Avukatlık Hizmet Süresinden Sayılacak Hizmetler

Avukatlık Hizmet Süre Hesabında Hangi Çalışmalar Dikkate Alınmalıdır?

Avukatlık Hizmet Süresinden Sayılacak Hizmetler

Avukatlık Hizmet Süre Hesabında Hangi Çalışmalar Dikkate Alınmalıdır?

Avukatlık Hizmet Süresinden Sayılacak Hizmetler

Avukatlık Hizmet Süre Hesabında Hangi Çalışmalar Dikkate Alınmalıdır?

Avukat olarak görev yapan davacının daha önce özel sektörde sağlık hizmetleri ile ilgili olarak çalışmış olduğu sürelerin memuriyet hizmet sürelerine eklenmesi yönünde çalışmış olduğu idareye  yapmış olduğu başvurunu idaresince red edilmesi üzerine İdare Mahkemesinde açılan davada idare Mahkemesi 657 sayılı Devlet Memurları kanununun 36 maddesine göre hizmet birleştirilmesi işleminin yapılaması yönünde karar vermiştir.Bu kararın temyiz edilmesi neticesinde ise Danıştay Başkanlığı "657 sayılı Yasanın 36. maddesinin Ortak Hükümler bölümünün C kısmının 2. bendinde, sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfına girenlerden memurluğa girmeden önce yurt içinde veya yurt dışında mesleklerini serbest olarak veya resmi veya özel kurumlarda yapanlarla, memurluktan ayrıldıktan sonra bu işlerde çalışarak yeniden memurluğa girmek isteyenlerin sağlık hizmetlerinde geçen süresinden, bu kanun ve bu kanunun 87 nci maddesinde sözü edilen kurumlarda geçen süreleri ile 196 ncı maddede belirtilen şekilde tespit edilecek mahrumiyet bölgelerinde en az 3 yıl çalışanların veya çalışacak olanların sürelerinin tamamı ve geri kalan sürelerinin 3/4 ü toplamı memurlukta geçmiş sayılarak bu sürelerin her yılı için bir kademe ilerlemesi ve her üç yılı için bir derece yükselmesi verilmek suretiyle değerlendirileceği kuralına yer verilmiş, 3. bendinde ise, avukatlık hizmetleri sınıfına girenlerin memuriyete girmeden önce veya memurluktan ayrılarak serbest avukatlıkla geçirdikleri sürelerin 3/4 ü memuriyette geçmiş sayılarak, bu  sürelerin her yılı bir kademe ilerlemesine ve her üç yılı bir derece yükselmesine esas olacak şekilde değerlendirileceği kurala bağlanmıştır. Madde hükümlerinde, özel sektörde geçen hizmetlerin ilgililerin bulundukları görevle (davacı için en son görevi olan avukatlıkla) ilgili olması gerektiği, özel sektörde çalışılan hizmete uygun bir kadroda görev almadıkça bu hizmetlerin intibakının yapılamayacağı" yönünde karar vermiştir

T.C. D A N I Ş T A Y Beşinci Daire Esas No : 2008/2335 Karar No : 2010/6852

Özeti : Davacının yürütmekte olduğu avukatlık görevi ile ilgili olmayan ve sağlık hizmetleri sınıfında değerlendirilebilecek olan özel sektörde geçen hizmetlerinin, kazanılmış hak aylık derecesinin belirlenmesinin değerlendirilmesine olanak bulunmadığı hakkında.

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Vekili : Av. …

Karşı Taraf : … İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hukuk Müşavirliği İsteğin Özeti : İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nin 5.10.2007 günlü, E:2006/308, K:2007/1480 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir. Danıştay Tetkik Hakimi: Mahmut Ersert Düşüncesi : Davacının özel sektörde çalıştığı alan sağlık hizmetleri ile ilgili olup, avukatlık hizmetleri sınıfı ile ilgili olmadığından intibakında değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır. Dolayısıyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı : Aylin Bayram Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında hukuk müşavirliğinde avukat olarak görev yapan davacı, sağlık hizmetinde özel sektörde sigortalı olarak geçen hizmet sürelerinin memuriyetten sayılması istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin 26.6.2006 günlü, 30539 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açmıştır. İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nin 5.10.2007 günlü, E:2006/308, K:2007/1480 sayılı kararıyla; 657 sayılı Yasanın 36. maddesi uyarınca memuriyete girmeden önce özel sektörde geçen hizmetlerin değerlendirilmesinin öngörüldüğü ve değerlendirme yönünde hizmet sınıfları arasında bir fark gözetilmediğinden, davacının özel sektörde çalıştığı sürelerin 3/4 ünün intibakında değerlendirilmesi gerekirken, davacının bu yönde yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir. Davalı idare, İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu öne sürmekte ve anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir. 657 sayılı Yasanın 36. maddesinin Ortak Hükümler bölümünün C kısmının 2. bendinde, sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfına girenlerden memurluğa girmeden önce yurt içinde veya yurt dışında mesleklerini serbest olarak veya resmi veya özel kurumlarda yapanlarla, memurluktan ayrıldıktan sonra bu işlerde çalışarak yeniden memurluğa girmek isteyenlerin sağlık hizmetlerinde geçen süresinden, bu kanun ve bu kanunun 87 nci maddesinde sözü edilen kurumlarda geçen süreleri ile 196 ncı maddede belirtilen şekilde tespit edilecek mahrumiyet bölgelerinde en az 3 yıl çalışanların veya çalışacak olanların sürelerinin tamamı ve geri kalan sürelerinin 3/4 ü toplamı memurlukta geçmiş sayılarak bu sürelerin her yılı için bir kademe ilerlemesi ve her üç yılı için bir derece yükselmesi verilmek suretiyle değerlendirileceği kuralına yer verilmiş, 3. bendinde ise, avukatlık hizmetleri sınıfına girenlerin memuriyete girmeden önce veya memurluktan ayrılarak serbest avukatlıkla geçirdikleri sürelerin 3/4 ü memuriyette geçmiş sayılarak, bu  sürelerin her yılı bir kademe ilerlemesine ve her üç yılı bir derece yükselmesine esas olacak şekilde değerlendirileceği kurala bağlanmıştır. Madde hükümlerinde, özel sektörde geçen hizmetlerin ilgililerin bulundukları görevle (davacı için en son görevi olan avukatlıkla) ilgili olması gerektiği, özel sektörde çalışılan hizmete uygun bir kadroda görev almadıkça bu hizmetlerin intibakının yapılamayacağı anlaşılmaktadır. Dosyanın incelenmesinden, davacının 1.7.1984 tarihinde sağlık meslek lisesi mezunu olarak sağlık hizmetleri sınıfında işe başladığı, 7.9.1988 tarihinde istifa ederek özel sektörde hemşire olarak işe başladığı, bir süre sonra memuriyete döndüğü, tekrar istifa ettiği, bu arada hukuk fakültesini bitirdiği ve 29.6.2001 tarihinde yeniden memuriyete dönerek Milli Savunma Bakanlığı İzmir İnşaat Emlak Başkanlığı'nda genel idare hizmetleri sınıfında hukuk uzman yardımcısı kadrosunda göreve başladığı, bu Kuruma yaptığı başvuru üzerine özel sektörde geçen hizmetlerinin emekli keseneğine esas aylığında değerlendirildiği, kazanılmış hak aylık derecesinde değerlendirilmediği, 4.9.2002 tarihinde avukat olarak göreve başladığı, 16.3.2005 tarihinde de davalı idareye naklen atandığı, özel sektörde geçen hizmetlerin kazanılmış hak aylık derecesine esas intibakında değerlendirilmesi yolundaki başvurusunun intibakı istenilen hizmetlerin mesleği ile ilgili olmaması nedeniyle reddine ilişkin 26.6.2006 günlü, 30539 sayılı işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davacının yürütmekte olduğu avukatlık görevi ile ilgili olmayan ve sağlık hizmetleri sınıfında değerlendirilebilecek olan özel sektörde geçen hizmetlerin kazanılmış hak aylık derecesinin belirlenmesinde değerlendirilmesine olanak bulunmadığından, davacının başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında da hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nce verilen 5.10.2007 günlü, E:2006/308, K:2007/1480 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, 29.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Güncelleme Tarihi: 13 Ocak 2020, 08:41
YORUM EKLE