Teftiş kurulu başkanının belediyeleri davalarda temsil edemeyeceği hakkında

Teftiş kurulu başkanının belediyeleri davalarda temsil edemeyeceği hakkında

Teftiş kurulu başkanının belediyeleri davalarda temsil edemeyeceği hakkında

Teftiş kurulu başkanının belediyeleri davalarda temsil edemeyeceği hakkında

Teftiş kurulu başkanının belediyeleri davalarda temsil edemeyeceği hakkında

Teftiş kurulu başkanının belediyeleri davalarda temsil edemeyeceği hakkında

Belediye tüzel kişiliğini mahkeme, hakem ya da yargı yetkisine haiz organlar huzurunda bizzat belediye başkanının yokluğunda vekilinin veya bunların vekil tayin ettiği avukatın temsil edebileceği, belediye teftiş kurul başkanının bu yetkisinin bulunmadığı hakkında.

T.C.

D A N I Ş T A Y
BİRİNCİ DAİRE

Esas No : 2022/758
Karar No : 2022/710

KARAR

İçişleri Bakanlığının 14.4.2022 tarih ve 28763 sayılı yazısı ekinde gönderilen dosya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları ... ve ... ile Belediyenin ilgili Meclis Üyeleri hakkındaki şikayetin işleme konulmamasına ilişkin İçişleri Bakanının 14.3.2022 tarih ve İNS-2021.34.2366 sayılı kararı ve bu karara şikayetçi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adına Teftiş Kurulu Başkanı ... tarafından yapılan itiraz, Tetkik Hakimi Meryem Budak'ın açıklamaları dinlenildikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi;

Gereği Görüşülüp Düşünüldü :

4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 9’uncu maddesinde, yetkili merciin soruşturma izni verilmesine ilişkin kararına karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin, soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararına karşı ise Cumhuriyet başsavcılığı veya şikayetçinin, izin vermeye yetkili merciler tarafından verilen işleme koymama kararına karşı da şikayetçinin itiraz yoluna gidebileceği, itiraz süresinin ise, yetkili merci kararının tebliğinden itibaren on gün olduğu hükmü yer almıştır.

7201 sayılı Tebligat Kanununun "Tebligatın yapılması" başlıklı 1’inci maddesinde, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, belediyeler, ... tarafından yapılacak tüm tebligatın Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacağı, "Vekile ve kanuni mümessile tebligat" başlıklı 11’inci maddesinde, vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılmasının yeterli olacağı, "Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat" başlıklı 12’nci maddesinde, hükmi şahıslara tebliğin, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılacağı, "Hükmü şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat" başlıklı 13’üncü maddesinde, hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, "Usulüne aykırı tebliğin hükmü" başlıklı 32’nci maddesinde, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise tebliğin muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi addolunacağı hüküm altına alınmıştır.

Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 19’uncu maddesinde, kanuni temsilcisi bulunanlara yapılacak tebligatın temsilciye yapılacağı, 20’nci maddesinde, tüzel kişilere tebliğin yetkili temsilcilerine, bunlar birden çok ise yalnız birine yapılacağı, Bakanlıkların ve bunların teşkilatının, il özel idarelerinin, belediyelerin, ... yetkili temsilcilerinin bağlı bulundukları kanunlara ve statülere göre tayin edileceği, 21’inci maddesinde de, tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişilerin, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğin, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, ancak kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibarıyla tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimseye veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerde görevlendirilmiş bir kişi olması gerektiği, bu kişilerin de bulunmamaları halinde, bu hususun tebliğ mazbatasında belirtileceği ve tebliğin, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapacağı düzenlenmiştir.

Avukatlık Kanununun 35’inci maddesinin birinci fıkrasında da, kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek görev ve yetkisinin yalnız baroda yazılı avukatlara ait olduğu hükmüne yer verilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 71’inci maddesinde ise, dava ehliyeti bulunan herkesin, davasını kendisi veya tayin ettiği vekil aracılığıyla açabileceği ve takip edebileceği hükme bağlanmıştır.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 3’üncü maddesinde, büyükşehir belediyesinin, sınırları il mülki sınırı olan ve sınırları içerisindeki ilçe belediyeleri arasında koordinasyonu sağlayan, idari ve mali özerkliğe sahip olarak kanunlarla verilen görev ve sorumlulukları yerine getiren, yetkileri kullanan, karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişisi olduğu, 17’nci maddesinde, büyükşehir belediye başkanının, büyükşehir belediye idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin temsilcisi olduğu, 18/h maddesinde, mahkemelerde davacı veya davalı sıfatıyla ve resmî mercilerde büyükşehir belediyesini temsil etmek, belediye ve bağlı kuruluş avukatlarına veya özel avukatlara temsil ettirmek görev ve yetkisinin büyükşehir belediye başkanına ait olduğu, 21’inci maddesinde de, büyükşehir belediyesi teşkilatının norm kadro esaslarına uygun olarak genel sekreterlik, daire başkanlıkları ve müdürlüklerden oluşacağı hükümleri yer almıştır.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Yönetmeliğine göre, Teftiş Kurulu Başkanlığının görevlerinin teftiş, denetim, inceleme ve soruşturma işlerini yürütmek, mevzuat, bürokratik işlem ve kayıtlarla ilgili önerilerde bulunmak, müfettişlerin mesleki gelişmesini sağlamaya yönelik çalışmalar yürütmek, bazı konularda görüş bildirmek gibi icrai nitelik taşımayan, danışma görevleri olduğu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hukuk Müşavirliğinin Teşkilat, Görev ve İşleyişi Hakkında Yönetmeliğin 4’üncü maddesinde, Büyükşehir Belediyesi adına adli, idari ve askeri kaza mercilerinde dava ikame etmek, ... adli, idari ve askeri yargı mercilerinden, hakemlerden, icra dairelerinden veya noterlerden Büyükşehir Belediyesine yapılacak tebligatları, Büyükşehir Belediyesi adına tebellüğ ederek hukuki gereklerini yerine getirmek görevinin Hukuk Müşavirliğine ait olduğu ifade edilmiş, Yönetmeliğin 5’inci maddesinde, Hukuk Müşavirliğinin, Büyükşehir Belediye Başkanlığınca verilen genel veya özel vekaletname uyarınca mevzuattaki yetkileri kullanarak görev yapacağı, 8’inci maddesinde de, Büyükşehir Belediyesinin bilumum hukuki mesele ve ihtilafları ile ilgili işlerin yürütülmesini sağlamakla mükellef olduğu açıklanmış, İstanbul Büyükşehir Belediye teşkilat şemasında da, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yazı İşleri Şube Müdürlüğünün, Başkanlık adına gelen her türlü resmi evrakın kabulünü, kaydını, havalesini ve ilgili yerlere teslimini yapacağı, önemine göre havalesi Başkanlık makamı tarafından yapılması gereken evrakı ayırıp üst makamlara sunacağı belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, İçişleri Bakanının 14.3.2022 tarih ve İNS- 2021.34.2366 sayılı şikayetin işleme konulmamasına ilişkin kararının şikayetçi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına Teftiş Kurulu Başkanı .. .'a bırakıldığı, ancak Teftiş Kurulu Başkanının gerek görev yaptığı birim olarak gerekse Belediye personeli olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına bu tebligatı almaya ehil olmadığı, anılan mevzuat hükümleri uyarınca söz konusu tebligatın Büyükşehir Belediyesini temsile yetkili Belediye Başkanına veya bu kişinin işyerinde bulunmaması ya da evrakı bizzat alamayacak bir halde olması halinde, o yerdeki sürekli çalışan memur veyahut müstahdemlerden birine yapılması, bu kişinin de Belediye Başkanından sonra gelen bir kimse (Genel Sekreter, Özel Kalem Müdürü gibi) veya Büyükşehir Belediyesi adına bir kamu kurumundan gelen evrakı almakla görevlendirilmiş birine (Yazı İşleri Müdürlüğü gibi) tebliği gerektiği, dolayısıyla adı geçen Teftiş Kurulu Başkanının anılan tebligatı almaya ehil olmadığı gibi bu kişiye yapılan tebligatın da usulsüz olduğu, öte yandan, söz konusu karara İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adına Teftiş Kurulu Başkanı ... tarafından itiraz edildiğinin görüldüğü, oysa Büyükşehir Belediyesi adına bu yetkili merci kararına itiraz etmek yetkisinin, Büyükşehir Belediyesi tüzel kişiliğini temsil eden Belediye Başkanı tarafından bizzat ya da mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz organlar huzurunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait hakları dava etmek, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait evrakı düzenlemek konusunda yetkili kılacağı avukat unvanına sahip bir vekil aracılığıyla kullanılabileceği, avukat unvanı bulunmayan ve mevzuat gereği Belediyeyi temsil yetkisi olmayan, Belediyenin danışma organı olarak icrai yetkileri ve görevleri bulunmayan Teftiş Kurulunun Başkanı ...'ın, bizzat Belediye Başkanı tarafından veya Belediye Başkanının vekil tayin edeceği bir avukat tarafından kullanılması gereken itiraz yetkisini kullanmasına hukuken olanak bulunmadığı anlaşılmıştır.

Bu bağlamda, İçişleri Bakanının 14.3.2022 tarih ve İNS-2021.34.2366 sayılı şikayetin işleme konulmamasına ilişkin kararının, bizzat Büyükşehir Belediye Başkanına ya da Başkan adına evrakı tebellüğe yetkili görevlilere tebliğ edilmesi, bu yetkili merci kararına itiraz edilecekse de söz konusu itirazın, bu hususta yetkili Belediye Başkanınca veya itiraz konusunda vekaletname verdiği avukat veya avukatlarca yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Bu nedenlerle, İçişleri Bakanının 14.3.2022 tarih ve İNS-2021.34.2366 sayılı kararının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve ilgili Yönetmelik uyarınca şikayetçi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına tebliğe çıkarılarak Büyükşehir Belediyesi adına tebellüğe ehil bir şahsa tebliğ edilmesi, yetkili merci kararına itiraz edilmesi halinde, bizzat Belediye Başkanı veya Başkanın vekil tayin edeceği yetkili avukat tarafından imzalanan itiraz dilekçesi ile birlikte tebligat alındısı da eklenerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın karar ekli olarak İçişleri Bakanlığına iadesine, kararın birer örneğinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile itiraz edene gönderilmesine 1.6.2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunun 17’nci maddesinde "Büyükşehir belediye başkanı, büyükşehir belediye idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin temsilcisidir.", 18’inci maddesinin (a) bendinde "Belediye teşkilatının en üst amiri olarak belediye teşkilatını sevk ve idare etmek, beldenin ve belediyenin hak ve menfaatlerini korumak. 'l, (c) bendinde "Büyükşehir belediyesinin hak ve menfaatlerini izlemek, (h) bendinde "Mahkemelerde davacı veya davalı sıfatıyla ve resmi mercilerde büyükşehir belediyesini temsil etmek, belediye ve bağlı kuruluş avukatlarına veya özel avukatlara temsil ettirmek. 'l, (k) bendinde "Diğer kanunların belediye başkanlarına verdiği görev ve yetkilerden büyükşehir belediyesi görevlerine ilişkin olan hizmetleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak. 1', 28’inci maddesinde "Belediye Kanunu ve diğer İlgili Kanunların bu kanuna aykırı olmayan hükümleri ilgisine göre büyükşehir ve ilçe belediyeleri hakkında da uygulanır." hükümleri bulunmaktadır. Belediyeler hakkında genel kanun niteliğinde olan 5393 sayılı Belediye Kanununun yetki devrine dair 42’nci maddesinde ise "Belediye başkanı, görev ve yetkilerinden bir kısmını uygun gördüğü takdirde, yöneticilik sıfatı bulunan belediye görevlilerine devredebilir. " düzenlemesine yer verilmiştir.

Bu düzenlemelere göre, büyükşehir belediye başkanının, belediye tüzel kişiliğini temsil ettiği, bu temsili mahkeme ve resmi mercilerde avukatlar eliyle yapabileceği, kanunların kendisine verdiği yetkilerden bir kısmını yöneticilik sıfatı bulunan belediye görevlilerine devredebileceği konusunda duraksama bulunmamaktadır.

Yetki devri kısaca, bir makam veya mercie yasalarla verilmiş olan yetkilerden bir kısmının hiyerarşik ast makamlara veya başka mercilere devredilmesidir. Yetki devrinin kanunla açıkça öngörülmesi, yazılı olması, sınırlarının belli olması ve ilgililere duyurulması gerekmektedir.

İmza yetkisi devri, uygulamada yaygın olarak başvurulan bir yetki devri çeşididir. İmza yetkisi devrinde, işlemler yetki devredenin adına yapılır ve imzalanır. Karar alma yetkisi devrinde ise yetki makamdan makama devredilmekle ve yetki tamamen devredilen makama geçmektedir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmza Yetkileri Yönergesinin 13’üncü maddesinde görev konularıyla ilgili olarak, bakanlıklara, valilik ve kaymakamlıklar ile diğer tüm kamu kurum ve kuruluşlarına yazılacak yazılar; Teftiş Kurulunun görevi kapsamındaki İşlere dair yazı, onay ve soruşturma belgeleri dahil inceleme dosyalarındaki suç duyurusu yazılarının Teftiş Kurulu başkanı tarafından imzalanacağı düzenlenmiştir.

Belediye norm kadro cetveline göre kurulan Teftiş Kurulu, büyükşehir belediyelerinin temel idari birimlerinden biridir. Bu nedenle Teftiş Kurulu Başkanı birim amiridir ve buna yetki devredilmesi 5393 sayılı Belediye Kanununun yetki devrine ilişkin hükümlerine uygundur.

4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevlerinden kaynaklanan suçların soruşturmasını ön izin sistemine bağlamıştır. Ön izinle ilgili olarak, bu Kanun kapsamında idare tarafından yapılacak her türlü inceleme, araştırma ve soruşturmaya dair yazılar idari işlemdir. Kurumlar arası yazışma niteliğinde olan bu İşlemler idari davaya konu olup olamayacakları ayrı bir husus olmakla birlikte, bu işlemler yetki devredilen makam veya merciler tarafından imzalanacaktır. 4483 sayılı Kanun kapsamında yapılacak itirazlar da idare adına bir irade açıklaması içeren idari işlemler olup, bunların cumhuriyet savcılıklarında veya mahkemelerde görülen ve temsilin, avukat vekille zorunlu olduğu işlerle bir ilgisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla bunların imzalanmasında diğer işlemlerden bir farklılık söz konusu değildir. Avukatların bu Kanun kapsamındaki benzer hukuki konularda görüş bildirmeye yetkili olmaları, bu işleri vekille takip edilmesi zorunlu işler arasına sokmaz. İdari kurum ve kuruluşlar dahil tüzel ve özel kişilerin bizzat kendileri veya sadece avukatları yani vekilleri tarafından takip edilecek işleri kanunlarla belirlenmiş, 4483 sayılı Kanun kapsamındaki işler vekille takip edilmesi gereken bu zorunlu işler arasında bulunmamaktadır. Vekille iş takibi istisnai mahiyette olup genele teşmil edilemez.

Sonuç olarak, 5216 sayılı Kanun, 5393 sayılı Belediye Kanunu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmza Yetkileri Yönergesi hükümlerine göre Teftiş Kurulu Başkanının 4483 sayılı Kanun kapsamında itiraz edebileceği ve idare adına irade açıklayabileceği açıktır. Bu nedenle dosyanın esastan görüşülmesi gerektiği gerekçesiyle karara katılmıyorum.

YORUM EKLE