Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasında Amirin İsteği Şartı

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 126. maddesinde; uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarının disiplin amirleri tarafından verilir, devlet memurluğundan

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasında Amirin İsteği Şartı

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 126. maddesinde; uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarının disiplin amirleri tarafından verilir, devlet memurluğundan çıkarma cezasında amirin isteği ile yüksek disiplin kurulunca karar verilir

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasında Amirin İsteği Şartı

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasında Disiplin Amirinin Talebi Olmalı 

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 126. maddesinde; uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarının disiplin amirleri tarafından, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler, il disiplin kurullarının kararına dayanan hallerde valiler tarafından verileceği, Devlet memurluğundan çıkarma cezasının ise, amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verileceği hüküm altına alınmıştır.İlgili hüküm gereğince Devlet memuru olarak görev yapan kişiler hakkında devlet memurluğundan çıkarılma kararı verilebilmesi için bu konuda amirin isteğinin olması hüküm altına alınmıştır.Yazımız ekinde yer alan kararda devlet memuru hakkında kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesi yönündeki teklifini disiplin kuruluna ileten amirin teklifini onama veya redetme yetkisine sahip disiplin kurulunca dosyanın memuriyetten çıkarma teklifi ile yüksek disiplin kuruluna gönderilmesi ve bunun sonucunda memur hakkında memuriyetten çıkarılma cezası verilmesi işleminde disiplin kurulunun memuriyetten çıkarma cezasının verilmesi yönünde teklif vermeye yetkisinin olmadığı ayrıca devlet memurluğundan çıkarma cezasında ön şartın amirin bu yönde teklifinin olması hüküm altına alındığından,amirin devlet memurluğundan çıkarma teklifi olmadan verilen cezanın mevzuata aykırı olduğu karar altına alınmıştır.

T.C.
D A N I Ş T A Y
Beşinci Daire
Esas No : 2016/19464
Karar No : 2016/13253

Özeti :Memurlara devlet memurluğundan çıkarma cezası verilebilmesi için amirlerin bu yönde isteğinin olmasının
işlemin ön şartı olduğu hakkında.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, Mersin İli Erdemli K2 Kapalı ve Ceza İnfaz Kurumu'nda infaz ve koruma memuru olarak görev yapmakta olan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125-E-g maddesi uyarınca devlet memuriyetinden çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun 28.8.2009 gün ve 230 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Mersin 2. İdare Mahkemesinin Danıştay 12. Dairesinin 5.12.2013 tarih ve E:2010/5778, K:2013/9750 sayılı bozma kararına uyarak verdiği 26.9.2014 tarih ve E:2014/761, K:2014/1008 sayılı kararıyla; davacının ceza yargılamasında zimmet suçundan cezalandırılarak iki yıl bir ay hapis cezası verildiği, buna göre zimmet suçunu işlediği sabit olan davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-a maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davaların iptal davaları olduğu kurala bağlanmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 126. maddesinde; uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarının disiplin amirleri tarafından, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler, il disiplin kurullarının kararına dayanan hallerde valiler tarafından verileceği, Devlet memurluğundan çıkarma cezasının ise, amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verileceği hüküm altına alınmıştır.
Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğin 16.maddesinin ikinci fıkrasında, "Başbakan ve bakanlar başında bulundukları Başbakanlık ve Bakanlık teşkilatı ile bunlara bağlı kuruluşlarda görevli bütün memurların disiplin amiridirler. Bu sıfatla haiz bulundukları yetkileri her derecedeki memur hakkında doğrudan kullanabilirler." hükmü yer almaktadır.
Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.

Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar açıkça belirlenmiştir. Her idari işlemde olduğu gibi disiplin cezasının tesisinde de işlemin yetkili makam tarafından yapılması, yetkilerin Kanunun çizdiği sınırlar içinde şekil, sebep, konu ve maksat unsurlarına uygun olarak kullanılması İdare hukukunun bilinen ilkelerindendir. Yetkili makamlar, Kanunla belirlenmiş yetki sınırları içinde kaldıkları sürece tesis edilen işlemler yetki yönünden hukuka uygun sayılır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Mersin İli Erdemli K2 Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz ve koruma memuru olarak görev yapmakta olan davacının, kurumda hükümlü olarak bulunan …'ye bir akrabası tarafından gönderilen 400.00 TL'yi kurum mutemedi olarak bankadan aldığı halde kurum emanet para ve kıymetli eşya ve kasa defterine kaydetmeyerek hükümlüye teslim etmediğinden bahisle hakkında soruşturma açıldığı, 20.6.2008 tarih ve 20008/14 sayılı soruşturma kararında; 657 sayılı Yasanın 125/E-g hükmü uyarınca devlet memuriyetinden çıkarılma cezası verilmesi gerektiği sonucu ile dosyanın Mersin Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı'na gönderildiği, burada ise her ne kadar disiplin soruşturma raporunda davacının devlet memuriyetinden çıkarma
cezasıyla cezalandırılması teklif edilmiş ise de, davacı hakkında kamu davasının derdest olduğu, zimmet suçunun sabit görülmesi durumunda davacının 657 sayılı Yasanın 48/A-5 ve 98/b maddeleri gereğince devlet memurluğuna son verileceği gözetilerek kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması görüşü ile dosyanın Bakanlık Disiplin Kuruluna sunulduğu, Bakanlık Disiplin Kurulu'nun ise 11.11.2008 tarih ve 180 sayılı kararı ile davacının 657 sayılı Yasa 125/E-g hükmü uyarınca devlet memuriyetine son verilmesi gereği ile dosyanın doğrudan Yüksek Disiplin
Kurulu'na gönderildiği, Yüksek Disiplin Kurulunun 28/08/2009 gün 230 sayılı kararıyla ise davacının 657 sayılı Yasanın 125/E-g maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta, yapılan soruşturma neticesinde davacıya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilebilmesi için, yetkili Bakanlık Disiplin Kurulu kararının alınması amacıyla dosyanın Bakanlık Disiplin Kuruluna gönderildiği, bu aşamaya kadar ceza verilebilmesi için Kanunda belirtilen usullere uyulduğu görülmektedir. Ancak, Bakanlık Disiplin Kurulunun önerilen cezaya ilişkin kabul ya da ret yönünde bir karar vermesi gerekirken, bunu yapmayıp, fiilin farklı nitelenebileceği gerekçesiyle dosyayı doğrudan Yüksek Disiplin Kuruluna gönderdiği anlaşılmaktadır. Ancak bu aşamada, Disiplin Kurulunun yetkisinin önerilen kademe ilerlemesinin durdurulmasına ilişkin cezayı kabul ya da ret olduğu, Kanunda bunun dışında bir yetki kullanabileceği yönünde düzenleme olmadığından, Kurulun yetkisi dışında dosyayı Yüksek Disiplin Kuruluna göndermesi, verilen yetkinin aşılması sonucunu doğurmaktadır.
Memurlara devlet memurluğundan çıkarma cezası verilebilmesi için amirlerin bu yönde isteğinin olması işlemin ön şartıdır. Uyuşmazlıkta, işlemin tesisinden önce amirlerin bu yönde herhangi bir isteği bulunmamasına ve disiplin kurullarının "amir" olarak bu yetkiyi kullanabileceğine dair Kanunda düzenlenmiş bir görevi bulunmadığı dikkate
alındığında, dosyanın re'sen Yüksek Disiplin Kuruluna gönderilmesi üzerine tesis edilen işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.

Güncelleme Tarihi: 23 Aralık 2022, 10:59
YORUM EKLE