Mahkemenin tebligatı uygun bulmaması üzerine yapılan tebligat kişiye yeni bir itiraz hakkı tanımaz

Mahkemenin tebligatı uygun bulmaması üzerine yapılan tebligat kişiye yeni bir itiraz hakkı tanımaz

Mahkemenin tebligatı uygun bulmaması üzerine yapılan tebligat kişiye yeni bir itiraz hakkı tanımaz

Mahkemenin tebligatı uygun bulmaması üzerine yapılan tebligat kişiye yeni bir itiraz hakkı tanımaz

Mahkemenin tebligatı uygun bulmaması üzerine yapılan tebligat kişiye yeni bir itiraz hakkı tanımaz

Mahkemenin tebligatı uygun bulmaması üzerine yapılan tebligat kişiye yeni bir itiraz hakkı tanımaz

Dairemizce incelenen bir dosyada şikayetçiye tebligat usule ve mevzuata uygun bulunmuş iken, şüphelinin yargılanması aşamasında Asliye Ceza Mahkemesi tarafından söz konusu tebligatın usule ve mevzuata uygun bulunmayıp şüpheliye tekrar tebligat yapılması için durma kararı verilmesi üzerine şüpheliye yeniden tebligat yapılmasının kişi için yeni bir itiraz hakkı ihya edemeyeceği hakkında.

Birinci Daire

T.C D A N I Ş T A Y BİRİNCİ DAİRE

Esas No : 2021/181 Karar No : 2021/371

K A R A R

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 22.1.2021 tarih ve E.395 sayılı yazısı ekinde gönderilen dosya ile Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörü .'ın lüzum-u muhakemesine, Üniversite Genel Sekreteri .'ın men-i muhakemesine ilişkin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca oluşturulan Kurulun 15.3.2019 tarih ve 2019/9 sayılı kararı, Tetkik Hakimi Mehmet Ali Yaldızci'nin açıklamaları dinlenildikten sonra, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53’üncü maddesi uyarınca incelendi;

Gereği görüşülüp düşünüldü:

2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53’üncü maddesinin ceza soruşturması usulünü düzenleyen (c) bendinde, yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlarla ilgili olarak yapılacak soruşturma üzerine son soruşturmanın açılıp açılmamasına karar verecek kurullarca verilecek lüzum-u muhakeme kararlarının ilgililerin itirazı üzerine, men-i muhakeme kararlarının ise Yasa gereği kendiliğinden Danıştayca incelenerek karara bağlanacağı hükme bağlanmıştır.

2575 sayılı Danıştay Kanununun 13’üncü maddesinde, Danıştayın dokuzu dava biri idari daire olmak üzere on daireden oluşacağı, idari işlere ilişkin idari uyuşmazlıkların ve görevlerin Birinci Dairede ve İdari İşler Kurulunda görüşüleceği, 42’nci maddenin (k) bendinde de, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanmalarına ilişkin mevzuat uyarınca görülecek işlerin Birinci Daire tarafından incelenip karara bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu bağlamda 2547 sayılı Kanunun anılan hükümlerine göre Dairemizce verilen kararımız kesin olup söz konusu kararlarımıza karşı mevzuatta herhangi bir itiraz, temyiz ya da karar düzeltme yolu öngörülmemiştir. Yargısal karar nitelikte olmayan bu kararlarımız için gerek 2577 sayılı İdari Yargılama Kanununda gerekse 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda belirtilen ilk derece mahkemelerince, istinaf mahkemelerince ya da temyiz mahkemelerince verilen yargısal kararlara karşı gidilebilecek kanun yollarına Danıştay Birinci Dairesince verilen yargısal nitelikte olmayan kararlara karşı başvurulamayacağı, bu nedenlerle kesin nitelikteki Daire kararlarımızın söz konusu taleplerle başvurulması halinde de tekrar incelenmesine olanak verecek hiçbir kanun hükmü bulunmadığı açıktır.

Dosyanın incelenmesinden, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörü . men-i muhakemesine ilişkin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca oluşturulan Kurulun 15.3.2019 tarih ve 2019/9 sayılı kararının, Dairemizin

tarih ve E:2019/1280, K2019/1246 sayılı kararıyla incelenerek kesin olarak karara bağlandığı, kararımızda, Yetkili Kurulun 15.3.2019 tarih ve 2019/9 sayılı kararının men-i muhakemeye ilişkin kısmının Yasa gereği kendiliğinden incelenerek .. ,'ın men-i muhakemesine dair kısmının onandığı, Yetkili Kurul kararının lüzum-u muhakemeye ilişkin kısmının ise, ...'ın bu kısma dair itirazı olmaması sebebiyle esastan incelenmediği, ancak Yetkili Kurul kararının şüpheli .'a mevzuata uygun olarak tebliğ edilip edilmediği hususunun kişinin hak kaybına uğramaması amacıyla Dairemizce re'sen incelendiği, dosya içeriğinde, Yetkili Kurul kararının önce .'ın işyeri adresine tebliğe çıkarıldığı, bu adresten evrakın iade olduğu, bunun üzerine mevzuata uygun olarak .'ın hem bilinen adresi, hem de MERNİS adresi olan "... adresine tebligata çıkarıldığı, 12.6.2019 tarihinde adresinin kapalı olduğu belirtilerek 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21’inci maddesi gereğince tebligat işlemlerinin tamamlandığı, yani adresinin kapısına haber kağıdı yapıştırılıp tebligat evrakının Alacaatlı Mahallesi Muhtarı ... 'a teslim edildiği, böylece Yetkili Kurulun 15.3.2019 tarih ve 2019/9 sayılı kararının, hakkında lüzum-u muhakeme kararı verilen .'a 5.7.2019 tarihinde hukuken tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, bu nedenle de incelenen dosyada itirazı bulunmayan ve hakkında verilen lüzum-u muhakeme kararı kesinleşen ... yönünden gereği yapılmak üzere evrakın Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmek üzere Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına gönderildiği anlaşılmıştır.

Söz konusu kararımız üzerine . hakkında görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle Kırşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/395 esasında kayıtlı davanın açıldığı, bu davada Mahkemenin 8.10.2020 tarih ve E:2020/395, K:2020/219 sayılı kararı ile kamu davasının durdurulmasına karar verildiği, Mahkeme kararında şüphelinin işyeri adresine tebliğe çıkarılan Kurul kararının bu adresten ayrılması nedeniyle ". " adresine tebliğe çıkarıldığı, söz konusu adresin muhatabın MERNİS adresi olduğu, adresin kapalı olması sebebiyle adresin kapısına haber kağıdı yapıştırılıp evrakın Mahalle Muhtarına bırakıldığı, şüphelinin soruşturmada alınan.........................tarihli ifadesinde, "..." adresini beyan ettiği, dolayısıyla bu adresin şüphelinin bilinen adresi olarak tebliğ adresi olduğu, 7201 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi uyarınca bu adrese tebligat yapılması, bilinen en son adresinin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılmaması halinde muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligat yapılacağı, Yetkili Kurulun 15.3.2019 tarih ve 2019/9 sayılı kararının Tebligat Kanununun 10 uncu maddesi gereği şüphelinin bilinen son adresine tebliğe çıkarılmadan doğrudan MERNİS adresine çıkarılması ve posta idaresince Tebligat Kanununun 21/2 maddesinin uygulanması sonucu yapılan işlemlerin geçersiz olduğu, bu haliyle kararın sanığa tebliğ edilmediği ve kovuşturma şartı olan lüzum-u muhakeme kararının sanığa tebliğ edilmediği ve kovuşturma şartı olan lüzum-u muhakeme kararının kesinleşmediği gerekçesi ile kovuşturma şartı yerine getirilinceye kadar kamu davasının durmasına ve dosyadaki eksikliklerin ikmali ile kararın tebliği ve müteakip işlemlerin yapılması, yani Yetkili Kurul kararının şüphelinin bilinen adresine tekrar tebliğe çıkarılması kararı verilerek dosyanın Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına gönderilmesine karar verildiği belirlenmiştir.

Bu Mahkeme kararı uyarınca Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından Yetkili Kurul kararının sanığın 22.5.2018 tarihli ifade tutanağında belirttiği, yani Mahkemenin sanığın bilinen adresi olduğunu ifade ettiği ".

adresine tebliğe çıkarıldığı, adres yetersiz olduğundan 30.10.2020 tarihinde söz konusu adreste tebligat yapılamadığı, daha sonra evrakın şüphelinin bilinen adresi ve MERNİS adresi olan "..." adresine tebliğe çıkarıldığı,.......................tarihinde bu adreste bizzat muhataba tebliğ edildiği, bunun üzerine şüpheli .'ın 9.11.2020 tarihli dilekçesiyle Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Hukuk Müşavirliğine başvurarak ''Kurulunuzca tarafıma yapılacak olan tebligatların, aynı zamanda MERNİS adresim olan, aşağıda belirttiğim adrese yapılması hususunu bilgilerinize arz ederim.'' beyanında bulunarak "..." adresini teyit ettiği, Yetkili Kurul kararının tekrar tebliğ üzerine de .'ın 1.12.2020 tarihli dilekçesiyle Yetkili Kurulun 15.3.2019 tarih ve 2019/9 sayılı kararının hakkında lüzum-u muhakeme kararı verilen kısmına itiraz ettiği anlaşılmıştır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, Dairemizin 26.9.2019 tarih ve E:2019/1280, K:2019/1246 sayılı kararıyla, Yetkili Kurulun 15.3.2019 tarih ve 2019/9 sayılı kararıyla ilgili incelemede .'a yapılan tebligatın usule ve mevzuata uygun olduğu görülerek anılan Kurul kararının . yönünden kesinleştiğinin karara bağlandığı, adı geçenle ilgili soruşturma ve bu soruşturmaya bağlı tebligat aşamalarının incelenmesi, değerlendirilmesi görev ve yetkisinin; 2547 sayılı Kanunun 53/c maddesi uyarınca Dairemize ait olduğu, Daire kararımız üzerine yapılan yargılamada ilk derece mahkemesinin, Dairemizin görev alanında olup incelenen tebligatla ilgili tekrar inceleme yapıp farklı değerlendirmede bulunmasının sanık hakkında verilen lüzum-u muhakeme kararının kesinleştiği gerçeğini değiştiremeyeceği, yargılama aşamasında ilk derece mahkemesinin davayla ilgili soruşturma ve kovuşturma şartlarının varlığı bakımından tespit ve değerlendirmelerde bulunması, hüküm kurması tabii olmakla birlikte, bu hususları aşarak Danıştayca incelenen bir tebligatla ilgili hüküm kurmasının alışılagelmiş bir uygulama olmadığı, kaldı ki, Mahkemenin durma kararında, sanığın bilinen en son adresi olarak belirtilen adreste blok numarası bulunmadığı, bu nedenle de Mahkeme kararı uyarınca ifadede belirtilen adrese çıkarılan tebligatın, 30.10.2020 tarihinde adres yetersizliği sebebiyle yapılamadığı, daha sonra sanığın 9.11.2020 tarihli dilekçesinde belirttiği adrese tebliğ çıkarıldığı, bu adresin muhatabın hem bilinen adresi, hem de MERNİS adresi olduğu, aynı zamanda bu adresin Yetkili Kurul kararının şüpheliye 7201 sayılı Kanunun 21’inci maddesi uyarınca, yani Mahkemenin geçersiz olduğunu ifade ettiği tebligata konu adres olduğu, dolayısıyla Yetkili Kurulun 15.3.2019 tarih ve 2019/9 sayılı kararı, 5.7.2019 tarihinde .'a hukuken geçerli şekilde tebliğ edilmişken, Kırşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin kararı gereğince aynı Yetkili Kurul kararının bu kişiye aynı adreste 23.11.2020 tarihinde tekrar tebliğ edildiği, usule ve mevzuata aykırı olarak tekrar yapılan tebligatın adı geçene yeni bir itiraz hakkı ihya etmeyeceği açıktır.

Açıklanan nedenlerle Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 22.1.2021 tarih ve E.395 sayılı yazısı ekinde gönderilen dosyanın Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına iadesine 4.3.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca oluşturulan Yetkili Kurulun

tarih ve 2019/9 sayılı kararının lüzum-u muhakemeye ilişkin kısmına şüpheli . tarafından itiraz edilmediği hususunun Dairemizin

tarih ve E.2019/1280,K: 2019/1246 sayılı kararında belirtildiği, Kırşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.10.2020 tarih ve E:2020/395, K2020/219 sayılı durma kararında, Kurul kararının bu kişinin bilinen en son adresinden önce MERNİS adresine tebliğe çıkarılmasının Tebligat Kanununa aykırı olduğunun belirtildiği, Mahkeme kararı uyarınca söz konusu lüzum-u muhakeme kararının usulüne uygun olarak yeniden kişiye tebliğ edildiği, bu sebeple Mahkeme kararı gereğince . tarafından

tarihli dilekçeyle Yetkili Kurul kararına yapılan itirazın esastan incelenerek karara bağlanması gerektiği oyuyla çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.

YORUM EKLE