Kurum aracıyla yapılan kazada idarenin kusursuz sorumluluğuna göre tazmin kararı verilir mi?

Kurum aracıyla yapılan kazada idarenin kusursuz sorumluluğuna göre tazmin kararı verilir mi?

Kurum aracıyla yapılan kazada idarenin kusursuz sorumluluğuna göre tazmin kararı verilir mi?

Kurum aracıyla yapılan kazada idarenin kusursuz sorumluluğuna göre tazmin kararı verilir mi?

Kurum aracıyla yapılan kazada idarenin kusursuz sorumluluğuna göre tazmin kararı verilir mi?

Kurum aracıyla yapılan kazada idarenin kusursuz sorumluluğuna göre tazmin kararı verilir mi?

Davacılar murisinin kurum görevlendirmesine istinaden kendi sevk ve idaresinde bulunan kurum aracıyla yaptığı kaza neticesinde ölmesi üzerine, uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini istemiyle açılan davada, davalı idareye yüklenebilecek bir hizmet kusuru bulunmadığı ve olayın niteliği gereği idarenin kusursuz sorumluluk esaslarına göre de tazminle sorumlu tutulamayacağı hakkında.

T.C.

D A N I Ş T A Y

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2020/2693

Karar No : 2021/603

Davacılar murisinin kurum görevlendirmesine istinaden kendi sevk ve idaresinde bulunan kurum aracıyla yaptığı kaza neticesinde ölmesi üzerine, uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini istemiyle açılan davada, davalı idareye yüklenebilecek bir hizmet kusuru bulunmadığı ve olayın niteliği gereği idarenin kusursuz sorumluluk esaslarına göre de tazminle sorumlu tutulamayacağı hakkında.

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...'a Velayeten Kendisine

Asaleten .., 2- .., 3- .

VEKİLLERİ : Av. .

KARŞI TARAF (DAVALI): Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü

VEKİLİ : Av. .

İSTEMİN KONUSU : Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin

23/03/2020 tarih ve E:2019/1632, K:2020/314 sayılı ısrar kararının

temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava Konusu İstem: Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü bünyesinde . Amiri olarak görev yapan davacılar murisinin kurum görevlendirmesine istinaden kendi sevk ve idaresinde bulunan kurum aracıyla yaptığı kaza neticesinde ölmesi üzerine, uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddine yönelik 09/03/2011 tarih ve 501 sayılı işlemin iptali ve uğranıldığı iddia edilen ... için 30.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, ... ve ... için 20.000,00'er TL maddi, 30.000,00'er TL manevi, ... için 10.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi olmak üzere, toplam 80.000,00 TL maddi ve 140.000,00 TL

İdari Dava Daireleri Kararları İdari Dava Daireleri Kurulu

manevi zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin 17/10/2012 tarih ve E:2011/2239, K:2012/1826 sayılı kararıyla;

İdari işlemlerin idari makamların idare işlevleriyle ilgili ve kamu gücüne dayanarak kamu hukuku alanında tesis ettikleri tek yanlı, doğrudan uygulanabilir nitelikte ve ilgililerin hukuki durumlarını etkileyen hukuki tasarruflar olduğu,

Bu itibarla, idari eylemden doğan tazminat davalarının ön koşulu olan idari başvuru sonucunda tesis edilen ön kararın, yukarıda belirtilen nitelikte bir idari işlem olmadığından iptal davasına konu edilmesinin mümkün olmadığı,

Bu nedenle, davacılar tarafından uyuşmazlık konusu olay nedeniyle uğranıldığı iddia olunan maddi ve manevi zararların karşılanması talebiyle 14/02/2011 tarihli dilekçe ile davalı idareye yapılan başvurunun reddine dair 09/03/2011 tarih ve 501 sayılı işlemin iptali isteminin esas yönünden incelenmesine olanak bulunmadığı,

Davanın tazminat talebine ilişkin kısmına gelince;

Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasına göre idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu,

İdarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için, bir zararın varlığı, zararı doğuran işlem veya eylemin idareye yüklenebilir olması, zararla işlem veya eylem arasında illiyet bağının bulunmasının gerektiği; bu temel koşullardan birinin yokluğunun kural olarak idarenin sorumluluğunu kaldırdığı; gerçekten ortada bir zarar yoksa idarenin tazminat ödemesinin de söz konusu olmadığı; yine idare ile idari faaliyetle ilgisi olmayan bir zararı idareye ödettirme olanağının bulunmadığı; idari faaliyetin zararın gerçek nedeni, illetini teşkil etmesi gerektiği; bu bağın yokluğu durumunda idarenin sorumluluktan kurtulacağı,

Ayrıca idarenin tazminle sorumlu tutulabilmesi için, zarara yol açan idari eylem veya işlemin bir hizmet kusuru teşkil etmesi ya da kusursuz sorumluluk kuram ve ilkelerinin uygulanmasına elverişli nitelikte bulunması gerektiği,

Hizmet kusuru deyiminin, genel anlamda bir kamu hizmetinin kuruluş ve işleyişindeki aksaklık ve bozuklukları anlattığı; doktrinde sorumluluk kavramının daha geniş bir anlatımla "idarenin ifa ile mükellef olduğu herhangi bir amme hizmetinin ya kuruluşunda tanzim ve takibinde veya teşkilatında, bünyesinde, personelinde yahut işleyişinde gereken emir

İdari Dava Daireleri Kurulu direktif ve talimatın verilmemesi nezaret murakabe, teftişin icra olunmaması, hizmete tahsis olunan vasıtaların kifayetsiz, elverişsiz kötü olması, icap eden tedbirlerin alınmaması geç, vakitsiz hareket edilmesi...vb. şeklinde tecelli eden bir takım aksaklık, aykırılık, bozukluk, intizamsızlık, eksiklik, sakatlık arz etmesidir.” şeklinde tanımlandığı,

Dava dosyasının incelenmesinden, davacıların murisi olan .. ,'ın Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü Şanlıurfa Şube Müdürlüğüne bağlı ... Amirliğinde ajans amiri olarak görev yapmakta iken, 11/05/2010 tarih ve 2376 sayılı Şube Müdürlüğü yazısı ile 2010-2011 hububat alım kampanyasında hububat ürünlerini açık yığında stoklamak için ihtiyaç duyulan arazinin tespiti ve işlerin takibiyle alakalı olarak yapılan görevlendirme üzerine 14/05/2010 tarihli taşıt görev emriyle, Ceylanpınar ilçesine Kuruma ait . plaka sayılı Renault Toros marka araçla seyahat etmek üzere aynı birimde muhasebeci olarak görev yapan . isimli personelle birlikte yola çıktığı; bu sırada kontrolünde bulunan aracın lastiklerinin patlaması sonucu direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde aracın takla attığı ve davacılar murisinin aynı gün saat 22:30 sularında ağır yaralı olarak kaldırıldığı Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hayatını kaybettiği; davacılar murisinin hayatını kaybetmesine davalı idarenin kusurlu iş ve eylemlerinin neden olduğundan bahisle davacıların uğradıkları maddi ve manevi zararların karşılanması talebiyle, 14/02/2011 tarihli dilekçe ile davalı idareye müracaat ettikleri; Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünün 09/03/2011 tarih ve 501 sayılı işlemiyle kazanın oluşumunda asli kusurlunun davacılar murisi olduğu gerekçesiyle taleplerinin reddedildiğinin anlaşıldığı,

Uyuşmazlıkta, davacılar murisinin geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu hayatını kaybetmesi üzerine, Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü Şanlıurfa Şube Müdürlüğüne bağlı teknik kontrol marifetiyle 14/05/2010 tarihinde başlatılan inceleme kapsamında aynı birimde görev yapan personellerin ifadelerinin alındığı; buna göre ... isimli ambar memurunun 21/05/2010 günü alınan yazılı ifadesinde, 14/05/2010 günü saat 14:30 sularında, işyerinin muhasebecisi olan ...'ın kendisini cep telefonu ile arayarak Viranşehir'e 15-20 km kalan bir mesafede trafik kazası yaptıklarını söylediğini, hemen kendi aracına binerek en seri şekilde trafik kazasının olduğu yere gittiğini, gittiğinde aracın takla atarak ters şekilde durduğunu ve davacılar murisi ile muhasebeci olarak görevli şahsın yerde yattıklarını, başlarında 25-30 tane asker ve bir subay bulunduğunu, askerlerin Viranşehir'den Ceylanpınar istikametine seyir halinde ilerlerken, önlerinde Ceylanpınar'dan Viranşehir istikametine dönen kurum aracının önce birden sağa sola savrulduğu, sonra da takla attığı yönünde beyanda bulunduklarını ifade ettiği; elektrik teknisyeni olarak görev yapan ... isimli personel ile depo teknisyeni olarak görevli ... ve ... isimli personellerin aynı gün alınan ifadelerinin de paralel yönde olduğu; kaza esnasında davacılar murisi ile aynı araçta bulunan . isimli personelin de, kurum aracıyla Viranşehir'e dönerken ajans amirinin yanında oturduğu ön koltukta, normal bir hızla seyir halinde iken arabanın lastiğinin patlaması sonucu sağa sola sert bir şekilde savrulduğu ve bu sırada davacılar murisinin bu savrulmalar sonucu direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve akabinde araçla takla atmaya başladıkları yönünde açıklamada bulunduğu,

Diğer taraftan, davacılar vekili tarafından, dava dilekçesinde hizmet aracına şoför verilmediğinden davacılar murisinin kurum müdürü ve araç sürücüsü olarak aracı kullandığının belirtildiği; bununla birlikte, Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatı için hazırlanan 2010 yılı norm kadro cetveline göre kurumun şoför kadrosunun olmadığı; Genel Müdürlüğün 01/05/2006 tarih ve 2501 sayılı yazısı uyarınca gerek Şube Müdürlüğüne ait gerekse kiralama yoluyla temin edilecek araçların 2010 yılı içerisinde kullanımı için 16/12/2009 tarihli işlemle ... Amirliğine ilişkin olarak aralarında davacılar murisinin de bulunduğu 4 personele araç kullanım yetkisi verildiği; olay öncesi 11/05/2010 tarihli işlemle davacılar murisinin ihtiyaç duyulan ve Ceylanpınar ilçesine yakın olan arazilerin tespiti için görevlendirilmesi üzerine 14/05/2010 tarihli taşıt görev emri ile Ceylanpınar ilçesine gitmek üzere araç sürücüsü olarak kendisini görevlendirdiği; yine davacılar vekili tarafından aracın bakımsız vaziyetteki 4 lastiğinin birden patlaması sonucu kazanın meydana geldiği ileri sürülmekle birlikte, kaza sonrası düzenlenen kaza ve hasar tespit tutanakları ile tanık ifadelerine göre aracın iki lastiğinin patlamasıyla davacılar murisinin direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve aracın 4 adet lastiğinin 28/10/2009 tarihinde satın alınmış olduğu; diğer taraftan, davacılar murisinin karıştığı trafik kazası sonucu emniyet görevlilerince tanzim olunan kaza tespit tutanağında, . plaka sayılı araç sürücüsü olan davacılar murisinin, Ceylanpınar ilçesinden Viranşehir istikametine seyir halinde ilerlediği, Viranşehir — Ceylanpınar Karayolunun 15 600 m. mevkiine gelindiğinde yönetiminde bulunan aracın sağ ön ve arka lastiklerinin patlaması sonucu direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve gidiş istikametine göre sağ şarampole girerek takla atmasıyla kazanın meydana geldiği belirtildikten sonra, kazada, araç sürücüsü olan davacılar murisinin aracın hızını, yük ve teknik özelliğine göre görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığından kusurlu olduğu kanaatine varıldığı; kaza sonrası teknik

İdari Dava Daireleri Kurulu kontrolör, teknik işler şefi, depo teknisyeni, ambar memuru ve eksper olarak görev yapan personeller tarafından tanzim edilen hasar tespit tutanağında da, aracın takla atarak ters dönmesi sonucu tavanında ve kaporta aksamının büyük kısmında çökmelerin oluştuğu, sağ ön ve arka tekerin patlak olduğu, arka sağ jantın eğildiği, camların tamamına yakınının kırık olduğu, arka aksın ve ön teker rotlarının tamir edilemeyecek ve aracın kullanılamayacak durumda olduğu hususlarına yer verildiği; ayrıca aracın 15/03/2010 tarihinde muayenesinin yapılmış olduğu ve onaylı muayene raporunda araç lastiklerine ilişkin olarak tespit edilen bir kusurun bulunmadığı,

Tüm bu bilgiler ışığında, davacılar tarafından maddi ve manevi yönden zarara uğramalarına yol açtığından bahisle tazmin talebine konu edilen olayın, davalı idarenin hizmet gereklerine, yasa ve yönetmelik hükümleri ile öngörülen yükümlülüklere aykırı davranışları nedeniyle oluşan herhangi bir aksaklık, aykırılık, bozukluk, düzensizlik ya da eksiklik nedeniyle meydana geldiğinden söz edilemeyeceği,

Bu durumda, davacıların murisi olan ..'ın davalı idareye bağlı ... Amirliği bünyesinde ajans amiri olarak görev yapmakta iken kurumun görevlendirmesi üzerine 14/05/2010 günlü taşıt görev emri ile Ceylanpınar ilçesine kuruma ait araçla seyahat etmek üzere aynı birimde muhasebeci olarak görev yapan . isimli personelle birlikte yola çıktıktan sonra kontrolünde bulunan aracın lastiklerinin patlaması sonucu direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde aracın takla atması ve davacılar murisinin kaldırıldığı hastanede trafik kazasına bağlı olarak hayatını kaybetmesinde idareye izafe edilmesi mümkün olmayan başkaca etkenlerin sebep olduğu; bu nedenle, ortada davalı idareye yüklenebilecek bir hizmet kusuru bulunmadığı ve olayın niteliği gereği idarenin kusursuz sorumluluk esaslarına göre de tazminle sorumlu tutulamayacağı sonucuna varıldığı gerekçesiyle,

Davanın tazminat işlemine ilişkin kısmının reddine, davacılar tarafından uğranıldığı iddia edilen maddi ve manevi zararın karşılanması sebebiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali istemine ilişkin kısmının ise incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.

Daire Kararının Özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 26/05/2016 tarih ve E:2013/2610, K:2016/2923 sayılı kararıyla;

Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun hükme bağlandığı,

İdari Dava Daireleri Kararları İdari Dava Daireleri Kurulu

İdarenin, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olduğu; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararların idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edildiği,

Dava dosyasının incelenmesinden; davacıların yakını . .'ın Şanlıurfa ili Viranşehir Amirliği bünyesinde ajans amiri olarak görev yaptığı ve kurumun görevlendirmesi üzerine 14/05/2010 günlü taşıt görev emri ile Ceylanpınar ilçesine kuruma ait araçla seyahat etmek üzere aynı birimde muhasebeci olarak görev yapan . isimli personelle birlikte yola çıktığı; bu sırada kontrolünde bulunan aracın lastiklerinin patlaması sonucu direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde aracın takla attığı ve trafik kazasına bağlı olarak hayatını kaybetmesinden dolayı toplam 80.000,00 TL maddi, 140.000,00 TL manevi tazminatın kaza (Kararda sehven dava tarihi olarak yazılmıştır.) tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı hususlarının anlaşıldığı,

Olayın oluşumu ve niteliği dikkate alındığında, idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı sonucuna varıldığı; ancak, idarenin hukuki sorumluluğunun sadece kusur esasına dayanmadığı; idarenin, kusur koşulu aranmadan da sorumlu sayılabildiği; idarenin yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, nedensellik bağı kurulabilen, özel ve olağanüstü zararları kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazminle yükümlü olduğu,

Davacılar murisinin Şanlıurfa ili Viranşehir Amirliği bünyesinde ajans amiri olarak görev yaptığı ve görev sırasında, görevin neden ve etkisiyle öldüğü; bu nedenle, davacılar murisinin idarece yürütülen hizmet nedeniyle öldüğü, dolayısıyla ölüm olayı ile idarece yürütülen hizmet arasında nedensellik bağının bulunduğu,

Belirtilen bu durum karşısında, yürütülen kamu hizmeti sırasında meydana gelen özel ve olağan dışı zararın, davacılar murisinin kendi kişisel kusurundan doğmamış olması nedeniyle, kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca giderilmesinin hakkaniyet gereği olduğu,

Buna göre, uyuşmazlığın kusursuz sorumluluk ilkesi değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki değerlendirmeye dayalı olarak verilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle, Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin 17/10/2012 tarih ve E:2011/2239, K:2012/1826 sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Israr Kararının Özeti: Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin 23/03/2020 tarih ve E:2019/1632, K:2020/314 sayılı

YORUM EKLE