Anayasa Mahkemesi, gerçekleştirme görevlisine verilen tazmin kararını hak ihlali saymadı

Mutemedin maaşları şahsi hesabına aktarmasında kimler sorumlu tutuldu? Mutemedin maaşları şahsi hesabına aktarmasında kimler sorumlu tutuldu?

Belediyede gerçekleştirme görevlisi olarak görev yapan bir personel,  Sayıştay tarafından tespit edilen kamu zararını tazmin etmeye mahkûm edilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurmuştur.

Başvuruya esas olaylar şu şekildedir:
"1.Başvurucu, 2008 ve 2016 yıllan arasında Antalya Su ve Atıksu Genel Müdürlüğünde (ASAT) avukatlık hizmetleri sınıfına tabi memur olarak görev yapmıştır. Sayıştay Başkanlığı tarafından ASAT'ın 2013 yılına ilişkin hesaplanna yönelik denelim yapılmıştır. Denetim sonucunda Sayıştay denetçileri 26/9/2011 tarihli ve 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Karamame'mn (659 sayılı KHK) 14. maddesine aykırı olarak 2013 yılı vekâlet ücreti ödemelerinde üst sınırın uygulanmadığının ve işçi statüsündeki personele avukatlarla aynı tutarda vekâlet ücreti ödendiğinin tespit edilmesi üzerine kamu zararına sebep olunduğu iddiasını sorgu konusu yapmıştır.

2. Sayıştay 6. Dairesi (Daire) 659 sayılı KHK’nm 14. maddesi gereği avukatlık hizmetleri sınıfına dâhil olan hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muh'akemat müdürü ve avukatlar için belirlenen gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının on iki katı aşılmak suretiyle ödenen 162.774,77 TL vekâlet ücretinden oluşan kamu zararının gerçekleştirme görevlisi sıfatıyla başvurucunun dâhil olduğu kişilerden müteselsilen tahsil edilmesine karar vermiştir.

3.  Başvurucu, anılan karan temyiz etmiştir. Sayıştay Temyiz Kurulu (Kurul)

18/1/2017 tarihinde oyçokluğuyla Daire kararının tasdikine karar vermiştir. Kararda değinilen hususlar özetle şöyledir:                                                                                           .

i. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 33. maddesi uyarınca bir mali işlemi gerçekleştirmede görevli olanların sorumluluğunun belirlenmesinde, gerçekleştirme işlemini yapan memurun yetkili ve görevli olması, yapılan giderin de bu görevli tarafından düzenlenip imzalanan belgeye dayandırılması zorunludur. Bu nedenle aralarında başvurucunun da bulunduğu kişiler, hukuk müşavirliği dışında farklı birimlerde çalışsalar dahi görevlendirilmeleri neticesinde ödeme için gerekli belgeleri hazırlamaları ve ödemelerin yapıldığı muhasebe işlem fişlerini düzenleyen olarak imzalamaları nedeniyle sorumlu olarak kabul edilmiştir.

ii.  5018 sayılı Kanun'un 2. maddesinde anılan Kanun'un merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumlan ve mahallî idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin mali yönetimini ve kontrolünü kapsadığı belirtilmiştir. Anılan düzenlemede "mahallî idarelerin ve bunların birlikleri” ifadesinin bağlı kuruluşları da kapsadığı değerlendirilmiş, büyükşehir belediyesine bağlı kuruluşlar arasında olduğu anlaşılan ASAT'ın 5018 sayılı ICanun’a tabi olduğu kabul edilmiştir.

iii. Genel nitelikli olması nedeniyle 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan avukattan da kapsamaktadır. Ancak iş sahibi ile avukat arasındaki ücret ilişkilerini düzenlemesi nedeniyle anılan Kanun'un 164. maddesi tamamen mesleklerini serbest olarak ifa eden avukatlar için geçerlidir. Aynca kamuda istihdam edilen avukatların statü hukukuna tabi olmaları nedeniyle bunlara sadece avukatlık ücreti değil kadrolarına bağlı olarak ilgili mevzuatta öngörülen aylık, ek gösterge, zam ve tazminat ile diğer mali, sosyal hak ve yardımlar her ay herhangi bir dava ile ilişki kurulmaksızın ödenmektedir. Bu nedenle kamuda istihdam edilen avukatlara avukatlık vekâlet ücreti dağıtılırken 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda ve diğer kanunlarda yer alan düzenlemelere uyulması zorunludur.

iv.  20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 1. maddesinin (4) numaralı fıkrasında İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İSKİ) personelinin 657 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu düzenlenmiştir. ASAT Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği Kuruluş Görev ve Yetki Yönetmeliğinin (Yönetmelik) 22. maddesinde; avukatların dava ve icra takiplerinde mahkemeler, icra daireleri, Danıştay ve Yargıtay gibi idari ve adli kaza mercilerince idare ve avukat lehine takdir olunarak tahsil edilen vekâlet ücretlerinin 657 sayılı Kanun'un 146., 2560 sayılı Kanun'un 4., 5. ve ek 5., 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 82., 1136 sayılı Kanun'un 164. ve ek 1. maddeleri gereğince hukuk müşaviri, avukatlar ve büro personeli arasında, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen oranlara göre dağıtılacağı kararlaştırılmıştır. Yine 659 sayılı KHK'nın 18. maddesinde 2/2/1929 tarihli ve 1389 sayılı Devlet Davalarım İntaç Eden Avukat ve Saireye Verilecek Ücreti Vekâlet Hakkında Kanun'un ve 657 sayılı Kanun'un 146. maddesinin üçüncü fıkrasının yürürlükten kaldırıldığı, diğer mevzuatta vekâlet ücretinin ödenmesine ilişkin yürürlükten kaldırılan bu düzenlemelere yapılan atıfların 659 sayılı KHK’ya yapılmış sayılacağı belirtilmiştir.

v.    659 sayılı KHK'nın 14. maddesinde yer alan düzenleme ile ödenebilecek vekâlet ücreti üst sının belirlenmiştir. ASAT tarafından çeşitli yargı ve icra mercilerinde sonuçlanan dava ile işlemler neticesinde kazandan, emanet hesabında toplanan ve üç yıl sonunda dağıtımı yapılmayan tutarların kamu kurumunun bütçesine gelir olarak kaydedilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla söz konusu tutarların kamu kaynağı olduğu açıktır. 5018 sayılı Kanun'un 17. maddesine göre hukuka aykırı bir işlemle kamu kaynağında eksilmeye neden olunması kamu zararı kapsamında kabul edilmelidir; ASAT’ta çalışan avukatlara ödenen vekâlet ücretleri için 659 sayılı KHK ile belirlenen üst sınıra uyulmaması sonucunda kamu kaynağında bir eksilme, dolayısıyla kamu zararı ortaya çıkmıştır.

4.  Başvurucu, belirtilen Kurul kararına karşı karar düzeltme talebinde bulunmuştur, Kurul 3/10/2018 tarihinde başvurucunun Anayasa'ya aykırılık iddiasının ciddi görülmediğini belirtip temyiz incelemesindeki gerekçesini tekrar ederek oyçokluğuyla karar düzeltme talebini reddetmiştir.

5. Başvurucu, nihai hükmü 8/2/2019 tarihinde öğrendikten sonra 26/2/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

6. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir."

Başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, oluşan kamu zararının gerçekleştirme görevinden tahsil edilmesinin mevzuata uygun olduğunu ve bu işlem sebebiyle hak ihlali olmadığını belirterek başvuruyu reddetmiştir.

Kararın tamamını okumak için tıklayınız.

Editör: Haber Merkezi