Anayasa Mahkemesinden öğretim üyesinin muayene açma talebiyle ilgili önemli karar

Anayasa Mahkemesinden öğretim üyesinin muayene açma talebiyle ilgili önemli karar

Anayasa Mahkemesinden öğretim üyesinin muayene açma talebiyle ilgili önemli karar

Anayasa Mahkemesinden öğretim üyesinin muayene açma talebiyle ilgili önemli karar

Anayasa Mahkemesinden öğretim üyesinin muayene açma talebiyle ilgili önemli karar

Muayenehane Ruhsatı Talebinin Kabul Edilmemesi İşlemine Yönelik Yapılan Yargılamada Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkının İhlal Edilmediği

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 23/2/2023 tarihinde, Ayşe Fahriye Tosun (B. No: 2021/17663) ve Cihangir Akyol (B. No: 2021/33759) başvurularında Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.

Olaylar

Üniversitede profesör unvanı ile görev yapmakta olan başvurucular mesai sonrasında mesleklerini serbestçe icra etmek amacıyla muayenehane ruhsatı verilmesi talebinde bulunmuştur. Sağlık Müdürlüğü başvurucuların 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'na tabi öğretim üyesi olduğu gerekçesi ile bu isteğin reddine karar vermiştir. Başvurucuların açtığı davalar derece mahkemelerince reddedilmiştir. Bu karara yönelik istinaf ve sonrasında temyiz talebi de reddedilmiştir.

İddialar

Başvurucular, mesai saatleri sonrası serbest meslek faaliyetinde bulunma isteklerinin kabul edilmemesi üzerine bu işlemin iptali talebiyle açmış oldukları davaların reddine karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Başvurucunun talep ettiği ruhsatname düzenlenmesi isteğinin reddine dayanak olan 2547 sayılı Kanun'un "Çalışma esasları" kenar başlıklı maddesinde, öğretim üyelerinin çalışmasının usul ve esasları düzenlenmektedir. Kanun maddesinde öğretim üyelerinin bu sıfatları devam ederken öğretim kurumu dışındaki mesleki faaliyetlerini hangi şekilde ve hangi şartlarda gerçekleştirebilecekleri ayrıntılı olarak düzenlenmektedir. Öte yandan aynı hükümde 2547 sayılı Kanun'da hüküm bulunmayan hâllerde devlet memurlarının ticaret ve diğer kazanç getiren faaliyetlerde bulunmasını yasaklayan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 28. maddesinin uygulama alanı bulacağı da düzenlenmiş olup maddenin ilk fıkrasının ikinci cümlesinde memurların serbest meslek faaliyetinde bulunmak amacıyla muayenehane, ofis, büro vb. yerleri açamayacakları düzenlemesi yer almaktadır.

Derece mahkemeleri 2547 sayılı Kanun’dan ve Anayasa Mahkemesinin 7/11/2014 tarihli iptal kararından (E.2014/61, K.2014/166) hareketle, 6514 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 18/1/2014 tarihinde doçent veya profesör unvanı bulunmakla birlikte bu tarihten önce faaliyette olan muayenehane sahibi kişiler arasında da yer almayan başvurucuların muayenehane açma isteğinin reddine karar verilmesini hukuka uygun bulmuştur.

1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu uyarınca tabip tarafından hasta kabulü için tahsis edilen muayenehanenin fiziki koşulları ile birtakım gerekli alanların yönetmeliğe uygunluğu ve serbest meslek icra etmek isteyen kişinin bu hususta geçerli bir diploma ve uzmanlık belgesinin bulunup bulunmadığının incelemesi sağlık müdürlüklerinin yetkisinde ve öncelikli görevleri arasındadır. İdarenin işlem tesis ederken bu iki Kanun'un yanı sıra bu hususa ilişkin diğer kanuni düzenlemeleri de dikkate aldığı anlaşılmıştır.

Derece mahkemelerinin 2547 sayılı Kanun hükmü ile birlikte Anayasa Mahkemesinin kararındaki gerekçeden hareketle 18/1/2014 tarihinden önce faal muayenehanesi bulunan kişiler arasında olmayan başvurucuların serbest meslek icrası hakkının bulunmadığı yönündeki kanaatinin açık bir keyfîlik veya bariz takdir hatası içermediği görülmüştür. Dolayısıyla somut olayda mesai saatleri sonrasında özel muayenehanesinde serbest mesleki faaliyette bulunmak isteyen öğretim üyesi başvurucuların talebinin 2547 sayılı Kanun ve bu Kanun ile atıf yapılan 657 sayılı Kanun'un 28. maddesi uyarınca reddedilmiş olması yargılamanın hakkaniyetini zedelememiştir.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.

YORUM EKLE