Disiplin soruşturması yapan kişi disiplin kuruluna üye olarak katılabilir mi?

Disiplin soruşturması yapan kişi disiplin kuruluna üye olarak katılabilir mi?

Disiplin soruşturması yapan kişi disiplin kuruluna üye olarak katılabilir mi?

Disiplin soruşturması yapan kişi disiplin kuruluna üye olarak katılabilir mi?

Disiplin soruşturması yapan kişi disiplin kuruluna üye olarak katılabilir mi?

Disiplin soruşturması yapan kişi disiplin kuruluna üye olarak katılabilir mi?

Bölge İdare Mahkemesi, disiplin soruşturmasında muhakkik olarak görev yapan kişinin aynı zamanda cezanın verildiği kurula katılıp oy kullanmasının disiplin hukukuna hakim olan tarafsızlık ilkesini zedelediğine hükmetti.  Kararda ayrıca, dava konusu işlemin usuli gerekçeyle işin esasına girilmeden iptal edilmesi karşısında bu aşamada davacının parasal haklarının iadesi istemi hakkında karar verilmesine yer bulunmadığına hükmedildi. 

Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2018/3589 E. , 2021/4689 K.

"İçtihat Metni"

T.C.

D A N I Ş T A Y

SEKİZİNCİ DAİRE

Esas No : 2018/3589

Karar No : 2021/4689

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Ticaret Borsası

VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: ... Ticaret Borsasında memur olarak görev yapan davacının zimmetine para geçirdiği iddiasıyla yapılan soruşturma neticesinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-g maddesi kapsamında memurluk görevinden çıkarılmasına ilişkin ... Ticaret Borsası yönetim kurulunun ... tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının hakkında açılan kamu davasında, .... Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen … tarih ve E…. K…. sayılı kararda, sanığın (davacının) zimmet suçunu işlediği sabit olduğundan, eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 247'nci maddesi uyarınca iki yıl altı ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davacı hakkında süresi içerisinde soruşturmacı tayin edilerek disiplin soruşturması başlatıldığı, ifadeler ve diğer tespitler incelenmek suretiyle soruşturma raporu düzenlenerek, devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesi gerektiği yönünde kanaat bildirildiği, bu doğrultuda, davacının yazılı savunması alınmak suretiyle dava konusu işlemin tesis edildiği, bu durumda, davacıya isnat edilen fiilin gerek yargı kararı ile gerekse usulüne uygun olarak yürütülen disiplin soruşturması ile sabit olduğu, davacının söz konusu fiilinin ise, devlet memurluğu sıfatını sona erdirecek derece ve ağırlıkta bir suç teşkil etmekte olduğu ve memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerden olduğu hususunda tereddüt bulunmadığı dikkate alındığında, davacının devlet memurluğundan çıkarılma cezası ile tecziyesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; davacı hakkında yürütülen disiplin soruşturması ile ilgili olarak muhakkik olarak yönetim kurulu başkanı tarafından davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-g maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği, getirilen teklif doğrultusunda aralarında yönetim kurulu başkanı muhakkikin de bulunduğu Yönetim Kurulu'nca davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-g maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırlmasına karar verildiği, bu durumda olayın açıklığa kavuşturulması amacıyla muhakkik olarak rapor hazırlayıp ceza öneren soruşturmacının aynı zamanda cezanın verildiği kurula katılıp oy kullanmasının disiplin hukukuna hakim olan tarafsızlık ilkesini zedelediğinden tesis edilen disiplin cezasına ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, işlem sebebiyle mahrum kalınan maaş ve hakedişlerin ödenmesine karar verilmesi isteminin ise dava konusu işlemin usuli gerekçeyle işin esasına girilmeden iptal edilmesi karşısında bu aşamada davacının parasal haklarının iadesi istemi hakkında karar verilmesine yer bulunmadığından, dava konusu işlemde ve davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, başvuruya konu mahkeme kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin kısmen iptaline ve parasal hak istemi yönünden ise dava hakkında kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının disiplin cezasına tabi eyleminin memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareket olduğu, verilen cezanın hukuki yönden kaldırılmasını gerektirecek yeni bir olgunun sözkonusu olmadığı, 5174 sayılı Kanun'un 73. maddesi gereği 4857 sayılı İş Kanunu'na tabi olan davacının devlet memuru olmadığı, davacının 5174 sayılı Kanun'un 76. maddesinin özel düzenlemesi nedeniyle ceza yargılaması hükümleri gereği kamu görevlisi sıfatıyla yargılandığı, dava konusu işlemi tesis eden yönetim kurulunun beş kişiden oluştuğu ve kararın oybirliği ile alındığı gözönünde bulundurulduğunda, muhakkik olarak görev yapan yönetim kurulu başkanının kararda oyu bulunmasının tarafsızlık ilkesini zedeleyecek bir durum olmadığı, Personel Yönetmeliği'nin 9. maddesi gereği affa uğramış yahut ertelenmiş olsa bile yüz kızartıcı suçları mahkeme kararı ile sabit olan personelin borsa ile ilişiğinin kendiliğinden kesileceği düzenlemesine yer verildiği belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesince verilen istinaf isteminin kabulüne ilişkin kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Bölge İdare Mahkemesince verilen istinaf isteminin kabulüne ilişkin kararın hukuka ve usule uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle,

1. Temyiz isteminin reddine,

2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4. Kullanılmayan …-TL yürütmenin durdurulması harcının, istemi halinde davalıya iadesine,

5. Kesin olarak, 20/10/2021 tarihinde

YORUM EKLE