KDK, Denetim ve İnceleme Yetkili Defterdarlık Uzmanlarını HAKLI BULDU!

KDK, Denetim ve İnceleme Yetkili Defterdarlık Uzmanlarını HAKLI BULDU!

KDK, Denetim ve İnceleme Yetkili Defterdarlık Uzmanlarını HAKLI BULDU!

KDK, Denetim ve İnceleme Yetkili Defterdarlık Uzmanlarını HAKLI BULDU!

KDK, Denetim ve İnceleme Yetkili Defterdarlık Uzmanlarını HAKLI BULDU!

KDK, Denetim ve İnceleme Yetkili Defterdarlık Uzmanlarını HAKLI BULDU! 

Geçtiğimiz Ağustos ayında Hazine ve Maliye Bakanlığında taşra denetim elemanlarının 3'te 2'sinin denetim ve inceleme yetkisi kaldırılmıştı. 

Defterdar emrinde Denetim ve İnceleme yetkisini haiz Defterdarlık Uzmanları arasında ayrıma gidilerek; sadece 2011 yılı öncesi mesleğe girenlere Muhasebe Denetmeni unvanı tanınmıştı. 2011 yılından sonra mesleğe atanan ve 10 yıllık süreçte onlarla aynı görev tanımı, yetiştirilme, statü ve özlük haklarına sahip olarak görev yapan Denetim ve İnceleme Yetkili Defterdarlık Uzmanlarına ise muhasebe denetmeni unvanı tanınmadığı gibi anılan uzmanların yetkileri de kaldırılmıştı. 

Kamu Denetçiliği Kurumu yapılan bu düzenlemeyi haksız buldu. Yapılacak mevzuat düzenlemesi ile denetim ve inceleme yetkileri kaldırılan Defterdarlık Uzman ve Uzman Yardımcılarına “Muhasebe Denetmeni” unvanına geçiş hakkı verilmesi yönünde TAVSİYEDE BULUNULMASINA karar verdi.

T.C.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
(OMBUDSMANLIK)

SAYI :2022/7557-S.22.11579

BAŞVURU NO : 2022/2479

KARAR TARİHİ:10/06/2022

TAVSİYE KARARI

BAŞVURAN :DENETİM VE İNCELEME YETKİLİ DEFTERDARLIK UZMANLARI DERNEĞİ

Adres:KIZILAY MAH. NO:İÇKAPINO:40 MERKEZ ÇANKAYA/ANKARA

BAŞVURUYA KONU İDARE :HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

BAŞVURUNUN KONUSU :Denetim ve inceleme yetkileri kaldırılan Defterdarlık Uzman ve Uzman Yardımcılarına muhasebe denetmeni kadrosuna geçiş hakkı verilmesi talebi hakkındadır.

BAŞVURU TARİHİ:  16/02/2022

BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ

1) Kurumumuza Denetim ve İnceleme Yetkili Defterdarlık Uzmanları Derneği tarafından yapılan başvuruda, 25/08/2021 tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 83 Karar Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile ihdas edilen muhasebe denetmeni kadrosuna yalnızca 659 sayılı KHK öncesinde muhasebe denetmeni ve muhasebe denetmen yardımcısı kadrosunda bulunan defterdarlık uzmanlarının atandığı, bu kişiler ile aynı unvan ve statüde yıllarca rotasyona tabi olarak birebir aynı görevleri ifa etmesine rağmen 2011 yılı sonrasında mesleğe giren denetim ve inceleme yetkili defterdarlık uzmanlarına muhasebe denetmeni kadrosuna geçiş hakkı tanınmadığı, idare tarafından 2011 öncesi mesleğe girenler ile 2011 sonrasında mesleğe girenler arasında ayrım yapılmasının Anayasanın eşitlik ve hukuk güvenliği ilkeleri ile bağdaşmadığı belirterek, Hazine ve Maliye Bakanlığının teşkilat yapısında yapılacak bir düzenleme ile Defterdar emrinde denetim ve inceleme yetkili defterdarlık uzmanları arasında ayrıma gidilmeden, muhasebe denetmeni kadrosuna geçiş hakkı verilmesini talep etmektedir.

II. İDARENİN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI

2) Hazine ve Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğünün 13/04/2022 tarihli ve E. 1118422 sayılı yazısı ve eklerinde, özetle,

2.1) 659 sayılı KHK ile Muhasebe Denetmenliğinden Uzmanlık kadrolarına geçirilenlerin asli görevleri olan denetim, inceleme, soruşturma görevlerini yapmaya devam ettiği, Defterdarlık Uzman Yardımcısı statüsünde göreve alınanların ise yeni hukuksal yapı içerisinde Bakanlığın çeşitli birimlerinde ve Defterdarlıklarda görevlendirildiği, Defterdarlık Uzman Yardımcısı olarak göreve alınanların kendi meslek unvanları içerisinde aynı sınavla mesleğe alınıp, aynı şartlarda yetiştirilmiş ve aynı şartlarda yeterlilik sınavına girdiği, bunlardan sadece belirli sayıda personelin kadrolarının gereği olarak değil idarenin takdir yetkisi ile denetim yapmak üzere görevlendirildiği, bu şekilde yapılan bir görevlendirmenin denetim elemanı kadrosuna yapılmış bir atama olmadığından kazanılmış bir hak da oluşturmadığı, 83 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılan düzenlemelerin sadece unvan ve görev tanımına ilişkin olduğu, özlük haklarına ilişkin bir düzenleme olmadığından özlük haklarında herhangi bir değişikliğin olmadığı,

2.2) 2011 yılı sonrasında mesleğe atanan denetim ve inceleme yetkili defterdarlık uzmanlarının 83 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile denetim ve inceleme yetkileri Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine dahil edilmesi halinde asli görevlerinin yanında denetim görevi verilip verilmediğine bakılmaksızın tüm defterdarlık uzmanları için muhasebe denetmenliğine atanma hakkı doğuracağı ve 659 sayılı KHK ile başlayan yanlış uygulamaya son verilerek uygulama birliği, denetimin etkinliği ve bağımsızlığının sağlanması gerekçesiyle kaldırıldığı,

2.3) Taşra teşkilatında denetim boşluğu oluşmaması için 300 kişilik Muhasebe Denetmeni kadrosu ihdas edildiği, 2022 yılı içerisinde 100 Muhasebe Denetmeni Yardımcısı alımının 10.03.2022 tarih ve 31774 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hazine ve Maliye Bakanlığı Muhasebe Denetmenliği Yönetmeliğinde yer alan usul ve esaslara göre yapılmasının planlandığı, denetim ve inceleme yetkisi kaldırılan defterdarlık uzmanlarının daha önce denelim, soruşturma ve inceleme yaptıkları birimlerde görevlendirilmelerini önlemek amacıyla kendilerine görev yeri tercihi hakkı tanındığı,

İfade edilmiştir.

III. İLGİLİ MEVZUAT

3) 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında; “Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler.”

4) 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun “Kurumun görevi” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Kurum, idarenin işleyişi ile ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.”

5) 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin, Maliye Bakanlığı taşra teşkilatında defterdarlık uzmanı kadrosunda bulunanlardan daha önce muhasebe denetmeni ve muhasebe denetmen yardımcısı kadrosunda istihdam edilenler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içerisinde talep etmeleri halinde Hazine ve Maliye Bakanlığı taşra teşkilatında durumlarına uygun muhasebe denetmeni kadrolarına atanırlar. Bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla Hazine ve Maliye Bakanlığında idari görevde olanlardan daha önce muhasebe denetmeni ve muhasebe denetmen yardımcısı kadrosunda istihdam edilenler de idari görevlerinin sona ermesini takip eden bir ay içerisinde talep etmeleri halinde durumlarına uygun muhasebe denetmeni kadrolarına atanırlar. Bunların defterdarlık uzmanı ve defterdarlık uzman yardımcısı kadrolarında geçirdikleri süreler, muhasebe denetmeni ve muhasebe denetmen yardımcısı kadrolarında geçmiş sayılır.”

5.2) “Uzman ve Denetmen İstihdamı” başlıklı 241 inci maddesinde, “(1) Bakanlık merkez teşkilatında 657 sayılı Kanunun ek 41 inci maddesine göre Hazine ve Maliye Uzmanı ile Hazine ve Maliye Uzman Yardımcısı; taşra teşkilatında aynı Kanunun ek 44 üncü maddesine göre Defterdarlık Uzmanı ve Defterdarlık Uzman Yardımcısı ile defterdarlıkların teşkilat ve görev alanına giren konularda teftiş, denetim, soruşturma ve inceleme işleri yaptırmak üzere 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 24 üncü maddesi uyarınca doğrudan defterdara bağlı Muhasebe Denetmeni ve Muhasebe Denetmen Yardımcısı istihdam edebilir. (...)”

5.3) “Defterdar” başlıklı 243 üncü maddesinde, “(1) Defterdar, bulunduğu ilde Bakanlığın en büyük memuru ve il ve bağlı ilçeler teşkilatının amiri olup, işlemlerin mevzuat hükümlerine göre yürütülmesi, denetlenmesi, merkez ve taşradan sorulan soruların cevaplandırılması, kanuna aykırı hareketi görülenler hakkında takibatta bulunulması, atamaları ile görevli ve sorumludur. (...)”

6) 83 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2 inci maddesinde, “1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 241 inci maddesinin başlığı “Uzman ve Denetmen istihdamı” şeklinde değiştirilmiş, birinci fıkrasına “Defterdarlık Uzman Yardımcısı” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile defterdarlıkların teşkilat ve görev alanına giren konularda teftiş, denetim, soruşturma ve inceleme işleri yaptırmak üzere 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 24 üncü maddesi uyarınca doğrudan defterdara bağlı Muhasebe Denetmeni ve Muhasebe Denetmen Yardımcısı” ibaresi eklenmiş, ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve aynı maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir. (...)”

7) Mülga 13/12/1983 tarihli ve 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin “Maliye Uzmanlığı ve Defterdarlık Uzmanlığı” başlıklı 43 üncü maddesinde, “(...) Bakanlık taşra teşkilatında Defterdarlık Uzmanı ve Defterdarlık Uzman Yardımcısı çalıştırılabilir. Defterdarlık Uzmanı ve Defterdarlık Uzman Yardımcılarına diğer görevlerinin yanısıra genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler ve bunlara bağlı işletmelerdeki saymanlıklar ve defterdarlık birimlerinde yönetmelikle belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde denetim ve inceleme yaptırılabilir. Defterdarlık uzmanlarından denetim yapmakla görevlendirilenler yer değiştirme suretiyle atamaya tabi olup, bunların görevlendirme, çalışma ve yer değiştirmelerine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. (...)”

Hükümleri yer almaktadır.

IV. KAMU DENETÇİSİ SADETTİN KALKAN’IN KAMU BAŞDENETÇİSİ’NE ÖNERİSİ

8) Kamu Denetçisi tarafından yapılan inceleme ve araştırma neticesinde; hazırlanan Tavsiye Karar Önerisi Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur.

V. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

A. Hukuka, Hakkaniyete ve İnsan Haklarına Uygunluk Yönünden Değerlendirme

9) Denetim ve İnceleme Yetkili Defterdarlık Uzmanları Derneği adına yapılan başvuruda bir numaralı paragrafta belirtildiği üzere 83 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2 inci maddesi ile denetim ve inceleme yetkileri kaldırılan Defterdarlık Uzman ve Uzman Yardımcılarına muhasebe denetmeni kadrosuna geçiş hakkı verilmesi talep edilmektedir.

10) Konuyla ilgili mevzuat hükümleri ve idarenin açıklamaları değerlendirildiğinde, 83 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2 inci maddesi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 241 inci maddesinin başlığı “Uzman istihdamı” iken “Uzman ve Denetmen istihdamı” şeklinde değiştirildiği, Defterdarlık Uzman ve Uzman Yardımcılarına denetim ve inceleme yaptırılmasına imkân veren söz konusu maddenin ikinci fıkrasının yürürlükten kaldırıldığı, defterdarlıkların teşkilat ve görev alanına giren konularda teftiş, denetim, soruşturma ve inceleme işleri yaptırmak üzere 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 24 üncü maddesi uyarınca doğrudan defterdara bağlı Muhasebe Denetmeni ve Muhasebe Denetmen Yardımcısı istihdam edilebilmesine imkân tanındığı, söz konusu düzenleme sonrasında taşra teşkilatında denetim boşluğu oluşmaması için 300 kişilik Muhasebe Denetmeni kadrosu ihdas edildiği, 2022 yılı içerisinde 100 Muhasebe Denetmeni Yardımcısı alımının 10.03.2022 tarih ve 31774 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hazine ve Maliye Bakanlığı Muhasebe Denetmenliği Yönetmeliğinde yer alan usul ve esaslara göre yapılmasının planlandığı anlaşılmaktadır.

11) Bu kapsamda somut olay inceldiğinde, daha önce denetim ve inceleme işi haricinde görev verilemeyen Defterdarlık Uzman ve Uzman Yardımcılarının söz konusu Kararname ile denetim ve inceleme yetkilerinin kaldırılması sebebiyle Defterdarlık Birimlerinde görevlendirilmesi zorunluluğunun ortaya çıktığı, bu nedenle bir defaya mahsus olmak üzere söz konusu personele birim ve il tercihinde bulunma imkânı verildiği, böylelikle alınan tercihler, tercih ettikleri İl ve birimlerdeki Bakanlığın personel ihtiyacı dikkate alınmak suretiyle yüz on yedi (117) Defterdarlık Uzmanı ile iki (2) Defterdarlık Uzman Yardımcısının Defterdarlık Birimlerine (Müdürlükler, Malmüdürlükleri) atamalarının yapıldığı, 659 sayılı KHK ile Muhasebe Denetmenliğinden Uzmanlık kadrolarına geçirilenlerden farklı olarak söz konusu personele muhasebe denetmeni kadrosuna geçiş hakkı verilmemesi üzerine bakılan başvurunun yapıldığı anlaşılmaktadır.

12) Haklı beklenti kavramı çeşitli şekillerde tanımlanmakta olup, haklı beklenti idarenin ister bir taahhüt, isterse uzun süren bir uygulamasına güvenerek olsun, bireylerin çıkarları ya da lehlerine olan bir sonuca ulaşabileceklerini ya da edinebileceklerini ümit etmelerini ifade eder. (Rowe ve Maw, “Legitimate Expectation the Confusion Continues”, //www.legal500.com/devs/uk/ps/ukps 017.htm, nakleden Oğurlu, s. 221.), başka bir tanımlama da ise, tüm düzenleyici işlemlere veya idarenin istikrarlı uygulamalarına güvenerek, kendileriyle ilgili bir idari işlem tesis edileceği beklentisinde bulunanların, adalet gereği bu beklentilerinin korunması gerekliliğini, haklı beklenti olarak tanımlamaktadır. (Turan Yıldırım, İdari Yargı, 2. Bası, İstanbul 2010, ss. 260, 261.)

Ayrıca, hukuka ve idareye güven çerçevesinde geçmişte başlamış olan haklı beklentilerin göz ardı edilmemesi gerekliliği, kavramı idari işlemin geriye yürümezliği ilkesi bakımından hukuki dayanak olarak değerlendirmemizi gerektirmektedir. Çünkü ister bir taahhütten veya yerleşmiş uygulamadan isterse bir düzenleyici işlemden kaynaklansın, haklı beklentilerin zedelenmemesi hukuki güvenlik ilkesinin zamansal çizgisinin kırılmamasını, dolayısıyla hukuki veya idari istikrarın bozulmamasını hedeflemektedir. Elbette bu güvenin hukuka uygun ve iyiniyetli olması izahtan varestedir, yoksa kavramın adı da “haklı” beklenti olamazdı. (Türk İdare Hukuku’nda Haklı Beklentilerin Korunması İlkesi Dr. Öğr. Üyesi Derya Deviner ERGUVAN, D.E.Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Durmuş TEZCAN’a Armağan, C.21, Özel S., 2019, s. 1711-1765)

13) Anayasa Mahkemesi'nin 01/07/2015 tarihli ve E:2015/39, K:2015/62 sayılı kararında; “… Dava konusu kuralın mülkiyet hakkı kapsamında incelenmesi gerekip gerekmediğinin tespiti bakımından ayrıca zilyetlerin, ihya ettikleri taşınmazların mülkiyetini kazanacaklarına yönelik "meşru bir beklenti" içerisine girmelerine neden olan bir kanun hükmünün veya başarılı olma şansının yüksek olduğunu gösteren yerleşik ve istikrarlı bir yargı içtihadının bulunup bulunmadığına da bakılmalıdır…” hükmüne yer verilmiş olup, hukuk güvenliği ilkesinin bir uzantısı olan haklı (meşru) beklenti kavramı, makul bir şekilde ortaya konmuş icra edilebilir bir iddianın doğurduğu, ulusal mevzuatta belirli bir kanun hükmüne veya başarılı olma şansının yüksek olduğunu gösteren yerleşik ve istikrarlı bir yargı içtihadına dayanan, yeterli somutluğa sahip nitelikteki bir beklenti olarak tanımlanabileceği ifade edilmektedir.

14) Danıştay haklı beklenti ilkesini “…İdarenin ister düzenleyici işlem, ister bir taahhüt, isterse uzun süren bir uygulamasına güvenerek olsun, bireylerin çıkarlarına ya da lehlerine olan bir sonuca ulaşabileceklerini ümit etmelerine de “haklı beklenti” denilmektedir.” şeklinde tanımlamaktadır. (DİDDK. E. 2015/1417, K. 2015/1417 T. 08.02.2016) Haklı beklenti ilkesiyle ilgili Danıştay’ın birçok kararı bulunmaktadır. Örneğin, Ağrı Şeker Fabrikası’nda şef olarak görev yapan davacının, Ankara’ya atanma talebinin ret edilmesi işlemini Danıştay haklı beklenti ilkesi çerçevesinde değerlendirerek hukuka aykırı bulmuştur. Kararda; “Haklı beklenti, yönetimin ister bir taahhüt isterse uzun süren bir uygulamasına güvenerek olsun bireylerin çıkarlarına ya da lehlerine olan bir sonuca ulaşabileceklerini ümit etmeleridir. Ailenin korunması, Anayasayla tanınmış sosyal bir haktır ve kamu hizmetinin daha verimli yerine getirilmesi bakımından, kamu görevlileri için daha da önem taşır. Kaldı ki, kamu hizmetinin olağan işleyişi içinde umulabilecek bir durum vardır ve kamu görevlilerinin böylesine haklı beklentiler içinde olması hizmetin gereğidir. Dava konusu olaydaki beklenti de makul bir beklentidir. Yönetim, yönetim olmaktan kaynaklanan gücünü ve olanaklarını bu kişisel konumda kullanarak makul beklentiyi karşılayabilir. Kamu görevlilerinin haklı beklentilerinin korunması, ancak kişisel kararlarda, yönetimin takdir yetkisinin kullanma alanlarında söz konusu olduğundan, baskın kamu yararı olmadığı durumlarda, kamu görevlilerinin haklı beklentilerinin zedelenmemesi gerekir. Bu nedenle, davacının yer değiştirme isteminin, Devletin aile birliğinin sağlanması yönündeki görevi de göz önünde tutularak, haklı beklentiler ilkesi içerisinde idarece değerlendirilmesi gerekirdi.” açıklamalarına yer vererek idarenin işleminin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. (Danıştay 5. D. E. 2003/3647, K.

2006/1140 T. 14.03.2006)

15) Diğer taraftan, Kazanılmış hak, kişinin içinde bulunduğu statüden doğan, kendisi yönünden kesinleşmiş, bütün sonuçlarıyla elde edilmiş, kişisel niteliğe dönüşmüş ve somut bir hale gelmiş haklar için söz konusu olmaktadır. Haklı beklenti ise, kesinlik güvencesine sahip kazanılmış hak kavramından farklı olup, kişinin yürürlükte bulunan hukuk kurallarına güvenerek bir hakkı elde edeceğine duyduğu inançtan kaynaklanmaktadır. İdareler de özellikle, düzenleyici işlemlerinde yaptıkları değişikliklerde geçiş hükümlerine de yer vermek suretiyle bu haklı beklentileri korumaya yönelik olarak hareket etmektedir.(İdari İşlemlerde Haklı Beklenti Kavramı Ve Uygulaması, Dr. Suat ÇALIŞKAN, https://www.hukukihaber.net/idari-islemlerde-hakli-beklenti-kavrami-ve-uygulamasi- makale,7532.html)

16) Dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde, Denetim ve İnceleme Yetkili Defterdarlık Uzmanlarının görevleri süresince Muhasebe Müdürlükleri ve Mal müdürlüklerinde görevli defterdarlık uzmanlarından farklı olarak sadece Defterdar emrinde görevlendirildikleri, yer değiştirme suretiyle atamaya tabi oldukları, denetim, inceleme ve soruşturma alanlarında denetim elemanı olarak görev yaptıkları, ayrıca, birimlerde görevli Defterdarlık Uzmanlarının Disiplin Amiri Birim Müdürü iken Denetim ve İnceleme Yetkili Defterdarlık Uzmanları doğrudan Defterdara bağlı görev yapmakta oldukları anlaşılmaktadır.

83 Sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayımlanana kadar Hazine ve Maliye Bakanlığı taşra teşkilatında teftiş, denetim, inceleme ve soruşturma görevleri taşra “denetim elemanları” olan Denetim ve İnceleme Yetkisini haiz Defterdar emrine atanmış Defterdarlık Uzmanları tarafından yürütüldüğü,

25/08/2021 tarihi itibariyle bu uzman/uzman yardımcılarının sayılarının 171 kişi olduğu, bunlardan 119 kişinin (3’te 2’si) mesleğe 2012 yılından sonra atandığı, 83 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Defterdar emrinde Denetim ve İnceleme yetkisine sahip Defterdarlık Uzmanları arasında ilgili idare tarafından sadece 2011 yılı öncesi Muhasebe Denetmeni/Denetmen Yardımcısı kadrosunda bulunanlara Muhasebe Denetmeni unvanı verildiği anlaşılmaktadır.

17) Ayrıca, ilgili idare tarafından gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde, taşra teşkilatında denetim boşluğu oluşmaması için 300 kişilik Muhasebe Denetmeni kadrosu ihdas edildiği, 2022 yılı içerisinde 100 Muhasebe Denetmeni Yardımcısı alımının Hazine ve Maliye Bakanlığı Muhasebe Denetmenliği Yönetmeliğinde yer alan usul ve esaslara göre yapılmasının planlandığı, denetim ve inceleme yetkisi kaldırılan defterdarlık uzmanlarının daha önce denetim, soruşturma ve inceleme yaptıkları birimlerde görevlendirilmelerini önlemek amacıyla kendilerine görev yeri tercihi hakkı tanındığı belirtilmektedir.

18) Dolayısıyla, mezkûr düzenleme ile Defterdar emrinde Denetim ve İnceleme yetkisini haiz Defterdarlık Uzmanları aynı kişisel durum, nitelik ve statüdeyken aralarında ayrıma gidilerek farklı statülere atandıkları, mesleğe 2011 yılı öncesi girenlerin Muhasebe Denetmeni unvanını alırken 10 yıllık süreçte onlarla aynı görev tanımı, yetiştirilme, statü ve özlük haklarına sahip olarak görev yapan Denetim ve İnceleme Yetkili Defterdarlık Uzmanlarına ise bu unvanın verilmediği anlaşılmakta olup, söz konusu durumdan etkilenen Defterdar emrinde Denetim ve İnceleme yetkisini haiz Defterdarlık Uzmanlarına da Muhasebe Denetmeni unvanı verilmesi için geçiş düzenlemesi yapılmasının haklı beklenti ve eşitlik ilkesine uygun olacağı değerlendirilmektedir.

19) Kurumumuzca yapılan değerlendirme neticesinde; denetim ve inceleme işi haricinde görev verilemeyen Defterdarlık Uzman ve Uzman Yardımcıları ile 659 sayılı KHK ile Muhasebe Denetmenliğinden Uzmanlık kadrolarına geçirilen personelin sadece Defterdar Emrinde görevlendirildiği, yer değiştirme suretiyle atamaya tabi tutulduğu, 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerinden denetim elemanı olarak yararlandırıldığı, resmi mühre sahip olarak teftiş, denetim, inceleme ve soruşturma alanlarında denetim elemanı olarak görev yaptığı dikkate alındığında söz konusu personellerin aynı görev tanımı içerisinde uzun süre denetim elemanı olarak istidam edildiği, denetim, inceleme ve soruşturma alanlarında tecrübe kazanan söz konusu personelin idarenin uzun süren söz konusu uygulamasına güvenerek gelecekte de denetim elemanı olarak görev yapacağı hususunda haklı beklenti içerisine girmesinin makul karşılanması gerektiği, yukarda yer verilen Danıştay kararında da görüldüğü üzere baskın kamu yararı olmadığı durumlarda, kamu görevlilerinin haklı beklentilerinin zedelenmemesi gerektiği, Bakanlığın taşra teşkilatında denetim boşluğu oluşmaması için 300 kişilik Muhasebe Denetmeni kadrosu ihdas ettiği, 2022 yılı içerisinde 100

Muhasebe Denetmeni Yardımcısı alımının planlandığı dikkate alındığında taşra teşkilatında denetim elemanı ihtiyacının bulunduğunun da açık olduğu, bu kapsamda denetim ve inceleme yetkileri kaldırılan Defterdarlık Uzman ve Uzman Yardımcılarına muhasebe denetmeni kadrosuna geçiş hakkı verilerek denetin alanında oluşacak boşluğun doldurması ve söz konusu personelin tecrübelerinden faydalanılmasında kamu kararının da bulunduğu anlaşıldığından hakkaniyet ve haklı beklenti ilkeleri çerçevesinde denetim ve inceleme yetkileri kaldırılan Defterdarlık Uzman ve Uzman Yardımcılarına “Muhasebe Denetmeni” unvanına geçiş hakkı verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

B. İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme

20) 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde iyi yönetim ilkelerine yer verilmiş olup; idare tarafından, Kurumumuzca talep edilen bilgi ve belgeler süresi içinde gönderildiğinden ve Gönderme Kararımız üzerine hem başvurana hem de Kurumumuza kısa sürede cevap verdiğinden “kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi” ilkesine uygun hareket edildiği; ancak, başvuranın talebini reddederken bu işlem karşısında hangi sürede hangi mercilere başvurabileceğinin gösterilmemiş olması sebebiyle “karara karşı başvuru yollarının gösterilmesi” ilkesine uyulmadığı tespit edilmiş olup, idareden bundan böyle bu ilkeye de uyması beklenmektedir.

VI. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN AÇIKLAMA

21) 14/06/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, bu Tavsiye Kararının idareye tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde idare tarafından herhangi bir eylem ya da işlem tesis edilmezse (varsa) dava açma süresinden kalan süre işlemeye devam edecek olup, Ankara İdare Mahkemesine yargı yolu açıktır.

VII.KARAR

Yukarıda açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre,

Yapılacak mevzuat düzenlemesi ile denetim ve inceleme yetkileri kaldırılan Defterdarlık Uzman ve Uzman Yardımcılarına “Muhasebe Denetmeni” unvanına geçiş hakkı verilmesi yönünde TAVSİYEDE BULUNULMASINA,

Kararın Başvurana ve HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞINA tebliğine,

6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 20 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, Hazine ve Maliye Bakanlığınca bu karar üzerine tesis edilecek işlemin otuz gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğuna,

Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisi’nce karar verildi.

Şeref MALKOÇ

Kamu Başdenetçisi

YORUM EKLE
YORUMLAR
İsim
İsim - 2 yıl Önce

asıl bu tavsiye kararı hukuksuzdur, milli emlaktan kalan defterdarlık uzmanı ne anlasın muhasebeden, sahaya çıkıp durum yerinde incelenip bu kararlar alınmalı, yoksa her yeni karar yeni bir mağdur ordusu çıkarıyor...