Memnu Hakların İadesi Kararı Alan Kişi Memur Olabilir mi?

Memnu Hakların İadesi (Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesi), Memnu Hakların İadesi Kararı Alan Kişi Memur Olabilir mi?

Memnu Hakların İadesi Kararı Alan Kişi Memur Olabilir mi?

Memnu Hakların İadesi (Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesi), Memnu Hakların İadesi Kararı Alan Kişi Memur Olabilir mi?

Memnu Hakların İadesi Kararı Alan Kişi Memur Olabilir mi?

Memnu Hakların İadesi (Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesi)

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki diğer kanunlarda belirtilen suçlardan dolayı veya bu suçların belirli bir cezaya mahkûmiyet bağladığı hak kayıplarının giderilebilmesi için memnu hakların iadesi yani yasaklanmış hakların geri verilmesi uygulamasına başvurulabilir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinde belirtilen beşinci ve altıncı fıkralar saklı kalmak kaydı ile memnu hakların iadesi yani yasaklanmış hakların geri verilmesi uygulamasına başvurma koşulları şunlardır; Kişinin mahkûm olduğu cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren yani cezanın çekilerek tamamlanmasın ardından üç yıllık bir süre geçmiş olmalı, burada dikkat edilmesi gereken husus cezanın infazı tamamlanmalıdır yani denetimlik serbestlik ile çıkan bir kişi cezanın bir kısmı dışarıda infaz olmaktadır. Dolayısı ile infaz tam anlamıyla tamamlanmalıdır. Kişi cezasının infazının tamamlandığı tarihten itibaren yani cezanın çekilerek tamamlanmasın ardından kanunda belirtilen süre boyunca yeni bir suç işlememiş olmalı, hayatını iyi halli olarak sürdürmeli ve bu hususta mahkemede bir kanaat oluşmalı, Kişinin mahkûm olduğu cezasının infazına yani cezanın çekilerek tamamlanmasına genel af ya da etkin pişmanlık dışında başka bir hukuki nedenle son verilmesi halinde, kişi hakkında verilen hükmün kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmeli, (Ancak kişi hakkında verilen hükme üç yıl eklenilerek bulunulacak olan süreden az olamamaktadır.)

Memnu Hakların İadesi Başvuru Usulü

Memnu hakların iadesi ya da yasaklanmış hakların geri verilmesi başvurusu için hükümlü ya da vekili, hükmü veren mahkemeye ya da hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemeye başvurmalıdır. Başvurulan mahkeme, memnu hakların iadesi ya da yasaklanmış hakların geri verilmesi hususundaki kararını genellikle dosya üzerinden inceleme yaparak karar vermektedir. Yani duruşmada kendinizi anlatma durumunuz olmadığından dilekçeniz çok iyi hazırlanmış ve usulüne uygun olmalı. Bu nedenle bu konularda tecrübeli ve başarılı bir avukata danışarak başvuru gerçekleştirmek en doğru yoldur. Başvurulan mahkemenin memnu hakların iadesi ya da yasaklanmış hakların geri verilmesi hususundaki kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurulabilinmektedir. Yasaklanmış hakların geri verilmesi hususundaki karar kesinleşmesi ile adli sicil bilgileri silinmemekte ancak verilen karar adli sicil arşiv kaydına yani sabıka kaydına kaydedilmektedir. Adli sicil ve arşiv kaydının silinmesi ile ilgili yazımızı linke tıklayarak okuyabilirsiniz. Ayrıca memnu hakların iadesi ya da yasaklanmış hakların geri verilmesi hususundaki başvuru masrafları ile yapılan diğer işlemlerin masrafı hükümlü tarafından karşılanmaktadır. 2012 yılında 6290 sayılı Adli Sicil Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile birlikte Anayasa’nın 76. maddesinde belirtilen suçlar içinde memnu hakların iadesi yani yasaklanmış hakların geri verilmesine başvurulabilinmektedir.

Memnu Hakların İadesinin Sonuçları

Memnu hakların iadesi ya da yasaklanmış hakların geri verilmesi ile birlikte hükümlü hangi haklardan yoksun kalmış ise bu haklarını geleceğe yönelik olarak kullanma hakkını elde etmektedir. Bu nedenle de hükümlü memnu hakların iadesi ya da yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı ile birlikte daha önceki statüsüne otomatik olarak geri dönemez, sadece geri dönme hakkını elde etmiş bulunmaktadır. Seçimlerde aday olma tarihinden önce memnu hakların iadesi ya da yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alan adaylar da milletvekili seçimlerine katılabilmekte ve yeterli oyu alıp seçilmeleri halinde milletvekili olabilmektedirler. Memnu hakların iadesi ya da yasaklanmış hakların geri verilmesi kararının kesinleşmesinin ardından mahkum yani hükümlü aleyhine sonuç doğuracak şekilde geri alınması mümkün olmamaktadır. Mahkum, memnu hakların iadesi ya da yasaklanmış hakların geri verilmesi kararından sonra yeniden bir suç işleyip yine hak yoksunluğuna maruz kalması halinde yine memnu hakların iadesi ya da yasaklanmış hakların geri verilmesi hususunda talepte bulunabilmektedir.

Memnun Hakların İadesi Sonunda Memur Olunabilir mi?

Memnu hakların iadesi ya da yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alan kişilerin memur olarak atanmalarına engel bir durum bulunmamaktadır. Ancak kişi yetkili kamu dairesine bu kararı götürüp geri dönmek için başvuru yaptığında yetkili kamu dairesinin geri almak konusunda takdir hakkı bulunmaktadır. Yani yetkili kamu dairesinin bu kişiyi alma zorunluluğu bulunmamaktadır. Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alan kişinin KPSS sınavına başvurmasında ve bu sınav sonuçlarına göre başvuru yapıp atama yapılmasına engel bir durum bulunmamaktadır. Bu durumda kamu dairesinin takdir hakkı bulunmayıp kişi atandığı kurumda memur olarak çalışabilmektedir. Sonuç olarak, memnu hakların iadesi ya da yasaklanmış hakların geri verilmesi konusunda genel durum yukarıda belirttiğimiz şekilde olmakla birlikte konuyla ilgili farklı Danıştay Kararları da mevcuttur. Bu nedenle başarılı, mevzuata hâkim ve tecrübeli bir avukattan yardım alarak içinde bulunduğunuz duruma göre değerlendirilmesi yapılarak başvuru gerçekleştirilmesi gereken bir durumdur.

Kaynak Linki : //www.mihcihukuk.com/memnu-haklarin-iadesi.html/

Memnu Hakların İadesi Kararı Alan Kişinin Memur Olabileceğine İlişkin Örnek Danıştay Kararı

ZABIT KATİBİ OLARAK GÖREV YAPAN DAVACININ GÖREVE BAŞLAMADAN ÖNCE İŞLEDİĞİ HIRSIZLIK SUÇU NEDENİYLE ALDIĞI CEZANIN DOĞURDUĞU EHLİYETSİZLİĞİN YİNE GÖREVE BAŞLAMADAN ÖNCE MEMNU HAKLARIN İADESİ KARARI İLE BERTARAF EDİLDİĞİNİN KABULÜ GEREKİRKEN

Danıştay 12. Dairesi Başkanlığının 31/12/2010 tarihli ve E:1997/3356, K:2000/704 sayılı Kararı

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): Adalet Bakanlığı
Karşı Taraf : ...
İsteğin Özeti : Dava, ... ili ... Adalet Dairesinde zabıt katibi olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Yasanın 48/A-5 ve 98/b maddeleri uyarınca görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararıyla; 657 sayılı Yasanın 48/A-5 maddesinde, taksirli suçlar hariç olmak üzere, ağır hapis veya 6 aydan fazla hürriyeti bağlayıcı ceza almamış olmanın Devlet memurluğuna atanacaklarda aranan genel koşullarından biri olduğunun belirtildiği, yine aynı yasanın 98.maddesinin (b) fıkrasında; memurluğa alınma şartlarından herhangi birinin taşınmadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan herhangi birinin kaybedilmesi halinde memuriyetin sona ereceği kuralının yer aldığı, dava dosyası ile ekli belgelerin incelenmesiden; ... Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığının 29.12.1989 günlü kararı ile göreve başlayan davacının 11.12.1984 tarihinde işlediği hırsızlık suçu nedeniyle ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2.12.1986 gün ve 86/1503 sayılı kararı ile iki ay altı gün hapis cezası aldığı ve bu cezanın 1980 lira para cezasına çevrilerek kesinleştiği, başvuru üzerine 19.11.1996 tarihinde ... ağır Ceza Mahkemesince memnu haklarının geri verilmesinin hükme bağlandığı, davacının göreve başladığı tarihten sekiz yıl sonra da bir şikayet üzerine yapılan soruşturmada hırsızlık suçundan sabıkalı olduğunun görülmesi üzerine 657 sayılı Yasanın 48/A-5 ve 98/b maddeleri gereğince 30.5.1997 tarihli kararla görevine son verildiğinin anlaşıldığı, Memnu Hakların İadesinin Türk Ceza Kanununa göre verilmiş bir ceza mahkumiyetine bağlı ehliyetsizlikleri ortadan kaldırır nitelikte olup, Yargıtay Ceza kurulunun 17.11.1986 gün ve 410/523 ve 1987/6-21, 97/336-6/7978 sayılı kararında da Türk Ceza Kanununun 121 ve sonraki maddelerine göre memnu haklarının iadesi kararının "amme hizmetlerinden yasaklanması", "memuriyetten mahrumiyet", "meslek ve sanatin tatili." vb. gibi bir mahkumiyet sonucu ve gerekse ceza şeklinde hükmedilen bir nevi ehliyetsizliklerin bertaraf edilmesine yol açan bir karar olduğunun açıkça belirtildiği, 657 sayılı Yasanın anılan hükmüne göre, hırsızlık suçundan mahkum edilmiş, olmak devlet memurluğuna engel bir hal ise de, yasal hakların geri verilmesi durumunda, mahkumiyet ortadan kalkmamakla birlikte, mahkumiyetten doğan veya mahkumiyetle birlikte hükmedilen ehliyetsizliklerin ileriye dönük olarak son bulduğunun açık olduğu, 657 sayılı Yasanın ve 3201 sayılı Yasanın 23.maddesinde yer alan ehliyetsizliklerin de verilen ceza mahkumiyetinden doğduğunun tartışmasız olduğu, belirtilen hukuki durumlar karşısında ... Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla yasal hakları geri verilen davacının kamu hizmetlerinden yararlanma ehliyetine yeniden kavuştuğu, bu kararın alındığı tarihte görevine sürdürdüğünden hırsızlık suçundan dolayı sonuç olarak verilen para cezasının doğurduğu ehliyetsizliklerin 19.11.1996 tarihli kararla betaraf edildiğinin kabulü gerekirken, daha önceden verilmiş mahkumiyet kararından bahisle 657 sayılı Yasanın 48/A-5 ve 98/b maddeleri gereğince görevine son verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare, ilgilinin almış olduğu memnu haklarının iadesine ilişkin kararın ehliyet almama , oy kullanmama gibi hallerin iadesi olarak anlaşılması gerektiği, bu kararın 657 sayılı Yasanın 48.maddesinde sayılan cezaları kaldırıcı nitelikte bir af olmadığını, bu duruma göre dava konusu işlemde mevzuata aykırı bir husus bulunmadığını öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi: Safiye Coşkun
Düşüncesi : İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : Taylan Aydın
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, ... sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, 10.2.2000 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi

Güncelleme Tarihi: 07 Mart 2020, 10:47
YORUM EKLE