Anayasa Mahkemesinden disiplin cezalarında zamanaşımı ile ilgili iptal kararı
Anayasa Mahkemesi, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 12/5/1982 tarihli ve 2670 sayılı Kanun’un 21. maddesiyle değiştirilen 56. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “...hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmıyacak durumları,..” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, iptal hükmünün kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verildi.
İtiraz konusu kural
İtiraz konusu kuralda; ; 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinde sayılan fiil ve hâlleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hâllerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren, uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına, memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağı hükme bağlanmıştır. Kuralın ikinci fıkrasında ise disiplin cezasını gerektiren fiil ve hâllerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağı öngörülmüştür.
Başvuru Gerekçesi
Başvuru kararında özetle; itiraz konusu kuralda disiplin cezalarının mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine yeniden disiplin cezası verilmesinde uyulacak zamanaşımı sürelerine ilişkin olarak herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, bu eksikliğin yorum farklılıklarına ve yeknesak olmayan uygulamalara sebebiyet verdiği, ayrıca eşitlik ilkesini ihlal ettiği belirtilerek kuralın Anayasa’nın 10. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Mahkemenin değerlendirmesi
657 sayılı Kanun’un 127. maddesinin itiraz konusu ikinci fıkrasında disiplin ceza zamanaşımı süresi iki yıl olarak düzenlenmiştir. Kuralda disiplin cezasının idare mahkemesince yetki ve şekil unsurları yönünden iptalinde olduğu gibi karar gerekçesinin idarece aynı konuda yeni bir işlem tesisini mümkün kıldığı durumlarda uyulması gereken zamanaşımı sürelerine dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
İdari düzenin korunması ve kamu hizmetinin düzgün işlemesi amacıyla getirilen disiplin cezaları ile genel toplum düzenini koruyan ceza hukuku alanındaki cezalar arasında cezanın amacı, veriliş usulü ve sonuçları yönünden farklılıklar bulunmaktadır. Anılan farklılıklar zamanaşımının işleyişinde de kendini göstermektedir. Bu anlamda disiplin hukuku bakımından disiplin cezası verme zamanaşımı, cezayı gerektiren fiilin işlendiği tarih itibarıyla başlayan ve cezanın verilmesine kadar geçen sürece ilişkindir. Anılan cezaya karşı hak arama özgürlüğü kapsamında idari ve yargısal mercilere başvurulması, akabinde cezanın iptal edilmesi üzerine iptal kararı doğrultusunda idarenin yeni bir disiplin cezası tesis etmesine ilişkin sürecin ise ayrı bir aşama olması nedeniyle disiplin ceza zamanaşımından bağımsız olarak değerlendirilmesi gerekir (AYM, E.2017/33, K.2019/20, 10/4/2019, § 56; E.2023/5, K.2023/45,9/3/2023, § 24).
Öte yandan iptal kararının gerekleri doğrultusunda idarenin yeni bir disiplin cezası tesis ederken hiçbir süreyle sınırlı tutulmaması da kabul edilemeyeceğinden idarenin yeni cezayı makul bir sürede tesis etmesi gerekir (AYM, E.2017/33, K.2019/20, 10/4/2019, § 57; E.2023/5, K.2023/45, 9/3/2023, § 25).
Bu itibarla anılan Kanun’da belirtilen ceza zamanaşımı süresi yargı kararından önce verilen ilk disiplin cezaları için geçerli olup yargı kararı uyarınca yeni bir disiplin cezasının tesis edileceği durumlarda idarenin vakit geçirmeden harekete geçmesi ve makul bir süre içinde yargı kararını uygulaması gerekmektedir (AYM, E.2017/33, K.2019/20, 10/4/2019, § 58; E.2023/5, K.2023/45, 9/3/2023, § 26).
Kuralda, disiplin cezalarına karşı idari yargıda açılan davalarda verilen iptal kararlarının gerekçesinin idareye ilgili hakkında başka bir disiplin işlemi tesis etme olanağı tanıması hâlinde idarece yeniden işlem tesisi sırasında uyulması gereken zamanaşımı sürelerine ilişkin olarak herhangi bir hükme yer verilmemiştir. Başka bir deyişle bir disiplin soruşturmasının başlatılması, elde edilen bulgular ve yapılan değerlendirmeler sonucunda fiile uygun disiplin cezasının verilmesi, bu cezaya karşı dava açılması üzerine mahkemece, yeni bir ceza verilmesini mümkün kılacak bir gerekçeyle cezanın iptaline hükmedilmesi ve idare tarafından bu karara uygun şekilde yeniden disiplin cezası tesis edilmesi şeklinde özetlenebilecek bir sürecin nihai olarak ne kadar sürede tamamlanacağı 657 sayılı Kanun’da düzenlenmemiştir. Bu yönüyle kuralın kınama cezasını gerektiren hâllerle ilgili olarak, kamu görevlilerinin disiplinsizliğinin cezasız kalmaması şeklindeki kamu yararı amacı ile kişilerin süresiz olarak ceza tehdidiyle karşı karşıya kalmasının önlenmesi yönündeki hukuki menfaat arasında adil dengeyi koruyacak güvenceleri içermediği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarını önleyecek nitelikte tedbirler içermeyen, hukuki öngörülebilirlik ve belirlilik ilkeleriyle bağdaşmayan kural hukuk devleti ilkesini ihlal ettiği belirtilerek kuralın “kınama cezası” yönünden Anayasanın 2. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Kararın tamamını okumak için tıklayınız