İl Özel İdaresinde Sürekli Çalışan İşçilere Hafta Tatili İçin Yıpranma Primi Ödenmesi

Toplu İş Sözleşmenin 96 ncı maddesinde, yıpranma primi ödenmeyecek günlerin sayılarak belirtilmiş olup hafta tatili il

İl Özel İdaresinde Sürekli Çalışan İşçilere Hafta Tatili İçin Yıpranma Primi Ödenmesi

Toplu İş Sözleşmenin 96 ncı maddesinde, yıpranma primi ödenmeyecek günlerin sayılarak belirtilmiş olup hafta tatili il

İl Özel İdaresinde Sürekli Çalışan İşçilere Hafta Tatili İçin Yıpranma Primi Ödenmesi

Toplu İş Sözleşmenin 96 ncı maddesinde, yıpranma primi ödenmeyecek günlerin sayılarak belirtilmiş olup hafta tatili ile genel tatil günleri maddede sayılan günler dışında olduğundan işçilere yıpranma payı ödenmesinde tazmin hükmü verilmesine gerek olmadığı hakkında 








































Kamu İdaresi Türü Özel İdareler  
Yılı 2013  
Dairesi 1  
Dosya No 40285  
Tutanak No 41243  
Tutanak Tarihi 29.12.2015  
Kararın Konusu İş Mevzuatı ile İlgili Kararlar  



İl Özel İdaresinde çalışan sürekli işçilere, çalışılmayan hafta tatili ve genel tatil günlerinde yıpranma priminin ödenmesi.


3) 186 sayılı ilamın 11 inci maddesinde, İl Özel İdaresinde çalışan sürekli işçilere, çalışılmayan hafta tatili ve genel tatil günlerinde yıpranma priminin ödenmesi nedeniyle toplam ….. TL. ye tazmin hükmolunmuştur.


Sorumlular tarafından; personele hafta tatili ve genel tatil günleri için ücret ödenmesinin mevzuatına uygun olduğu, yapılan ödemelerde hukuka aykırı bir cihet bulunmadığı belirtilmekte, bu yönde verilmiş yargı kararları ile Sayıştay Daire kararları ortaya konularak, verilen tazmin hükmünün kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmektedir.


Sayıştay Başsavcılığı: “…Ortaya konulanlar karşısında adı geçenin temyiz talebinin kabulü ile verilen tazmin hükmünün kaldırılmasına karar verilmesinin uygun olacağı mütalâa olunmaktadır” şeklinde görüş belirtmiştir.


4857 sayılı İş Kanunu’na tabi işçilere, 394 sayılı Hafta Tatili Hakkında Kanun uyarınca çalıştırılmadıkları hafta tatili (Pazar günü ) için işveren tarafından bugünün ücreti bir iş karşılığı olmaksızın tam olarak ödenir ve çalıştırılmadan ücret ödenen bu süreler 4857 sayılı Kanunun 55 inci maddesi uyarınca çalışılmış gibi işçinin hizmetinden sayılır.


4857 sayılı İş Kanunu’nun “Tatil ücretine girmeyen kısımlar” başlıklı 50 nci maddesinde; “Fazla çalışma karşılığı olarak alınan ücretler, primler, işyerinin temelli işçisi olarak normal çalışma saatleri dışında hazırlama, tamamlama, temizleme işlerinde çalışan işçilerin bu işler için aldıkları ücretler ve sosyal yardımlar, ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri için verilen ücretlerin tespitinde hesaba katılmaz.”


“Yıllık izin ücreti” başlıklı 57 nci maddesinde ise “İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini ilgili işçinin izine başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır. Bu ücretin hesabında 50 nci madde hükmü uygulanır.”


Anılan kanunun “Saklı haklar” başlıklı 45 inci maddesinde ise;


“- Toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmelerine hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatillerde işçilere tanınan haklara, ücretli izinlere ve yüzde usulü ile çalışan işçilerin bu Kanunla tanınan haklarına aykırı hükümler konulamaz.


Bu hususlarda işçilere daha elverişli hak ve menfaatler sağlayan kanun, toplu iş sözleşmesi, iş sözleşmesi veya gelenekten doğan kazanılmış haklar saklıdır.” Hükümleri yer almaktadır.


Ayrıca yine 4857 sayılı İş Kanunu’nun “Ücretten indirim yapılamayacak haller” başlıklı 62 nci maddesinde de “Her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamaz.” hükmü mevcuttur.


4857 sayılı Kanunun 50’nci maddesi uyarınca, ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri için verilen ücretlerin tespitinde, fazla çalışma karşılığı olarak alınan ücretler, primler, işyerinin temelli işçisi olarak normal çalışma saatleri dışında hazırlama, tamamlama, temizleme işlerinde çalışan işçilerin bu işler için aldıkları ücretler ve sosyal yardımlar dikkate alınmaz. Dolayısıyla işçilerin tatil ücretleri baz (çıplak) gündelikleri esas alınarak ödenir. Ancak, anılan Yasanın 45 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, sözleşmelerine hüküm konulmak kaydıyla, işçilerin Yasa ile belirlenmiş tatil gündeliklerinin, yıpranma primi, ağır vasıta zammı, yemek yardımı gibi ek ödemeler ile genişletilerek ödenmesi mümkündür.


Sendika ile idare arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinin “Yıpranma Primi” başlıklı 96 ncı maddesinde “Senelik izin, ücretsiz izin ve raporlu günlerde ödenmemek, müktesep hak sayılmamak ve başkaca ödemeyi etkilememek kaydıyla;…pozisyonlarında çalışan işçilere, çıplak yevmiyelerinin % 20’si, diğer işçilere ise % 15’i oranında yıpranma primi ödenir.” hükmü yer almaktadır.


Toplu İş Sözleşmenin 96 ncı maddesinde, yıpranma primi ödenmeyecek günlerin sayılarak belirtildiği görüldüğünden, maddede sayılan günler dışında ücret ödenen her gün için işçilere yıpranma primi ödenmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Buna göre, hafta tatili ve genel tatil, yıpranma primi ödenmeyecek günler arasında sayılmadığı için söz konusu işçilere, çalıştırılmadıkları hafta tatili günü için yıpranma primi ödenebilecektir. Yukarıda da açıklandığı üzere 4857 sayılı Kanunun 50’nci maddesine göre işçilerin tatil ücretlerinde baz (çıplak) gündelikleri esas alınmakla beraber; anılan Yasanın 45 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, sözleşmelerine hüküm konulmak kaydıyla, işçilerin Yasa ile belirlenmiş tatil gündeliklerinin, yıpranma primi, ağır vasıta zammı, yemek yardımı gibi ek ödemeler ile genişletilerek ödenmesi mümkündür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.1.1978 tarihli 10–3435 E. 23 sayılı kararında "İş hukukuna egemen bulunan ilkelerden biri de kuşkusuz işçiyi koruma ilkesi olup, yasa ile getirilen düzenleyici kuralların ve gerekse tarafların yani işçi veya hak sahipleri ile işveren arasındaki ilişkilere ait irade açıklamalarının yorumunda bu ilkenin ışığında hareket edilmesi zorunludur." denilmekle müphem durumlarda işçi lehine yorum ilkesi benimsenmiştir.


Bu nedenlerle sorumlu iddialarının kabulü ile, 186 sayılı ilamın 11 inci maddesiyle toplam …… TL. ye tazmin hükmünün KALDIRILMASINA,


(Üye …….’ ın;


“4857 sayılı İş Kanununun “Tatil ücretine girmeyen kısımlar” başlıklı 50 nci maddesinde; “Fazla çalışma karşılığı olarak alınan ücretler, primler, işyerinin temelli işçisi olarak normal çalışma saatleri dışında hazırlama, tamamlama, temizleme işlerinde çalışan işçilerin bu işler için aldıkları ücretler ve sosyal yardımlar, ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri için verilen ücretlerin tespitinde hesaba katılmaz.”


Toplu İş Sözleşmesinin “Yıpranma Pirimi” başlıklı 96 ncı maddesinde; “Senelik izin, ücretsiz izin ve raporlu günlerde ödenmemek, müktesep hak sayılmamak ve başkaca ödemeyi etkilememek kaydıyla; (...) pozisyonlarında çalışan işçilere, çıplak yevmiyelerinin %20’si diğer işçilere ise %15’i oranında yıpranma primi ödenir” hükümleri yer almaktadır.


Toplu iş sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte olan mülga 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununun “Toplu iş sözleşmesine konulamayacak hükümler” başlıklı 5 inci maddesinde; “Toplu iş sözleşmelerine, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, milli egemenliğe, Cumhuriyete, milli güvenliğe, kamu düzenine, genel asayişe genel ahlaka ve genel sağlığa aykırı hükümler ile kanunlarda suç sayılan fiilleri teşvik, tahrik ve himaye eden veya kanun veya tüzüklerin emredici hükümlerine aykırı hükümler konulamaz.”


2822 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 18.10.2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 33 üncü maddesinin beşinci fıkrasında; “Toplu iş sözleşmeleri ve çerçeve sözleşmeler, Anayasaya ve kanunların emredici hükümlerine aykırı düzenlemeler içeremez.” denilmek suretiyle toplu iş sözleşmelerinin, kanunun emredici hükümlerine aykırı olamayacağı kabul edilmiştir.


İş hukukunda emredici kuralların, mutlak ve nispi emredici kurallar olarak ikiye ayrıldığı öğretide kabul edilmiş bir husustur. Kanunda yer alan “aksi kararlaştırılamaz”, “zorundadır”, “şarttır”, “vazgeçilemez” gibi terimler, hükmün mutlak emredici nitelikte olduğunu gösterir. Nispi emredici kurallar, toplu iş sözleşmelerinde işçi lehine avantaj sağlayacak şekilde düzenlenebilirse de, toplu iş sözleşmeleriyle mutlak emredici hükümleri ihlal edecek düzenlemeler getirilemez. Aksi takdirde, söz konusu hükümler geçersiz olur.


O halde, söz konusu olayda çözülmesi gereken temel sorun, 4857 sayılı Kanunun 50 nci maddesinde yer alan, “Fazla çalışma karşılığı olarak alınan ücretler, primler, işyerinin temelli işçisi olarak normal çalışma saatleri dışında hazırlama, tamamlama, temizleme işlerinde çalışan işçilerin bu işler için aldıkları ücretler ve sosyal yardımlar, ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri için verilen ücretlerin tespitinde hesaba katılmaz.” şeklindeki hükmün, mutlak emredici nitelikte bir hüküm olup olmadığının açıklığa kavuşturulmasıdır.


Maddenin yazılış biçimine bakıldığında, söz konusu hükmün, mutlak emredici nitelikte olduğu, madde metninin, “hesaba katılmaz” şeklinde bitirilmesinden ve aksine bir düzenlemeye cevaz vermemesinden anlaşılmaktadır. Dolayısıyla mutlak emredici nitelikte bir kural olması nedeniyle toplu iş sözleşmesine nazaran uygulanma önceliği bulunan, 4857 sayılı Kanunun 50 nci maddesi uyarınca hafta ve genel tatil günleri için verilen ücretlere, yıpranma priminin dahil edilmemesi gerekmektedir. Bu itibarla, tazmin hükmünün tasdikine karar verilmesi gerekir” şeklindeki ayrışık görüşlerine karşı), Oyçokluğu ile,


Karar verildiği 29.12.2015 tarih ve 41243 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

Güncelleme Tarihi: 21 Haziran 2017, 10:02
YORUM EKLE