"Suç ve cezada lehe olan kuralın uygulanması" kuralı disiplin yaptırımları yönünden de uygulanmalı

Davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına temel olan eyleminin sınırlarının belirlenmesinde mevcut hukuki durum itibarıyla lehe düzenleme yapılmış olması ve "suç ve cezada lehe olan kuralın uygulanması" kuralının disiplin yaptırımları yönünden de uygulanması gerektiği hakkında.

T.C.

D A N I Ş T A Y

İKİNCİ DAİRE

Esas No : 2021/8096

Karar No : 2022/1597

EDEN (DAVACI) : .

Hastanede muayene kaydı olan memura mazeretsiz göreve gelmediği için ceza verilir mi? Hastanede muayene kaydı olan memura mazeretsiz göreve gelmediği için ceza verilir mi?

VEKİLİ : Av. ...

TARAF (DAVALI) : Emniyet Genel Müdürlüğü

VEKİLİ : Hukuk Müşaviri .

İSTEMİN KONUSU : Konya Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesince verilen 27/03/2019 günlü, E:2019/365, K2019/549 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava Konusu İstem : Dava; ..................................emrinde .......... memuru olarak görev yapan davacının, "genelev ya da tek başına fuhuş yapılan yerlerde, bar, pavyon, gazino vb. yerlerde çalışan kadınlarla ya da çevresinde iffetsizlikle tanınan kadın ya da erkeklerle karı- koca gibi yaşamak ya da ilişki kurmak" fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/16. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 20/08/2015 günlü, 2015/360 sayılı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : .........................................................1. İdare Mahkemesinin 22/11/2016 günlü, E:2015/1334, K2016/1645 sayılı kararıyla; dava konusu işlemin iptaline, yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihi olan 06/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Davalı idare tarafından, istinaf yoluna başvurulması üzerine .......................................... Bölge İdare Mahkemesi 3. İdare Dava Dairesinin 21/12/2017 günlü, E:2017/233, K:2017/3355 sayılı kararıyla; istinaf isteminin reddine karar verilmiş; anılan karar Danıştay Beşinci Dairesinin 18/12/2018 günlü, E:2018/1465, K:2018/18484 sayılı kararıyla bozulmuştur.

Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay Beşinci Dairesinin anılan bozma kararına uyularak verilen Konya Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; davacının, . isimli şahısla otelde aynı odada birlikte kalması, telefonla iletişim kurması fiilleri ile davacının beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde "çevresinde iffetsizlikle tanınan erkeklerle karı-koca gibi yaşamak ya da ilişki kurmak" eyleminin sübuta erdiği; davacının, her ne kadar 2012 yılından sonra bir araya gelerek görüşmese de 30/08/2013 tarihi itibarıyla mesajlaşma ve telefonlaşma şeklinde .. isimli şahısla ilişkisini sürdürdüğü görülmekte olup, davacının süre gelen bu fiillerinin Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/16. maddesinde belirtilen fiiller ile örtüştüğü anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulüne, Mersin 1. İdare Mahkemesinin 22/11/2016 günlü, E:2015/1334, K:2016/1645 sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığı, isnat edilen eylemin her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delillerle ortaya konulamadığı, fiilin suç oluşturmadığı, işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : Fatma Yaldız

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE : MADDİ OLAY :

.........................................................İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacının, "genelev ya da tek başına fuhuş yapılan yerlerde, bar, pavyon, gazino vb. yerlerde çalışan kadınlarla ya da çevresinde iffetsizlikle tanınan kadın ya da erkeklerle karı-koca gibi yaşamak ya da ilişki kurmak" fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/16. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 20/08/2015 günlü, 2015/360 sayılı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT :

Uyuşmazlığa konu disiplin cezasının tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün ''Meslekten çıkarma'' başlıklı 8. maddesinin 16. fıkrasında; "Genelev ya da tek başına fuhuş yapılan yerlerde, bar, pavyon, gazino vb. yerlerde çalışan kadınlarla ya da çevresinde iffetsizlikle tanınan kadın ya da erkeklerle karı - koca gibi yaşamak ya da ilişki kurmak," fiili meslekten çıkarma cezasını gerektiren fiiller arasında düzenlenmiştir.

08/03/2018 günlü, 30354 sayılı (Mükerrer) Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve emniyet teşkilatı mensuplarına ilişkin disiplin kurallarını yeniden düzenleyen 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 8/6-ş hükmünde ise; ''iffetsizliği bilinen veya anlaşılmış olan bir kimse ile bilerek evlenmek ya da evlilik bağını devam ettirmek veya böyle bir kimseyi yanında bulundurmak ya da nikahsız olarak devamlı surette yaşamakta ısrar etmek'' fiilinin meslekten çıkarma cezasını gerektirdiği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Hakkında Kanun’un "Temyizen verilen karar üzerine yapılacak işlem" başlıklı 50. maddesinin 4. fıkrasında, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı kural altına alınmıştır. Anılan düzenleme ile usûli kazanılmış hak ilkesi idari yargılama usûlünde yasal dayanağa kavuşmuştur.

Kamu düzeni kaygısıyla ortaya çıkan usûli kazanılmış hakkı yargılamada kesintisiz uygulamak hak ve adalete aykırı sonuçlar doğuracağından, yine kamu düzeni gözetilerek söz konusu hakka istisnalar getirilmiştir.

Anılan düzenlemenin iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunun görüşüldüğü Anayasa Mahkemesinin 12/06/2020 günlü, E:2019/115, K:2020/31 sayılı kararında düzenlemenin, maddi ve hukuki koşullarda herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen heyet oluşumunun değişmesi, heyetin görüş değiştirmesi ya da aynı mevzuat hükmünü farklı şekilde yorumlaması gibi nedenlerle bozma kararının aksi yönünde kararlar verilmesinin önüne geçmek amacıyla getirildiği belirtilmiştir.

Aynı kararda; usûli kazanılmış hak ilkesini hukuki güvenliği sağlama ve kamu yararını gerçekleştirme amacıyla kanun hükmü niteliğine kavuşturan kanun koyucunun, yukarıda belirtilen meşru amaçlarla ve hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayacak şekilde yargılamanın hakkaniyet, hukukun üstünlüğü gibi ilkelerin görmezden gelinerek ya da temel hak ve özgürlükler ihlal edilerek sonuçlandırılması yolunda bir iradesinin varlığından söz etmenin mümkün olmadığı ifade edilmiştir.

Aksi düşüncenin kabulü, bozma kararından sonra yapılacak temyiz incelemesini işlevsiz hale getirecek, tarafların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının özellikle öngörülebilirlik ilkesi yönünden ihlaline yol açacaktır.

Bu durumda; disiplin cezasına konu fiilin işlendiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuatın değiştirildiği, yeni düzenleme ile davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına temel olan eyleminin sınırlarının belirlenmesinde lehe düzenleme yapıldığı göz önüne alındığında; temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılması davacının adil yargılanma hakkını olumsuz etkileyeceğinden, yeniden temyiz incelemesi yapılmıştır.

Anayasa Mahkemesinin 13/01/2016 günlü, E:2015/85, K2016/3 sayılı kararı ile Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü uyarınca verilen dava konusu disiplin cezasının yasal dayanağı olan, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 83. maddesinin birinci cümlesinin, "yaptırım konusu eylemleri yasal düzeyde belirlememesi ve bireylerin hangi somut olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine yasal çerçevede imkan tanımaması nedeniyle, Anayasa'nın 38. ve 128. maddelerine aykırı olduğu" gerekçesiyle iptaline karar verilmiş ve anılan madde, 08/03/2018 günlü, 30354 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 7068 sayılı "Genel Kolluk Disiplin Hükümleri

Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun"un 37. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

Bu sebeple, dava devam ederken, davacının fiiline uygulanacak disiplin cezasına ilişkin mevzuatta değişiklik olması nedeniyle uyuşmazlığın çözülebilmesi için öncelikle davacının işlediği fiile hangi mevzuat hükmünün uygulanması gerektiği hususunun karara bağlanması gerekmektedir.

Ceza hukuku kökenli bir ilke olan; ancak zaman içinde hukukun tüm dallarında geçerli bir ilke olarak benimsenen lehe olan hükmün uygulanması ilkesi; işlendiği zamanın hukuki normları uyarınca suç sayılan bir fiilin sonradan yürürlüğe giren bir düzenleme ile suç olmaktan çıkarılmış bulunması veya sonradan yürürlüğe giren düzenlemenin suçun işlendiği zaman mevcut olan düzenlemeye göre suçlunun lehine sonuçlar doğurması durumunda, failin lehine olan sonraki normun daha önce işlenmiş olan fiillere uygulanmasını öngörmektedir.

İdare hukuku alanında, kural olarak idari işlemlerin yargısal denetimi tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılmakta ise de, yukarıda yer verilen lehe olan normun uygulanması ilkesinin disiplin cezaları yönünden de geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir. Dolayısıyla fiilin işlendiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise disiplin cezası ile cezalandırılacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmü dikkate alınmalıdır.

Yukarıda yer verilen ve davacının eylemine karşılık gelen eski düzenleme ile yeni düzenleme birlikte incelendiğinde, madde metninden de anlaşıldığı üzere, davacının Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 8/16. maddesinde yer alan ceza ile cezalandırılmasına temel olan disiplin suçunun, sonraki tarihli Kanun ile fiilin çerçevesi daha daraltılarak yeniden düzenlendiği görülmektedir.

Bu durumda, davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına temel olan eyleminin sınırlarının belirlenmesinde mevcut hukuki durum itibarıyla lehe düzenleme yapılmış olması ve "suç ve cezada lehe olan kuralın uygulanması" kuralının disiplin yaptırımları yönünden de geçerli bir ilke olması karşısında, mevzuat değişikliği ile oluşan yeni hukuki durum uyarınca, dava konusu disiplin cezasının dayanağı Tüzük hükümleri ile 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun hükümlerinin karşılaştırılması ve davacı lehine olan hüküm dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,

Konya Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesince verilen 27/03/2019 günlü, E:2019/365, K2019/549 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 2/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,

Kullanılmayan 73,10-TL yürütmeyi durdurma harcının davacıya iadesine.

2577 sayılı Kanun'un 6545 sayılı Kanun'la değişik 50. maddesinin

fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Konya Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesine gönderilmesine,

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na 6545 sayılı Kanun'un 27. maddesi ile eklenen Geçici 8. madde uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Editör: Haber Merkezi