399 Sayılı Kanuna Tabi Hizmetlerin Memurlukta Değerlendirilmesi

399 Sayılı Kanuna Tabi Hizmetlerin Memurlukta Değerlendirilmesi 399 sayılı kanununa tabi olarak sözleşmeli statatüde çalışan memurların hizmet sürelerinin

399 Sayılı Kanuna Tabi Hizmetlerin Memurlukta Değerlendirilmesi

399 Sayılı Kanuna Tabi Hizmetlerin Memurlukta Değerlendirilmesi 399 sayılı kanununa tabi olarak sözleşmeli statatüde çalışan memurların hizmet sürelerinin memurlukta değerlendirilmesi

399 Sayılı Kanuna Tabi Hizmetlerin Memurlukta Değerlendirilmesi

399 Sayılı Kanuna Tabi Hizmetlerin Memurlukta Değerlendirilmesi

399 sayılı kanununa tabi olarak sözleşmeli statüte çalışan kişilerin daha sonra 657 sayılı kanununa tabi olarak çalışmaları durumunda 399 sayılı kanuna tabi çalışmalarının intibak işlemlerinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda Devlet Personel başkanlığınca verilmiş olan bir görüş ile Danıştay Başkanlığınca verilmiş olan bir karar yazımız ekinde yayımlanmıştır.

 

 

ÖZET: 657 sayılı Kanununa tabi memur kadrosunda çalışan ilgilinin 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi sözleşmeli  statüde hukuk müşaviri pozisyonunda geçen hizmetlerinin kazanılmış hak aylık derece ve kademesinde değerlendirilmemesine ilişkin 25/09/ 2006  -18914

Bakanlığınızda Genel İdare Hizmetleri Sınıfında 1. dereceli hukuk müşaviri kadrosuna ataması yapılan bir personelin daha önce Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğünde, 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak sözleşmeli avukat pozisyonunda görev yaptığından bahisle, sözleşmeli avukatlıkta geçen hizmetlerinin ilgilinin kazanılmış hak aylık derecesinin tespitinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceğine ilişkin ilgi yazı incelenmiştir.


Bilindiği üzere, 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde, (I) sayılı cetvelde yer alan kadrolara yapılacak atamalarda teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda sözleşmeli statüde geçen hizmetlerin memur statüsünde geçmiş gibi değerlendirileceği hükme bağlanmıştır. Memuriyete girmeden önce veya memuriyetten ayrılarak kamu veya özel sektörde geçen hizmetlerden hangilerinin ne şekilde memuriyet kazanılmış hak aylığında değerlendirileceği hususu ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 36 ncı maddesinin Ortak Hükümler bölümünün (C) bendinde düzenlenmiştir.

Diğer taraftan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun C/3 maddesinde yer alan, “Avukatlık hizmetleri sınıfına girenlerin memuriyete girmeden önce veya memurluktan ayrılarak serbest avukatlıkla geçirdikleri sürelerin 3/4 ü memuriyette geçmiş sayılarak, bu sürelerin her yılı bir kademe ilerlemesine ve her üç yılı bir derece yükselmesine esas olacak şekilde değerlendirilir.” hükmü, Avukatlık Hizmetleri Sınıfına dahil personelin serbest avukatlıkta geçen hizmetlerinin değerlendirilmesine ilişkin olup, hukuk müşaviri kadrosu Genel İdare Hizmetleri Sınıfında yer almaktadır.

Yukarıdaki açıklama ve hükümler çerçevesinde, Bakanlığınızda Genel İdare Hizmetleri Sınıfında 1. dereceli hukuk müşaviri kadrosuna atanan ilgilinin, atanma öncesinde teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi sözleşmeli avukat olarak çalışmaktayken (I) sayılı cetvelde yer alan bir kadroya atanmamış olması halinde bu hizmetlerinin memuriyet kazanılmış hak aylığında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı mütalaa edilmektedir.

 

 

Özeti : 399 sayılı KHK' ye tabi sözleşmeli statüde geçen hizmetlerin intibakta değerlendirilmesi gerektiği hakkında.

Danıştay 2. Dairesinin 19.2.2007 tarihli ve E:2004/7251, K:2007/606 sayılı Kararı.


Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …

Karşı Taraf : 1-Milli Eğitim Bakanlığı.

2-Mersin Valiliği.

İsteğin Özeti : Mersin İdare Mahkemesi'nin 19.11.2003 günlü, E:2002/805, K:2003/1102 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevapların Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : B. Ufuk Kadıgil.

Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı : Semra Şentürk.

Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:

Dava, Mersin İli Silifke İlçesi … Koyuncu İlköğretim Okulu'nda öğretmen olan ve Türkiye Halk Bankası A.Ş.'nde 399 sayılı KHK hükümlerine tabi sözleşmeli personel statüsünde geçen hizmet süresi intibakında değerlendirilen davacının, söz konusu intibakının geri alınmasına ilişkin 21.11.2001 günlü, 23024 sayılı işlem ile bu işlemin tesis edilmesine dayanak olan 18.10.2001 günlü, 102513 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Mersin İdare Mahkemesi'nin 19.11.2003 günlü, E:2002/805, K:2003/1102 sayılı kararıyla; "açıktan atama koşullarına bağlı olarak ataması yapılan ve sözleşmeli personel statüsünde görev yaptığı sürenin intibakında değerlendirilmesi olanağı bulunmayan davacının, açık hataya dayalı olarak yapılan intibakının iptali ile öğrenim durumuna göre memuriyete giriş derece ve kademesi üzerinden yeniden yapılan intibakında hukuka aykırılık görülmediği" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.  Davacı, dava konusu işlemlerin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, 29.1.1990 günlü, 20417 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve 4. maddesinde, teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi olarak istihdam edilecek personelin kadro, unvan, derece ve sayılarının Kararnameye ekli 1 sayılı Cetvelde gösterildiği ve sözleşmeli statüde istihdam edilecek personele ait pozisyonların unvan ve sayılarının da Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edileceği belirtilmiş, anılan KHK'nin 3771 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değişik 3/b bendinde, genel müdür, genel müdür yardımcısı, teftiş kurulu başkanı, kurul ve daire başkanları, müessese, bölge, fabrika, işletme ve şube müdürleri, müfettiş ve müfettiş yardımcıları ile ekli 1 sayılı Cetvelde kadro unvanları gösterilen diğer personel hakkında bu Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen hükümler dışında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; 5. maddesinde de, 1 sayılı Cetvelde yer alan kadrolara yapılacak atamalarda teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda sözleşmeli statüde geçen hizmetlerin memur statüsünde geçmiş gibi değerlendirileceği öngörülmüştür.

Diğer taraftan 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 9. maddesinde, "Kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarda sözleşmeli statüde çalışmakta iken bu Kanunun 22 nci maddesi uyarınca 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi kurumlara nakledilerek Devlet memuru statüsüne geçirilenlerin sözleşmeli statüde (kapsam dışı personel dahil) geçen hizmet süreleri; aynı Kanunun ek geçici 1, 2 ve 3 üncü maddelerine göre, 458 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri de dikkate alınmak suretiyle, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri tavanı aşmamak kaydıyla kadro şartı aranmaksızın kazanılmış hak aylık, derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilir..." hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Tesis Edilen Sınıflar" başlıklı 36. maddesinin C/6 bendinde; "Bu Kanunun 4 üncü ve 237 nci maddesinin (e) fıkrasına göre sözleşme ile istihdam edilenlerin, memuriyete geçirilmeleri halinde, sözleşmeli olarak geçirdikleri hizmet süreleri, her yıl için bir kademe ilerlemesi ve her üç yıl için bir derece yükselmesi verilmek suretiyle değerlendirilir." hükmü yer almıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, 1.5.1989 ile 13.1.1997 tarihleri arasında Türkiye Halk Bankası A.Ş.'nde 399 sayılı KHK hükümlerine tabi sözleşmeli personel statüsünde görev yaptığı ve 13.1.1997 tarihinde müstafi sayıldığı, 31.12.1996 tarihinde ise ilk atama yoluyla aday öğretmen olarak atandığı, 16.6.1997 tarihinde gerçekleştirdiği başvuruya dayalı biçimde tesis edilen 3.9.1997 günlü, 31653 sayılı işlem ile sözleşmeli personel statüsünde geçen söz konusu hizmet süresinin intibakında değerlendirildiği ve 6. derecenin 3. kademesine getirildiği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nce Milli Eğitim Bakanlığı'na hitaben yazılan ve davacının sözleşmeli personel statüsünde geçen hizmet süresinin intibakında değerlendirilmesi konusunda görüş istemine ilişkin olan 24.9.2001 günlü, 18714 sayılı yazıya Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verilen 18.10.2001 günlü, 102513 sayılı cevabi yazıda; davacının sözleşmeli personel statüsünde geçen hizmet süresinin kazanılmış hak aylık derece ve kademesinde değerlendirilmesinin hukuken mümkün olmadığı, söz konusu sürelerin sadece emekliliğe esas aylık derece ve kademesinde değerlendirilebileceğinin belirtildiği, bu yazıya dayalı biçimde tesis edilen 21.11.2001 günlü, 23024 sayılı işlem ile de, 3.9.1997 tarihinde gerçekleştirilen intibakın düzeltildiği ve davacının 8. derecenin 2. kademesine getirildiği, 24.1.2002 tarihinde davacı tarafından gerçekleştirilen başvuruda; 21.11.2001 günlü, 23024 sayılı işlemin geri alınmasının istenildiği, bu istemin 31.1.2002 günlü, 1823 sayılı işlemle reddi üzerine, 6.3.2002 tarihinde kayda giren dilekçe ile 18.10.2001 günlü, 102513 sayılı ve 21.11.2001 günlü, 23024 sayılı işlemlerin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacının sözleşmeli personel statüsünde çalışmakta iken 1 sayılı cetvele tabi bir göreve değil, başka bir kurumda 657 sayılı Kanun kapsamında bir kadroya ilk defa atanması ve 4046 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemenin de olayla ilgisinin olmaması nedeniyle anılan hükümlerin olayda uygulanamayacağı ileri sürülebilir ise de; söz konusu maddeler ile kanun koyucunun, sözleşmeli statüdeki görev nedeniyle belli kazanımlar elde edildiği hususunu göz önünde bulundurarak bu statüde geçen süreleri kazanılmış hak olarak kabul edip bunların değerlendirilmesini amaçladığı açık olduğu gibi, 657 sayılı Kanun'un 36.  maddesinin C/6 bendi hükmü ile getirilen düzenlemenin 399 sayılı KHK'ye tabi sözleşmeli personel ayrıksı tutulmak suretiyle uygulanmasının eşitliğe aykırı ve dolayısıyla adil olmayan bir durum oluşturacağı tartışmasız bulunduğundan, söz konusu hükümlerin, 657 sayılı Kanun kapsamındaki kadrolara yapılan ilk atama işlemleri için de geçerli olması ve davacının durumunun anılan maddelerin getirdiği ilkeler çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır.

Buna göre, kazanılmış hakların korunmasının asıl ilke olarak benimsendiği söz konusu madde hükümleri göz önünde bulundurulduğunda, davacının sözleşmeli personel statüsünde geçen hizmet süresinin intibakında değerlendirilmesi gerekirken, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemlerin hakkaniyete aykırı olduğu tartışmasızdır.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Mersin İdare Mahkemesi'nce verilen 19.11.2003 günlü, E:2002/805, K:2003/1102 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, 19.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Güncelleme Tarihi: 07 Ekim 2019, 17:00
YORUM EKLE