Memura Yapılan Ödemenin İadesi Talep Edilirken Faiz Başlangıç Tarihi Hakkında Karar

Görevden uzaklaştırılan memurun açmış olduğu davada yürütmeyi durdurma kararı verilerek esastan karar verilinceye kad

Memura Yapılan Ödemenin İadesi Talep Edilirken Faiz Başlangıç Tarihi Hakkında Karar

Görevden uzaklaştırılan memurun açmış olduğu davada yürütmeyi durdurma kararı verilerek esastan karar verilinceye kad

Memura Yapılan Ödemenin İadesi Talep Edilirken Faiz Başlangıç Tarihi Hakkında Karar

Görevden uzaklaştırılan memurun açmış olduğu davada yürütmeyi durdurma kararı verilerek esastan karar verilinceye kadar görevine iade edilip, geçen dönemde ödenmeyen maaşı kendisine ödenmiştir. Daha sonra açılan davayı kaybeden memura ödenen tutar ilgiliden faiziyle birlikte talep edilmiştir.


Memurdan talep edilen tutarın faizi hesaplanırken faiz başlangıç tarihi olarak fazla ödemenin yapıldığı tarih esas alınmıştır. Yargıtay 19 uncu Hukuk Dairesi ise, kurum tarafından memura yapılan ödemenin bir ilama dayalı olarak yapıldığını ve memurun ödeme yapıldığı tarihte iyi niyetli olduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla, TBK'nun 117/2. maddesi gereğince ve yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre, davalı temerrüde düşürülmeden faiz talebinde bulunulamayacağı ve faiz başlangıç tarihi olarak memurun temerrüde düşürüldüğü tarihin esas alınması gerektiği ifade edilmiştir.


Yargıtay 19. Hukuk Dairesinden:


ESAS NO : 2017/16085


KARAR NO : 2018/10576


Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen ve temyiz edilmeksizin kesinleşen hükme karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulmakla, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:


YARGITAY KARARI


Davacı vekili dilekçesinde; davalının, İstanbul Gümrükler Başmüdürlüğünde memur kadrosunda çalışırken görevden uzaklaştırıldığını ve sonrasında görevine son verildiğini, davalı tarafından Yüksek Disiplin Kurulu işleminin iptali talebi ile İstanbul 1. İdare Mahkemesinde yürütmenin durdurulması ve idari işlemin iptali için dava açıldığını, Bölge İdare Mahkemesince yürütmenin durdurulması kararı verildiğinden, esastan karar verilinceye kadar görevine iade edildiğini, geçen dönemde ödenmeyen maaşının ise 28/06/2000 tarihinde kendisine ödendiğini; Ancak, davalının, kurum aleyhine açtığı davaların sonuçsuz kaldığım belirterek, yersiz ödenen 1.854,38 TL'nin ödeme tarihi 28/06/2000 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.


Davalı cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, memuriyetle ilişiğinin kesilmesine dair Yüksek Disiplin Kurulu Kararının İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 16/03/2005 günlü, 2005/531 Esas ve 2005/388 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğini; Bilahare aynı fiil gerekçe gösterilerek Gümrük Müsteşarlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun 18/04/2005 günlü, 2005/6 sayılı kararı ile ikinci kez devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezası verilmiş ise de, bu işleme karşı açılan davada da davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, kesinleşmiş bir ceza olmadığını savunarak; davanın esastan da reddini istemiştir.


Mahkemece; davanın kabulü ile, 1.854,82 TL bedelin ödeme tarihi 26/06/2000 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine kesin olarak karar verilmiştir.


Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/10/2017 tarihli yazıları ile; "... Davacı tarafından davalıya yapılan ödeme bir ilama dayalı olarak yapılmış olup, kararın yürütülmesinin durdurulması üzerine, ödeme tarihinden itibaren işletilen faizi ile birlikte geri istenilmiştir. Oysa ki, davalı ilama dayalı ödeme nedeni ile ödemenin yapıldığı tarihte mütemerrit sayılmaz. Bu tarihte temerrüt faizi için zorunlu olan muacceliyet unsuru henüz gerçekleşmemiştir. Muacceliyet unsurunun gerçekleşmesi için idare mahkemesi kararının kesinleşmesi gerekmektedir.


O halde, İdare Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten sonrası için yasal oranda faize hükmedilmesi gerekirken ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu" belirtilerek, hükmün HMK'nun 363-1. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.


Davada; davalıya görevden uzaklaştırıldığı ve görevine son verildiği dönemde mahkeme kararma dayalı olarak yersiz ödenen maaşlarının ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş; mahkemece, davanın kabulü ile, 1.854,82 TL'nin ödeme tarihi olan 26/06/2000 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.


TBK'nun 117. maddesinde "Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.


Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlenmişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyi niyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirim şarttır." düzenlemesine yer verilmiştir.


Somut olayda; davacı kurum tarafından davalıya yapılan ödeme bir ilama dayalı olarak yapılmış olup, davalı ödeme yapıldığı tarihte iyi niyetlidir. Dolayısıyla, TBK'nun 117/2. maddesi gereğince ve yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre, davalı temerrüde düşürülmeden faiz talebinde bulunulamaz. Davacı kurumca, yapılan yersiz ödemenin iadesi için davalıya 08/05/2013 tarihli 1040-30381 sayılı yazı tebliğ edilmiştir. Böylece, davalı 20/06/2013 tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüştür.


Mahkemece, kabul edilen alacağa davalının temerrüde düşürüldüğü 20/06/2013 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekirken, ödeme tarihi olan 26/06/2000 tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.


SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile; İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/03/2017 tarihli ve 2015/467 Esas, 2017/80 Karar sayılı kararının sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, HMK'nun 363/3. maddesi uyarınca gereği yapılmak üzere kararın bir örneğinin ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 24/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Güncelleme Tarihi: 07 Şubat 2019, 09:16
YORUM EKLE