Memura verilen saatlik izinler yıllık izinden düşülür mü?

Memurlara gün içinde saatlik izin verme hakkı varmı, memura verilen saatlik izinler birleştirilerek yıllık izinden düşülür mü

Memura verilen saatlik izinler yıllık izinden düşülür mü?

Memurlara gün içinde saatlik izin verme hakkı varmı, memura verilen saatlik izinler birleştirilerek yıllık izinden düşülür mü

Memura verilen saatlik izinler yıllık izinden düşülür mü?

Memura verilen saatlik izinler yıllık izinden düşülür mü?

Memurlara saatlik izin verilmesinin mümkün olmadığı , saatlik izin uygulaması gibi bir uygulamanın olmaması sebebiylede yıllık izinden düşülmesinin mümkün olmadığı yönündeki danıştay kararı 

Buna göre, izin kullanılabilecek hallerin Kanunda ve Bakanlar Kurulu Kararında belirtilmiş olduğu, saatlik izin düzenlemesinin sadece süt izni kullanımında söz konusu olduğu, hangi izinlerin diğer izinlerden düşülebileceğinin açıkça belirtilmiş olduğu, memurlara ve geçici personele tanınan bir hak olmayan saatlik (idari) izinin, toplanarak yıllık izinden düşülebilmesine imkan tanıyan bir düzenlemenin bulunmadığı,

Kanunda ve Bakanlar Kurulu Kararında, yıllık izinden düşülebilecek sürelerin tahdidi biçimde sayılmış olması karşısında, alt derece bir düzenleme olan Yönerge ile yıllık izinden düşülebilecek sürelerin genişletilerek saatlik (idari) iznin de bu sürelere eklenebilmesine, normlar hiyerarşisi kuralı uyarınca hukuken imkan bulunmadığından dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu düzenlemenin iptaline karar verilmiştir.

T.C. Danıştay Başkanlığı - İdari Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2019/3045
Karar No.: 2020/1946
Karar tarihi: 22.10.2020
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2019/3045

Karar No : 2020/1946

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı

VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri V. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …'ı temsilen … Sendikası

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onikinci Dairesinin 12/03/2019 tarih ve E:2018/4540, K:2019/1784 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: 25/02/2014 tarih ve 295 sayılı Olur ile yürürlüğe giren Türkiye İstatistik Kurumu İzin Yönergesinin, "Zorunlu hallerde, kadrolu ve geçici personele idari izin verilebilir. İdari izinlerin toplamı sekiz saati bulması halinde bir gün olarak yıllık izinden düşülür." düzenlemesine yer veren 26. maddesinin iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 12/03/2019 tarih ve E:2018/4540, K:2019/1784 sayılı kararıyla;

Dava 26. maddesinin tamamının iptali istemiyle açılmış ise de; maddenin sadece ikinci cümlesi davacının menfaatini ihlal ettiğinden, dava konusu istemin maddenin ikinci cümlesi ile sınırlı olarak inceleneceği,

Devlet Memurları Kanununun 23.,102.,103. ve 104. maddelerinde sayılan izin halleri arasında “saatlik izin” ya da “idari izin” diye adlandırılan bir izin türüne yer verilmediği,

657 sayılı Kanun ve ilgili diğer mevzuatta yer alan düzenlemeler çerçevesinde, izinli olunmayan günlerde memurun mesai saatleri içerisinde görevi başında olamayacağı haller (görev sebebiyle ayrılış halleri hariç), süt izni kullanımı ve hastalık sebebiyle tabip ya da sağlık kuruluşlarına gitme hali ile sınırlı tutulduğu,

Devlet Memurları Kanununun, bu haller dışında memurun görevi başında olmasını öngören bir düzenlemeye gittiği ve mesai saatleri içerisinde görevi başında bulunmayan memur hakkında disiplin cezası uygulanmasını öngördüğü,

Bu durumun doğurduğu sakıncaları gidermek için uygulamada, memurlara mesai saatleri içinde saatlik izin verildiği, davalı idarenin uygulamadaki bu izni, dava konusu Yönerge ile mevzuata aktardığı ve saatlik izni, idari izin olarak isimlendirdiği,

Yıllık izin uygulamasında “gün” esası benimsenirken, mazeret izni uygulamalarında kullanılacak iznin türüne göre “gün” ya da “hafta” olarak izin kullandırılmasının öngörüldüğü, mazeret izni kapsamında değerlendirilen süt izninin ise “saat” esasına göre belirlendiği,

Dava konusu düzenleme, memurlar yanında davalı idare emrinde görev yapan geçici personeli de kapsadığından, konuya geçici personel açısından da bakılması gerektiği,

657 sayılı Kanunun 4/C maddesinde geçici personelin, bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet olduğuna Devlet Personel Başkanlığının ve Maliye Bakanlığının görüşüne dayanılarak Bakanlar Kurulunca karar verilen görevlerde ve belirtilen ücret ve adet sınırları içinde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kimseler olarak tanımlandığı,

657 sayılı Kanundaki bu hükme dayanılarak her yıl Bakanlar Kurulunca, kamu kurum ve kuruluşlarındaki geçici mahiyetteki işleri yürütmek üzere kurumu, adedi ve sözleşme süresi belirtilen belli sayıdaki kişinin o yıl için geçici personel olarak sözleşmeli çalıştırılmasına ilişkin usul ve esasların yayımlandığı,

Bu kapsamda, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulan ve 2014 yılına ilişkin usul ve esaslar olan "Kamu Kurum ve Kuruluşlarındaki Geçici Mahiyetteki İşleri Yürütmek Üzere Geçici Personel İstihdamı ve Bu Personele Ödenecek Ücretler Hakkında Kararda " Devlet memurlarına koşut biçimde, sözleşmeli personelin yıllık izin uygulamasında “gün” esasının benimsendiği, mazeret izni uygulamalarında ise kullanılacak iznin türüne göre “gün” ya da “hafta” olarak izin kullandırılmasının öngörüldüğü, mazeret izni kapsamında değerlendirilen süt izninin ise “saat” esasına göre belirlendiği,

Buna göre, izin kullanılabilecek hallerin Kanunda ve Bakanlar Kurulu Kararında belirtilmiş olduğu, saatlik izin düzenlemesinin sadece süt izni kullanımında söz konusu olduğu, hangi izinlerin diğer izinlerden düşülebileceğinin açıkça belirtilmiş olduğu, memurlara ve geçici personele tanınan bir hak olmayan saatlik (idari) izinin, toplanarak yıllık izinden düşülebilmesine imkan tanıyan bir düzenlemenin bulunmadığı,

Kanunda ve Bakanlar Kurulu Kararında, yıllık izinden düşülebilecek sürelerin tahdidi biçimde sayılmış olması karşısında, alt derece bir düzenleme olan Yönerge ile yıllık izinden düşülebilecek sürelerin genişletilerek saatlik (idari) iznin de bu sürelere eklenebilmesine, normlar hiyerarşisi kuralı uyarınca hukuken imkan bulunmadığından dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu düzenlemenin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 657 sayılı Kanunda ve 20/12/2013 tarih ve 2013/5758 sayılı Bakanlar Kurulu kararında, devlet memurları ve geçici personel için idari izin ile ilgili bir düzenleme bulunmadığı, ancak uygulamada kamu kurumlarında çalışan personelin saatlik izinlere ihtiyacı olduğu ve bu ihtiyacın da amirlerince karşılanmaya çalışıldığı, davalı kurumun üniversitelerden yeni mezun olmuş genç bir personel profili olduğu, yüksek lisans, doktora gibi sebeplerle izin talebinde bulunulduğu, kısa süreli ve devamlı olan bu taleplerin de mevzuatta bir karşılığı bulunmaması sebebiyle kurum yöneticilerinin zor durumda kaldığı, karşılıksız izinli sayılması gibi bir durumun da çalışma barışı adına ciddi sıkıntılara neden olacağı, çalışma barışının sağlanması, personel arasında adil, eşit ve hakkaniyetli bir uygulamanın sağlanması amacıyla dava konusu Yönergenin yürürlüğe konulduğu, iptali istenilen madde ile idari izinlerin kullanımına ilişkin genel bir uygulama getirildiği ve izinlerinin ortadan kaldırılmadığı, aksine saatlik izne ihtiyacı olan personelin ihtiyaçlarına cevap verildiği, bu sebeple dava konusu düzenlemede Anayasa ve kanuna aykırılık bulunmadığı, kaldı ki ilgili hükmün 03/10/2014 tarihinde Yönergeden çıkarıldığı, davanın konusuz kaldığı, bu nedenle kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,

2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Onikinci Dairesinin temyize konu 12/03/2019 tarih ve E:2018/4540, K:2019/1784 sayılı kararının ONANMASINA,

3. Kesin olarak, 22/10/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Davacı tarafından; 25/02/2014 tarih ve 295 sayılı Olur ile yürürlüğe giren Türkiye İstatistik Kurumu İzin Yönergesinin, "Zorunlu hallerde, kadrolu ve geçici personele idari izin verilebilir. İdari izinlerin toplamı sekiz saati bulması halinde bir gün olarak yıllık izinden düşülür." düzenlemesine yer veren 26. maddesinin iptali istenilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden; dava tarihinde yürürlükte olan ve iptal istemine konu edilen İzin Yönergesinin 26. maddesinin Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığının 03/10/2014 tarih ve 14844877-903.05.01/1312 sayılı Olur'u gereği yönergeden çıkartıldığı anlaşılmaktadır.

Bu duruma göre; davaya konu anılan maddenin, Yönergeden çıkartılmış olması nedeniyle iptal isteminin konusunun kalmadığı görüldüğünden, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek iptal kararı verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı görüşüyle, karara katılmıyoruz.

KARŞI OY

XX- Uygulamada kamu kurumlarında çalışan personelin saatlik izinlere ihtiyacı olduğu ve bu ihtiyacın da amirlerince karşılanmaya çalışıldığı davalı idarenin savunmasından anlaşılmaktadır.

Kısa süreli ve devamlı olan bu taleplerin mevzuatta bir karşılığı bulunmamakta ise de personel arasında adil, eşit ve hakkaniyetli bir uygulamanın sağlanması amacıyla, kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek tesis edildiği sonucuna varılan dava konusu düzenlemede, Anayasa ve üst hukuk normlarına aykırılık bulunmadığı, bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği görüşüyle, karara katılmıyoruz.

YORUM EKLE