Danıştay'dan diplomalarda isim değişikliği ile ilgili yeni karar

Danıştay'dan diplomalarda isim değişikliği ile ilgili yeni karar

Danıştay'dan diplomalarda isim değişikliği ile ilgili yeni karar

Danıştay'dan diplomalarda isim değişikliği ile ilgili yeni karar

Danıştay'dan diplomalarda isim değişikliği ile ilgili yeni karar

Danıştay'dan diplomalarda isim değişikliği ile ilgili yeni karar

Davacının geçici mezuniyet belgesi ve diplomasında yer alan isminin değiştirilerek yeniden düzenlenmesi talebinin reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında.

T.C.

D A N I Ş T A Y

SEKİZİNCİ DAİRE

Esas No : 2019/9162

Karar No : 2021/10

DÜZELTİLMESİ İSTEMİNDE BULUNAN (DAVACI) : ..

VEKİLİ : Av. ..

KARŞI TARAF (DAVALI) : ................................................Üniversitesi Rektörlüğü

VEKİLİ : Av. ..

İSTEMİN ÖZETİ : Danıştay Sekizinci Dairesinin 13/09/2019 gün ve E:2015/7433, K:2019/7299 sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ............................................

DÜŞÜNCESİ : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede öne sürülen düzeltme nedenleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesine uygun bulunduğundan düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Sekizinci Dairesi'nin 13/09/2019 tarih ve E:2015/7433, K:2019/7299 sayılı kararı kaldırılarak işin esası yeniden incelendi.

Dava, davacının geçici mezuniyet belgesi ve diplomasında yer alan isminin "..." olarak değiştirilerek yeniden düzenlenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 14/07/2014 tarih ve 3602 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince, diploma ve geçici mezuniyet belgelerinde yer alan bilgilerin mezuniyet tarihindeki bilgiler esas alınarak düzenleneceğine ilişkin açık düzenleme karşısında, davacının mezuniyet tarihi olan 07/02/2013 tarihinden sonra nüfus bilgilerinde söz konusu mahkeme kararı ile yapılan değişiklikler sebebiyle diploma ve geçici mezuniyet belgesinin yeniden düzenlenmesinin hukuken olanaklı olmadığı, ancak sözü edilen nüfus bilgisindeki değişikliğin diplomanın arkasına şerh düşülebileceği açık olduğundan davacının talebinin belirtilen gerekçeyle reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 'Lisans düzeyinde öğretim' başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; "Yükseköğretim kurumlarında, kuruluş özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre yapılan eğitim- öğretim ve buna dayalı olarak verilen diplomalarla ilgili esaslar her üniversitece hazırlanacak öğretim ve sınav yönetmeliğinde belirtilir." hükmü yer almıştır.

Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki haliyle Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ön Lisans ve Lisans Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği'nin 'Diplomalar' başlıklı 38. maddesinde; "Diplomalara ilişkin esaslar şunlardır:... b) Diplomalar Senato tarafından belirlenecek esaslara göre düzenlenir. Öğrenciye, diploma hazırlanana kadar geçici mezuniyet belgesi verilebilir. Öğrenci diplomayı teslim aldığında geçici mezuniyet belgesini iade eder... d) Önlisans ve lisans programlarından mezun olan öğrencilere diplomaları ile birlikte diploma eki (DE) verilir. e) Mezuniyet tarihi son sınav döneminin bitim tarihini takip eden işgünüdür... ğ) Geçici mezuniyet belgesinin kaybedilmesi halinde mahalli gazetede, diplomanın kaybedilmesi halinde ise yurt çapında yayımlanan bir gazetede kayıp durumu ilan edilir ve diplomanın nüsha sayısını belirten yeni diploma düzenlenir.” hükmü düzenlenmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden, .......................... Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Antrenörlük Eğitimi Bölümü'nden 07/02/2013 tarihinde mezun olan davacının, Mahkeme kararı ile isim ve cinsiyet değiştirdiğini belirterek geçici mezuniyet belgesi ve diplomasında yer alan isminin "..." olarak değiştirilerek yeniden düzenlenmesi talebiyle yaptığı başvurunun, diplomanın yeniden düzenlenmesinin mümkün olmadığı ancak başvurması halinde diplomasının arka yüzüne şerh düşülerek mezuniyet tarihinden sonra mahkeme kararıyla nüfus bilgilerinin değiştiğine dair bir açıklama yapılabileceği ya da bu hususta belge verilebileceği gerekçesiyle reddedilmesi üzerine, bu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Anayasamızın 'Kanun önünde eşitlik' başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrasında; "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir." hükmü, 'Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı' başlıklı 17. maddesinin 1. fıkrasında; "Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir." hükmü, 'Özel hayatın gizliliği' başlıklı 20. maddesinde; "Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz... Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir." hükmü yer almıştır.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 'Amaç' başlıklı 1. maddesinde; Bu Kanunun amacı, kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemektir. " hükmüne, 'Özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartları' başlıklı 6. maddesinde; "Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel veridir. Özel nitelikli kişisel verilerin, ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesi yasaktır. Birinci fıkrada sayılan sağlık ve cinsel hayat dışındaki kişisel veriler, kanunlarda öngörülen hâllerde ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir. Sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir." hükmüne yer verilmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 'Özel ve aile hayatına saygı hakkı' başlıklı 8. maddesinde; "Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir." düzenlemesi yer almıştır.

Diğer taraftan; 108 No.lu Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması Sözleşmesi'nin 1. maddesinde; her üye ülkede, uyruğu veya ikametgâhı ne olursa olsun gerçek kişilerin, temel hak ve özgürlüklerini ve özellikle kendilerini ilgilendiren kişisel nitelikteki verilerin otomatik yollarla işleme tabi tutulması karşısında özel yaşam haklarını güvence altına almak hususu temel amaç olarak belirlenmiş, 6. maddesinde ise; özel veri kategorileri kapsamında, iç hukukta uygun güvenceler sağlanmadıkça, ırksal kökeni, siyasi düşünceleri, dini veya diğer inançları ortaya koyan kişisel veriler ile sağlık veya cinsel hayatla ilgili kişisel verilerin otomatik işleme tabi tutulmayacağı hususu düzenlenmiştir.

Yukarıda yer verilen mevzuat düzenlemeleri uyarınca kişilerin etnik köken, siyasi düşünce, dini inanç, sağlık, cinsel hayata ilişkin verileri özel nitelikli kişisel/hassas veriler olarak kabul edilmekte olup ilgililerin mağdur olmasına veya ayrımcılığa maruz kalmasına neden olma riski taşıdıklarından bu verilerin, diğer kişisel verilere göre çok daha sıkı şekilde korunmaları gerekmektedir.

Uyuşmazlıkta; davacının diplomasında yer alan önceki isim ve cinsiyetine dair bilgilerin üçüncü kişilere ifşa edilmemesi gerektiği, zira cinsiyet değişikliği sürecini mevzuata uygun olarak tamamlamış ve bu durumu Mahkeme kararıyla yasal koruma altına alınmış olan davacının, kanuni tanınma sonrasında tüm resmi belgelerinin değiştirilmesinin ve eski kimlik bilgilerinin üçüncü kişilerin erişimine kapalı olmasının, kişinin manevi varlığı ile doğrudan ilgili olduğu, bu kapsamda davacıya temel insan hakları çerçevesinde, yeni kimlik bilgilerine göre düzenlenmiş bir diploma verilmesi gerektiği; aksi takdirde nüfus bilgilerinde meydana gelen değişikliklerin, diploma gibi resmi evraka işlenmemesinin özel hayatın gizliliği başta olmak üzere kişinin, temel hak ve özgürlüklerini ihlal edeceği ve beraberinde mağdur olacağı anlaşılmaktadır.

Bu durumda; davacının talebinin diplomalardaki değişiklikleri düzenleyen usuli engeller kapsamında düşünülmeyip, davacıya yeni bir diploma düzenlenmesi hakkaniyete ve hukuka uygun olacağından tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk, aksi yöndeki Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, ........ İdare Mahkemesi'nin 11/03/2015 gün ve E:2014/505, K:2015/94 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 13/01/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, davacının karar düzeltme isteminin reddedilmesi gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyorum.

YORUM EKLE