Aile hekiminin sözleşmesinin feshi disiplin cezası mıdır?

Aile hekiminin sözleşmesinin feshi disiplin cezası mıdır?

Aile hekiminin sözleşmesinin feshi disiplin cezası mıdır?

Aile hekiminin sözleşmesinin feshi disiplin cezası mıdır?

Aile hekiminin sözleşmesinin feshi disiplin cezası mıdır?

Aile hekiminin sözleşmesinin feshi disiplin cezası mıdır?

Aile hekiminin sözleşmesinin feshi işleminin, disiplin cezası olmayıp, ihtar puanının belli sayıya ulaşması sonucuna bağlanan bir idari yaptırım olduğu hakkında.

T.C.

DANIŞTAY

İkinci Daire

Esas No : 2017/1045

Karar No : 2019/412

TÜRK MÎLLETÎ ADINA

Karar veren Danıştay ikinci Dairesi'nce; Tetkik Hâkimi'nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra ve dosyanın tekemmül etmesi nedeniyle davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İnceleme Ve Gerekçe:

Maddi Olay:

Kastamonu ili, Merkez 7 nolu Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yapan davacı hakkında, Ayvalar, Kemerler, Gömmece, Ahlat, Dursunlar, Dayılar, Köseoğlu, Hüseyinli, Hatipli ve Civcivler köylerine gezici sağlık hizmeti vermediği ve 13/04/2015 tarihinde yapılan denetimde görev yerinde bulunmadığına ilişkin tutanaklar tutulması üzerine, davalı idarece soruşturma başlatıldığı, anılan soruşturma sonucunda düzenlenen raporda; davacının üzerine atılı fiillerin sübuta erdiği; buna göre, anılan köylere 2015 yılının Mart ve Nisan ayında gitmemesi nedeniyle "gezici sağlık hizmetlerini aksatmak veya planına uymamak" ve "gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek" fiilleri nedeniyle toplam (250) puan ve Aile Sağlığı Merkezinde 13/04/2015 tarihinde yapılan denetimde görevi başında bulunmadığından "çalışma saatleri planına uymamak" fiili nedeniyle (3) ihtar puanı verilmesi yönünde görüş bildirilmiştir. 

Anılan raporun incelenmesi sonucunda vali yardımcısı tarafından, davacıya yukarıda belirtilen eylemlerinden dolayı 253 ihtar puanı verilmesi gerekmekte ise de, Danıştay Onuncu Dairesinin işlenilen bir eylem ile yasanın birden fazla maddesinin ihlalinin söz konusu olduğunda en ağır cezanın verilmesi yönündeki içtihadı doğrultusunda 143 ihtar puanı verilmesi yönünde karar verildiği; bu karara dayanılarak, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliğinin 14/3. maddesi uyarınca, davacının sözleşmesinin feshedilmesi üzerine temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Hukuki Değerlendirme:

Davacının temyiz istemine yönelik olarak;

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, davacı tarafından dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi kararının, davacıya ihtar puanı 

verilmesine ilişkin işlemin iptali isteminin reddine dair İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Davalı İdarenin temyiz istemine ilişkin olarak;

30/12/2010 tarih ve 27801 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliğinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan haliyle "Sözleşmenin İhtaren Sona Erdirilmesi" başlıklı 14. maddesinin 3. fıkrasında; "Bir sözleşme dönemi içinde, verilen ihtar puanlarının yüz puana ulaşması hâlinde sözleşme, ilgili vali tarafından sona erdirilir." hükmüne yer verilmiştir.

Dava konusu sözleşme feshi işlemi tesis edildikten sonra 26/02/2016 tarih ve 29636 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve aynı gün yürürlüğe giren Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin 1. maddesiyle, sözleşmenin feshi için aranan 100 ihtar puanı, 200 ihtar puanı şeklinde değiştirilmiştir.

İdari yaptırımlar; idarenin, yasaların açıkça yetki verdiği veya yasaklamadığı durumlarda, araya herhangi bir mahkeme kararı girmeden doğrudan doğruya tek taraflı olarak idare hukuku ilke ve kurallarının uygulanması suretiyle tesis edilen işlemlerdir. Dolayısıyla idari yaptırımlara idare hukuku ilke ve usullerinin yanında, idari para cezaları ve disiplin cezalarında olduğu gibi ceza hukuku ilkeK ve kurallarının uygulanması istisnaidir.

Ceza yaptırımları; ceza kanunlarında yer alan yasak ve kurallara aykırılık durumunda, mahkemeler tarafından yargılama usuller izlenerek verilen kararlardır. Ceza yaptırımları, ceza kanunlarında suç olarak öngörülen ihlallerin yaptırımı olarak ceza yargılaması sonucunda verilebilen kararlar iken; idari yaptırımlar, yasaların açıkça yetki verdiği ve yasaklamadığı durumlarda, araya yargı kararı girmeden, idarenin, bir işlemi île ve İdare Hukukuna özgü usullerle verdiği kararlardır. Ceza yaptırımları, toplum düzenini korumayı ve sağlamayı amaçlarken, idari yaptırımlar, kamu düzeninin korunması, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli şekilde kullanılmasının sağlanması yönünde görev ve sorumluluğu bulunan idarenin, idari emir ve yasağı bozan tutum ve davranışları; bir başka deyişle idari düzen ihlallerini önlemeyi amaçlar. Kamu görevlilerinin, ceza kanunlarında suç olarak öngörülmediği için ceza yaptırımına konu olmayabilen bazı eylem ve davranışları, kamu yararının sağlanmasını engellediği ve kamu hizmetinin aksamasına, başka bir deyişle idari düzenin ihlaline yol açtığı hallerde idari yaptırıma konu olabilir.

Bütün bu anlatımlar ışığında, idari usul ve esaslar çerçevesinde tesis edilen idari yaptırımların iptali istemiyle açılan davalarda, ceza hukuku ilke ve esaslarının mutlak surette uygulanması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır.

İdari yaptırımlar, özü itibariyle idari işlemlerdir. İdari yargı mercilerince, iptal davasına konu edilen idari işlemin hukuki denetiminin işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yapılması gerektiğinden, işlemin tesis edildiği tarihteki mevzuat hükümlerinin dikkate alınması zorunludur.

Aile Hekimliği mevzuatında, sağlık hizmetinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülüp, bu hizmetten bütün vatandaşların en iyi biçimde yararlanması için aile hekimlerine birtakım görev ve sorumluluklar verilmiştir. Bu görev ve sorumlulukların aile hekimlerince istisnasız bir şekilde yerine getirilmesi amacıyla birtakım yasaklar ve kurallar belirlenmiş; bunlara uyulmaması halinde aile hekiminin görevini gereği gibi yerine getirmediğinde öncelikle ihtar puanı verilmesi, ihtar puanlarının belli bir sayıya ulaşması halinde de idari yaptırım niteliğinde olan sözleşmenin feshi yoluna gidilmesi öngörülmüştür.

Davacının sözleşmesinin feshedilmesinden sonra (aynı zamanda dava açıldıktan da sonra) Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliğinin 14/3. maddesindeki, sözleşmenin feshi için gerekli ihtar puanının 100 olması yönündeki düzenleme, 26/02/2016 tarih ve 29636 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle, "fesih için geı^kli ihtar puanı 200" şeklinde değiştirilmiş ise de; fesih işleminin disiplin cezası olmayıp, ihtar puanının belli sayıya ulaşması sonucuna bağlanan bir idari yaptırım olduğu; dolayısıyla ceza hukukunda yer alan "lehe olan düzenlemenin uygulanması" ilkesinin, aile hekimlerinin sözleşmesinin feshi işlemi yönünden değerlendirilmesine olanak bulunmadığı açıktır.

Olayda; davacının 143 ihtar puanı alması üzerine, yukarıda anılan ve tesis edildiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükmü uyarınca, adı geçenin sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin işlemin hukuka uygun olarak tesis edildiği anlaşıldığından; İdare Mahkemesince, lehe olan düzenlemenin yürürlüğe girmesi nedeniyle dava konusu sözleşme feshi işleminin iptali yolunda verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddinde hukuki isabet bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Karar Sonucu :

Açıklanan nedenlerle;

Davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesinin 23/02/2017 günlü, E:2017/66, K:2017/156 sayılı kararının, davacının sözleşmesinin feshine ilişkin işlemin yukarıda belirtilen gerekçeyle iptaline dair İdare Mahkemesi kararma yönelik olarak yapdan istinaf başvurusunun reddine ilişkin bölümünün, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 6545 saydı Kanun'la değişik 2/b fıkrası uyarınca bozulmasına,

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'la değişik 50. maddesinin 2. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verdmek üzere, bozulan kısım için dosyanın, kararı veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesine gönderilmesine,

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na 6545 saydı Kanun'un 27. maddesi de eklenen Geçici 8. maddesi uyaı^nca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verddi.

YORUM EKLE