Mal bildiriminde bulunmayan memura doğrudan ceza verilemez

Mal bildiriminde bulunmayan memura doğrudan ceza verilemez

Mal bildiriminde bulunmayan memura doğrudan ceza verilemez

Mal bildiriminde bulunmayan memura doğrudan ceza verilemez

Mal bildiriminde bulunmayan memura doğrudan ceza verilemez

Mal bildiriminde bulunmayan memura doğrudan ceza verilemez

3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nda belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayan davacıya bildirimlerin verileceği mercice ihtarda bulunulması ve ihtarın tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmaması halinde ceza verilebileceğinden, belirtilen usule aykırı olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında.

T.C.

DANIŞTA Y

Beşinci Daire

Esas No : 2017/14078

Karar No : 2019/5376

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İnceleme ve Gerekçe:

Maddi Olay :

Davacı, .....................Müdürlüğü emrinde ................... olarak görev yapmaktadır.

Davacı hakkında,....................... Müdürlüğü ..................................... olarak görev yaptığı dönemde; kanser hastası bir polis memuru için bölge esnafı ve vatandaşlardan toplanan paraları teslim etmediği, polis merkezine veşil kart ve silah ruhsatı için veya yakalaması olan şahıslar geldiğinde gelenleri kendi odasına alarak özel görüşme yoluyla haksız kazanç sağladığı, odasında buz dolabı ve klima bulunduğu iddialarını içeren bir şikayet dilekçesi verilmiştir.

Söz konusu iddiaların araştırılması için yapılan soruşturma sonucu düzenlenen 03/11/2008 tarihli soruşturma raporunda özetle; davacının 14/01/2000 ve 01/01/2005 tarihleri dışında herhangi bir mal beyanı bulunmadığı, 2005 yılı beyannamesine göre; Edirne ili, Havsa ilçesinde 324 m2 arsa, 1996 model doğan marka araç ve toplam 98.368,00 TL beyan ettiği, Bayrampaşa Tapu Sicil Müdürlüğü kayıtlarında davacı ve eşi adına edinme tarihi 07/06/2005 olan 136 m2 mesken ve yine eşi adına edinme tarihi 08/05/2007 olan müfrez arsa olduğunun tespit edildiği belirtilerek davacının, ..................... Disiplin Tüzüğünün 7/A-4. maddesinde yer alan “belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak ya da mal varlığında meydana gelen değişikliği bir av içinde bildirmemek” hükmü uyarınca 12 ay uzun süreli durdurma cezasıyla cezalandırılması teklif edilmiştir.

Söz konusu rapordaki teklif esas alınarak ve..................Tüzüğünün 15. maddesi uyarınca bir alt ceza da uygulanarak .................. Valiliği İl Disiplin Kurulu'nun 16/01/2009 tarih ve 238 sayılı kararı ile davacı “4 ay kısa süreli durdurma” cezasıyla cezalandırılmıştır.

Bunun üzerine, söz konusu cezanın iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

.........İdare Mahkemesi'nin 29/04/2010 tarih ve E.2009/589, K.2010/436 sayılı kararı ile; davacının son olarak mal beyanında bulunduğu 01/01/2005 tarihinden sonra edindiği mal varlıklarını bir aylık süresi içinde bildirmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Anılan karar, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay 12. Dairesi'ınin 26/12/2013 tarih ve E:2010/7030, K2013/12835 sayılı kararı ile; davacı hakkındaki şikayet dilekçesinin 12/02/2008 tarihinde idarenin kayıtlarına girmiş olduğunun ................... Müdürlüğü'nün 12/02/2008 tarih ve 2008/6 sayılı yazılarından anlaşıldığı, diğer yandan idare tarafından 657 sayılı Kanunun 127. maddesi uyarınca disiplin soruşturması için 05/06/2008 tarihinde onay alındığı, diğer bir ifade ile disiplin soruşturmasına konu olabilecek fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten 114 gün sonra disiplin soruşturmasına başlandığı, bu yönüyle 657 sayılı Kanunun 127. maddesinde öngörülen 30 günlük soruşturma zamanaşımına riayet edilmediği dikkate alındığında, davanın esasına geçilerek, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Bunun üzerine,.............................İdare Mahkemesi'nin 11/06/2014 tarih ve 11:2014/1743, K2014/1343 sayılı kararıyla; davacı ve eşinin 07/06/2005 tarihinde edindikleri taşınmaz yönünden, dava konusu cezanın verildiği 16/01/2009 tarihi itibarıyla iki yıllık ceza verme zamanaşımı süresinin geçtiği görülmekte ise de; eşinin 08/05/2007 tarihinde edindiği müfrez arsa yönünden hem soruşturma hem de ceza verme zamanaşımı sürelerinin aşılmadığı gerekçesiyle olayda soruşturma zamanaşımının bulunmadığı yolundaki ilk kararda ısrar edilmiş ve davanın reddine karar verilmiştir.

Söz konusu ısrar kararının davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 06/04/2017 tarih ve E.2014/4990, K.2017/1583 sayılı kararıyla, uyuşmazlığın esası yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlgili Mevzuat:

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun “Mal bildirimi” başlıklı 14. maddesinde, “Devlet memurları, kendileriyle, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında, özel kanunda yazılı hükümler uyarınca, mal bildirimi verirler.” düzenlemesi yer almış; 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (j) alt bendinde ise, “belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak”, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.

.......................personeli, disiplin suç ve cezaları vönünden dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla .......................... Disiplin Tüzüğü hükümlerine tâbi olup, anılan Tüzük'ün 7/A-4. maddesinde de, "belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak veva gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak ya da mal varlığında mevdana gelen değişikliği bir ay içinde bildirmemek" fiilinin 12 ay uzun süreli durdurma cezasını gerektirdiği belirtilmiştir.

657 sayılı Kanunun 14. maddesinde bahsi geçen ve Kmnivet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü açısından da uygulanması gereken özel kanun ise, 19/04/1990 tarih ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'dur.

Bu Kanun'un 5. maddesinde; Kanun kapsamına giren görevlilerin, eşlerine ve velayeti altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile her biri ayrı olmak üzere para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebeplerinin mal bildiriminin konusunu ıeskil edeceği hükme bağlanmış, 6. maddesinde, "Mal Bildirimlerinin;

a)Bu Kanun kapsamındaki göreve atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle,

b)Bakanlar Kurulu üyeliğine atanmalarda, atamayı izleyen bir ay içinde,

c) Seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde,

d) Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde,

e) Yönetim ve denetim kurulu üyelikleri ile komisyon üyeliklerine seçim ve atamalarda göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde,

f) Görevin sona ermesi halinde, avrılma tarihini izleyen bir ay içinde,

g) Gazele sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu iiveleri faaliyete geçme tarihini, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları bu ise veya görevlerine başlama tarihini izleyen bir av içinde verilmesi zorunludur." ve 10. maddesinde, "6’ncı maddede belirlilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayana bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulur, ihtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayana üç aya kadar hapis cezası verilir. Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal bildiriminde bulunmayana üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir." hükümlerine yer verilmiştir.

Yukarıda anılan hükme istinaden Bakanlar Kurulunun 10/08/1990 tarih ve 90/748 sayılı kararı ile hazırlanan ve 15/11/1990 tarih ve 20696 savılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik'in 17. maddesinde, "Bu Yönetmelikte belirtilen süreler içinde mal bildiriminde bulunmayanlara, bildirimin verileceği mercilerce yazılı olarak ihtarda bulunulur. Bu ihtar, ilgilisine Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ olunur. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren bir ay içinde bildirimde bulunmayanlar hakkında gerekli işlem yapılmak üzere yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Müfettiş ve muhakkikler de, soruşturma ile ilgili olarak verdikleri süre zarfında mal bildiriminde bulunmayan hakkında yetkili Cumhuriyet Başsavcısına suç duyurusunda bulunurlar." hükmü getirilmiştir.

Hukuki Değerlendirme:

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, mal bildiriminde bulunulmadığının idarece tespiti halinde bu hususun davacıya ihtar edilmesi gerekliliğinin bir idari usul olarak düzenlenmiş bulunduğu görülmektedir. Bu usul, aynı zamanda davacının suç işleme kastıyla hareket edip etmediğinin açığa kavuşturulması bakımından da önem arz etmektedir. Dolayısıyla, mal bildiriminde bulunmadığı belirlenen davacıya ilk olarak ihtarda bulunulması, ihtara rağmen otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmadığı takdirde şartları varsa disiplin cezası tesis edilmesi yoluna gidilmelidir.

Dava konusu olayda; idarece, davacının 2005 yılından sonra kendisi ve eşi adına satın aldığı taşınmazlara yönelik mal bildiriminde bulunması için ihtarda bulunulmadığı anlaşıldığından, davacının mal bildiriminde bulunmamak suçunu işlediğinden söz edilmesine olanak bulunmamaktadır.

Öte yandan, disiplin suçuna konu bir eylemin varlığından söz edilmeyeceğinden, disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı yönünden değerlendirme yapılmasına yer olmadığı da açıktır.

Bu durumda, Kanunda belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayan davacıya bildirimlerin verileceği mercice ihtarda bulunulması ve ihtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmaması halinde ceza verilebileceğinden, belirtilen usule aykırı olarak tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka uvarlık görülmemiştir.

Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Karar Sonucu:

Açıklanan nedenlerle;

257 sayılı Kanun’ıın, 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;

........

Güncelleme Tarihi: 14 Aralık 2020, 12:05
YORUM EKLE