlgili mahalli idarenin; vadesi geçmiş vergi, sosyal güvenlik primi ile Hazine Müsteşarlığına olan borç toplamının gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin yüzde onunu aşması, ödeme süresi geçtiği halde ödenmemiş aylık ve ücret borcu bulunması veya gerçekleşen en son yıla ilişkin toplam personel giderinin, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin belediyelerde yüzde otuzunu, il özel idaresinde yüzde yirmi beşini aşması hallerinde bu madde kapsamında sözleşme yapılamaz. Sözleşmenin yapılmasından sonra bu koşulların oluşması durumunda mevcut sözleşme kendiliğinden hükümsüz kalır.”  hükmü yer almaktadır.


Ayrıca 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 15’inci maddesinde, “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine sosyal denge tazminatı ödenebilir. Sosyal denge tazminatının ödenebilecek aylık tutarı, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununa göre yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarı geçmemek üzere ilgili belediye ve il özel idaresi ile ilgili belediye ve il özel idaresinde en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikası arasında anılan Kanunda öngörülen hükümler çerçevesinde yapılabilecek sözleşmeyle belirlenir.”  denilmektedir.


Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklara Dair Toplu Sözleşme’nin “Toplu Sözleşme Hükümleri” başlıklı ikinci bölümünün Sosyal denge tazminatı” başlıklı 5’inci maddesinde; “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine, 4688 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ödenebilecek sosyal denge tazminatı aylık tavan tutarı en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100'üdür. Sosyal denge tazminatının verilmesi yönünde yapılabilecek sözleşmelerde, tavan tutarı aşmamak kaydıyla ödenebilecek tazminatın aylık tutarı, görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, kadro veya görev unvanı ile derecesi gibi kriterlere göre farklı olarak belirlenebilir.” hükmüne yer verilmiştir.                                               


Yukarıdaki mevzuat hükümleri incelendiğinde, sosyal denge tazminatı alan personelin yıllık izin alması veya mazeret izni kullanması durumunda yıllık izin ve mazeret izninde geçen süreler, ödenecek sosyal denge tazminatından düşülüp düşülmemesi gerektiği hususunda bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda konuya ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır:


 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun yıllık izin ve mazeret iznine ilişkin hükümleri aşağıdaki gibidir :


Yıllık izin:


Madde 102 – Devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti 1 yıldan on yıla kadar (On yıl dahil) olanlar için yirmi gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok ikişer gün eklenebilir.


Yıllık izinlerin kullanılışı:


 Madde 103 – Yıllık izinler, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabilir. Birbirini izleyen iki yılın izni bir arada verilebilir. Cari yıl ile bir önceki yıl hariç, önceki yıllara ait kullanılmayan izin hakları düşer. Öğretmenler yaz tatili ile dinlenme tatillerinde izinli sayılırlar.Bunlara, hastalık ve diğer mazeret izinleri dışında, ayrıca yıllık izin verilmez. Hizmetleri sırasında radyoaktif ışınlarla çalışan personele, her yıl yıllık izinlerine ilaveten bir aylık sağlık izni verilir.


Mazeret izni:


Madde 104 –A) Kadın memura; doğumdan önce sekiz, doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı hafta süreyle analık izni verilir. Çoğul gebelik durumunda, doğum öncesi sekiz haftalık analık izni süresine iki hafta eklenir. Ancak beklenen doğum tarihinden sekiz hafta öncesine kadar sağlık durumunun çalışmaya uygun olduğunu tabip raporuyla belgeleyen kadın memur, isteği hâlinde doğumdan önceki üç haftaya kadar kurumunda çalışabilir. Bu durumda, doğum öncesinde bu rapora dayanarak fiilen çalıştığı süreler doğum sonrası analık izni süresine eklenir. Doğumun erken gerçekleşmesi sebebiyle, doğum öncesi analık izninin kullanılamayan bölümü de doğum sonrası analık izni süresine ilave edilir. Doğumda veya doğum sonrasında analık izni kullanılırken annenin ölümü hâlinde, isteği üzerine memur olan babaya anne için öngörülen süre kadar izin verilir.


B) Memura, eşinin doğum yapması hâlinde, isteği üzerine on gün babalık izni; kendisinin veya çocuğunun evlenmesi ya da eşinin, çocuğunun, kendisinin veya eşinin ana, baba ve kardeşinin ölümü hâllerinde isteği üzerine yedi gün izin verilir.


C) (A) ve (B) fıkralarında belirtilen hâller dışında, merkezde atamaya yetkili amir, ilde vali, ilçede kaymakam ve yurt dışında diplomatik misyon şefi tarafından, birim amirinin muvafakati ile bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde, mazeretleri sebebiyle memurlara on gün izin verilebilir. Zaruret hâlinde öğretmenler hariç olmak üzere, aynı usûlle on gün daha mazeret izni verilebilir. Bu takdirde, ikinci kez verilen bu izin, yıllık izinden düşülür.


D) Kadın memura, çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk altı ayda günde üç saat, ikinci altı ayda günde birbuçuk saat süt izni verilir. Süt izninin hangi saatler arasında ve günde kaç kez kullanılacağı hususunda, kadın memurun tercihi esastır.


E) (Ek: 20/2/2014-6525/7 md.) Memurlara; en az yüzde 70 oranında engelli ya da süreğen hastalığı olan çocuğunun (çocuğun evli olması durumunda eşinin de en az yüzde 70 oranında engelli olması kaydıyla) hastalanması hâlinde hastalık raporuna dayalı olarak ana veya babadan sadece biri tarafından kullanılması kaydıyla bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde on güne kadar mazeret izni verilir.


F) Yıllık izin ve mazeret izinleri sırasında fiili çalışmaya bağlı her türlü ödemeler hariç malî haklar ile sosyal yardımlara dokunulmaz.


657 sayılı Devlet Memurları Kanununun yukarıda belirtilen maddeleri değerlendirildiğinde, sosyal denge tazminatı ödemesinden personelin yıllık izinlerine isabet eden sürenin düşülmesi uygulaması yasal dayanaktan yoksun olduğu ortaya çıkmaktadır. Şöyleki; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Kademe ve kademe ilerlemesi" başlıklı 64. maddesi "... Yıllık izinde geçirilen süreler fiilen çalışılmış sayılır..." hükmünü ihtiva etmektedir.


Yine 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Mazeret izni" başlıklı 104. maddesinin (F) bendi "Yıllık izin ve mazeret izinleri sırasında fiili çalışmaya bağlı her türlü ödemeler hariç malî haklar ile sosyal yardımlara dokunulmaz." hükmünü içermektedir.


657 sayılı Devlet Memurları Kanununun yukarıda belirtilen 64 ve 104. maddeleri gereği sosyal denge tazminatı ödemesinden yıllık izin ve mazeret izni süresince bir kesinti yapılmaması gerekir.


Bu yazının tüm hakları Mevzuatinyeri.com’a aittir. 5856 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 36. maddesi uyarınca alıntılanamaz. Aktif link verilmek suretiyle paylaşılabilir.


Diğer güncel makalelerimizden haberdar olmak için Facebook Grubumuza üye Olabilirsiniz.


 

Güncelleme Tarihi: 17 Nisan 2017, 09:38
YORUM EKLE