Göreve iade edilen personelin dava açma süresi ile ilgili önemli karar

Göreve iade edilen personelin dava açma süresi ile ilgili önemli karar

Göreve iade edilen personelin dava açma süresi ile ilgili önemli karar

Göreve iade edilen personelin dava açma süresi ile ilgili önemli karar

Göreve iade edilen personelin dava açma süresi ile ilgili önemli karar

Göreve iade edilen personelin dava açma süresi ile ilgili önemli karar

Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kararı ile görevine iade edilen davacıların, kendilerine açıkta kaldıkları dönem için yapılan ödemeler içinde faiz ya da fiilen çalışma karşılığı yapılan mali ödemelerin olmadığını anılan ödemelerin yapıldığı tarih itibarıyla öğrendikleri, idareye yaptıkları başvuruların da esas itibarıyla eksik ödeme yapıldığı iddiasına dayandığı, başka bir deyişle bu başvuruların, idarelerin 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 10. maddesinin eksik/hatalı uyguladığından bahisle yeni bir işlem tesis edilerek eksik ödemenin tamamlanması talebiyle yapılan başvurular olduğu ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 11. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu itibarla davacıların kendilerine ödeme yapıldığı tarihten itibaren 2577 sayılı Kanunun 11. maddesinde öngörülen 60 günlük süre geçtikten çok sonra yaptıkları başvuruların reddi üzerine açtıkları davalar süresinde olmadığından Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın “davanın süre aşımı nedeniyle reddi” yolunda giderilmesine ilişkin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/04/2022 tarih ve E:2022/24, K:2022/19 sayılı kararı. 

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ HAKKINDA KARAR

İzmir Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 09/03/2022 tarih ve E:2022/11, K:2022/11 sayılı kararıyla;

............. ............. vekili Av. ................. ................. tarafından, İzmir Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin 05/10/2021 tarih ve E:2021/1061, K:2021/1863 sayılı kararı ile Adana Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 30/09/2021 tarih E:2021/2056, K:2021/1633 sayılı kararı arasındaki aykırılığın giderilmesinin istenilmesi nedeniyle,

"Aykırılığın, davanın reddi yolundaki Adana Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği" görüşüyle, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un 3/C maddesinin

5. fıkrası uyarınca karar verilmesi için dosyanın Danıştaya gönderilmesi üzerine,

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkimi ........... .......... 'ın açıklamaları dinlendikten sonra konu ile ilgili kararlar ve yasal düzenlemeler incelenerek gereği görüşüldü:

I-AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI :

A- İZMİR BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 2. İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2021/1061 SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istemin özeti: ............... ................. Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakım yan dal asistanı olarak görev yapmakta iken 675 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılması sonrasında OHAL Komisyonunun 10/05/2019 tarihli kararı ile görevine iade edilen davacı tarafından; açıkta kaldığı sürelere ilişkin 190.631,37 TL maaşının ve sabit döner sermaye ücretinin ödendiği ancak bu ödemelere ilişkin yasal faiz ile ek döner sermaye ücretinin ödenmediğinden bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile maaş ve sabit döner sermaye ücretine ilişkin 10.000,00 TL yasal faiz(miktar artırım dilekçesiyle artırılarak

25.650,00-TL'nin) ile ödenmeyen ek döner sermaye ücretine karşılık 5.000,00 TL alacağının(miktar artırım dilekçesiyle artırılarak 133.803,00-TL'nin), hak ediş tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İzmir 3. İdare Mahkemesinin 17/03/2021 tarih ve E:2020/94, K:2021/489 sayılı kararının özeti:

Anayasa'nın 125. maddesi ile 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un "Kararların Uygulanması" başlıklı 10. maddesine yer verilerek,

İdarenin, kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararların, idare hukuku kuralları çerçevesinde hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edildiği,

İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığı; bu bağlamda, hizmet kusurunun özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karekteri olan bir kusur olduğu; hizmet kusurundan doğan sorumluluğun idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturduğu,

Uyuşmazlıkta; davacının ..................... Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakım yan dal asistanı olarak görev yapmakta iken 675 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmasına karar verildiği, bu karara yapılan itiraz neticesinde OHAL Komisyonunun 10/05/2019 tarihli kararı ile görevine iade edilmesine karar verildiği ve görevine iade edilmesi üzerine açıkta kaldığı sürelere ilişkin 190.631,37 TL maaşının ve sabit döner sermaye ücretinin 11/03/2020 tarihinde ödendiği, davacı tarafından 190.631,37 TL maaşının ve sabit döner sermaye ücretine ilişkin faiz ödenmesi ve ek döner sermaye miktarının ödenmesi istemiyle yapılan 18/09/2020 tarihli başvurunun cevap verilmeyerek zımnen reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı,

Davanın maaş ve sabit döner sermaye ücretine ilişkin 10.000,00 TL yasal faizin(miktar artırım dilekçesiyle artırılarak 25.650,00-TL'nin) ödenmesine ilişkin kısmı yönünden;

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14/3-e maddesinde, dava dilekçelerinin süre aşımı yönünden de inceleneceğinin belirtildiği; 15/1-b maddesinde ise, davada süre aşımı bulunması durumunda “davanın reddine” karar verileceğinin hüküm altına alındığı; aynı Kanun'un

7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğunun belirtildiği, 12. maddesinde ise "İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay'a ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 inci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır." hükmüne yer verildiği,

2577 sayılı Kanun'un 12. maddesiyle atıf yapılan 11. maddesinde ise; "1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. 2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. 3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır" hükmünün bulunduğu,

Olayda; davacıya kamu görevine iade edilmesi üzerine mahrum kaldığı maaş ve sabit ek ödeme karşılığı olarak 190.631,37 TL'nin 11/03/2020 tarihinde ödendiği, faiz ödenmediğinden davacının faiz ödenmeyeceğini bu tarihte öğrendiği, davacı tarafından bahsedilen alacaklar için faiz ödenmesi istemiyle 18/09/2020 tarihinde yapılan başvurunun zımnen reddedildiğinin görüldüğü,

Bu durumda, dava konusu faiz istemi için faiz ödenmemesini öğrendiği 11/03/2020 tarihinden itibaren 2577 sayılı Kanun'un 12. maddesi uyarınca genel dava açma süresi olan 60 gün içerisinde dava açılması ya da dava açma süresi içerisinde 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca idareye başvuruda bulunularak idarece talebinin reddedilmesi halinde kalan dava açma süresi içerisinde dava açılması gerekirken, faiz istemine ilişkin ana paranın ödendiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde başvuru yapılmış ise de, bahsedilen başvurunun cevap verilmeyerek zımnen reddi üzerine kalan dava açma süresi bittikten sonra dava açıldığından faiz istemi yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği,

Davanın ek döner sermaye ücretine karşılık 5.000,00 TL alacağının(miktar artırım dilekçesiyle artırılarak 133.803,00-TL'nin), hak ediş tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemi yönünden;

Olayda davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğu tespit edilerek OHAL Komisyonunun 10/05/2019 tarihli kararıyla kamu görevine iade edildiği görüldüğünden davacının yoksun kaldığı ek döner sermaye miktarının ödenmesi gerektiği,

Mahkemelerinin 15/12/2020 tarihli ara kararıyla davalı idareden "davacının kamu görevinden çıkarılması nedeniyle açıkta kaldığı süre içinde (29/10/2016-20/06/2019 tarihleri arasında) alması gereken ek döner sermaye ödemesinin hesaplanarak gönderilmesinin istenilmesine" karar verildiği, davalı idarece yapılan hesaplama sonucu bahsedilen tarihlerde davacıya ödenebilecek ek döner sermaye miktarının 133.803,10TL olarak hesaplandığı görülmüş olup, davacının mahrum kaldığı ek döner sermaye miktarı olan 133.803,00 TL'nin hak ediş tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle,

Davacının ek döner sermaye ücreti ödenmesi isteminin kabulüyle ile 133.803,00-TL maddi tazminatın hak ediş tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine; maaş ve sabit döner sermaye ücretine ilişkin 25.650,00 TL yasal faiz ödenmesine ilişkin kısmı yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

İzmir Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin 05/10/2021 tarih ve

E:2021/1061, K:2021/1863 sayılı kararının özeti:

Davacının istinaf istemine yönelik;

İstinafa konu Mahkeme kararının "davacıya ödenen maaş ve sabit döner sermaye ek ödeme tutarına ilişkin 25.650,00 TL tutarında yasal faiz ödenmesine ilişkin kısmına yönelik olarak davanın süre aşımı nedeniyle reddine" ilişkin kısmının dayandığı gerekçe usul ve hukuka uygun olup, davacı istinaf başvurusunun kabulünü gerektiren başka bir neden de bulunmadığı,

Davalı idarenin istinaf başvurusuna yönelik;

2577 sayılı Kanun'un 7., 11. ve 12. maddelerine yer verilerek,

Dosyanın incelenmesinden; davacının, ............. Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve

Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakım yan dal asistanı olarak görev yapmakta iken 675 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmasına karar verildigi, bu karara yapılan itiraz neticesinde OHAL Komisyonunun 10/05./2019 tarihli kararı ile görevine iade edildigi ve görevine iade edilmesi üzerine açıkta kaldıgı sürelere iliskin 190.631,37 TL tutarındaki maasının ve sabit döner sermaye ücretinin 08/08/2019 tarihinde davacıya ödendigi, ancak görevinden ayrı kaldıgı süreye ilişkin olarak maasına ve sabit döner sermaye ücretine faiz isletilmediginden bahisle yoksun kaldıgı faiz tutarı ile ek döner sermaye ücretinin yasal faizi ile birlikte ödenmesi talebiyle yapılan 18/09/2019 tarihli basvurunun cevap verilmeyerek reddedilmesi üzerine 14/01/2020 tarihinde bakılmakta olan davanın açıldıgı,

Bu durumda, davacının kamu görevinden çıkarıldığı döneme ilişkin maaş tutarı ve sabit döner sermaye ek ödemesinin 08/08/2019 tarihinde ödendiği dikkate alındığında, performansa dayalı ek döner sermaye ücretinin ödenmediğini de bu tarih itibarıyla öğrenen davacı tarafından, bu eksik ödeme işlemini takip eden 60 gün içinde kalan 41. gün olan 18/09/2019 tarihinde 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında davalı idareye başvuruda bulunduğu, başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine geriye kalan 19. gün içinde ve en son 06/12/2019 tarihinde dava açılması gerekirken, dava açma süresi geçirildikten sonra 14/01/2020 tarihinde açılan bu davada süre aşımı bulunduğundan, dava hakkında işin esasına girilerek verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle,

İzmir 3. İdare Mahkemesince verilen 17/03/2021 tarih ve E:2020/94, K:2021/489 sayılı kararın; "maaş ve sabit döner sermaye ücretine ilişkin 25.650,00 TL yasal faiz ödenmesine ilişkin kısmı yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddine" ilişkin kısmı yönünden davacının istinaf başvurusunun reddine; "ek döner sermaye ücreti ödenmesi isteminin kabulü ile 133.803,00 TL maddi tazminatın hak ediş tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine" ilişkin kısmına yönelik davalı idare istinaf başvurusunun kabulü ile kararın bu kısmının kaldırılmasına, "ek döner sermaye ücretinin yasal faizi ile birlikte ödenmesi" istemine ilişkin olarak da davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

B-ADANA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 1. İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2021/2056

SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istemin özeti: ............ İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde öğretmen olarak görev yapmakta iken 672 sayılı KHK ile 2016 tarihinde kamu görevinden ihraç edilen

24/06/2020 tarih ve 2020/9278 sayılı OHAL Komisyonu kararı ile görevine iade olunan davacı tarafından; ihraç olduğu döneme ilişkin yoksun kaldığı mali ve sosyal haklarının ödenmesi istemiyle yaptığı 22/02/2021 tarihli başvurusunun reddine dair 26/02/2021 tarih ve E-95522234-869-21380321 sayılı işlemin iptali ve ödenmeyen ücretlerinin yasal faizi ile ödenmesi ve ödenen maaşlarına ilişkin yasal faizlerin, ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

Mersin 1. İdare Mahkemesinin 06/07/2021 tarih ve E:2021/353, K:2021/695 sayılı kararının özeti:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin 3/e bendinde, davanın süre aşımı yönünden inceleneceği, 15. maddesinin 1/b bendinde yazılı hallerde davanın reddedileceği, 14/6. maddesinde ise, ilk incelemeye tabi hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15. madde hükümlerinin uygulanacağının hüküm altına alındığı,

Anılan Kanun hükümlerine göre; bir idarî işlemin tebliği veya öğrenilmesi üzerine altmış günlük dava açma süresinin işlemeye başlayacağı, 11. madde kapsamında idareye yapılan başvurunun dava açma süresini durduracağı, anılan başvurunun reddi yolunda tesis edilen işlemin tebliği veya öğrenilmesi üzerine dava açma süresinin kaldığı yerden yeniden işlemeye başlayacağı, buna göre yapılan hesaplamada, esasının incelenebilmesi için davanın altmış günlük dava açma süresi içerisinde açılmış olması gerektiği, dava açma süresi geçirildikten sonra idarenin yeniden değerlendirme yapmasını gerektiren yeni bir hukuksal durum oluşmadıkça 10. madde kapsamında yapılan başvuruların geçmiş olan dava açma süresini ihya etmeyeceği,

Uyuşmazlıkta, davalı idare tarafından 15/08/2020 tarihinde davacıya toplu olarak maaş ödemesinin yapıldığı dikkate alındığında, davacının, geriye doğru tarafına ödenen maaşlarına faiz ödenmediğini en geç bu tarihte öğrendiğinin, başka bir anlatımla bu tarih itibarıyla parasal haklara faiz ile ihraç olduğu dönem ile göreve başladığı tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal haklarının ödenmemesi işleminin varlığının kabulünün gerektiği, ödeme işleminin eksik olduğu ve yasal faiz ödenmesi iddiasındaki davacı tarafından, bu ödeme tarihinden itibaren 60 gün içinde dava açılması veya 2577 sayılı Kanun'un 11. madde kapsamında idareye başvuru yapılması gerekirken, bu tarihten çok uzun zaman sonra alacaklarının ödenmesi istemiyle

22/02/2021 tarihinde başvuru yapıldığı, dava açma süresi geçirildikten sonra 2577 sayılı Kanun'un

10. madde kapsamındaki söz konusu başvurusunun da geçmiş olan dava açma süresini ihya etmeyeceği anlaşıldığından, 26/03/2021 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle,

davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

Adana Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 30/09/2021 tarih ve

E:2021/2056, K:2021/1633 sayılı kararının özeti:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. ve 10.maddesi ile 7075 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un "Kararların Uygulanması" başlıklı 10. maddesinin 1.fıkrası hükümlerine yer verilerek,

7075 sayılı Kanun'da; kamu görevinden ihraç edilip Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kararı ya da yargı kararı ile görevine iade edilen kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarının ödeneceği hususunun düzenlediği ancak bu haklar için faiz işletileceğine yönelik herhangi bir kurala yer verilmediği,

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Mülkiyet hakkı" başlıklı 35. maddesinde; "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmüne yer verildiği,

Mülkiyet hakkının, ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her türlü malvarlığı haklarını kapsayan, kişiye emeğinin karşılığına sahip olma ve geleceğe yönelik planlar yapma, sahibi olduğu şey üzerinde kanunlar çerçevesinde dilediği gibi tasarrufta bulunma imkânı veren ve toplum menfaatine aykırı olmamak kaydıyla maliki olduğu şeyi dilediği şekilde kullanma hakkı tanıyan, millî ve milletlerarası temel hukuk normlarıyla güvence altına alınan üstün nitelikli bir hak olduğunun kabul gördüğü,

Nitekim; açığa alınan bir kamu görevlisinin kesilen maaşının göreve iade edildikten sonra değer kaybına uğratılarak ödenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvuru üzerine Anayasa Mahkemesi'nce verilen 07/02/2019 tarih ve 2015/4812 başvuru sayılı kararda; "...Sonuç olarak başvurucunun maaşından kesintilerin yapıldığı tarihlerden ödemenin yapıldığı tarihe kadar geçen süredeki enflasyon oranları dikkate alındığında mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilen sözkonusu alacakların enflasyon oranları karşısında önemli ölçüde değer kaybına uğratılarak ödendiği anlaşılmaktadır. Buna karşın başvurucuya herhangi bir faiz ödemesi ise yapılmamış, faiz ödenmesi yönündeki başvurucunun talebi de idare ve yargısal makamlarca reddedilmiştir. Söz konusu değer kaybının oranı gözetildiğinde müdahaleyle başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklendiği, bu sebeple söz konusu müdahalenin kamunun yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında kurulması gereken adil dengeyi başvurucu lehine bozduğu kanaatine varılmıştır. (...) başvurucunun maaşından yapılan kesintilerin daha sonra göreve iade edildiğinde enflasyon oranları karşısında değer kaybına uğratılarak ödenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır." gerekçesiyle, mülkiyet hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına hükmedildiği,

Anayasa Mahkemesinin bu kararı gereğince; görevinden uzaklaştırılan ya da ihraç edilen bir kamu görevlisinin, görevinden uzaklaştırıldığı ya da açıkta geçen dönemde mahrum kaldığı parasal haklarının (faiz, nöbet ücreti, ek ders ücret, döner sermaye ödemesi v.s.) mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği,

Dava dosyasının incelenmesinden; ............ İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde öğretmen olarak görev yapmakta olan davacının, 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca görevine son verildiği, Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun 24/06/2020 tarih ve 2020/9278 sayılı kararı ile görevine iade edildiği ve .................... İli ............. İlçesi ..................... İlkokulunda görevine başladığı, görevden ihraç olunduğu dönemdeki maaş alacaklarının 15/08/2020 tarihinde davacıya ödendiği, davacı tarafından ihraç olduğu döneme dair mahrum kaldığı mali ve sosyal hakları ile maaşlarının yasal faizinin ödenmesi istemiyle 22/02/2021 tarihinde yapılan başvurunun 26/02/2021 tarih ve E-95522234-869-21380321 sayılı işlemle reddi üzerine 26/03/2021 tarihinde kayda giren dilekçe ile bakılmakta olan davanın açıldığı,

Yukarıda izah edilen hukuki durum ve uyuşmazlık konusu olay birlikte değerlendirildiğinde; kamu görevinden ihraç edilip, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararı ile görevine döndürülen davacının, açıkta geçen sürede mahrum kaldığı maaşlarının 7075 sayılı Kanun'un 10.maddesinin amir hükmü gereğince davalı idarece resen davacının maaş hesabına yatırıldığı, ancak ödenen maaşlara gecikmeden dolayı kanuni faiz işletilmediği ve diğer mali hakların da ödenmediği, bu hususta (faiz ödenmediğine ya da yapılan ödemenin hangi unsurlardan oluştuğuna dair) davacıya yapılmış yazılı bir bildirim bulunmadığı, Anayasa Mahkemesince mülkiyet hakkı kapsamında görülen faiz alacağını ve diğer mali haklarını davacının ilk defa işbu davaya esas 22/02/2021 tarihli dilekçesi ile talep ettiği, alacağın hukuki mahiyetinin, daha önce konuya ilişkin bir başvuru veya yazılı bildirim yapılmamış olması karşısında; vaki başvurunun 2577 sayılı Kanun'un 10.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldığı,

Bu durumda; davacının, 2577 sayılı Kanun'un 10.maddesi kapsamında 22/02/2021 tarihinde yaptığı başvurunun reddine dair 26/02/2021 tarihli işlemin tebliği üzerine 60 günlük dava açma süresi içinde 26/03/2021 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmadığından, yazılı gerekçe ile davayı süre aşımı nedeniyle reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle,

Davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin kabulü ile istinafa konu Mersin 1. İdare Mahkemesinin 06/07/2021 tarih ve E:2021/353 K:2021/695 sayılı kararının kaldırılmasına ve 2577 sayılı Kanun'un 45/5 maddesi gereğince esastan karar verilmek üzere dava dosyasının Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

II-İNCELEME VE GEREKÇE: MADDİ OLAY:

Uyuşmazlıklarda, Kanun Hükmünde Kararnameler ile kamu görevinden çıkarılan davacıların daha sonrasında OHAL Komisyonu kararı ile görevine iade edilmeleri üzerine; açıkta kaldıkları sürelere ilişkin maaş ve sabit ödemelerin ödendiği fakat bu ödemelere ilişkin yasal faiz ile diğer mali haklarının ödenmediğinden bahisle idareye yaptıkları başvuruların reddine dair işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda davaların süresinde açılıp açılmadığı yönünden farklı kararlar verilmesi üzerine, aykırılığın oluştuğu görülmüştür.

İLGİLİ MEVZUAT :

1- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu: Dava açma süresi:

Madde 7 – 1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde

Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.

2. Bu süreler;

a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,

b) Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği;

Tarihi izleyen günden başlar.

3. Adresleri belli olmayanlara özel kanunlarındaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça süre, son ilan tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün sonra işlemeye başlar.

4. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.

İdari makamların sükutu: Üst makamlara başvurma:

Madde 11 – 1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.

2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.

3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.

4. (Mülga : 10/6/1994-4001/6 md.)

2- 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında

Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun: Komisyonun Oluşumu

MADDE 1- (1) Anayasanın 120 nci maddesi kapsamında ilan edilen ve 21/7/2016 tarihli ve 1116 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararıyla onaylanan olağanüstü hal kapsamında, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle başka bir idari işlem tesis edilmeksizin doğrudan kanun hükmünde kararname hükümleri ile tesis edilen işlemlere ilişkin başvuruları değerlendirmek ve karara bağlamak üzere Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kurulmuştur.

(2) Komisyon, yedi üyeden oluşur. Üyelerin üçü kamu görevlileri arasından Cumhurbaşkanı tarafından, bir üye Adalet Bakanlığının merkez teşkilatı ile bağlı ve ilgili kuruluşlarında çalışan hâkim ve savcılar arasından Adalet Bakanınca, bir üye mülki idare amirleri sınıfına mensup personel arasından İçişleri Bakanınca, birer üye Yargıtayda ve Danıştayda görev yapan tetkik hâkimleri arasından Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir. Komisyon, kendi üyeleri arasından yapacağı seçimle bir başkan ve bir başkanvekili seçer.

(3) Komisyonun toplantı ve karar yeter sayısı dörttür. Oylamalarda çekimser oy kullanılamaz.

Kararların uygulanması

MADDE 10- (1) (Değişik: 25/7/2018-7145/22 md.) Kamu görevinden, meslekten veya

görev yapılan teşkilattan çıkarılan ya da ilişiği kesilenlere ilişkin başvurunun kabulü hâlinde karar, kadro veya pozisyonunun bulunduğu kuruma, yükseköğretim kurumlarında kamu görevinden çıkarılan öğretim elemanları için Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına bildirilir. Kamu görevine iade edilmesine karar verilenlerin eski kadro veya pozisyonuna atanması esastır. (İptal üçüncü cümle: Anayasa Mahkemesi’nin 24/12/2019 tarihli ve E.: 2018/159, K.: 2019/93 sayılı Kararı ile.) Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına bildirilenlerin atama teklifleri; Ankara, İstanbul, İzmir illeri dışında ve 2006 yılından sonra kurulan yükseköğretim kurumlarına öncelik verilmek kaydıyla, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından kamu görevinden çıkarıldığı yükseköğretim kurumu haricinde tespit edilecek yükseköğretim kurumlarından birine önceki kadro unvanlarına uygun olarak on beş gün içinde yapılır. Kurumlar, bildirim veya atama teklif tarihini takip eden otuz gün içerisinde atama işlemlerini tamamlar. Bu kapsamda yer alan personele ilişkin kadro ve pozisyonlar, ilgililere ilişkin atama onaylarının alındığı tarih itibarıyla diğer kanunlardaki hükümlere bakılmaksızın ve başka bir işleme gerek kalmaksızın ilgili mevzuatı uyarınca ihdas, tahsis ve vize edilmiş sayılır. Söz konusu kadro ve pozisyonlar, herhangi bir şekilde boşalmaları hâlinde başka bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Atama emri, ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgililere tebliğ edilir. Tebliğ tarihini takip eden on gün içerisinde göreve başlamayanların bu maddeden doğan atanma hakkı ile mali hakları düşer. Kamu kurum ve kuruluşları atama ve göreve başlatma işlemlerinin sonucunu, işlemlerin tamamlanmasını takip eden on beş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirirler. İlgililerin kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin kanun hükmünde kararname hükümleri, bu fıkrada belirtilen kişiler bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkmış sayılır. Bu kapsamda göreve başlayanlara, kamu görevinden çıkarılma tarihlerini takip eden aybaşından göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları ödenir. Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz.

(2) Kapatılan kurum ve kuruluşlara ilişkin başvurunun kabulü halinde ilgili kanun hükmünde kararname hükümleri, söz konusu kurum ve kuruluş bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte söz konusu kanun hükmünde kararnamenin yayımı tarihinden geçerli olmak üzere ortadan kalkmış sayılır. Buna ilişkin işlemler ilgisine göre İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı veya Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilir.

(3) Komisyonun karara bağladığı dosyaya ilişkin olarak Komisyonda bulunan tüm evrak, birinci fıkra kapsamına giren dosyalarda ilgilinin son görev yaptığı kurum veya kuruluşa, ikinci fıkra kapsamına giren dosyalarda ilgili kurum veya kuruluşa, diğer dosyalarda ise ek 1 inci maddeye göre husumetin yöneltileceği kurum veya kuruluşa devredilir.

3- 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin

Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun:

Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu: Madde 3/C-

...

4. Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri şunlardır:

...

c) Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması hâlinde; resen veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi hâlinde kendi görüşlerini de ekleyerek Danıştaydan bu konuda karar verilmesini istemek.

...

5. Dördüncü fıkranın (c) bendine göre yapılacak istemler, konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna iletilir. İlgili dava daireleri kurulunca üç ay içinde karar verilir. Aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Başvuruya konu olan kararlar arasındaki aykırılığı, davaların süresinde açılıp açılmadığı hususu oluşturmaktadır.

2577 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen 11.maddesi hükmü uyarınca ilgililerin, altmış günlük dava açma süresi içerisinde doğrudan dava açmak yerine işlemi tesis eden idarenin hiyerarşik olarak üstü olan makama veya üst makam yoksa işlemi tesis eden makama başvurarak işlemin düzeltilmesini isteme hakkına sahip oldukları açık olup, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde, başvuru tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılmak suretiyle dava açma süresi içerisinde dava açabileceği kuşkusuzdur.

7075 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 1. fıkrasında; OHAL komisyonu kararı uyarınca görevine iade edilenlerin, kamu görevinden çıkarılma tarihlerini takip eden aybaşından göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal haklarının ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca anılan hükümde, kişilerin, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamayacağı belirtilmiştir.

Uyuşmazlık konusu olaylarda; idareler tarafından davacılara, OHAL Komisyonu kararı ile görevlerine dönmeleri üzerine yukarıda aktarılan 7075 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince açıkta kaldıkları döneme ilişkin mali hakları ödenmiş ancak görevlerinden ayrı kaldıkları süreye ilişkin olarak yapılan ödemelere faiz işletilmemiş ya da fiilen çalışma karşılığı ödenen mali haklar anılan ödemenin kapsamı dışında bırakılmıştır.

Bu durumda, davacılar kendilerine açıkta kaldıkları dönem için yapılan mali ödemelerin içinde faiz ödemesinin ya da fiilen çalışma karşılığı yapılan mali ödemelerin olmadığını, anılan ödemenin yapıldığı tarih itibarıyla öğrenmiş bulunmaktadırlar. Davacıların, idareye yaptıkları başvurular da esas itibarıyla yapılan ödemenin eksik yapıldığından bahisle yapılan ve gerçekleşen ödemelerin, faiz ödemesini ya da diğer mali hakları kapsamadığı iddiasından kaynaklanan başvurulardır. Dolayısıyla, davacıların başvuruları, idarelerin 7075 sayılı Kanun'un 10. maddesinin eksik/hatalı uyguladığından bahisle ve yeni bir işlem tesis edilerek eksik ödemenin tamamlanması talebiyle yapılan başvurular olup; bu nedenle de, bu başvuruların 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu açıklamalar ışığında, dava açma sürelerinin hesaplanmasında, davacılara açıkta kaldıkları döneme dair yoksun kaldıkları mali haklara ilişkin yapılan ödemelerden haberdar oldukları tarihlerin esas alınması gerekmekte olup, buna göre 2577 sayılı Kanun'un 7. ve 11. maddelerinde öngörülen süreler içinde davanın açılıp açılmadığı değerlendirilmelidir.

Bu itibarla, aykırılığın giderilmesine konu edilen uyuşmazlıklardaki başvuruların, 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında yapılmış başvurular olarak kabul edilmesi gerektiği değerlendirildiğinden, davacıların kendilerine ödeme yapıldığı tarihten itibaren 11.maddede öngörülen 60 günlük süreden uzun bir zaman geçtikten sonra yaptıkları başvuruların reddi üzerine açtıkları davaların süresinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

III-SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle, aykırılığın yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın süre aşımından reddi doğrultusunda giderilmesine, kesin olarak, 27/04/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

YORUM EKLE