Belirli süreli iş sözleşmesinde kıdem tazminatı verilir mi?

Belirli süreli iş sözleşmesinde kıdem tazminatı verilir mi?

Belirli süreli iş sözleşmesinde kıdem tazminatı verilir mi?

Belirli süreli iş sözleşmesinde kıdem tazminatı verilir mi?

Belirli süreli iş sözleşmesinde kıdem tazminatı verilir mi?

Belirli süreli iş sözleşmesinde kıdem tazminatı verilir mi?

KDK, belirli sözleşmeli iş sözleşmesi ile istihdam edilen bir personelin kıdem tazminatı talebiyle yaptığı başvuruyu reddetti.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

 KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU

(OMBUDSMANLIK)

BAŞVURU NO : 2016/812

KARAR TARİHİ : 24/01/2017

RET KARARI

BAŞVURAN

BAŞVURAN VEKİLİ / TEMSİLCİSİ

BAŞVURUYA KONU İDARE:    Aksaray Valiliği

BAŞVURUNUN KONUSU: Kıdem tazminatı ödenmesi hakkındadır.

BAŞVURU TARİHİ 22.2.2016

Başvuru Süreci

Başvuru, Kurumumuza posta yolu ile gönderilen ve 22/02/2016 tarilı ve sayı ile kayıt altına alınan başvuru dilekçesi vasıtasıyla yapılmıştn. Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 8’inci maddesinin ikinci fıkrası ve Kamu Denetçiliği Kıınımu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkmda Yönetmeliğin 46’ııcı maddesinin birinci fıkrası gereğince şikâyetin incelenmesine ve araştırmasına geçilmiştir.

Ön İnceleme Süreci

Yapılan ön incelemesi neticesinde başvuranm 21/10/2015 tarihli ilk başvunısuııun diğer şartları taşıdığı ancak 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 17’ııci maddesinin dördüncü fıkrası ve ilgili Yönetmeliğin 12’ııci maddesi uyarınca 06/01/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda öngörülen idari başvıını yolları ile özel kanunlarda yer alan zonınlu idari başvunı yollarının tüketilmemiş olduğu görüldüğünden başvunı ve eklerinin bahsi geçen Yönetmeliğin 20’nci maddesinin ikinci fıkrasına göre İçişleri Bakanlığına gönderilmesine 24/11/2015 tarihinde karar veıihnişth. Göııdenne kararı üzerine, idarece başvuruya 20/01/2016 tarihinde olumsuz cevap verilmesi üzerine başvuran bu kez 22/02/2016 tarihli başvunı dilekçesiyle Kurumlunuza başvurmuştur. Kıınımumuza yeniden yapılan başvunımm Kıuumıımuzıuı görev alannıa girdiği, başvuranm meşru, kişisel ve güncel bir menfaatinin olduğu, göndeııne kararı
üzerine yapılan başvıınınıın süresinde oldıığu ve diğer ön inceleme konularında da bir eksiklik bulunmadığı, bu nedenle başvurunun incelenmesine ve araştırılmasına engel bir dununun olmadığı tespit edilmiştir.

OLAY VE OLGULAR

Başvuranın Konu Hakkındaki Açıklamaları ve İddiaları

Başvuran adıııa tarafından yapılan başvuruda özetle;

başvuranın Aksaray Valiliği bünyesinde Bİrinimde

proje uzmanı olarak çalıştığı, başvuranla 10/05/2013 ve 02/05/2014 tarihli olmak üzere iki kez iş sözleşmesi yapıldığı, iş sözleşmesinin idare tarafmdan sona erdirildiği ancak başvurana kıdem tazminatı ödemnediği belirtilmiş olup, başvurunun çözüme kavuşturulması ve başvurana kıdem tazminatı ödenmesinin yapılması Kurumlunuzdan talep edilmiştir.

İdarenin Başvuru Konusuna İlişkin Açıklamaları

Başvuruya konu iddialar hakkında bilgi-belge talebimize istinaden Aksaray Valiliğinin 05/04/2016 tarihli ve ~| sayılı cevabi yazısı ve eklerinde özetle;

projelerinin kamu kuramlarından geçici görevlendirme yapılarak yürütüldüğü, sadece beliıli süreli iş sözleşmesi ile 10/05/2013-02/05/2014 tarihleri arasında proje uzmanı olarak görevlendirildiği, ancak uhdesine verilen projeler tamamlanmadığından 02/05/2014-29/08/2014 tarihleri arasında çalıştırılmak üzere belirli iş sözleşmesi ile tekrar görevlendirildiği,

Söz konusu projelerin tamamlanmaması sebebiyle ek iş sözleşmesinin imzalanmasının 4857 sayılı İş Kanununun ll’inci maddesinde öngörülen; “Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar. ” hükmü çerçevesinde değerlendirildiği, aynccflHH^^J ile imzalanan sözleşmelerin herhangi bir fesih ya da başka bir neden olmadan kendiliğinden sona erdiği, bu sebeplerle başvurucuya kıdem tazminatı ödemnediği, açıklamalarına yer verilmiştir.

Olaylar

Başvuru dilekçesi ve ekleri ile idare tarafından gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde olaylar özetle şöyledir:

Başvuran. Aksaray Valiliği bünyesinde bulunan

Biriminde belirli süreli iş sözleşmesi ile 10/05/2013-02/05/2014 tarihleri arasında proje uzmanı olarak sorumlu olduğu projelerin; sözleşme sürecini yürütmek, tüm izleme denetimlerini yapmak, satın alma ve ödemeleri kontrol etmek, gerekli bilgileri sisteme yüklemek, projelerle ilgili istatistiki ve görsel bilgileri toplamak, projelere ait gerekli evrak ve yazışmaları yapmak ve dosyalayarak muhafaza etmek, programla ilgili eğitim, tanıtım çalışmalarında bulunmak, projelerin mali ve fiziki gerçekleşme durumlarını aracılığı ile Bakanlığa bildirmek, kapasite ödeneği, 2013 yılı  Usul ve Esasları gereği iş ve işlemleri ve verilecek diğer işleri yapmakla görevlendirilmiştir.

Başvıuan, ilk sözleşme ile uhdesine verilen projeler tamamlanmadığından ek iş sözleşmesi ile 02/05/2014-29/08/2014 talihleri arasında aynı görev tanımıyla tekrar görevlendirilmiş ve söz konusu sözleşme 29/08/2014 tarihinde sona ermiştir. İş sözleşmesi sona erdikten sonra kıdem tazminatının ödenmediği gerekçesiyle, vekili aracılığıyla 21/10/2015 tarihinde Kurumumuza başvurmuş, idari başvuru yolları tüketilmeksizin Kurumumuza yapılan başvuru hakkında İçişleri Bakanlığına 24/11/2015 tarihinde Gönderme Kararı verilmiştir.

Gönderme Kararı üzerine Aksaray Valiliği tarafından; başvuran ile yapılan sözleşmenin 4857 sayılı İş Kanununun 11’inci maddesinde öngörülen hüküm çerçevesinde değerlendirildiği, ayrıca başvuran ile imzalanan sözleşmelerin kendiliğinden sona erdiği, bu sebeplerle başvurana kıdem tazminatı ödenmediği şeklinde cevap verilmesi sebebiyle vekili tarafından, başvurana kıdem tazminatı ödenmesi talebiyle 22/02/2016 tarihinde Kurumumuza ikinci kez başvuruda bulunulmuştur.

İnceleme ve Araştırma Bulguları

Başvurunun çözümüne dayanak teşkil etmek üzere 15/03/2016 tarihli ve sayılı yazıyla Aksaray Valiliğinden bilgi ve belge talep edilmiş olup, ilgili İdare tarafından gönderilen cevabi yazı ve eklerine “İdarenin Başvuru Konusuna İlişkin Açıklamaları” bölümünde yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

İlgili Mevzuat

18/10/1982 tarihli ve 2709 sayılı T.C. Anayasasının “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74’üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında;

“Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikayetleri inceler.” hükmüne yer verilmiştir.

Birleşmiş Milletler “İnsan Haklarının Geliştirilmesi ve Korunması İçin Kurulan Ulusal Kuruluşların Statüsüne İlişkin İlkeler/Paris Prensipleri’nde;

“...Ulusal kuruluşlar, yürürlükteki yasaları, mevzuatı ve yasa tasarıları ile yasa önerilerini incelerler ve metinlerin, insan haklarının temel ilkeleriyle uyumlu hale getirilmeleri için uygun gördükleri tavsiyeleri yaparlar; gerek gördükleri takdirde, yeni yasaların kabul edilmesini, yürürlükteki yasaların uyumlu hale getirilmesini ve idari önlemlerin alınmasını veya değiştirilmesini tavsiye ederler...

.Ulusal düzeyde yürürlükte olan yasaların, mevzuatın ve uygulamaların, insan haklarına ilişkin uluslararası belgeler ve mekanizmalarla uyumlu hale getirilmesini ve hayata geçirilmesini teşvik ederler ve sağlarlar.”, hükmü yer almaktadır.

14/06/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun "Kurumun Görevi” başlıklı 5’inci maddesinin birinci fıkrası; “Kurum, idarenin işleyişiyle ilgili şikayet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.” şeklindedir.

22/05/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun;

“İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir.

Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir.

Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar.”,

“Yürürlükten kaldırılan hükümler” başlıklı 120’nci maddesinde;

“25.8.1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesi hariç diğer maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.”, düzenlemelerine yer verilmiştir.

25/08/1971 tarihli ve 1475 sayılı Mülga İş Kanununun “Kıdem tazminatı” başlıklı 14’üncü maddesinde;

“Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin:

İşveren tarafından bu Kanunun 17 nci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında,

İşçi tarafından bu Kanunun 16 ncı maddesi uyarınca,

Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyle,

Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;

(Ek: 25/8/1999 - 4447/45 md.) 506 Sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,

Feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır...” hükmü yer almaktadır.

Başvuru Konusuna İlişkin Uygulamalar

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30/05/2014 tarih, E:2014/391 ve K:2014/710 sayılı kararında; “1475 sayılı İş Kanunu’nun 14’üncü maddesinde kıdem tazminatının talep edilebilmesi için iki şartın gerçekleşmesi gerekir. Bunlardan ilki; iş sözleşmesinin işçinin işe başladığı tarihten itibaren en az bir yıl devam etmiş olması, ikincisi ise; sözleşmenin kanunda belirtilen fesih hallerine dayalı olarak veya işçinin ölümü ile sona ermesidir. Kural olarak belirli süreli iş sözleşmeleri, belirlenen sürenin geçmesi veya belirlenen işin tamamlanması ile sona erer... Belirli süreli iş sözleşmesinin sürenin bitimi ile sona ermesi durumunda; sözleşmenin sürenin bitimi ile kendiliğinden sona ermesi hali 14’üncü maddede sayılan sona erme biçimlerinden olmadığından, diğer bir ifade ile belirli süreli iş sözleşmesi sözleşmenin sonunda herhangi bir fesih bildirimine gerek olmaksızın kendiliğinden sona ereceğinden; işveren tarafından yapılmış bir fesih söz konusu olmadığı için, işçinin kıdem tazminatına hak kazanması mümkün değildir.” ifadeleri yer almaktadır.

Yargıtay 22’nci Hukuk Dairesinin 17/05/2012 tarih, E:2011/17480 ve K:2012/10195 sayılı kararında; “Davacı ile davalı arasında 16/04/2007 tarihinde davacının İkitelli Oyakkentprojesinde çalıştırılması amacıyla belirli süreli iş sözleşmesi yapılmış ve sözleşmede bahsi geçen projenin zamanında bitirilememesi üzerine taraflar arasında 01/04/2009 tarihinde ilk sözleşmeye ek olarak ve yine anılan projenin bitirilmesi süresine göre ek belirli süreli iş sözleşmesi bağıtlanmıştır. Gerek ilk sözleşme ve gerekse ilk sözleşmede öngörülen sürenin uzatılmasına ilişkin ek sözleşmenin İkitelli Oyakkent projesine ilişkin olarak düzenlendiği açıktır. Belli bir sürede bitirilecek işler, bu işlerde çalışanlarla iş sözleşmesinin belirli süreli olarak yapılmasına imkân veren objektif şartı oluşturur. Başka bir anlatımla; işçinin sadece işverenin bir projesinde çalıştırılması kaydıyla işe alınması durumunda projeye bağlı olarak iş sözleşmesinin de belirli süreli yapılması mümkündür. Taraflar arasındaki iş sözleşmesi belli bir işin tamamlanması amacıyla yapılmış olduğundan sözleşmenin belirli süreli olması için 4857 sayılı Kanunun 11’inci maddesinde öngörülen objektif şart gerçekleşmiş ve projenin zamanında bitirilememesi üzerine ek iş sözleşmesinin de belirli süreli olarak yapılmasının esaslı sebebini oluşturmuştur.” ifadelerine yer verilmiştir.

Hukuka ve Hakkaniyete Uygunluk Yönünden Değerlendirme ve Gerekçe

Başvuran vekili, 3 numaralı paragrafta açıklandığı üzere müvekkiline kıdem tazminatı ödenmesini talep etmektedir.

4857 sayılı İş Kanununun 11’inci maddesinin birinci fıkrasında; belirli süreli iş sözleşmesinin, belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak yapılabileceği düzenlenmiştir. Bu anlamda, belirli süreli işten kasıt, iş akdinin yapılması sırasında işin ne kadar süreceğinin bilindiği veya bilinebildiği ya da öngörülebildiği iştir. Ayrıca tamamlanması ile sona erecek bir işte çalıştırılmak üzere de belirli süreli iş sözleşmesi kurulması mümkündür. Örneğin, bina yapımının bitmesi, bilgisayar donanımının kurulması, projenin bitirilmesi için belirli süreli sözleşme yapılabilecektir. Bununla birlikte, anılan maddenin ikinci fıkrasında belirli süreli iş sözleşmesinin, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamayacağı düzenlenmiştir. Dolayısıyla belirli süreli iş sözleşmesinin esaslı bir nedene dayanılarak yenilenebilecek olup; aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca da esaslı nedene dayalı olarak yenilenen sözleşme belirli süreli olma özelliğini koruyacaktır. (SÜZEK Sarper, İş Hukuku, Beta, 10. Baskı, İstanbul 2014, s.236-245.)

Kıdem tazminatına ilişkin düzenleme ise 25/08/1971 tarihli ve 1475 sayılı Mülga İş Kanununun yürürlükte bulunan 14’üncü maddesinde yer almaktadır. Söz konusu hüküm uyarınca kıdem tazminatının talep edilebilmesi için iki şartın gerçekleşmesi gerekir. Bunlardan ilki; iş sözleşmesinin işçinin işe başladığı tarihten itibaren en az bir yıl devam etmiş olması, ikincisi ise; sözleşmenin kanunda belirtilen fesih hallerine dayalı olarak veya işçinin ölümü ile sona ermesidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 12’nci paragrafta belirtilen kararında da belirtildiği üzere, anılan maddede sözleşmenin sona erme halleri sınırlı olarak belirlenmiş olup, yorum ya da kıyas yoluyla genişletilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla kanun hükmünde öngörülenler dışında kalan sona erme hallerinde kıdem tazminatı ödenmesi söz konusu olmayacaktır. Bu çerçevede, belirli süreli iş sözleşmelerinin sözleşmede öngörülen sürenin sonunda herhangi bir fesih bildirimine gerek olmaksızın kendiliğinden sona erdiği hallerde, bu sona erme sebebinin kıdem tazminatı için gerekli olan sona erme halleri arasında sayılmamış olması sebebiyle, kıdem tazminatı hakkı doğmayacaktır.

Somut olayda, kapsamında uygulanacak projelerin sorumlusu

olarak görev yapmak üzere başvuran ile Aksaray Valiliği arasında 10/05/2013-02/05/2014 tarihleri için belirli süreli iş sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu projelerin zamanında tamamlanamaması üzerine, başvuran ile bu defa 02/05/2014-29/08/2014 tarihleri için ek iş sözleşmesi imzalanmıştır. İlk sözleşme, bir projenin tamamlanması gibi objektif bir koşula bağlı olarak ve belirli bir süre için yapılmış olup, 4857 sayılı Kanunun 11’inci maddesinin birinci fıkrasında öngörülen belirli süreli iş sözleşmesinin şartlarını taşımaktadır. Bu durumda, 02/05/2014-29/08/2014 tarihleri için imzalanan ek sözleşmenin, ilk sözleşmenin esaslı nedene dayanılarak yenilenmesi niteliğinde olup olmadığı, başka bir ifade ile belirli süreli sözleşme olma özelliğini koruyup korumadığı değerlendirilmelidir.

Söz konusu ek iş sözleşmesi, ilk sözleşmenin konusu olan projenin süresinde tamamlanamaması üzerine, projenin tamamlanması amacına yönelik olarak yapılmıştır. Ek sözleşmede getirilen düzenlemeden, başvuranın görev tanımının ilk sözleşmeyle aynı olduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, projenin tamamlanamaması husususun, zincirleme belirli süreli iş sözleşmesi yapmak için esaslı bir neden oluşturduğunun, dolayısıyla da mezkûr sözleşmenin 29/08/2014 tarihinde sürenin dolmasıyla kendiliğinden sona erdiğinin kabulü gereklidir. Daha önce açıklandığı üzere kıdem tazminatı, sözleşmenin kanunda belirtilen nedenlerden biriyle sona ermesi halinde verilebilecektir. Bu sona erme halleri sınırlı sayıda belirlenmiş olup, sözleşmenin kendiliğinden sona ermesi hali, bu nedenler arasında sayılmamıştır. Tüm bu sebeplerle başvurana kıdem tazminatı ödenmesi için gerekli şartların gerçekleşmediği değerlendirilmiştir.

Yukarıdan beri anlatılan hususlar, başvuranın iddiaları, idarenin konu ile ilgili açıklamaları, ilgili mevzuat, yargı kararları ve tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde;

başvuran ile Aksaray Valiliği arasında 02/05/2014-29/08/2014 tarihleri için yapılan ek iş sözleşmesinin, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 11’inci maddesinin son fıkrası kapsamında esaslı nedenlere dayanılarak yapıldığı ve belirli süreli iş sözleşmesi niteliğini koruduğu; bu kapsamda sürenin dolmasıyla birlikte 29/08/2014 tarihinde kendiliğinden sona erdiği, dolayısıyla da kıdem tazminatı için gerekli şartların gerçekleşmediği anlaşıldığından, başvurunun reddine karar vermek gerekmiştir.

insan Hakları Yönünden Değerlendirme

2709 sayılı T.C. Anayasanın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10’uncu maddesinde ifadesini bulan kanun önünde eşitlik ilkesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 13’üncü maddesindeki etkili başvuru hakkının ve 17’nci maddesindeki hakları kötüye kullanma yasağının ihlal edildiğine dair herhangi bir bulgu ve bilgiye rastlanmadığı gibi başvuruya konu olayda, uluslararası sözleşmelerde yazılı ve güvence altına alınmış olan diğer haklara da aykırı bir durum tespit edilememiştir.

İyi Yönetişim İlkeleri Yönünden Değerlendirme

Günümüzde demokratik, modern ve katılımcı yönetim anlayışında idarelerden sadece hukuka uygun olarak hareket etmeleri değil aynı zamanda iyi yönetişim ilkelerine de uygun işlem tesis etmeleri de beklenmektedir.

28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “İyi Yönetim İlkeleri” başlıklı 6’ncı maddesinde; Kurumun, inceleme ve araştırma yaparken idarenin, insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde; kanunlara uygunluk, ayrımcılığın önlenmesi, ölçülülük, yetkinin kötüye kullanılmaması, eşitlik, tarafsızlık, dürüstlük, nezaket, şeffaflık, hesap verilebilirlik, haklı beklentiye uygunluk, kazanılmış hakların korunması, dinlenilme hakkı, savunma hakkı, bilgi edinme hakkı, makul sürede karar verme, kararların gerekçeli olması, karara karşı başvuru yollarının gösterilmesi, kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi, kişisel verilerin korunması gibi iyi yönetim ilkelerine uygun işlem ve eylem ile tutum veya davranışta bulunup bulunmadığını gözeteceği düzenlenmiştir. Söz konusu Yönetmelik hükmünde yer alan ilkelerin kaynağını teşkil eden Avrupa Birliği Temel Haklar Şartının 41’inci maddesinde de iyi yönetim hakkından bahsedilmekte olup benzer ilkelere Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilen "Avrupa Doğru İdari Davranış

Yasası"nda da yer verilmiştir.

Söz konusu ilkeler yönünden yapılan değerlendirme neticesinde; başvuru kapsamında ilgili idareden istenilen bilgi ve belgelerin süresi içinde ve gerekçeli olarak Kurumumuza gönderildiği ayrıca idarenin başvuranla ilgili işlemlerinde “kanunlara uygunluk”, “makul sürede karar verme”, “hesap verilebilirlik”, “şeffaflık”, “kararların gerekçeli olması”, “kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi” ilkelerine uygun davrandığı, ancak idarenin, başvurucuya verdiği cevapta hangi sürede hangi mercilere başvurabileceğini göstermediği bu nedenle “karara karşı başvuru yollarının gösterilmesi” ilkesine uymadığı anlaşılmış olup, idareden bundan böyle bu ilkeye de uyması beklenmektedir.

HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN YASAL MEVZUAT

Dava Açma Süresinin Yeniden Başlaması

14/06/2012 tarih ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 17’nci maddesinin sekizinci fıkrasına göre Kamu Denetçiliği Kurumuna, dava açma süresi içinde yapılan başvuru, işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurmakta olup, anılan Kanunun “Dava açma süresinin yeniden işlemeye başlaması” başlıklı 21’inci maddesinde, Kamu Denetçiliği Kurumunun inceleme ve araştırmasını, başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde sonuçlandıramaması hâlinde durmuş olan dava açma süresinin kaldığı yerden işlemeye başlayacağı belirtilmiş; Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 38 inci maddesinin dördüncü fıkrasında da Kurumun inceleme ve araştırmasını, şikâyet başvuru tarihinden itibaren, altı ay içinde sonuçlandıramaması halinde durumun gerekçesiyle birlikte şikâyetçiye tebliğ edileceği ve durmuş olan dava açma süresinin tebliğden itibaren kaldığı yerden işlemeye başlayacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda incelemenin altı ayda bitirilememe gerekçesi ve dava açma süresinin kaldığı yerden yeniden işlemeye başlayacağı hususu başvurana 16/08/2016 tarihli ve sayılı yazı ile bildirilmiştir.

Yargı Yolu

2709 sayılı T.C. Anayasasının “Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması” başlıklı 40’ıncı maddesinin ikinci fıkrasında, “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.” hükmü yer almakta olup, 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 20’nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, ilgili idarenin işlemine karşı dava açma süresinden varsa arta kalan süre içerisinde Aksaray İş Mahkemesine yargı yolu açıktır.

KARAR

Yukarıda açıklanan gerekçeler ve dosya kapsamına göre; BAŞVURUNUN REDDİNE; kararın BAŞVURANA, VEKİLİNE ve AKSARAY VALİLİĞİNE tebliğine,

Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisi'nce karar verildi.

e-imzalıdır

Şeref MALKOÇ

Kamu Başdenetçisi

Güncelleme Tarihi: 18 Aralık 2022, 12:09
YORUM EKLE