Toplu iş sözleşmesi tarafların iradesi olmadan belediye başkanı tarafından sona erdirilebilir mi?

Toplu iş sözleşmesi ile ilgili davalar idari yargıda mı açılır?

Toplu iş sözleşmesi tarafların iradesi olmadan belediye başkanı tarafından sona erdirilebilir mi?

Toplu iş sözleşmesi ile ilgili davalar idari yargıda mı açılır?

Toplu iş sözleşmesi tarafların iradesi olmadan belediye başkanı tarafından sona erdirilebilir mi?

Toplu iş sözleşmesi tarafların iradesi olmadan belediye başkanı tarafından sona erdirilebilir mi?

Toplu İş Sözleşmesinin, tarafların ortak iradesi olmaksızın, davalı idare tarafından süresinden önce sonlandırılmasına veya uygulanmamasına yönelik karar alınmasının mümkün bulunmadığı hakkında.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2021/1725 E. , 2021/4513 K.


"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1725
Karar No : 2021/4513

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Sendikası
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... gün ve E: ..., K: ... sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Serik Belediyesi iş yerlerinde çalışan daimi işçileri kapsayan 01/01/2019-31/12/2021 döneminde uygulanmak üzere davacı Sendika ile Serik Belediye Başkanı tarafından 07/02/2019 tarihinde imzalanan Toplu İş Sözleşmesinin, ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olduğundan bahisle uygulanmamasına yönelik alınan Serik Belediye Meclisinin ... tarih ve ... sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.


İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; dosyada yer alan davalı idarenin 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait kesin hesap cetvelleri ile anılan yıllara ait personel giderlerinin bütçe gelirleri toplamına oranını gösterir cetvellerin ve diğer bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; davacı sendika ile davalı idare arasında Serik Belediyesi iş yerlerinde çalışan işçileri kapsayan 01/01/2019-31/12/2021 tarihleri arası yürürlük süreli ve 07/02/2019 tarihli toplu iş sözleşmesi hükümleriyle, davalı idareye ait şirket bünyesinde çalıştırılmakta olan işçilerin lehine olarak mevzuatta öngörülen üst sınırdan fazla ücret ile diğer mali ve sosyal haklar verilmesinin düzenlendiği anlaşıldığından, söz konusu toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin tesis edilen dava konusu meclis kararında mevzuat hükümleri uyarınca hukuka aykırılık bulunmadığı; ayrıca, belediye meclisi kararında belediye başkanının da imzasının bulunduğu ve belediye başkanının iradesinin de aynı yönde olduğu dikkate alındığında, dava konusu işlemin tesisinde belediye meclisinin yetkisinin bulunmadığı yönündeki iddianın yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusunda bulunulan mahkeme kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinde sayılan kaldırma nedenlerinin bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin reddine temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun emredici nitelikteki 35/2 hükmü uyarınca, taraflar arasında usulüne uygun olarak imzalanarak yürürlüğe giren bir toplu iş sözleşmesinin, kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmaksızın taraflardan birinin tek taraflı iradesi ile ortadan kaldırılamayacağı, öyle ki tarafların karşılıklı anlaşma yoluyla dahi toplu iş sözleşmesini sona erdirmelerinin mümkün olmadığı, belediye meclisinin görev ve yetkilerinin 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 18. maddesinde tahdidi olarak sayıldığı, kanunda belediye meclisinin görev ve yetkileri içerisinde belediye başkanınca imzalanan toplu iş sözleşmesinin uygulanmasına veya uygulanmamasına yönelik karar alma yetkisinden söz edilmediği, kaldı ki toplu iş sözleşmesinin özel hukuk sözleşmesi olduğu, imzalanması ve feshine ilişkin tüm durumların özel kanunlar ile düzenlendiği, bu konuda belediye başkanının veya belediye meclisinin yetkisi bulunmadığı, toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden itibaren sözleşmesinin tarafı olan sendikayı, işvereni ve taraf sendika üyesi işçileri bağladığı, tarafların durumunda meydana gelen herhangi bir değişikliğin dahi sözleşmeyi sona erdirmeyeceği, sendika ile serik belediyesi başkanlığı arasında imzalanan 07.02.2019 tarihli toplu iş sözleşmesinin iptali talebiyle, davalı idare tarafından kanunda belirtilen süre içerisinde herhangi bir itiraz ileri sürülmediği, dava açılmadığı, toplu iş sözleşmesinin imzalandığı dönem görevde olan belediye başkanının değişmesi ile birlikte yeni dönem göreve gelen belediye başkanının, bir önceki dönem belediye başkanının yaptığı toplu iş sözleşmesini, Anayasaya, 6356 sayılı Kanuna, 5393 sayılı Kanuna, uluslararası sözleşmelere ve yerleşik içtihatlara aykırı şekilde iptal etmesinin sözleşmeden yararlanmakta olan işçilerin ve ailelerin hukuk devletine ve idareye olan güvenlerini zedelediği, davaya konu meclis kararı ile toplu iş sözleşmesinin uygulanmasının durdurulmasının Anayasa ile teminat altına alınan toplu iş sözleşmesi hakkının ihlali niteliğinde olduğu, işçilerin ücretlerinde ve sosyal haklarında azalmaya neden olduğu, bu durumun işçi ücretlerinin tek taraflı olarak düşürülmesi mahiyetinde olduğu ve emredici kanun hükümlerine aykırı olduğu bu nedenlerle alınan dava konusu kararın hukuk devleti ilkesi ve kazanılmış hak ilkesine açıkça aykırı olduğundan mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 24 üncü maddesi hükümleri kapsamında 01/04/2018 tarihinde yasal işlemleri tamamlanarak Serik Belediyesine ait ... Ltd. Şti. bünyesinde sürekli kadroya geçirilen işçilerin ücretleri ile mali ve sosyal haklarının, 375 sayılı KHK’nın geçici 24 üncü maddesinin dördüncü fıkrası hükmü çerçevesinde belirlendiği, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca yayınlanan ve 30/06/2020 tarihine kadar yürürlükte kalacak olan Toplu İş Sözleşmesinin halen yürürlükte olduğu, 375 sayılı KHK'nın geçici 24 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 30/06/2020 tarihine kadar bir toplu iş sözleşmesiyle mezkur işçilerin ücretleri ile mali ve sosyal haklarının artırılamayacağı, ayrıca taraflarının ... Ltd. Şti. ile ... Sendikası olduğu bir toplu iş sözleşmesinin Serik Belediye Başkanı tarafından imzalanmasının, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa aykırı olduğu, buna rağmen Serik Belediyesi ile ... Sendikası arasında mahalli idareler genel seçimlerinin yapıldığı 31/03/2019 tarihinden hemen önce 27/02/2019 tarihinde imzalanan ve 01/02/2019 tarihinde yürürlüğe konulan Toplu İş Sözleşmesi hükümleri ile Belediyeye ait şirket bünyesinde çalıştırılmakta olan işçilere, mevzuatta öngörülen üst sınırın aşacak şekilde ücret ile diğer malî ve sosyal haklar verilmek istendiği, 5393 sayılı Belediye Kanununun ‘Belediye Başkanının görev ve yetkileri’ başlıklı 38 inci maddesinin (g) bendinde sözleşme yapmak için yetkili organların kararını alması gerektiği ve 49 uncu maddesinde personel giderlerinin gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin yeniden değerleme oranı ile güncellenmesi ile bulunan rakamın %30’unu aşamayacağının düzenlendiği, mevzuata aykırı olarak Belediye Meclisinden Belediye Başkanı adına sözleşme yapma yetkisi alınmaksızın daimi işçi personeller için 07/02/2019 tarihinde imzalanan TİS hükümlerinin yürürlüğe konulması halinde mevzuat hükümlerine açıkça aykırılık doğacağı, Bakanlar Kurulunun ... tarihli ve ... sayılı İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kararı’nın 5 inci maddesinin birinci fıkrasında belediyelerin şirket personeli dâhil yıllık toplam personel giderinin en son yıl bütçe gelirlerinin %40’ını aşamayacağı açıkça belirtilmesine rağmen toplu iş sözleşmesinin imzalandığı, bu suretle oluşacak kamu zararından belediye başkanı ile harcama yetkisi verilen diğer personelin sorumluğunun bulunduğu, buna göre mevzuata aykırı bir şekilde imzalanan ve yasal düzenlemelere aykırı kurallar içeren toplu iş sözleşmelerinin yok hükmünde olduğu, bu nedenle idarenin yetkili organlarınca uygulanmamasına yönelik karar alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci ve Onikinci Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun Ek 1. maddesi uyarınca yapılan müşterek toplantıda, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, işin gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ:
Serik Belediyesi iş yerlerinde çalışan daimi işçilere yönelik olarak 01/01/2019-31/12/2021 döneminde uygulanmak üzere davacı Sendika ile Serik Belediye Başkanı tarafından 07/02/2019 tarihinde toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır.
Serik Belediye Meclisinin ... tarih ve ... sayılı kararıyla; "07/02/2019 tarihinde imzalanmış toplu iş sözleşmesinin uygulanmamasına, belediye daimi işçi personelleri için mevzuata uygun olarak yeni bir sözleşme imzalanana kadar Serik Belediyesi ile ... Sendikası arasında 24/01/2017 tarihinde imzalanan Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasına..." karar verilmiştir.
Bunun üzerine, 24/07/2019 tarihinde bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
24/12/2017 tarih ve 30280 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen Geçici 24. maddenin birinci fıkrasında, "İl özel idareleri ve belediyeler ile bağlı kuruluşlarında ve bunların üyesi olduğu mahalli idare birliklerinde, birlikte veya ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarına ait şirketlerde 4734 sayılı Kanun ve diğer mevzuat hükümleri uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalıştırılmakta olanlar; … kaydıyla bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on gün içinde hizmet alım sözleşmesini yapan idareye veya şirkete, ek 20 nci madde kapsamındaki şirketlerinde işçi statüsünde çalıştırılmak üzere yazılı olarak başvurabilirler. …sınav sonuçlarının kesinleşmesini müteakip, ek 20 nci madde kapsamındaki şirketlerinde işçi statüsünde topluca işe başlatılır…" kuralı; dördüncü fıkrasında, "Şirketlerde işçi statüsüne geçirilenlerden, geçiş işlemi yapılırken mevcut işyerinin girdiği işkolunda kurulu işyerinden bildirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki şirketlerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu iş sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamaz. Şirketlerde işçi statüsüne geçirilenlerden; geçişten önce toplu iş sözleşmesi bulunmadığından işçi statüsüne geçirildiği tarihte yürürlükte olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerinin geçerli olduğu işçiler ile geçiş işleminden önce yapılan ve geçişten sonra yararlanmaya devam ettiği toplu iş sözleşmesi bulunmakla birlikte bu madde kapsamındaki şirketlerde alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitiminden önce toplu iş sözleşmesi sona eren işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki şirketlerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesine göre belirlenir. Bu madde kapsamındaki şirketlerde; 6356 sayılı Kanunun geçici 7'nci maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan Kanuna uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabilir, ancak geçişi yapılan işçiler için yeni tescil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunulabilir." kuralı yer almıştır.


01/01/2018 tarih ve 30288 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımı Sözleşmeleri Kapsamında Çalıştırılmakta Olan İşçilerin Sürekli İşçi Kadrolarına veya Mahalli İdare Şirketlerinde İşçi Statüsüne Geçirilmesine İlişkin 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23 ve Geçici 24 Üncü Maddelerinin Uygulanmasına Dair Usul ve Esaslar”ın 49. maddesinin birinci fıkrasında "İdarelerin şirketlerinde işçi statüsüne geçirilenlerden, geçiş işlemi yapılırken mevcut işyerinin girdiği işkolunda kurulu işyerinden bildirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, geçici 24 üncü madde kapsamındaki şirketlerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu iş sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamaz." düzenlemesine yer verilmiştir.


Öte yandan, Anayasa'nın 53. maddesinde, "İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler. Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir." kuralı yer almıştır.


5393 sayılı Belediye Kanununun "Norm kadro ve personel istihdamı" başlıklı 49 uncu maddesinde “Belediyenin yıllık toplam personel giderleri, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarın yüzde otuzunu aşamaz. Nüfusu 10.000'in altında olan belediyelerde bu oran yüzde kırk olarak uygulanır. Yıl içerisinde aylık ve ücretlerde beklenmedik bir artışın meydana gelmesi sonucunda personel giderlerinin söz konusu oranları aşması durumunda, cari yıl ve izleyen yıllarda personel giderleri bu oranların altına ininceye kadar yeni personel alımı yapılamaz. Yeni personel alımı nedeniyle bu oranın aşılması sebebiyle oluşacak kamu zararı, zararın oluştuğu tarihten itibaren hesaplanacak kanunî faiziyle birlikte belediye başkanından tahsil edilir. Personelin her türlü alacakları zamanında ve öncelikle ödenir.” düzenlemesi yer almaktadır.


Yine aynı Kanunun 18. maddesinde, belediye meclisinin görev ve yetkileri sayılmış olup; söz konusu maddede, belediyeyi veya belediyeye bağlı şirketleri temsilen imzalanan toplu iş sözleşmelerinin uygulanmasına veya uygulanmamasına yönelik belediye meclisince karar alınması hususunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir.


28/04/2018 tarihli ve 30405 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulunun ... tarihli ve ... sayılı İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Bunların Üyesi Olduğu Mahallî İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kararı’nın 5 inci maddesinin birinci fıkrasında; “İdarelerin, şirket personeli de dahil yıllık toplam personel giderleri, idarenin gerçekleşen en son yıl bütçe gelirleri toplamının her yıl, bir önceki yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun mükerrer 298 inci maddesi uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması sonucu bulunacak miktarın yüzde kırkını aşamaz. Bu oran büyükşehir belediyelerinde yüzde otuz olarak uygulanır. Yıl içerisinde aylık ve ücretlerde beklenmedik bir artışın meydana gelmesi sonucunda personel giderlerinin söz konusu oranları aşması durumunda, cari yıl ve izleyen yıllarda personel giderleri bu oranların altına ininceye kadar idare şirketlerine yeni personel alımı yapılamaz.” hükmü yer almaktadır.


6356 sayılı Sendikalar ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun 1. maddesinde, "Bu Kanunun amacı, işçi ve işveren sendikaları ile konfederasyonların kuruluşu, yönetimi, işleyişi, denetlenmesi, çalışma ve örgütlenmesine ilişkin usul ve esaslar ile işçilerin ve işverenlerin karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumları ile çalışma şartlarını belirlemek üzere toplu iş sözleşmesi yapmalarına, uyuşmazlıkları barışçı yollarla çözümlemelerine, grev ve lokavta başvurmalarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir." kuralı; "Toplu iş sözleşmesi ve çerçeve sözleşmenin içeriği" başlıklı 33. maddesinin birinci fıkrasında, "Toplu iş sözleşmesi, iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri içerir." kuralına, beşinci fıkrasında da, "Toplu iş sözleşmeleri ve çerçeve sözleşmeler, Anayasaya ve kanunların emredici hükümlerine aykırı düzenlemeler içeremez." kuralına ve 35. maddesinin ikinci fıkrasında, "Toplu iş sözleşmesi en az bir ve en çok üç yıl süreli olarak yapılabilir. Toplu iş sözleşmesinin süresi, sözleşmenin imzalanmasından sonra taraflarca uzatılamaz, kısaltılamaz ve sözleşme süresinden önce sona erdirilemez…" kuralına yer verilmiştir.


Anılan Kanun'un 53. maddesinde, "Uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumundan doğan uyuşmazlıklarda sözleşmenin taraflarınca dava açılabilir. Mahkeme en geç iki ay içinde karar verir. Karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi, uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlar…" kuralı ve 79. maddesinde, "Bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar iş davalarına bakmakla görevli ve yetkili mahkemelerde görülür." kuralına yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlık, davacı Sendika ile davalı Serik Belediyesi arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinin, ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olduğundan bahisle, Serik Belediye Meclisi kararıyla uygulanmasına son verilip verilemeyeceğinden kaynaklanmaktadır.


24/12/2017 tarih ve 30280 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen Geçici 24. maddeyle, belediyelerde ve belediyeye ait şirketlerde, "personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri" kapsamında yükleniciler tarafından çalıştırılmakta olan işçilerin, hizmet alım sözleşmesini yapan belediyede veya belediyeye ait şirkette işçi statüsünde istihdam edilebilmelerine imkan sağlanmış; ayrıca, aynı maddeyle, belediyede veya belediyeye ait şirkette bu şekilde istihdam edilecek personelin mali ve sosyal haklarına yönelik olarak üst sınır getirilmiştir.


5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 49 uncu maddesinde, belediyenin yıllık toplam personel giderlerinin, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarın yüzde otuzunu aşamayacağı, nüfusu 10.000'in altında olan belediyelerde bu oranın yüzde kırk olarak uygulanacağı, yıl içerisinde aylık ve ücretlerde beklenmedik bir artışın meydana gelmesi sonucunda personel giderlerinin söz konusu oranları aşması durumunda, cari yıl ve izleyen yıllarda personel giderleri bu oranların altına ininceye kadar yeni personel alımı yapılamayacağı, yeni personel alımı nedeniyle bu oranın aşılması sebebiyle oluşacak kamu zararının, zararın oluştuğu tarihten itibaren hesaplanacak kanunî faiziyle birlikte belediye başkanından tahsil edileceği ve personelin her türlü alacaklarının zamanında ve öncelikle ödeneceği belirtilmiş olup, Bakanlar Kurulunun 09/04/2018 tarihli ve 2018/11608 sayılı İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Bunların Üyesi Olduğu Mahallî İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kararı’nın 5 inci maddesinin birinci fıkrasında; idarelerin, şirket personeli de dahil yıllık toplam personel giderlerinin, idarenin gerçekleşen en son yıl bütçe gelirleri toplamının her yıl, bir önceki yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun mükerrer 298 inci maddesi uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması sonucu bulunacak miktarın yüzde kırkını aşamayacağı, bu oranın büyükşehir belediyelerinde yüzde otuz olarak uygulanacağı, yıl içerisinde aylık ve ücretlerde beklenmedik bir artışın meydana gelmesi sonucunda personel giderlerinin söz konusu oranları aşması durumunda, cari yıl ve izleyen yıllarda personel giderleri bu oranların altına ininceye kadar idare şirketlerine yeni personel alımı yapılamayacağı düzenlenmiştir.


Diğer taraftan, Anayasa'nın 53. maddesiyle, işçiler ve işverenlerin ekonomik ve sosyal durumları ile çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahip oldukları belirtilmiş; toplu iş sözleşmesine ilişkin usul ve esasların da kanunla düzenlenmesi öngörülmüştür.


6356 sayılı Sendikalar ve Toplu Sözleşme Kanunu'yla, toplu iş sözleşmesine ilişkin usul ve esaslar ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiş olup; söz konusu Kanun'un 33. maddesinde, toplu iş sözleşmelerinin Anayasa'ya ve kanunların emredici hükümlerine aykırı düzenlemeler içeremeyeceği belirtilmiştir.


Anılan Kanun'un 35. maddesinde de, toplu iş sözleşmesinin en az bir ve en çok üç yıl süreli olarak yapılabileceği; toplu iş sözleşmesinin imzalanmasından sonra, taraflarca toplu iş sözleşmesinin uzatılamayacağı, kısaltılamayacağı ve süresinden önce sona erdilemeyeceği kurala bağlanmış olup; söz konusu maddede, kamu kurum ve kuruluşlarına, taraf oldukları toplu sözleşmeleri, tek taraflı olarak süresinden önce sonlandırılabilmelerine yönelik yetki veren herhangi bir düzenlemeye de yer verilmemiştir.


Öte yandan, aynı Kanun'un 53. maddesinde, uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda sözleşmenin taraflarınca dava açılabileceği; 79. maddesinde de, bu Kanun'dan kaynaklanan uyuşmazlıkların iş davalarına bakmakla görevli ve yetkili mahkemelerde görüleceği belirtilmiştir.


Yukarıda yer verilen mevzuat ve açıklamaların birlikte değerlendirilmesinden; 6356 sayılı Kanun kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinde, Anayasa'ya ve kanunların emredici hükümlerine aykırı düzenlemelere yer verilemeyeceği; bu sözleşmelerin bir yıldan az ve üç yıldan çok olamayacağı, taraflarca imzalanmak suretiyle uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinin, kanunlara aykırı hükümler içerdiğinden bahisle, tarafların karşılıklı ortak iradesi olmaksızın, süresinin kısaltılamayacağı veya süresinden önce sonlandırılamayacağı; ayrıca, 6356 sayılı Kanun'da kamu kurum ve kuruluşlarına, taraf oldukları toplu iş sözleşmesinin uygulanmamasına yönelik tek taraflı olarak karar alma yetkisi de verilmediği; bu kapsamda, kamu kurum ve kuruluşlarınca, taraf oldukları toplu iş sözleşmesinin sonlandırılmasına veya uygulanmamasına yönelik idari işlem niteliğinde karar alınmasının mümkün bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.


Buna göre, Serik Belediyesi iş yerlerinde çalışan daimi işçileri kapsayan ve 01/01/2019-31/12/2021 döneminde uygulanmak üzere davacı Sendika ile Serik Belediye Başkanı tarafından 07/02/2019 tarihinde imzalanan Toplu İş Sözleşmesinin, tarafların ortak iradesi olmaksızın, davalı idare tarafından süresinden önce sonlandırılmasına veya uygulanmamasına yönelik karar alınması mümkün bulunmamaktadır.


Bununla birlikte, toplu iş sözleşmesinin usulüne uygun şekilde imzalanmaması veya sözleşmede kanunların emredici hükümlerine aykırı düzenlemeler bulunması halinde, süresinden önce sonlandırılması için toplu iş sözleşmesinin iptali istemiyle taraflarca iş mahkemelerinde dava açılabileceği açıktır.
Bu durumda, 07/02/2019 tarihinde imzalanan Toplu İş Sözleşmesinin uygulanmamasına yönelik alınan Serik Belediye Meclisinin ... tarih ve ... sayılı kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacı Sendikanın temyiz isteminin kabulüne,
2. Yukarıda özetle gerekçeyle ... Bölge Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan ... TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 13/10/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

 

YORUM EKLE