Sigorta emeklisine babasının emekli sandığı emekliliğinden dolayı yetim aylığı bağlanır mı?

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'ndan 4/(a) emeklisi olarak kendi sigortalılığı nedeniyle yaşlılık aylığı almakta olan ilgili, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'na tabi iştirakçi olarak hizmeti bulunan ve 16/10/1958 tarihinde vefat eden babasından dolayı adına yetim aylğı bağlanması istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işleminin iptali istemiyle dava açtı

Davaya bakan ilk derece mahkemesi; 5510 sayılı Kanun uyarınca yetim aylığı bağlanabilmesinin ön koşulunun, talepte bulunan ilgilinin çalışmaması veya herhangi bir gelirinin yahut aylığının bulunmaması olduğu, bu ön koşulun sosyal devlet ilkesi gereğince geliri bulunmayan ve evli olmayan kız çocuklarının korunmasına yönelik olarak getirildiği, söz konusu kişinin ise halihazırda kendi sigortalılığından dolayı yaşlılık aylığı aldığı, dolayısıyla yetim aylığı alabilmesinin ön şartı olan gelirinin bulunmaması koşulunu taşımadığından dolayı yetim aylığı almasının mümkün olmadığı yönünde karar verdi.

Vekil öğretmenlikte geçen süre fiili hizmet süresine eklenmeli mi? Vekil öğretmenlikte geçen süre fiili hizmet süresine eklenmeli mi?

Davayı temyizen inceleyen Danıştay 12. Dairesi,babasının hizmetinin 10 yılın altında olması nedeniyle 5434 sayılı Kanun hükümleri uyarınca ölüm aylığı alamayan ilgili hakkında 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, ancak kişinin kendi sigortalılığı nedeniyle yaşlılık aylığı alması karşısında anılan Kanun'un 34. maddesi uyarınca babasından dolayı ölüm ayığı almasının mümkün olmadığını belirterek temyiz talebini reddetmiştir.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2018/5417 E. , 2021/6894 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/5417
Karar No : 2021/6894

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'ndan 4/(a) emeklisi olarak kendi sigortalılığı nedeniyle yaşlılık aylığı almakta olan davacı tarafından, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'na tabi iştirakçi olarak hizmeti bulunan ve 16/10/1958 tarihinde vefat eden babasından dolayı adına yetim aylğı bağlanması istemiyle yapılan başvurunun reddine dair 03/02/2014 tarihli davalı idare işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; davacının, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa tabi iştirakçi iken 16/10/1958 tarihinde vefat eden babasından dolayı tarafına yetim aylığı bağlanması istemiyle yaptığı başvurunun reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmakta olup, 5510 sayılı Kanun uyarınca yetim aylığı bağlanabilmesinin ön koşulunun, talepte bulunan ilgilinin çalışmaması veya herhangi bir gelirinin yahut aylığının bulunmaması olduğu, bu ön koşulun sosyal devlet ilkesi gereğince geliri bulunmayan ve evli olmayan kız çocuklarının korunmasına yönelik olarak getirildiği, davacının ise halihazırda kendi sigortalılığından dolayı yaşlılık aylığı aldığı, dolayısıyla yetim aylığı alabilmesinin ön şartı olan gelirinin bulunmaması koşulunu taşımadığı dikkate alındığında; tarafına yetim aylığı bağlanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Mahkemece, 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre gerekli araştırma yapmadan doğrudan 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre hüküm kurulmasının hatalı olduğu, babasının 10 yıl fiilen çalışma şartını tamamladığı, bu nedenle 5434 sayılı Kanun gereğince yetim aylığı alma hakkını haiz olduğu, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Dava konusu edilen işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davacı, SSK-Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığından 4/(a) statüsünde 2202741647 tahsis numarası ile emekli olmuş ve halen de emekli maaşı almaktadır.
Davacının babası, 1936-1948 tarihleri arasında 4184 gün icra memuru ve hakim olarak çalıştıktan sonra istifa etmiş ve 1948 - 1958 tarihleri arasında serbest avukat olarak çalışmış ve 16/10/1958 tarihinde 5434 sayılı Kanuna tabi iştirakçi iken vefat etmiştir.
Davacı, babasının vefatı nedeniyle 5434 ve 5510 sayılı Kanunlar gereğince 26/12/2013 tarihinde yetim aylığı bağlanması talebinde bulunmuş, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından, davacının 5510 sayılı Kanun gereğince 4/(a)'ya tabi olarak emekli aylığı almakta olduğu bu nedenle kendisine yetim aylığı bağlanamayacağı belirtilerek 03/02/2014 tarihinde başvurusu reddedilmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun, "5434 sayılı Kanuna İlişkin Geçiş Hükümleri" başlıklı Geçici 4. maddesinin 1. fıkrasında; bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08/06/1949 tarih ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'na göre aylık, tazminat, harp malullüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08/02/2006 tarih ve 5434 sayılı Kanun'un 1. maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil, 5434 sayılı Kanun'da kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunacağı, 5. fıkrasında; bu madde kapsamına girenlerin aylıkların bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil, 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı kuralına yer verilmiştir.
5510 sayılı Kanun'un Geçici 4. maddesinin 1. fıkrasında, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre 5 ila 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemelerinin 5510 sayılı Kanunun 32., 34. ve 37 nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilmesi, 14. fıkrasında ise, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ölen, ancak 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre ölüm aylığının bağlanabilmesi için yeterli prim ödeme gün sayısı olmayan sigortalıların hak sahiplerinin, prim ödeme gün sayısı bakımıdan 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre ölüm aylığına hak kazanması halinde, müracaat tarihini takip eden ay başından itibaren, yürürlükten kaldırılan 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanacak aylıklarının, 5510 sayılı Kanunun 32. 34. ve 37. maddelerine göre ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 5510 sayılı Kanun'un 32. maddesinin 2. fıkrasında, "Ölüm aylığı a) En az 1800 gün malulluk yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malulluk, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş, ... durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır .... " hükmüne yer verilmiş, 34. maddesinin birinci fıkrasının b bendi ise; "Bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (h) ve (e) bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklardan;
1) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayanların veya,
2) Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirip malul olduğu anlaşılanların veya,
3) Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarının, her birine % 25'i, ... oranında aylık bağlanır." hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, mülga 5434 sayılı Kanun'un mülga Ek Geçici 19. maddesi ile, 11/07/1971 tarihinden önce yaş haddi, malüliyet veya ölümleri nedeniyle görevlerinden ayrılmış ve hizmetlerinin azlığı veyahut tevdiatçı olmamaları nedeniyle aylık bağlanmamış bulunupda, fiili hizmeti süresi 10 yılı geçenlerden hayatta olanların kendilerine, ölenlerin dul ve yetimlerine...... aylık bağlanır." kuralına yer verilmiştir.
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun "Dul ve Yetim Aylığı Bağlanacak Haller" başlıklı 66. maddesinin (b) fıkrasında; İştirakçilerden fiili hizmet müddetleri 10 yıl ve daha fazla olanlardan ölenlerin, ölüm tarihinde bu kanuna göre aylığa müstehak dul ve yetimlerine dul ve yetim aylıklarının bağlanacağı, aynı Kanun'un 75. maddesinde ise, kendisinden aylık bağlanacak olanların ölümü tarihinde evli bulunmayan kız çocuklarına aylık bağlanacağı; evlenme dolayısıyla aylığı kesilmiş olanlardan sonradan boşanan veya dul kalanların da eski aylıklarının bağlanarak ödeneceği, ölüm tarihinde evli olmaları sebebiyle aylık bağlanmamış kız çocuklarından bilahare boşanan veya dul kalanlara da bu tarihleri takip eden ay başından itibaren aylık bağlanacağı, bu takdirde evvelce 68. madde gereğince ölüm tarihinde müstahak dul ve yetimlere bağlanmış olan aylıklarda, bu kere aylık bağlanan çocuk da nazara alınmak suretiyle gerekirse düzeltme yapılacağı, düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'na göre aylık bağlananların, gerekli şartları haiz oldukları müddetçe aylıklarının ödenmesine devam edileceği ve bunların aylıklarının kesilmesi hakkında da 5434 sayılı Kanun'da yer alan kuralların uygulanması gerekeceği açıktır.
5434 sayılı Kanun'un ilgili maddelerindeki düzenlemelerin, anılan Kanun kapsamında bulunan iştirakçilerin sosyal ve ekonomik haklarının kazanılmasına ve korunmasına yönelik düzenlemeler olduğu açık olup, kazanılmış bu hakların korunması ve devamlılığı, bu hakların kazanılması sırasında aranan hukuka uygunluk ve iyi niyet kriterinin, hakların devamlılığında da aranması şartına bağlıdır.
5434 sayılı Kanun hükümlerine göre hizmet azlığı (10 yıldan az) ve buna bağlı olarak gerekli şartların taşınmaması nedeniyle aylık bağlanmamış olanlardan, vefat edenlerin dul ve yetimlerine aylık bağlanması hakkı, ilk defa Ekim 2008 ayı başından itibaren yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun Geçici 4 ncü maddesi ile mümkün olmuştur.
Uyuşmazlıkta, davacının, babasının, 8 yıl, 4 ay memuriyet hizmetinin olduğu, bu nedenle davacıya, babasının 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre dul ve yetimlerine aylık bağlanmasını gerektiren yeterli hizmet süresinin bulunmaması nedeniyle aylık bağlanmasının mümkün olmadığı; öte yandan, yukarıda açıklandığı üzere ilk defa 2008 yılı Ekim ayı başından itibaren yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunla en az 5 yıl sigortalılık süresi bulunanların aynı Kanun'un 34 üncü maddesindeki şartları taşımaları halinde dul ve yetimlerine aylık bağlanılması imkanı getirildiği, fakat SSK-Sosyal Sigortalar Kurumundan 4/(a) statüsünde emekli olmuş ve halen de emekli maaşı almakta olan ve bu nedenle kendi sigortalılığı nedeniyle yaşlılık aylığı alan davacının bu sefer de ilgili Kanun'un "kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklar.." şartını sağlayamadığı görülmüştür.
Bu durumda, babasının hizmetinin 10 yılın altında olması nedeniyle 5434 sayılı Kanun hükümleri uyarınca ölüm aylığı alamayan davacı hakkında 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, ancak davacının kendi sigortalılığı nedeniyle yaşlılık aylığı alması karşısında anılan Kanun'un 34. maddesi uyarınca babasından dolayı ölüm ayığı almasının mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacının başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince verilen kararın gerekçesi yerinde bulunmamakta ise de, karar, hüküm fıkrası itibarıyla hukuka uygun bulunmaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.