Geç verilen mal bildirimi gerekçesi ile memura ceza verilebilir mi?

zamanında mal bildirimi vermeyen memur zamanı geçtikten sonra mal bildirimi verirse memura disiplin cezası verilemeyeceği hususunda danıştay kararı

Geç verilen mal bildirimi gerekçesi ile memura ceza verilebilir mi?

zamanında mal bildirimi vermeyen memur zamanı geçtikten sonra mal bildirimi verirse memura disiplin cezası verilemeyeceği hususunda danıştay kararı

Geç verilen mal bildirimi gerekçesi ile memura ceza verilebilir mi?

Geç verilen mal bildirimi gerekçesi ile memura ceza verilebilir mi?

Bilindiği üzere devlet memurlarının belirlenen süre ve zamanda malbildirimi vermemeleri durumunda kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilmeleri gerekmektedir. Memur zamanında vermemekle birlikte disiplin soruşturması öncesinde geçte olsa vermiş olduğu mal bildirimi nedeniyle memura disiplin cezası verilemeyeceği hususunda danıştay kararı yazımız ekindedir.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2019/7108 E.  ,  2020/3308 K.

"İçtihat Metni"

T.C.

D A N I Ş T A Y

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No : 2019/7108

Karar No : 2020/3308

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı/ANKARA

VEKİLİ : …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … mirasçıları;

1- …

2- …

3- …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: … Sanayi ve Ticaret İl Müdürü olan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/D-(j) maddesi uyarınca bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılmasına, yükselebileceği derecenin son kademesinde bulunması nedeniyle bu cezanın brüt aylığından 1/4 oranında kesinti yapılmak suretiyle uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.

İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacılar murisi …'ın söz konusu alım ve satım işlemlerine ilişkin olarak süresi içinde mal bildiriminde bulunmamış olduğu açık ise de, dava konusu disiplin cezasına ilişkin işlemden önce 13.01.2009 tarihinde mal bildiriminde bulunmuş olması, söz konusu müeyyidenin amacı, davacının haksız ve geliri ile mütenasip olmayan mal edindiğine ve edindiği malı gizleme maksadı taşıdığına yönelik herhangi bir iddia ve tespitin bulunmaması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, muris …'ın suç işleme kastıyla hareket etmediği, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının, eşinin mal varlığında meydana gelen önemli bir değişikliği süresi içerisinde bildirilmediğinin sabit olduğu, eylemine uyan disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde usul ve mevzuata aykırılık bulunmadığı, İdare Mahkemesince haksız mal edinme ve edindiği malı gizleme gibi özel kasıt unsurlarının aranmasının disiplin hukuku ilkelerine uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Kanuni düzenleme ile hedeflenen amaç ve cezai yaptırıma bağlanan eylem arasında uyarlık olmadığı, İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve mevzuata uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan idare mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,

2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/D-(j) maddesinde, "Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak" fiili, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; … Sanayi ve Ticaret İl Müdürü olan davacı hakkında yürütülen soruşturma sonucunda, davacının eşinin üzerine kayıtlı olan apartman dairesinin satılması ve yine davacının eşi adına kayıtlı otomobil satın alınmasına karşın, kanunda belirtilen süreler içinde mal bildiriminde bulunmadığından bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/D-(j) maddesi uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına, 1. derecenin 4. kademesinde bulunması nedeniyle, cezanın brüt aylığının kesilmesi suretiyle uygulanmasına karar verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin görev, yetki ve sorumlulukları kapsamında kamu hizmetlerinin yürütülmesi, kamu yararının devamlılığının sağlanması amacıyla ve yasa kurallarıyla belirlenen yaptırımlardır. Kamu hizmetlerini yürüten kamu görevlilerinin görev anlayışları, yetki ve sorumlulukları kamu hizmeti ve hizmet gerekleri ile sınırlandırılmış, bu sınırlar dışına çıkanların ise disiplin cezaları ile cezalandırılmaları öngörülmüştür. Bu bağlamda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 124. maddesinde, kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin devlet memurlarına yüklediği ödevleri yurt içinde ve yurt dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre, 125. maddede sıralanan disiplin cezalarından birinin verileceği hükme bağlanmıştır.

Anayasa'nın 71. maddesinde, kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları ve bu bildirimlerin tekrarlanma sürelerinin kanunla düzenleneceği belirtilmiş, 657 sayılı Kanun'un "Mal bildirimi" başlıklı 14. maddesinde de; "Devlet memurları, kendileriyle, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında, özel kanunda yazılı hükümler uyarınca, mal bildirimi verirler." hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümle, mal bildiriminde bulunmanın, memurun ödev ve sorumluluklarından birisi olduğu kabul edilmiş, aynı Yasanın 125. maddesinde de, belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmama eylemi, disiplin cezasını gerektiren eylemler arasında sayılmıştır.

657 sayılı Kanun'un 14. maddesinde bahsi geçen özel kanunun, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu olduğunda kuşku bulunmamakta olup, anılan 3628 sayılı Kanunda, mal bildiriminde bulunacaklar, bildirimlerin konusu, zamanı, birden fazla mal bildiriminde bulunulması, bildiriminin yenilenmesi, bildiriminin verileceği merciler ve bildirimlerin gizliliğine ilişkin hususlara yer verilerek, mal bildirimine ilişkin esaslar belirlenmiştir.

Dolayısıyla, "şekli suç" niteliğindeki "belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak" eyleminin varlığı halinde, anılan disiplin cezasının verileceğinde kuşku yoktur.

Bakılan davada, davacı tarafından, yukarıda aktarılan mal bildiriminde bulunma ödevinin, Kanunla belirlenen sürelerde yerine getirilmediği, aksinin de ileri sürülmediği göz önüne alındığında, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Davacının, bildirim yapılması için ihtarda bulunulması gerektiği ve haksız mal ediniminin bulunmadığı iddiaları ile temyize konu kararın gerekçesini oluşturan "davacının, haksız mal edinme ve edindiği malı gizleme maksadının bulunmadığı" hususlarına gelince;

Mal bildiriminde bulunmayı sağlayarak rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele etmek amacıyla yürürlüğe konulan 3628 sayılı Yasada, mal bildiriminde bulunacaklar, bildirimlerin konusu, zamanı, birden fazla mal bildiriminde bulunulması, bildiriminin yenilenmesi, bildiriminin verileceği merciler ve bildirimlerin gizliliğine ilişkin hususlara yer verilerek, mal bildirimine ilişkin esaslar belirlenmiş ise de, belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunulmaması hali için herhangi bir yaptırım öngörülmemiştir.

Anılan Yasada; gerçeğe aykırı bildirimde bulunma ve haksız mal edinme gibi, suçun manevi unsurları dikkate alınarak, hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüş, ayrıca, Kanunla belirlenen sürelerde mal bildiriminde bulunmayanlara, bildirimde bulunması için ihtar edilmesine rağmen mal bildirimde bulunulmaması halinde de hapis cezası verileceği öngörülmüştür.

Görüldüğü üzere; 3628 sayılı Yasada "suç" kabul edilen eylemlerle (gerçeğe aykırı bildirimde bulunma, haksız mal edinme ve ihtara rağmen bildirimde bulunmama), 657 sayılı Yasada disipline aykırı davranış kabul edilen eylemler (Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak) amaçları ve nitelikleri itibarıyla birbirinden tamamen farklı eylemlerdir.

Bu itibarla, 3628 sayılı Yasada düzenlenen ve suç sayılan eylemlere ilişkin manevi unsurların, uyuşmazlık konusu "süresinde mal bildiriminde bulunmamak" eylemi için de aranmasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır.

Öte yandan, genel olarak disiplin hukukunda; eylem-ceza orantılılığı esastır. Eylemin ağırlığına bakılarak ve eylem ile ceza arasında adil bir denge kurularak cezanın belirlenmesi gerekir. Ancak bu orantılılığın, hangi eyleme hangi cezanın verileceğine ilişkin takdirin, suç ve cezaların kanuniliği ilkesi uyarınca kanun koyucuya ait olduğu, kanun koyucunun bu konudaki takdirinin yerinde olup olmadığının yargısal denetiminin ise, Anayasa Mahkemesine ait olduğu açıktır.

Nitekim, 657 sayılı Yasanın, dava konusu disiplin cezası verilmesine dayanak oluşturan 125. maddesinin D/-(j) bendinin iptali isteğiyle Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruda; "yasa koyucunun iptali istenen fıkrayı suistimalleri önlemek için en ağır hali düşünerek düzenlediği, halbuki hiçbir kötü niyet olmaksızın memurun sırf dikkatsizliği, özensizliği ya da kayıtsızlığından dolayı basit bir edinimin kanunda yer alan süreden bir veya iki gün sonra bildirilmiş olabileceği ya da yine hiçbir kötü niyet olmaksızın beyanda bulunulması gereken edinimin hukuken hangi tarihte gerçekleştiğinin memur tarafından bilinemeyebileceği, bu gibi durumlarda da kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesinin suç ve ceza arasındaki orantısızlığın göstergesi olduğu, iptali istenen fıkrada öngörülen belirlenen durum ve sürelerin ne ya da neler olduğunun ceza maddesinde açık ve net olarak düzenlenmediği, belirlilik ilkesi gereği bu durum ve sürelerin başka kanun ve yönetmeliklerde değil, cezanın verildiği madde içersinde yer alması gerektiği, bu nedenle itiraz konusu kuralın Anayasa'nın 2. ve 38. maddelerine aykırı olduğu" ileri sürülmüş, Mahkemenin … günlü, E:…, K:… sayılı kararında şu ifadelere yer verilmiştir:

"Hukuk devletinde ceza hukukuna ilişkin düzenlemelerde olduğu gibi disiplin hukuku açısından da Anayasa'ya ve ceza hukukunun temel ilkelerine bağlı kalmak koşuluyla hangi eylemlerin suç sayılacağı, bunlara uygulanacak yaptırımın türü ve ölçüsü, cezayı ağırlaştırıcı ve hafifleştirici nedenlerin belirlenmesi gibi konularda yasa koyucunun takdir yetkisi bulunmaktadır. Bu nedenle mal beyanında bulunmamak disiplin suçunun ne şekilde cezalandırılacağı hususu yasa koyucunun takdir yetkisi içinde kalmaktadır.

İtiraz konusu kuralla, 'belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak' eylemi disiplin suçu olarak kabul edilerek bu suçun unsurları ve şartları atıf yapılan 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nda düzenlenmiş ve bu eylem nedeniyle verilecek disiplin cezası itiraz konusu kuralla açıkça belirlenmiştir. Gerek suçun gerekse yaptırımın kanunla düzenlenmiş olması karşısında, itiraz konusu kuralda bir belirsizlik ve öngörülemezlikten söz edilemeyeceğinden suç ve cezaların kanuniliği ilkesine aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa'nın 2. ve 38. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir."

Görüldüğü üzere; Anayasa Mahkemesince, 3628 sayılı Yasada öngörülen suç ve cezaların yanı sıra, Kanunla belirlenen sürelerde mal bildiriminde bulunmama eylemi nedeniyle disiplin cezası öngörülebileceği kabul edilmiş, kanun koyucunun takdiri kapsamında bulunduğu belirtilen disiplin cezası, orantısız da bulunmamıştır.

Bu durumda, şekli bir disiplin suçu olan "Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak" eylemi nedeniyle, eylemin şeklen gerçekleşip gerçekleşmediğinin tesbiti sonrasında, anılan cezanın verilmesinde Yasa koyucunun amacına (iradesine) aykırılık bulunmadığından, süresi içerisinde mal bildiriminde bulunmadığı sabit olan davacının, eylemine uyan disiplin cezası ile cezalandırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı ve temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyu ile aksi yöndeki karara katılmıyoruz

Güncelleme Tarihi: 20 Mayıs 2022, 10:05
YORUM EKLE