Ombudsmandan geriye yönelik aile yardımı talebi hakkında önemli karar

Ombudsmandan geriye yönelik aile yardımı talebi hakkında önemli karar

Ombudsmandan geriye yönelik aile yardımı talebi hakkında önemli karar

Ombudsmandan geriye yönelik aile yardımı talebi hakkında önemli karar

Ombudsmandan geriye yönelik aile yardımı talebi hakkında önemli karar

Ombudsmandan geriye yönelik aile yardımı talebi hakkında önemli karar

KDK, geriye yönelik aile yardımı bildirimi için herhangi bir süre şartı getirilmediğinden hak sahiplerince verilen bildirimlere istinaden geriye dönük olarak aile yardımı talep edilmesinin önünde de yasal bir engel bulunmadığına karar verdi.

T.C.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU

(OMBUDSMANLIK)

SAYI                           :2022/6344-S.22.9680

BAŞVURU NO           :2022/5381  

KARAR TARİHİ          :17/05/2022

TAVSİYE KARARI

BAŞVURAN

BAŞVURUYA KONU İDARE : ........................................................BELEDİYE BAŞKANLIĞI

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI BAŞVURUNUN KONUSU : Aile yardımı ödeneği hakkında.

BAŞVURU TARİHİ : 08/04/2022

BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ

Başvuran özetle: : ........................................Belediyesi Zabıta Müdürlüğünde zabıta memuru olarak görev yaptığını, 04.04.2019 tarihinde isimli çocuğunun dünyaya geldiğini belirterek geriye dönük aile yardımının ödenmesini talep etmektedir.

İDARENİN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI

Bilgi, belge ve görüş istemli yazımıza ............................................................Belediye Başkanlığının 31/03/2022 tarih ve sayılı yazısında özetle; “...İlgili personelin talebi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 25 Ağustos 2021 tarihli ve 31579 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2022—2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşmenin Madde 36 Aile Yardımı Ödeneği Geriye Dönük Yararlanma: Aile yardımından yararlanılabilecek eş ve çocuk durumunda meydana gelen değişiklikleri daha sonraki tarihlerde bildiren personele, ilgili mevzuatı uyarınca aile yardımı ödeneği verilmesi koşullarının mevcut olması ve 01/10/2021 tarihinden öncesine taşmaması kaydıyla, anılan bildirime dayanılarak aile yardımı ödeneğinden yararlanabileceği tarihten önceki üç aya kadar olan dönem için de aile yardımı ödenekleri verilir maddesine, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğünün yazımız ekinde sunulan 09.12.2021 tarih ve — sayılı aile yardımı ödeneği

konulu görüş yazısına, 31.12.2005 tarihli ve 26040 (3.Mükerrer) Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Merkezi Yönetim Harcama Belgeleri Yönetmeliğine istinaden personelimize Kurumumuza başvuru kayıt tarihi olan 20.01.2022 tarihinden geriye dönük olarak 3 ay ödeme yapılmıştır.

Personelimiz Kurumumuzda göreve başladığında vermiş olduğu aile durum bildiriminde yazımız ekinde görüleceği üzere çocuk beyan etmeyip eşi çalışıyor olarak formu doldurmuştur. 20.01.2022 vermiş olduğu dilekçe ekinde bulunan aile durum bildiriminde çocuk beyan etmiştir. İkinci Çocuk ( ) yardımı için eşinin kurumuna başvuru yaptıklarını ancak anne-baba çalışıyorsa babaya verilir (ilk çocuğun çocuk yardımını anne almakta) denilerek ikinci çocuk yardımı verilmemiştir.

Çocuk yardımı ödemelerinin kişinin beyanına esas olarak yapıldığından; personelimiz 20.01.2022 tarihinde kurumumuza başvuru yaptığından yukarıda belirtilen yönetmelik, tebliğ ve görüş doğrultusunda çocuk doğum tarihi 04.04.2019 tarihinde kadar geriye dönük ödeme yapılamayacağı değerlendirilmektedir...” açıklamalarına yer verilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT

18/10/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının ilgili hükümleri:

“Ücrette adalet sağlanması" başlıklı 55 inci maddesinde “Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.”

“Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı" başlıklı 74 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında; “Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler.”,

“Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler" başlıklı 128 inci maddesinin ikinci fıkrasında;

“Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.”,

14/6/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun "Kurumun Görevi” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Kurum, idarenin işleyişiyle ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.”,

14/07/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili hükümleri:

"Amaç" başlıklı 2 nci maddesinde, "Bu Kanun, Devlet memurlarının hizmet şartlarını, niteliklerini, atanma ve yetiştirilmelerini, ilerleme ve yükselmelerini, ödev, hak, yüküm ve sorumluluklarını, aylıklarını ve ödeneklerini ve diğer özlük işlerini düzenler."

“Aile Yardım Ödeneği" başlıklı 202 nci maddesinde, “Evli bulunan Devlet memurlarına aile yardımı ödeneği verilir. Bu yardım, memurun her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmayan veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan eşi için 1500, çocuklarından herbiri için de 250 gösterge rakamının (72 nci ay dahil olmak üzere 0-6 yaş grubunda yer alan çocuklar için bir kat artırımlı) aylık katsayısı ile çarpılması sonucu elde edilecek miktar üzerinden ödenir. Eşlerden birine iş akdi veya toplu sözleşme gereği çocukları için yapılan aile yardımı ödeneği daha düşük ise, yalnız aradaki fark ödenir... ”

“Aile Yardımı Ödeneğinin Ödeme Usulü" başlıklı 203 üncü maddesinde, “Aile yardımı ödeneği Devlet memurlarına her ay aylıklarıyla birlikte ödenir...”,

“Aile yardımı ödeneğine hak kazanma” başlıklı 204 üncü maddesinde, “Memur, eş için ödenen aile yardımı ödeneğine evlendiği; çocuk için ödenen yardıma da çocuğunun doğduğu tarihi takip eden ay başından itibaren hak kazanır.”,

KAMU DENETÇİSİ SADETTİN KALKAN’IN KAMU BAŞDENETÇİSİNE ÖNERİSİ:

Kamu Denetçisi tarafından yapılan inceleme ve araştırma neticesinde; başvurunun kabulü ve tavsiyede bulunulması yönündeki öneri, Kamu Başdenetçisine sunulmuştur.

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

Hukuka, Hakkaniyete ve İnsan Haklarına Uygunluk Yönünden Değerlendirme

Başvuran geriye dönük aile yardımı ödeneğinin ödenmesini talep etmektedir.

İlgili idarenin yukarıda yer verilen yazısında özetle, “...personelimiz 20.01.2022 tarihinde kurumumuza başvuru yaptığından yukarıda belirtilen yönetmelik, tebliğ ve görüş doğrultusunda çocuk doğum tarihi 04.04.2019 tarihinde kadar geriye dönük ödeme yapılamayacağı...” görüşüne yer verilmiştir.

Başvuranın, 04.04.2019 tarihinde çocuğunun olduğu ve 20/01/2022 tarihinde bu durumun ilgili idareye bildirildiği, idarenin yukarıda (2 nolu paragrafta) yer verilen cevap yazısında 20/01/2022 tarihinden geriye dönük olarak 3 ay ödeme yapıldığının beyan edildiği, ancak aile yardımı ödeneğinin kalan kısmının ise bazı gerekçelerle ödenmediği anlaşılmaktadır.

Anayasanın 2 nci maddesinde, Devletin temel nitelikleri arasında hukuk devleti ilkesine yer verilmiş olup, hukuk devletinin temel ilkelerinden biri “belirliliktir”. Bu ilkeye göre, hukuki düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey, yasadan, belirli bir kesinlik içinde, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmelidir. Ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını ayarlar. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. (AYM, 17/04/2008 Tarihli, E.2005/5, K.2008/93 sayılı Kararı).

Ayrıca, idarenin işlem tesis ederken hukuka bağlı olması ve hukuk kuralları içinde hareket etmesi hukuk devletinin bir diğer ilkesidir. Bu kapsamda, idari işlemin belli bir sebebe dayanması gerektiği açık bir kuraldır.

Bilindiği üzere eş için ödenen aile yardımı ödeneği, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 204 üncü maddesinde “evlenme” olayının gerçekleşmesine, çocuk için ödenen aile yardımı ödeneği ise “doğum” olayının gerçekleşmesine bağlanmış ve evlenmenin ve/veya doğum olayının gerçekleştiği tarihi takip eden aybaşından itibaren de bu ödemelere hak kazanılacağı ifade edilmiştir. Aynı kanunun 202 nci maddesinde ise bu ödeneğin, memurun her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmayan veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan eşi ve 206 ncı maddedeki istisnalar haricinde çocukları için yapılacağı ifade edilmiştir. Söz konusu maddelerden de anlaşılacağı üzere; eş için ödenecek aile yardımı ödeneğinin, evlenme olayının vuku bulması ile çocuk için ödenen aile yardımı ödeneğinin ise doğum olayının vuku bulması ile elde edilen kazanılmış bir hak olarak dikkate alınması gerektiği, ancak eş için ödenecek aile yardımı ödeneğinde, eşin her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmaması veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almaması şartına bağlandığı, çocuk için ödenen aile yardımı ödeneğinde ise 657 sayılı Kanunun 206 ncı maddesinde belirtilen istisnaların göz önünde bulundurulması gerektiği ortadadır.

Öte yandan şikâyet konusunun, Merkezi Yönetim Harcama Belgeleri Yönetmeliği çerçevesinde değerlendirilmesi de gerekmektedir. Malum olduğu üzere, ilgili yönetmeliğin amacı, “harcamalarda ödeme belgesine dayanılacak kanıtlayıcı belgeleri ve bu belgelerin şekil ve türlerini” belirlemektir. Anılan yönetmelikle hakkın nasıl kazanılacağı değil ödemenin hangi belgeler üzerinden yapılacağı belirlenmektedir. Bir başka ifade ile kişi bu ödeneğe, ilgili yönetmelik hükmü çerçevesinde aile yardımı bildiriminde bulunduğundan değil 657 sayılı Kanunda yer alan şartları yerine getirdiğinden hak kazanmaktadır. Kaldı ki, Anayasanın 128 inci maddesi gereğince memura yapılacak ödemelerin kanunla yapılacağı hükmü karşısında yönetmelik hükmüne dayanarak ödemenin yapılıp yapılmayacağına dair bir karar vermenin mümkün bulunmadığı da açıktır.

Konunun, aile yardım bildiriminin verilmesinin herhangi bir süre şartına tabi olup olmadığı yönünden değerlendirilmesinde ise; yukarıda yer verilen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun ilgili maddelerinde, hakkın hangi şartlarda kazanılıp kaybedileceği, ne şekilde ve ne zaman ödeneceği açıkça düzenlenmiş olmakla beraber geriye dönük talep edilip edilemeyeceği ve bildirim süresine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Dolayısıyla söz konusu bildirim için herhangi bir süre şartı getirilmediği anlaşıldığından hak sahiplerince verilen bildirimlere istinaden geriye dönük olarak aile yardımı talep edilmesinin önünde de yasal bir engel bulunmadığı değerlendirilmiştir.

Şikâyet konusuyla benzer nitelikteki taleplerle ilgili Aksaray İdare Mahkemesinin 24/07/2013 tarihli ve E:2013/367, K:2013/675 sayılı kararı ile Manisa İdare Mahkemesinin 25/11/2014 tarihli ve E:2014/367, K. 2014/798 sayılı kararında aile yardımı ödeneğinin geriye dönük ödenebileceği, buna dayanak olarakta ilgili kararlarda “Dava dosyasının, yukarıda yer alan mevzuat hükümleri ile bir arada değerlendirilmesinden, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlara aile yardımının ne şekilde ve ne zaman ödeneceği açıkça hükme bağlanmış olmakla beraber geriye dönük olarak talep edilemeyeceği yönünde bir düzenlemenin bulunmadığı (bu yönde bir hükme yer verilmediği) anlaşılmaktadır.” hususunun gösterildiği tespit edilmiştir. (Emsal nitelikli 2020/69198, 2020/95522 vd. Kurum Kararlarımız)

Ayrıca, Anayasanın Ücrette adalet sağlanması başlıklı 55 inci maddesinde " Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır” hükmü düzenlenmiş olup, bu kapsamda da bir sosyal yardım olan çocuk yardımının ilgili idare tarafından başvuran kişiye ödenmesi aynı zamanda sosyal devlet ilkesinin de bir sonucudur.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun aile yardımı ödeneğine hak kazanılması başlıklı 204 üncü maddesinde ‘çocuğunun doğduğu tarihi takip eden ay başından’ aile yardımının ödeneceği düzenlemesine göre kamu görevlisinin çocuk yardımı alması için öncelikle doğum olgusunun gerçekleşmesinin yeterli olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda doğum olayının ilgili idareye bildirilmesi veya bildirilme şeklinin yardımı almak için kurucu bir unsur olmadığı, gerçekleşen doğum olgunun bildirilmesinden ibaret olduğu, kaldı ki günümüz şartlarında nüfus kayıtlarından doğum olayının tespit edilmesinin son derece kolay olduğu da göz ardı edilmemelidir.

Yukarıda anlatılan hususlar, başvuranın iddiaları, idarenin konu ile ilgili açıklamaları, mevzuat, yargı kararları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ilgili idarenin aile yardımını ödememek için ileri sürdüğü gerekçenin hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığı, bu sebeplerle (ve özellikle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 202 ve devamı maddelerine uygun olarak) başvuranın çocuğu için talep ettiği aile (çocuk) yardımı ödeneğinin, bildirimin hangi tarihte verildiğine bakılmaksızın bu şartı taşıdığı tarihi takip eden aybaşından itibaren ödenmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.

İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme

İyi yönetim ilkelerine 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "İyi yönetim ilkeleri" başlıklı 6 ncı maddesinde yer verilmiş olup; söz konusu ilkeler yönünden yapılan değerlendirmede, şikâyet başvurusu kapsamında, idarenin, başvurana ilişkin işlemlerle ilgili bilgi ve belgeleri süresi içerisinde ve gerekçeli olarak kurumumuza gönderdiği, bu anlamda “kararların gerekçeli olması” ve “kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi” ilkelerine uygun hareket ettiği ancak, başvuru sahibine verdiği cevapta idari işleme karşı hangi sürede hangi mercie başvurabileceğini göstermediği bu nedenle de karara karşı başvuru yollarının gösterilmesi ilkesine uymadığı tespit edildiğinden, idarenin bahse konu ilkeye uygun davranması önerilmektedir.

HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN AÇIKLAMA

6328 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, bu Tavsiye Kararının idareye tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde idare tarafından herhangi bir eylem ya da işlem tesis edilmezse (varsa) dava açma süresinden kalan süre işlemeye devam edecek olup, ilgili idarenin işlemleri yönünden, Adana İdare Mahkemelerinde yargı yolu açıktır.

KARAR

Başvuru kapsamında yapılan inceleme ve araştırma neticesinde;

Yukarıda açıklanan sebep ve gerekçelerle BAŞVURUNUN KABULÜNE,

Başvuranın talep ettiği aile (çocuk) yardımı ödeneğinin, ödenmemiş olan kısmının, geriye dönük olarak ödenmesi yönünde Karaisalı Belediye Başkanlığına TAVSİYEDE BULUNULMASINA,

6328 sayılı Kanun’un 20 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, Karaisalı Belediye Başkanlığı tarafından bu karar üzerine tesis edilecek işlemin otuz gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğuna,

Kararın, Başvurana ve Karaisalı Belediye Başkanlığına tebliğine,

Kararın bir örneğinin, Toplu Sözleşme Görüşmelerinde dikkate alınmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ve bilgi için Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına gönderilmesine,

Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisi tarafından karar verildi.

Şeref MALKOÇ

Kamu Başdenetçisi

YORUM EKLE