Cezaların tekliği ilkesinin disiplin hukukunda da geçerli olduğu

Cezaların tekliği ilkesinin disiplin hukukunda da geçerli olduğu

Cezaların tekliği ilkesinin disiplin hukukunda da geçerli olduğu

Cezaların tekliği ilkesinin disiplin hukukunda da geçerli olduğu

Cezaların tekliği ilkesinin disiplin hukukunda da geçerli olduğu

Cezaların tekliği ilkesinin disiplin hukukunda da geçerli olduğu

Ceza hukuku teorisindeki; aynı suçtan dolayı sanık aleyhine tekrar dava açılmaması kuralının yargılama hukukunun ana ilkelerinden olduğu, hiç kimsenin aynı suçtan dolayı ikinci kez yargılanamayacağı ana prensibine dayanan bu ilkenin "cezaların tekliği ilkesi" olarak adlandırıldığı, aynı eylem ve aynı kişi nedeniyle mükerrer yargılama ve cezalandırma yapılamayacağına ilişkin bu ilkenin disiplin hukuku alanında da geçerli olduğu, bu durumda, aynı eylem nedeniyle aynı kişi hakkında mükerrer yargılama ve cezalandırma yapılamayacağı hakkında.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2019/114 E. , 2020/3740 K.


"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/114
Karar No : 2020/3740

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Defterdarlığı milli emlak şefi olarak görev yapan davacının … Defterdarlığı …Milli Emlak Müdürlüğü'nde ecrimisil işlemlerinden sorumlu milli emlak şefi olarak görev yaptığı dönemde gerçekleştirmiş olduğu eylemlerinden dolayı 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(g) maddesi uyarınca ayrı ayrı 3 kez Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun 12/09/2012 tarihli ve K:2012/17 sayılı kararının iptali ile özlük haklarının tanınması ve yoksun kaldığı parasal hakların yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.


İdare Mahkemesi kararının özeti: İdare mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 30/03/2017 tarihli ve E:2016/8807, K:2017/1045 sayılı bozma kararına uyularak; olayda, davacının … Defterdarlığı … Milli Emlak Müdürlüğü'nde milli emlak şefi olarak görev yapmakta iken işlemiş olduğu "rüşvet almak ve vermek, ihaleye fesat karıştırmak" ve "zincirleme nitelikteki görevi kötüye kullanmak" suçları nedeniyle yargılandığı davada, … Ağır Ceza Mahkemesi'nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, dava konusu 3 ayrı devlet memurluğundan çıkartma cezasına da konu olan rüşvet almak suçlarından delil yetersizliği nedeniyle beraat ettiği, ancak değişik yer ve zamanlarda hazine arazileri ile ilgili usulsüz tespit tutanakları düzenleyerek işgaline göz yumması, özel şahıslara usulsüz olarak kullandırması ve buna ilişkin tespitler yapması nedeniyle zincirleme nitelikteki "görevi kötüye kullanmak" suçu sabit görülerek Türk Ceza Kanunu'nun 257/1 maddesi gereğince neticeden 6 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davacının daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması nedeniyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca, davacı hakkında kurulan 6 ay 7 gün hapis cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hükümlünün 5 yıl süreyle denetime tabi tutulmasına, denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlenmediği takdirde açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının düşürülmesine, denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlendiği takdirde hükmün açıklanmasına karar verildiğinin görüldüğü, ceza hukuku teorisindeki; aynı suçtan dolayı sanık aleyhine tekrar dava açılmaması kuralının yargılama hukukunun ana ilkelerinden olduğu, hiç kimsenin aynı suçtan dolayı ikinci kez yargılanamayacağı ana prensibine dayanan bu ilkenin "cezaların tekliği ilkesi" olarak adlandırıldığı, aynı eylem ve aynı kişi nedeniyle mükerrer yargılama ve cezalandırma yapılamayacağına ilişkin bu ilkenin disiplin hukuku alanında da geçerli olduğu, bu durumda, aynı eylem nedeniyle aynı kişi hakkında mükerrer yargılama ve cezalandırma yapılamayacağına ilişkin ilke de göz önüne alındığında ve davacı hakkında tesis edilen 3 ayrı devlet memurluğundan çıkarma cezasına konu olan eylemlerle ilgili anılan ağır ceza mahkemesi tarafından verilen beraat kararları da dikkate alındığında; dava konusu cezaların sebep unsurunun ortadan kalktığı anlaşıldığından, sübuta ermeyen fiilleri nedeniyle verilen devlet memurluğundan çıkarma cezalarının iptali ve bu cezalar nedeniyle mahrum kaldığı özlük haklarının dava tarihinden itibaren davacıya ödenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşıldığı, gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının dava tarihi olan 13/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının eylemlerinin sabit olduğu ve dava konusu işlemin mevzuata uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, dava konusu işlemin mevzuat hükümlerine aykırı olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan idare mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının dava tarihi olan 13/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi birlikte davacıya ödenmesi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Güncelleme Tarihi: 23 Mart 2022, 14:16
YORUM EKLE