2886 sayılı Kanun'un 75. maddesine istinaden, "Vali adına Vali Yardımcısı" tarafından tahliye işleminin tesis edilmesi

2886 sayılı Kanun'un 75. maddesine istinaden, 'Vali adına Vali Yardımcısı' tarafından tahliye işleminin tesis edilmesi

2886 sayılı Kanun'un 75. maddesine istinaden, "Vali adına Vali Yardımcısı" tarafından tahliye işleminin tesis edilmesi

2886 sayılı Kanun'un 75. maddesine istinaden, "Vali adına Vali Yardımcısı" tarafından tahliye işleminin tesis edilmesi

2886 sayılı Kanun'un 75. maddesine istinaden, "Vali adına Vali Yardımcısı" tarafından tahliye işleminin tesis edilmesi

2886 sayılı Kanun'un 75. maddesine istinaden, "Vali adına Vali Yardımcısı" tarafından tahliye işleminin tesis edilmesi

 Dava konusu işlemin, tahliye etme veya tahliye istemini reddetme yetkisi bulunmayan ''Vali adına Vali Yardımcısı'' tarafından tesis edildiği görüldüğünden, işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında.

T.C.

D A N I Ş T A Y

İKİNCİ DAİRE

Esas No : 2021/181

Karar No : 2021/4385

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN

(DAVACI) : Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığı

VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVALI) : Kahramanmaraş Valiliği

VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : Kahramanmaraş İdare Mahkemesince verilen 14/07/2016 günlü, E:2016/588, K2016/823 sayılı kararın bozulmasına dair Danıştay Onuncu Dairesinin 26/02/2020 günlü, E:2016/12853, K:2020/906 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava Konusu İstem : Dava, mülkiyeti davacı Belediyeye ait Kahramanmaraş ili, Egemenlik Mahallesi, . Spor Kompleksi içerisindeki halı sahanın tahliye edilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Kahramanmaraş Valiliği İl İdare Kurulu Müdürlüğünün 15/06/2012 günlü, 5517 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Kahramanmaraş İdare Mahkemesince, Danıştay (Kapatılan) Onyedinci Dairesinin 07/12/2015 günlü, E:2015/3910, K2015/5637 sayılı bozma kararına uyularak verilen 14/07/2016 günlü, E: 2016/588, K:2016/823 sayılı kararla; dava konusu işlemin, tahliye etme veya tahliye istemini reddetme yetkisi bulunmayan ''Vali adına Vali Yardımcısı'' tarafından tesis edildiği görüldüğünden, işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

Daire Kararının Özeti : Davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesinin 26/02/2020 günlü, E:2016/12853, K:2020/906 sayılı kararıyla; her ne kadar bozma kararına uymak suretiyle karar verilmiş ise de, ilgili mevzuat hükümleri uyarınca temyiz incelemesine konu kararın verildiği 14/07/2016 tarihinde, 2577 sayılı Kanun'un geçici 8. maddesi uyarınca, 18/06/2014 günlü, 6545 sayılı Kanun'la değişik 50. maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanması mümkün olmadığından ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu hükümlerine dayanarak valilerin imza yetkilerini, vali yardımcılarına devredebilmesinin mümkün olması karşısında, dava konusu işlemin yetki yönünden iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEBİNDE

BULUNANIN İDDİALARI : Davacı Belediye tarafından, davaya konu taşınmazın tahliye edildiği belirtilerek Daire kararının düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Düzeltilmesi istenen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, bu nedenle istemin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : 

DÜŞÜNCESİ : Her ne kadar, 2886 sayılı Kanun'un 75. maddesine istinaden, "Vali adına Vali Yardımcısı" tarafından tahliye işleminin tesis edilmesi hukuken mümkün bulunmakta ise de; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesinin 4. fıkrası gereği, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükmüne istinaden, mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle karar verildiği dikkate alınarak, davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile, bozma uyarınca verilen iptal kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Onuncu Dairesi tarafından Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik

Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 26/02/2020 günlü, E:2016/12853, K:2020/906 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,

Kahramanmaraş İdare Mahkemesince verilen 14/07/2016 günlü, E:2016/588, K:2016/823 sayılı kararın ONANMASINA,

Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına, karar düzeltme aşamasına ilişkin 240,60 TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin davacıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 23/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Mevzuat incelendiğinde; 2886 sayılı Kanun'un ecrimisil ve tahliye başlıklı 75. maddesinin 4. fıkrasında da "işgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine, bulunduğu yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir." hükmü bulunmaktadır.

5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 5. maddesinin 1. fıkrasında; "İllerde, valilerin tayin ve tespit ettiği işlerde yardımcılığını ve valinin bulunmadığı zamanlarda vekilliğini yapmak üzere vali muavinleri bulunur. Valiliğin yazı işlerinin düzenlenmesinden de vali muavini sorumludur." hükmü, 2. fıkrasında ise; "Vali muavini, en az altı yıl kaymakamlıkta bulunmuş ve bu hizmetin iki yılını doğuda geçirmiş olanlardan tayin edilir." hükmü yer almıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36. Maddesinin 1. Fıkrasının XI - Mülki İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfı başlığı altında "Bu sınıf, valiler ve kaymakamlar ile bu sıfatları kazanmış olup İçişleri Bakanlığı merkez ve iller kuruluşunda çalışanları ve maiyet memurlarını kapsar." hükmüne yer verilmiştir.

Mülki İdare Amirleri Atama, Değerlendirme ve Yer değiştirme Yönetmeliği, Meslek mensupları, anılan Vali yardımcıları da sayılmıştır. Yukarıda incelenen mevzuat uyarınca vali yardımcılarının da mülki idare amiri olduğunda kuşku bulunmamaktadır.

İdare Hukukunda yetki hangi makama verilmiş ise sadece o makam tarafından kullanılabilir. Kural olarak bu makam sahip olduğu yetkiyi de bir başka makama devredemez. Ancak bu kurala "yetki devri" ve "imza devri" istisna teşkil etmektedir.

İmza yetkisi devrinde karar alma ve icra yetkisi devreden makamda kalmakta sadece kararın imza ile belgelendirilmesi yetkisi devredilmektedir. İmza devrinde imza yetkisi somut bir biçimde ismen belirlenmiş bir kamu görevlisinden, yine ismen belirlenmiş diğer bir kamu görevlisine devredilmektedir. Ancak imza devri kişiler arasında yapıldığından imza yetkisi kendisine devredilen kişinin görevinden ayılması halinde imza devri sona ermektedir. İmza devrinde, imza yetkisini devreden asıl kişi yetkisini terk etmiş olmaz. Aynı anda kendisi de imza yetkisine sahip olduğundan zaman zaman bu yetkisini kullanmak isteyebilir ve bu hakkı vardır. İmza devrinde yetkisini devreden kişi halen o alanda imza atmaya devam edebilir. İmza yetkisiyle alınan kararlar bu yetkiyi veren kişinin işlemi kabul edilmekte ve onun niteliğini taşımaktadır. İmza yetkisi devrinde işlemin gerçek sahibi yetkiyi devreden kişidir.

Yetki devrinin, ancak Kanunun açıkça izin vermesi halinde ve yine açıkça izin verdiği konular hakkında yapılabileceği ilgili kanunlarda ve yargı içtihatlarında kabul edilmektedir. İmza yetkisinin devrinde ise, yetkili makam yetkili olduğu işlemlerden bir kısmının imzalanması yetkisini, astlarına devretmekte, imza yetkisini devralan kişi de, vekaleten görevlendirmeden farklı olarak, imza yetkisini devreden amirin görevi başında olduğu zamanlarda da bu yetkiyi kullanmaktadır.

Bu kapsamda, il valiliklerinin imza yetkilerinin devrine ilişkin yönerge ve benzeri düzenlemeler bulunmakta olup; valiler bu düzenlemelere ve yukarıda yer verilen 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu hükümlerine dayanarak imza yetkilerini, vali yardımcılarına devredebilmektedirler.

Alıntısı yapılan düzenlemelere göre, valinin bazı konularda imza yetkisini vali yardımcılarına devredebileceği ve vali yardımlarının da mülki idare amiri olduğu açık olup, 2886 sayılı Kanun'un 75. maddesinde yer alan tahliyeye ilişkin düzenlemenin, valinin Kanunda belirtilen yetkisini

kullanmak amacıyla imza yetkisini yardımcılarına devretmesine engel oluşturmayacağı tartışmasızdır.

5442 sayılı İl İdaresi Kanunu hükümlerine dayanarak valilerin imza yetkilerini, vali yardımcılarına devredebilmesinin mümkün olması

karşısında, "işlemin tahliye etme veya tahliye istemini reddetme yetkisi bulunmayan "Vali adına Vali Yardımcısı" tarafından tesis edildiği

görüldüğünden dava konusu işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık" bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Bu itibarla, Mahkemece verilen iptal kararının bozulması yönündeki Danıştay Onuncu Dairesinin 26/02/2020 günlü, E:2016/12853,

K:2020/906 sayılı kararı hukuka uygun olduğundan, davacının karar düzeltme talebinin reddi gerektiği oyuyla aksi yöndeki Daire kararına katılmıyoruz.

YORUM EKLE