Zamanında mal bildiriminde bulunmama hakkında karar

3628 sayılı yasada düzenlenen mal bildiriminde bulunmamak fiili zamanında mal bildiriminde bulunmama suçuna uygulanabilir mi?

Zamanında mal bildiriminde bulunmama hakkında karar

3628 sayılı yasada düzenlenen mal bildiriminde bulunmamak fiili zamanında mal bildiriminde bulunmama suçuna uygulanabilir mi?

Zamanında mal bildiriminde bulunmama hakkında karar

3628 sayılı yasada düzenlenen mal bildiriminde bulunmamak fiili zamanında mal bildiriminde bulunmama suçuna uygulanabilir mi?

3628 sayılı Yasa'da "suç" kabul edilen eylemlerle (gerçeğe aykırı bildirimde bulunma, haksız mal edinme ve ihtara rağmen bildirimde bulunmama), Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 7/A-4 maddesinde disipline aykırı davranış kabul edilen , "belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak ya da mal varlığında meydana gelen değişikliği bir ay içinde bildirmemek" amaçları ve nitelikleri itibarıyla birbirinden tamamen farklı eylemler olduğu, bu itibarla, 3628 sayılı Yasa'da düzenlenen ve suç sayılan eylemlere ilişkin manevi unsurların,  "belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak ya da mal varlığında meydana gelen değişikliği bir ay içinde bildirmemek" eylemleri için de aranmasının hukuki dayanağı bulunmadığı hakkında.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/8578 E. , 2021/4513 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/8578
Karar No : 2021/4513

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesince verilen ...günlü, E:..., K:...sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; .................................................... ili, ...ilçe Emniyet Müdürü olarak görev yapan davacının, "belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak ya da mal varlığında meydana gelen değişikliği bir ay içinde bildirmemek" fiillerini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 7/A-4 maddesi uyarınca 12 ay uzun süreli durdurma cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de aynı Tüzük'ün 15. maddesinin uygulanması suretiyle bir derece hafif olan 4 ay kısa süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına, öğrenim durumu nedeniyle yükselebileceği kadronun son kademesinde bulunması nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/5. maddesi uyarınca brüt aylığının 1/4'ünün kesilmesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Disiplin Kurulunun ...günlü, ...sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.


.... İdare Mahkemesinin ...günlü, E:..., K:...sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş olup; anılan karar, Danıştay Beşinci Dairesinin 27/12/2017 günlü, E:2016/16732, K:2017/25170 sayılı kararıyla bozulmuştur.


İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Bozma kararına uyulmak suretiyle verilen .... İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; gerçeğe aykırı bildirimde bulunmanın, ilgilinin “başkasına ait mal, alacak ve hakları kendisine aitmiş gibi göstermesi” veya “kendisine ait mal, alacak ve hakları” gizlemesi olduğu, gerçeğe aykırı bir bildirimden bahsedebilmek için, bildirimin bizzat borçlu tarafından ve gerçeğe aykırı olduğu bilinerek, mal kaçırmak veya malvarlığını gizlemek amacıyla yapılması gerektiği, bu durumda, davacının gerçeğe aykırı olduğunu bilerek, mal kaçırmak veya malvarlığını gizlemek amacıyla mevzuatta belirtilen anlamda gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunduğundan söz edilemeyeceği anlaşıldığından, gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunduğu gerekçesiyle tesis edilen dava konusu Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Disiplin Kurulunun ...günlü, ...sayılı kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; ...................... Cumhuriyet Başsavcılığının Sor. No: ...sayılı dosyası kapsamında, 2006-2009 yılları arasında ............................................ Bölge Trafik İstasyon Amiri olarak görev yapan davacının, iletişimi dinlenen bir şirket muhasebecisi Ö.D.'yi arayarak para talep ettiği, söz konusu şirket adına otelde kaldığı, şirket yetkilisi İ.A.'ya borç para verdiği ve irtibatının devam ettiği, nakliye yetkilileri ile samimi ilişikiler içine girdiği ve kendisine menfaat sağladığı iddiaları üzerine açılan soruşturma kapsamında yapılan dinlemeler ve tespitler doğrultusunda işlem tesis edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
...............................................................ili, ...İlçe Emniyet Müdürü olarak görev yapan davacı, "belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak ya da mal varlığında meydana gelen değişikliği bir ay içinde bildirmemek" fiillerini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 7/A-4 maddesi uyarınca 12 ay uzun süreli durdurma cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de aynı Tüzük'ün 15. maddesinin uygulanması suretiyle bir derece hafif olan 4 ay kısa süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına, öğrenim durumu nedeniyle yükselebileceği kadronun son kademesinde bulunması nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/5. maddesi uyarınca brüt aylığının 1/4'ünün kesilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen davayı açmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun “Mal bildirimi” başlıklı 14. maddesinde “Devlet memurları, kendileriyle, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında, özel kanunda yazılı hükümler uyarınca, mal bildirimi verirler.” düzenlemesi yer almıştır.


657 sayılı Kanun'un 14. maddesinde bahsi geçen ve Emniyet Teşkilatı mensupları açısından da uygulanması gereken özel kanun ise, 3628 sayılı "Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu"dur.


3628 sayılı Kanun'un 5. maddesinde, bu kanun kapsamına giren görevlilerin, eşlerine ve velayeti altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile her biri ayrı olmak üzere para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynaklarının, borçları ve sebeplerinin mal bildiriminin konusunu teşkil edeceği hükme bağlanmıştır.
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 7/A-4 maddesinde, "Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak ya da mal varlığında meydana gelen değişikliği bir ay içinde bildirmemek" fiilinin 12 ay uzun süreli durdurma cezasını gerektirdiği ve 15. maddesinde, kararın verildiği güne kadar geçmiş hizmetleri olumlu ve sicilleri iyi olan memurlara bu Tüzük'te gösterilen cezanın bir derece aşağısının uygulanabileceği belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Öncelikle; dava konusu işlem, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 7/A-4 maddesinde yer alan , "belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak ya da mal varlığında meydana gelen değişikliği bir ay içinde bildirmemek" fiilleri nedeniyle tesis edilmiş olup, temyize konu kararda ise davacının gerçeğe aykırı olduğunu bilerek, mal kaçırmak veya mal varlığını gizlemek amacıyla mevzuatta belirtilen anlamda gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunduğundan söz edilemeyeceğinden bahisle hüküm kurulduğu göz önüne alındığında, dava konusu disiplin suçunun manevi unsurunun ayrıca belirlenmesi gerekmektedir.


Mal bildiriminde bulunmayı sağlayarak rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele etmek amacıyla yürürlüğe konulan 3628 sayılı Yasa'da, mal bildiriminde bulunacaklar, bildirimlerin konusu, zamanı, birden fazla mal bildiriminde bulunulması, bildiriminin yenilenmesi, bildiriminin verileceği merciler ve bildirimlerin gizliliğine ilişkin hususlara yer verilerek, mal bildirimine ilişkin esaslar belirlenmiş ise de, belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunulmaması hali için herhangi bir yaptırım öngörülmemiştir.

Anılan Yasada; gerçeğe aykırı bildirimde bulunma ve haksız mal edinme gibi, suçun manevi unsurları dikkate alınarak, hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüş, ayrıca, Kanunla belirlenen sürelerde mal bildiriminde bulunmayanlara, bildirimde bulunması için ihtar edilmesine rağmen mal bildirimde bulunulmaması halinde de hapis cezası verileceği öngörülmüştür.


Görüldüğü üzere; 3628 sayılı Yasa'da "suç" kabul edilen eylemlerle (gerçeğe aykırı bildirimde bulunma, haksız mal edinme ve ihtara rağmen bildirimde bulunmama), Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 7/A-4 maddesinde disipline aykırı davranış kabul edilen , "belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak ya da mal varlığında meydana gelen değişikliği bir ay içinde bildirmemek" amaçları ve nitelikleri itibarıyla birbirinden tamamen farklı eylemlerdir.

Bu itibarla, 3628 sayılı Yasa'da düzenlenen ve suç sayılan eylemlere ilişkin manevi unsurların, uyuşmazlık konusu "belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak ya da mal varlığında meydana gelen değişikliği bir ay içinde bildirmemek" eylemleri için de aranmasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır.

Temyizen incelenen davada şekli disiplin suçu olan "belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak ya da mal varlığında meydana gelen değişikliği bir ay içinde bildirmemek" eylemlerinin, şeklen gerçekleşip gerçekleşmediği ile "gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak" fiilinin işlenip işlenmediği hususlarına gelince;


Dosyanın incelenmesinden, ............................... ili, ...İlçe Emniyet Müdürü olarak görev yapan davacı hakkında açılan soruşturma sonucu düzenlenen ...günlü, ...sayılı soruşturma raporunda özetle; davacının mal bildirimlerinde değişik yerlere borçlu gözüktüğü, davacının bir şirket yetkilisi İ.A.'ya 55.000 TL borç verdiği, bu parayı daha sonra oğlunun adına alacaklı gösterdiği; ancak borç verme tarihini 31/05/2011 tarihli mal beyanında belirtmediği, yine 05/02/2010 tarihli mal beyanında 27/01/2011 tarihinde Ankara'da sattığı evini bildirmediği, 2009 yılında edindiğini beyan ettiği otomobilin edinme tarihini ay ve gün olarak belirtmediği, değişik yerlerde borçlu görünmesine karşılık, çocuklarını özel okulda okuttuğu, masraflarını maaşı ile karşılayamayacağı, her ne kadar eşinin ev tekstili işi yaptığı ve aylık 6.000 TL kazandığını ileri sürse de bu işin devamlı gelir getirici bir iş olmadığı, çocuklarının eğitimi için satmış olduğu evinin parasını herhangi bir çek senet olmadan İ.A'ya vermesinin inandırıcı olmadığı, geri ödemesinin oğlunun banka hesabına aylık taksitlerle yatırılması hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 7/A-4 maddesi uyarınca 12 ay uzun süreli durdurma cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de, aynı Tüzük'ün 15. maddesinin de uygulanması suretiyle bir derece hafif olan 4 ay kısa süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına, öğrenim durumu nedeniyle yükselebileceği kadronun son kademesinde bulunması nedeniyle brüt aylığının 1/4'ünün kesilmesine karar verildiği, bakılmakta olan davanın da, anılan işleme karşı açıldığı anlaşılmaktadır.


Olayda, soruşturma raporunda yer alan bilgi ve belgelerden, davacının bir önceki mal beyanında Ankara'daki bildirdiği evini, 05/02/2010 tarihli mal beyanında bildirmediği, bunun yerine 70.000,00-TL nakit para bildirdiği, evin satış tarihinin 27/01/2010 olduğu, bu bildirimi bir ay içerisinde mevzuata uygun olarak yapmış olduğu, yine aynı tarihli mal beyanında oğlu adına alınan otomobilin edinme tarihini ay ve gün olarak belirtmeden 2009 yılı olarak belirttiği; ancak 2009 yılı itibarıyla oğlunun reşit olması nedeniyle mal beyanında bildirim yükümlülüğü bulunmayan kişilerden olduğu, 31/05/2011 tarihli mal bildiriminde Ankara'da sattığı evin bedeli olan 70.000,00-TL nakit paranın 55.000,00-TL'lik kısmı için bildirim yükümlülüğü bulunmayan kişilerden olan oğlunu alacaklı olarak gösterdiği, bu tutarın borçlusunun ise İ.A. olduğu, davacının İ.A. ile olan borç ilişkisine yönelik ifadesinde İ.A. ile çocukluk arkadaşı olduğunu belirterek aralarındaki borç ilişkisini ikrar ettiği, İ.A.'nın da borç ilişkisini ikrar ederek borcun taksitler halinde ve şirket muhasebecisi tarafından davacının oğlununun hesabına yatırıldığını beyan ettiği, şirket muhasebecisi Ö.D.'nin ifadesinin tarafların ifadesini doğrular nitelikte olduğu ve ceza soruşturması kapsamında yapılan iletişimin tespitinde davacı ile şirket muhasebecisi Ö.D. arasında geçen konuşmada davacının oğlunun okul taksitlerinin gecikmemesi için şirket muhasebecisinden para yatırmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda; davacının satmış olduğu evine ilişkin mal bildirimini, süresinde ve mevzuata uygun olarak yaptığı, oğlu adına otomobil alımı ve 55.000-TL 'lik alacağı mal bildirimine dahil etmiş ise de, oğlunun reşit olması nedeniyle oğlu adına beyan zorunluluğunun bulunmadığı, mal bildirimlerinin gerçeğe aykırı olduğu hususu da soyut iddianın dışında, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle somut olarak ortaya konulamadığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. .... İdare Mahkemesince verilen ...günlü, E:..., K:...sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyize konu kararın gerekçesi değiştirilmeksizin onanması gerektiği oyu ile Daire kararına katılmıyorum.
 

Güncelleme Tarihi: 14 Şubat 2023, 21:42
YORUM EKLE