Sosyal medya paylaşımları sebebiyle öğretmenlikten memuriyete atama yapılabilir mi?

Sosyal medya paylaşımları sebebiyle öğretmenlikten memuriyete atama yapılabilir mi?

Sosyal medya paylaşımları sebebiyle öğretmenlikten memuriyete atama yapılabilir mi?

Sosyal medya paylaşımları sebebiyle öğretmenlikten memuriyete atama yapılabilir mi?

Sosyal medya paylaşımları sebebiyle öğretmenlikten memuriyete atama yapılabilir mi?

Sosyal medya paylaşımları sebebiyle öğretmenlikten memuriyete atama yapılabilir mi?

Olayda, davacının sosyal medya üzerinden yapmış olduğu soruşturma konusu paylaşımları; mesleğin gerektirdiği itibar ve güven duygusunu azaltan, cinsiyet ayrımcılığına yönelik, bireye ve topluma karşı sorumluktan uzak, mesleki etik ilkeleri aykırı nitelikte olduğu dikkate alındığında, öğretmenlik mesleğinin genel tutum ve değerlerine uygun olmayan bu eylemleri nedeniyle Felsefe Öğretmeni olan davacının, hizmet sınıfının değiştirilerek memur kadrosuna atanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında.

T.C.

D A N I Ş T A Y

İKİNCİ DAİRE

Esas No : 2020/119

Karar No : 2021/104

EDEN (DAVALI) : Milli Eğitim Bakanlığı

VEKİLİ : Hukuk Müşaviri ...

TARAF (DAVACI) : .

VEKİLİ : Av. .

İSTEMİN KONUSU : ......................... Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesince verilen 19/09/2019 günlü, E:2019/363, K:2019/823 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem: Dava; ...................................................... Lisesinde "Felsefe Öğretmeni" olarak görev yapan davacı tarafından, hakkında yürütülen soruşturmaya dayalı olarak hizmet sınıfının değiştirilmesi suretiyle aynı il, ................................................. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü emrine "Memur" olarak atanmasına ilişkin 09/03/2018 günlü, 5067410 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: ................................. 1. İdare Mahkemesinin 26/12/2018 günlü, E:2018/652, K:2018/1375 sayılı kararıyla; "davacının sosyal medyada yapmış olduğu paylaşımların, kız öğrencilere karşı cinsiyet ayrımcılığı yapmak suretiyle cinsiyetçi bir yaklaşım sergilediği, bu yaklaşımın, öğrencilerini her anlamda hayata hazırlamak, ölçülü olan her düşünce ve fikre saygılı olmayı öğretmek ve her türlü ayrımcılıktan uzak durmalarını sağlayıp, onları medeni bireyler olarak yetiştirmek gibi asli görevleri bulunan bir öğretmenin sergileyeceği yaklaşım ve kullanacağı dil olmaktan çok uzak olduğu, öğretmenlik mesleğinin mesleki ve teknik bilgi dışında, ahlaki tutum ve evrensel değerlere sahip olmayı da gerektirdiği, bu niteliklerin mesleki liyakatin temelini oluşturduğu ve bu temel ilkelerin hiçe sayılarak öğrenci yetiştirmenin mümkün olmayacağı, davacının sosyal medyada yaptığı paylaşımların ülkenin gündeminde yer edinip ulusal basına yansıdığı, bu durumun öğrencilerin aileleri nezdinde de kaygı verici bir durum olduğu, öğretmenlik mesleğinin gerek öğrenci ve ailelerine, gerekse topluma her anlamda güven vermesi gerekliliği karşısında, davacının yetersizliği nedeniyle öğretmenlik görevini yürütemeyeceği sonuç ve kanaatine varıldığından, hizmet sınıfının değiştirilerek ......................................................................... İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü emrine memur olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan, her ne kadar davacı tarafından, sosyal medyada yaptığı paylaşımların şahsi düşünceleri olduğu, kendi kurumunu bağlayıcı ithamlarda bulunmadığı, kullandığı sözcüklerin, imam hatip müfredatında öğrencilere kazandırılmaya çalışılan bir takım kavramlarla ilgili olduğu ileri sürülmekte ise de; davacının düşüncelerinin Türk Milli Eğitim sisteminin temel ilkeleriyle bağdaşmadığı, davacı tarafından kullanılan kelimelerin ortaya çıkardığı anlamların öğrencilere kazandırılmaya çalışılan değil, bilakis öğrencilerin uzak tutulması gereken düşünceler olduğu göz önüne alındığında, davacının bu iddialarına itibar edilmediği" gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: ................................................................... İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; idarelerce tesis edilen bir idari tasarrufun, hukuka ve adalet vicdanına uygun bir tasarruf niteliğinde olması yanında aynı zamanda evrensel hukukta tanımı bulunan ölçülülük ilkesine de uygun olması gerektiği, felsefe öğretmeni olarak görev yapan davacının, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar haricinde, idare hukuku anlamında öğretmenlik mesleğinden alınmayı gerektiren "öğretmenlikte yetersiz olduğu" niteliğinde bir fiili bulunmadığının sonucuna varılması nedeniyle, ölçülülük ilkesine göre salt sosyal medya paylaşımlarının, öğretmenlik mesleğinde yetersiz olduğu sonucunu doğurmayacağı değerlendirildiğinden, hakkında yürütülen disiplin soruşturması sonucunda düzenlenen soruşturma raporunda getirilen teklife istinaden Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 58. maddesi uyarınca, hizmet sınıfı (kadro ve unvanı) değiştirilerek memur olarak atanmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık, aksi yönde davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararında ise yasal isabet görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile Konya 1. İdare Mahkemesinin 26/12/2018 günlü, E:2018/652, K:2018/1375 sayılı kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; kurumların, memurlarını meslekleri ile ilgili sınıftan genel idare hizmetleri sınıfına veya genel idare hizmetleri sınıfından meslekleri ile ilgili sınıfa, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle atayabileceklerinin yasal mevzuatla öngörüldüğü; davacının sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında yürütülen soruşturma sonucu getirilen teklife istinaden hizmet sınıfının değiştirildiği; devlet memurlarının, resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını hizmet içindeki ve dışındaki davranışlarıyla göstermek zorunda oldukları; etkisi ve muhatabı doğrudan öğrenciler olan paylaşımların, meslek ahlakı bakımından rol model olması gereken öğretmen tarafından gerçekleştirilmiş olmasının, özel bir ihtisas mesleği olan öğretmenlik mesleği ile uyuşmadığı; nitekim, davanın reddi yolunda ........................................................... 1. İdare Mahkemesince verilen kararda da, bu durumun tespit edildiği ileri sürülerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmiştir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : Muhsin Ceren

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Tetkik Hâkimi'nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

.. ve ...'in; "2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 'İstinaf başlıklı 45. maddesindeki, '1) İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir............................................ 6) Bölge idare mahkemelerinin 46’ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir.' hükmü ile bahsi geçen Kanun'un, 6545 sayılı Kanun'un 20. maddesiyle değiştirilen 'Temyiz' başlıklı 46. maddesindeki, 'Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir: ... c) Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları ' düzenlemesi uyarınca;................................................. Lisesinde öğretmen olarak görev yapan davacının, hizmet sınıfı ve kadro unvanı değiştirilerek ................................................................. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü emrine memur olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemin, yukarıda anılan Kanun'un 46/c maddesinde ifade edilen 'belli bir meslekten çıkarılma sonucunu doğuran işlem'............................................ olarak değerlendirilemeyeceği, anılan ifadeden meslek grupları için ilgili hukuki metinlerinde ayrıca düzenlenmiş olan 'meslekten ihraç' veya 'mesleki faaliyetini durdurma' cezalarının anlaşılması gerektiği, bu nedenle kararın temyiz yolu açık olmayan 'kesin' kararlardan olduğu sonucuna varılmakla, temyiz isteminin incelenmesine yasal olanak bulunmadığı ve davacının temyiz isteminin incelenmeksizin reddedilmesi gerektiği' yolundaki ayrışık oylarına karşılık, dava konusu uyuşmazlığın, 2577 sayılı Kanun'un 46/c maddesi kapsamında, temyize tabi olduğuna oyçokluğuyla karar verilerek işin esasına geçildi:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY:

Dava dosyasının incelenmesinden; ................................................................................. Lisesinde "Felsefe Öğretmeni" olarak görev yapan davacı hakkında, sosyal medya hesabından "Kız öğrencilerinin giydiği eşofman onları çıplak yapar ...", "Ya benim çok sapık duygularım var ya da şeytan onlara uğramıyor... Bir genç kızın vücut hatlarını gördükten sonra şeytan size üflemiyorsa ya erkekliğinizi ya da imanınızı kaybetmişsiniz demektir." şeklindeki paylaşımları ve "Branşı kapsamında uhdesine verilmiş olan felsefe, psikoloji ve sosyoloji derslerinin müfredat programını takip etmeyerek, derslerin dışında konuşmalar yaptığı" iddialarıyla ilgili olarak yürütülen soruşturma sonucunda düzenlenen 21/02/2018 günlü, 9280/10,7 sayılı soruşturma raporunda; davacının, okulda sergilediği davranışlarında ve sosyal medya paylaşımlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nda yer alan ilkeleri hiçe sayan bir tutum sergilediği, öğretmen yeterlilikleri konusunda yayımlanan ilkelere aykırı hareket ettiği, uhdesinde verilen müfredatı takip etmediği, ayrıca sınıf içi uygulamalarında eşitlik ilkelerine aykırı olarak öğrencilere bir takım kağıt ve zarflar dağıtarak pedagojik olmayan ilkeler benimsediği belirtilerek, sübuta eren fiilleri nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 58. maddesi uyarınca hizmet sınıfının değiştirilmesi gerektiği yönünde getirilen teklif doğrultusunda tesis edilen 09/03/2018 günlü, 5067410 sayılı işlemle, davacının eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfından çıkartılarak aynı il, Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü emrine, genel idare hizmetleri sınıfında "Memur" olarak atanması üzerine temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT :

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Tarafsızlık ve devlete bağlılık" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında; "Devlet memurları siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu eylemlere katılamazlar.", "Davranış ve işbirliği" başlıklı 8. maddesinde; "Devlet memurları, resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını hizmet içindeki ve dışındaki davranışlarıyla göstermek zorundadırlar. Devlet memurlarının işbirliği içinde çalışmaları esastır." hükümlerine yer verilmiş, aynı Kanun'un 71. maddesinin 2. fıkrasında ise; kurumların, memurlarını meslekleri ile ilgili sınıftan genel idare hizmetleri sınıfına veya genel idare hizmetleri sınıfından meslekleri ile ilgili sınıfa, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle atayabileceği düzenlenmiştir.

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Genel amaçlar" başlıklı 2. maddesi; "Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün fertlerini,

(Değişik: 16/6/1983 - 2842/1 md.) Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;

Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek;

İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak;

Böylece bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır." şeklinde olup, "Öğretmenlik" başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında ise; öğretmenliğin, Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği olduğu, öğretmenlerin bu görevlerini Türk Milli Eğitiminin amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak ifa etmekle yükümlü oldukları belirtilmiştir.

Öte yandan; 17/04/2015 günlü, 29329 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin "Hizmet Sınıfının Değiştirilmesi" başlıklı 58. maddesinin 1. fıkrasında, "Öğretmenlik görevini devamlı surette yapamayacakları resmî ve özel eğitim ve araştırma hastaneleri veya üniversite hastanelerince düzenlenen sağlık kurulu raporunda belirtilenlerden Sosyal Güvenlik Kurumunca raporu uygun bulunanlar ile haklarında yapılan denetim ve soruşturma sonucunda yetersizliği nedeniyle öğretmenlik görevini yapamayacağı tespit edilenler diğer hizmet sınıflarındaki durumlarına uygun kadrolara atanabilir." hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda; devlet memurlarının, görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamayacakları; resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını hizmet içindeki ve dışındaki davranışlarıyla göstermek zorunda oldukları hüküm altına alınmıştır.

Anılan Kanun'un 71/2. maddesinde, memurların sınıflarının da değiştirilmesi suretiyle naklen atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanınmış; Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 58/1. maddesinde de, bu yöndeki düzenlemeye yer verilmiştir.

Diğer taraftan 1739 sayılı Kanun'a göre öğretmenlik, özel bir uzmanlık/ihtisas mesleği olarak tanımlanmıştır. Buna bağlı olarak Devletin öğretmenlerden temel beklentisi ise, görevlerini yukarıda da yer verilen Türk Milli Eğitiminin amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak ifa etmekle yükümlüdür şeklinde öngörülmüştür.

Dava konusu uyuşmazlığa esas olan ve sosyal medya aracılığıyla yapılan "Kız öğrencilerinin giydiği eşofman onları çıplak yapar ...", "Ya benim çok sapık duygularım var ya da şeytan onlara uğramıyor... Bir genç kızın vücut hatlarını gördükten sonra şeytan size üflemiyorsa ya erkekliğinizi ya da imanınızı kaybetmişsiniz demektir." şeklindeki -ve soruşturma sırasında tespit edilen çok sayıdaki benzer- paylaşımların, davacı tarafından yapıldığı ve anılan eylemlerin sübuta erdiği konusunda tereddüt bulunmamaktadır.

Nitekim, soruşturmaya esas alınan paylaşımları nedeniyle davacı hakkında açılan kamu davasında; ...........................................................................................................11. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/11/2018 günlü, E:2018/357, K:2018/1038 sayılı kararıyla "Halkın Bir Kesimini Sosyal Sınıf Din Mezhep Cinsiyet, Bölge Farklılığına Dayanarak Alenen Aşağılama" suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu ve söz konusu kararın istinaf aşamasında Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 31/01/2019 günlü, E:2018/341, 2019/131 sayılı kararıyla

düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Öğretmenlerin yeterliliğini; mesleği etkili ve verimli bir biçimde yerine getirebilmek için sahip olmaları gereken bilgi, beceri ile tutum ve davranışları belirlemektedir. Bu kapsamda öğretmenlerden, alan bilgisi, alan eğitimi bilgisi ile eğitim-öğretimi planlama, öğretme ve öğrenme sürecini yönetme, izleme ve değerlendirme yapma gibi konularda yeterlilik aranmaktadır. Ancak, aynı durum, mesleğin genel tutum ve değerlerini içeren, öğrenciye yaklaşım, milli, manevi ve evrensel değerlere yönelik tutum ve davranışlarda da geçerlidir. Bu nedenle öğretmenler; çocuk ve insan haklarını gözetmek suretiyle bireysel ve kültürel farklılıklara saygı, her öğrenciye insan ve birey olarak değer vermek, tutum ve davranışlarıyla öğrencilere rol-model olmak, mesleki etik ilkelere uyarak mesleki bağlılık ve saygınlığını korumak zorundadır.

Bu itibarla, davacının sosyal medya üzerinden yapmış olduğu soruşturma konusu paylaşımlar; mesleğin gerektirdiği itibar ve güven duygusunu azaltan, cinsiyet ayrımcılığına yönelik, bireye ve topluma karşı sorumluluktan uzak, mesleki etik ilkelere aykırı nitelikte olup; mesleğin genel tutum ve değerlerine uygun olmayan eylemleri nedeniyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık; davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına ilişkin istinaf isteminin kabulüyle dava konusu işlemin iptaline dair temyize konu Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,

.............................. Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesince verilen 19/09/2019 günlü, E:2019/363, K:2019/823 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 2/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,

Aynı Kanun'un 6545 sayılı Kanun'la değişik 50. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, kararı veren......................................... Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 07/01/2021 tarihinde, kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Temyize konu Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 19/09/2019 günlü, E:2019/363, K:2019/823 sayılı kararı

hukuka ve usule uygun bulunduğundan, anılan kararın onanması gerektiği düşüncesiyle kararın bozulması yolundaki çoğunluk kararına katılmıyorum.

YORUM EKLE