Temizlik kadrosuna alınıp büro işi yapan 4 d işçi hakkında karar

kamuda 4 d işçi olarak çalışan işçilerin temizlik kadrosu için alınıp büro işinde çalışmaları durumunda uygulanacak işlemler hakkında yargıtay

Temizlik kadrosuna alınıp büro işi yapan 4 d işçi hakkında karar

kamuda 4 d işçi olarak çalışan işçilerin temizlik kadrosu için alınıp büro işinde çalışmaları durumunda uygulanacak işlemler hakkında yargıtay kararı

Temizlik kadrosuna alınıp büro işi yapan 4 d işçi hakkında karar

Yargıtay 22.Hukuk Dairesi’nin 18.03.2014 tarih ve 2014/153 E ve 2014/6458 K sy kararında bu konu tartışılmış. Karara konu olan olaylarda;

Davacı, asıl işveren olan davalı Karayolları Genel Müdürlüğüne ait işyerinde değişen alt işverenlere bağlı olarak Ocak 2004-12.01.2012 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin başlangıcından itibaren işyerinde büro elemanı olarak çalıştırılmasına rağmen 12.01.2012 tarihinde temizlik işinde görevlendirildiğini, çalışma koşullarında esaslı nitelikte değişiklik içeren bu görevlendirmeyi kabul etmeyerek iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II-f bendi gereğince haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücret alacağının tahsilini alacakları istemiştir.

Davalı O… A.Ş. vekili, davacının müvekkil şirkette çalışmaya başladığı tarih olan 05.01.2011 tarihinden önceki çalışma süresinden sorumlu tutulamayacaklarını, davacı ile müvekkili arasında imzalanan iş sözleşmelerinde davacının yapacağı işin açıkça temizlik işi olduğunun belirtildiğini, davacının sözleşmede asli işi olarak belirlenen temizlik işinde görevlendirilmesinin çalışma koşullarında esaslı değişiklik olarak kabul edilmeyeceğini ve feshin haklı nedene dayanmadığını savunmuştur.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle kıdem tazminatı isteminin reddine yıllık izin ücret alacağı talebi yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı davacı ve davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilleri temyiz etmiştir.

Dosyayı inceleyen Yargıtay 22.Hukuk Dairesi;

Somut olayda; her ne kadar taraflar arasındaki iş sözleşmesi ve görev tanımında davacının temizlik işçisi belirtilmiş ise de; davacı işçinin asıl işverene ait işyerinde çalışma süresinin başlangıcından itibaren büro elemanı olarak çalıştırıldığı tanık beyanları ile sabittir.

Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü ile değişen alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmelerinde, sözleşme konusunun hizmet binalarının genel temizliği ile birimler arası evrak ve demirbaş taşıma hizmet alımı işi olarak belirtilmiş olması nedeni ile alt işveren işçisi olarak işe alınan işçilerin iş sözleşmelerinde görevlerinin temizlik işçisi olarak tanımlandığı, ancak fiili olarak temizlik işlerinde çalıştırılmadıkları anlaşılmaktadır.

Toplu ya da bireysel iş sözleşmesi, personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ile işyeri uygulamasından doğan işçi ve işveren ilişkilerinin bütünü, çalışma koşulları olarak değerlendirilmelidir. Kanunda mutlak emredici herhangi bir hüküm bulunmaması şartıyla, çalışma koşullarını belirleyen kaynaklar arasında çatışma olması durumunda, işçinin yararına olan düzenleme ya da uygulamanın, çalışma koşulunu oluşturduğu kabul edilmelidir.

Bu durumda somut uyuşmazlık açısından, taraflar arasındaki iş sözleşmesinde belirlenmiş olan çalışma şartı ile işyerindeki fiili uygulamadan kaynaklanan çalışma koşulları arasında çatışma bulunduğundan ve fiili uygulama ile oluşan çalışma koşullarının işçinin yararına olduğu anlaşıldığından, fiili uygulama ile belirlenen görevin geçerli olduğu kabul edilmelidir.

İşyerinde, büro görevlisi olarak çalışan davacı işçinin temizlik işinde görevlendirilmesi üzerine, çalışma koşullarında esaslı nitelikte değişiklik yapıldığı gerekçesi ile gerçekleştirdiği feshin haklı nedene dayandığı sabittir. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, kıdem tazminatı istemi yönünden davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir gerekçeleri ile Yerel Mahkemenin kararını bozmuştur.

SONUÇ

1- İşçinin çalışma şartlarını ağırlaştırabilmek veya değiştirmek için işçinin yazılı rızası şarttır.

2- İşçinin çalıştığı iş, sözleşmesinde yazılı işten farklı ise işçinin lehine olan durum uygulanır. İşçi sözleşmesinde yazılı işi uzun süredir yapmıyorsa bu işi yapmaya zorlanamaz.

YORUM EKLE