Kamu zararında memurlara rucü işlemleri

kamuda memurlarca yapılan işlemlerden dolayı idarelerce yapılan tazminat ödemeleri zarara neden olan memurlardan rucüen tahsil edilmelidir. Kamu zararı rucü

Kamu zararında memurlara rucü işlemleri

kamuda memurlarca yapılan işlemlerden dolayı idarelerce yapılan tazminat ödemeleri zarara neden olan memurlardan rucüen tahsil edilmelidir. Kamu zararı rucü işlemlerine ilişkin mevzuat hükümlerine bu yazımızda yer verdik.

Kamu zararında memurlara rucü işlemleri

Kamu zararında memurlara rucü işlemleri mevzuatı

Kamu kurumlarında görev yapan memurlarca yürütülen işlemler nedeniyle kurumların kişilere ve kurumlara yapmış olduğu tazminat ödemeleri zarara sebebiyet veren memurlardan rucüen tahsil edilmek zorundadır. Rucüen tahsil işlemlerini yerine getirmeyen memurlar hakkında da yapmadıkları işlemler nedeniyle idari ve disiplin işlemleri yapılmalıdır. Kamu zararında rucü işlemlerine ilişkin mevzuat hükümlerine bu yazımızda açıklamaya çalıştık.

Kamu personelinin mali sorumluluğuna ilişkin düzenlemeler öncelikle Anayasa olmak üzere ilgili kanunlarında yer almaktadır. Anayasa’nın “Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması” başlıklı 40’ıncı maddesinin ek fıkrası; “…Kişinin, resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir.

Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.” hükmünü içermektedir. Kamu görevlilerinin görev ve sorumluluklarını düzenleyen Anayasa'nın 129’uncu  beşinci fıkrası da; memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabildiğini ifade etmektedir.

Anayasa’nın bu hükümleri ile amaçlanan, memur ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu davrandıklarından bahisle haklı ya da haksız olarak yargı mercileri önüne çıkarılmasını önlemek, kamu hizmetinin kesintiye uğratılmadan yürütülmesini sağlamak ve aynı zamanda zarara uğrayan kişi yönünden de memur veya diğer kamu görevlisine oranla ödeme gücü daha yüksek olan devlet gibi bir sorumluyu muhatap kılarak, kamu düzenini korumaktır.

657 sayılı Kanun'da geçen “rücu hakkı saklıdır” ifadesi idarenin rücu hakkının takdire bağlı olduğu şeklinde değerlendirilse de Anayasa’nın 129/5’inci maddesinde; “kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla idare aleyhine açılabilir.” hükmünde yer alan kendilerine rücu edilmek kaydıyla ifadesi, idarenin takdir hakkının bulunmadığı şeklinde de yorumlanabilir. Yargı kararlarında da; Anayasa’nın 129’uncu maddesinin 5’inci fıkrası uyarınca kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlar nedeniyle idare aleyhine açılan davalarda tazminata hükmedilmesi halinde idarenin ödemek zorunda kaldığı tazminatı yasal yollara başvurarak ilgili kamu görevlisinden tahsil etme zorunluluğu bulunduğu ve bu anayasal zorunluluk nedeniyle dava dilekçelerinde ayrıca rücu talebinde bulunmaya gerek olmadığına hükmedilmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Kişilerin uğradıkları zarar” başlıklı 13’üncü maddesinde; “Kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar. Kurumun, genel hükümlere göre sorumlu personele rücu hakkı saklıdır.”, Aynı Kanun’un “Kişisel sorumluluk ve zarar” başlıklı 12’nci maddesinde de; “Devlet memurları, görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmek ve kendilerine teslim edilen Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almak zorundadırlar. Devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesi esastır.” denilmek suretiyle, kamu görevlilerinin kasıt, kusur, ihmal ve tedbirsizliği sonucu idarenin uğradığı zararın ilgili memur tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır

 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu’nun “Kamu Zararı” başlıklı 71 inci maddesinde; “Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.

Kamu zararının belirlenmesinde;

a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,

b)Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması,

c)Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması,

d) İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması,

e) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması,

f)(Mülga:22/12/2005-5436/10 md.) g)Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması, Esas alınır.” hükmü yer almaktadır.

İlgili mevzuat hükümlerine göre kamu kurum ve kuruluşlarınca tazminat kapsamında kurum bütçesinden herhangi bir ödeme yapıldıktan sonra, kurum yöneticileri tarafından inceleme yaptırılmalı, sorumlu veya sorumlular tespit edilmeli ve ödenen tazminat sorumluların sorumluluk oranlarına göre ilgililer adına kişi borcuna alınarak takip işlemleri yapılmalıdır.

YORUM EKLE