Gerçeğe aykırı rapor veren doktorun sorumluluğu Gerçeğe Aykırı Rapor Veren Hekimin Sorumluluğu
Hekimlerin istirahat raporu verirken uyması gereken kurallar ve tabi olduğu sınırlamalar, 19.2.1960 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi’de (Tıbbi Deontoloji Tüzüğü) düzenlenmiştir. Söz konusu Tüzüğün;
• 6. maddesinde; “Tabip ve diş tabibi, sanat ve mesleğini icra ederken, hiç bir tesir ve nüfuza kapılmaksızın, vicdani ve mesleki kanaatına göre hareket eder. Tabip ve diş tabibi, tatbik edeceği tedaviyi tayinde serbesttir.”
• 13. maddesinde; “Tabip ve diş tabibi, ilmi icaplara uygun olarak teşhis koyar ve gereken tedaviyi tatbik eder. Bu faaliyetlerinin mutlak surette şifa ile neticelenmemesinden dolayı, deontoloji bakımından muaheze edilemez. Tababet prensip ve kaidelerine aykırı veya aldatıcı mahiyette teşhis ve tedavi yasaktır. Tabip ve diş tabibi; teşhis, tedavi veya korunmak gayesi olmaksızın, hastanın arzusuna uyarak veya diğer sebeplerle, akli veya bedeni mukavemetini azaltacak her hangi bir şey yapamaz.”
• 16. maddesinde; “Tabip ve diş tabibi bir kimsenin sıhhi durumu hakkında, ilmi metodları tatbik suretiyle bizzat yaptığı muayene neticesinde edindiği vicdani ve fenni kanaata ve şahsi müşahadesine göre rapor verir. Hususi bir maksatla veya hatır için rapor veya her hangi bir vesika verilemez.”
hükümlerine yer verilmiştir.
01.02.1999 tarihinde yayımlanan “Türk Tabipleri Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları”nın “Rapor düzenleme” başlıklı 32. maddesinde de; “Hekim, bizzat muayene ve tedavi ettiği hastasına gerekli gördüğünde hastalıkla ilgili rapor verir. Bu raporda tıbbi gerekçelere bağlı olarak istirahat, tedavi şekli, diyet, çalışma koşulları gibi hasta için gerekli geçici ya da kalıcı bilgiler ve hekimin önerileri bulunur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Dolayısıyla yukarıda belirtilen hükümlerden de anlaşılacağı üzere, hekim herhangi bir kişiye istirahat raporu verirken sınırlamalara tabidir, hastanın arzusuna uyarak veya diğer sebeplerle ya da istediği gibi hareket edemez, özel bir maksatla veya hatır için rapor veremez. Verdiği raporun ilmi metotları tatbik suretiyle bizzat yaptığı muayene neticesinde edindiği vicdani ve fenni kanaate dayanması gerekir. Bu nedenledir ki Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan Yönergede de; yapılan muayene ve tetkikler sonucunda, tıbben istirahati lüzumlu görülenlere hekim tarafından rapor verileceği, raporun usule ve fenne uygun düzenlenmesi konusunda hekim tarafından gerekli hassasiyetin gösterileceği belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen kural ve sınırlandırmalara uymadan, gerçeğe aykırı rapor veren hekim hakkında Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanacak disiplin cezaları ve hekim kamuda çalışıyorsa uygulanacak diğer yaptırım ve cezalar dışında ayrca;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 210/2. maddesinde de; gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubunun, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı, düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunacağı belirtilmiştir.