Disiplin soruşturması yapılmadan doğrudan ceza verilemeyeceği

Disiplin soruşturması yapılmadan doğrudan ceza verilemeyeceği

Disiplin soruşturması yapılmadan doğrudan ceza verilemeyeceği

Disiplin soruşturması yapılmadan doğrudan ceza verilemeyeceği

Davacı hakkında suçlama ile ilgili olarak disiplin amiri veya görevlendireceği bir soruşturmacı tarafından disiplin soruşturması yapılması ve yapılacak tahkikat neticesinde hazırlanacak olan soruşturma raporu ve getirilecek teklif dikkate alınarak bir işlem tesis edilmesi gerekirken, tarafsız bir soruşturmacı tarafından usulüne uygun olarak herhangi bir disiplin soruşturması yapılmaksızın disiplin amiri tarafından savunma alınmak suretiyle doğrudan ceza verilme yoluna gidildiği anlaşıldığından, bu haliyle davacının uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

T.C.

DANIŞTAY

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No: 2016/815

Karar No: 2016/1531

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dava, davacının, Kütahya İli, .. Adliyesinde zabıt katibi olarak görev yaptığı dönemde gerçekleştirdiği eylemleri nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/A-(a),(f) maddesi uyarınca "uyarma" cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 04/03/2011 gün ve 2011/2 sayılı işleme karşı yaptığı itirazın reddine ilişkin 15/04/2011 gün ve 2011/88 sayılı .. İlk Derece Mahkemesi Adalet Komsiyonu Başkanlığı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliği'nin "Disiplin amirlerinin yetkileri" başlıklı 18. maddesinde, disiplin amirlerinin, kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin, Devlet memuru olarak emrettiği görevleri yurt içinde veya dışında yerine getiremeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara, durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre, 657 sayılı Kanunda yazılı disiplin cezalarından yetkisi dahilinde bulunanları vermeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu nedenle, kamu görevlisinin suç oluşturduğu iddia edilen fiili ile ilgili olarak idarece açılan bir disiplin soruşturmasında, konu ile ilgili her türlü araştırmanın yapılması, kanıt niteliğinde toplanan tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, tanıkların dinlenmesi, hatta teknik konularda bilirkişilere inceleme yaptırılmak suretiyle, soruşturulanların görev ve konumları itibariyle sorumlukları ile suçun oluş biçimi irdelenerek düzenlenen rapor ile fiilin sübut bulup bulmadığının ortaya çıkarılması gerektiği, soruşturma yapmakla görevlendirilenlerin ve cezayı verecek olan disiplin amirlerinin soruşturmaya konu olayla hiçbir ilgisi bulunmayan, hakkında soruşturma yapılan kamu görevlisinin suç konusu eyleminden zarar gören veya yarar sağlayan veya soruşturulanın veya olayın mağduru durumundaki kişilerden etkilenecek konumda bulunmayan tamamen tarafsız kişi veya kişilerden olmaları ve kıdem ve görev bakımından en az soruşturulan ile aynı seviyede veya üst düzeyde bulunmaları gerekmektedir.

Yukarıda belirtilen hükümler doğrultusunda; disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak soruşturma yapılması zorunlu olduğu gibi soruşturmanın belirli usuller çerçevesinde yapılması da isnada maruz kalanların hukuki güvencesidir. Soruşturma emri verilmesi; bağımsız ve üst veya denk görevde olan bir soruşturmacı atanması, olayla ilgili tanık ve soruşturulanın ifadelerinin alınması, ifade alınmadan kişiye haklarının ve soruşturma konusunun bildirilmesi, isnat olunan fiille ilgili lehe ve aleyhe başkaca delillerin araştırılması, soruşturma sonucunda bir rapor hazırlanması ve bu raporda; olayın değerlendirilmesi soruşturmacının kanaat ve teklifini belirtmesi ve raporun ilgili makama sunulması, soruşturmayı yapan kişi ile soruşturmada elde edilen delilleri değerlendirecek kişi veya kurulların ayrı olmasının, yasal süre içerisinde isnat olunan fiiller bildirilerek sanığın savunmasının alınması gerekliliği disiplin hukukunun temel ilkelerinden olduğu gibi hukuki güvenlik ilkesinin de gereğidir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, Kütahya İli, ..Adliyesinde zabıt katibi olarak görev yaptığı dönemde gerçekleştirdiği eylemleri nedeniyle soruşturma açıldığı belirtilerek Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliği'nin 04.03.2011 tarih ve 2011/2 sayılı işlemi ile uyarma cezası ile cezalandırıldığı görülmektedir.

Ancak davacı hakkında suçlama ile ilgili olarak disiplin amiri veya görevlendireceği bir soruşturmacı tarafından disiplin soruşturması yapılması ve yapılacak tahkikat neticesinde hazırlanacak olan soruşturma raporu ve getirilecek tekilf dikkate alınarak bir işlem tesis edilmesi gerekirken, tarafsız bir soruşturmacı tarafından usulüne uygun olarak herhangi bir disiplin soruşturması yapılmaksızın disiplin amiri tarafından savunma alınmak suretiyle doğrudan ceza verilme yoluna gidildiği anlaşıldığından, bu haliyle davacının uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe, hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz istemlerinin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçe de eklenmek suretiyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 22.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

YORUM EKLE