Kamu Avukatlarına Ödenen Vekalet Ücreti

Avukatlara Ödenen Vekâlet Ücreti (659 sayılı KHK md 14) Avukatlara ödenen vekâlet

Kamu Avukatlarına Ödenen Vekalet Ücreti

Avukatlara Ödenen Vekâlet Ücreti (659 sayılı KHK md 14) Avukatlara ödenen vekâlet

Kamu Avukatlarına  Ödenen Vekalet Ücreti

Avukatlara Ödenen Vekâlet Ücreti (659 sayılı KHK md 14)


Avukatlara ödenen vekâlet ücreti daha önceden 657 sayılı Kanun’un 146. maddesinde düzenlenmiş olmasına rağmen; 26.9.2011 tarihli ve 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 18. maddesiyle, diğer mevzuatta vekâlet ücretinin ödenmesine ilişkin olarak 657 sayılı Kanun’un 146. maddesine yapılan atıfların 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye yapılmış sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu KHK’nın “Davalardaki Temsilin Niteliği ve Vekalet Ücretine Hükmedilmesi ve Dağıtımı” başlıklı 14. maddesinde:
“(1) Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine  neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir.
(2) İdareler lehine karara bağlanan ve tahsil olunan vekalet ücretleri, hukuk biriminin bağlı olduğu idarenin merkez teşkilatında bir emanet hesabında toplanarak idare hukuk biriminde fiilen görev yapan personele aşağıdaki usul ve sınırlar dahilinde ödenir.
a) Vekalet ücretinin; dava ve icra dosyasını takip eden hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü veya avukata %55’i, dağıtımın yapıldığı yıl içerisinde altı aydan fazla süreyle hukuk biriminde fiilen görev yapmış olmak şartıyla, hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara %40’ı, eşit olarak ödenir.
b) Ödenecek vekalet ücretinin yıllık tutarı; hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü, avukatlar için (10.000) gösterge, rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemez.
c) Yapılacak dağıtım sonunda arta kalan tutar, hukuk biriminde görev yapan ve (b) bendindeki tutarları dolduramayan hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara ödenir. Bu dağıtım sonunda arta kalan tutar üçüncü bütçe yılı sonunda ilgili idarenin bütçesine gelir kaydedilir.
(3) Hizmet satın alınan avukatlara yapılacak ödemeler bu madde kapsamı dışındadır.” hükmüne yer verilmiştir.


Kanun maddesinde sayılan durumların varlığı halinde kanun maddesinde sayılan kişilere vekalet ücreti ödemesi yapılmaktadır.  Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2018 ve 2019 Yıllarını Kapsayan 4. Dönem Toplu Sözleşme’nin 22. maddesinde: “(1) 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde öngörülen “10.000” gösterge rakamı, “20.000” olarak uygulanır.”
hükmü yer almaktadır. Buna göre toplu sözleşmenin geçerli olduğu 2018-2019 yılları için KHK’da yer alan 10.000 gösterge rakamı 20.000 olarak uygulanacaktır.


Danıştay İkinci Dairesi 24.09.2012 tarihli ve E.2008/7184, K.2012/5543 sayılı kararıyla, vekalet ücretinin kamu kurumunda memur statüsünde fiilen çalışanlara ödenebileceğine hükmetmiştir. Söz konusu kararda "Kamu kurumlarında Avukat olarak görev yapanlar için öngörülen limit dahilindeki vekalet ücreti 657 sayılı Yasa'nın 146. maddesi ile tanınmış bir hak olup, bu ücretin dağıtımında hak sahibi olabilmek için, anılan madde uyarınca, davayı sonuçlandırmanın yanı sıra, Avukat kadrosunda bulunma ve fiilen de Avukat olarak görev yapma şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Zira, yukarıda yer alan Yasa hükümlerinden de açıkça anlaşılacağı üzere, 657 sayılı Kanun'da yer alan haklardan, ilgili madde metninde aksi belirtilmediği müddetçe "memur" statüsünde olanlar yararlanabilecektir." gerekçesine yer verilmiştir.


İlgili karara göreve fiilen çalışılmayan dönemler için vekalet ücreti ödenmeyecektir.

 Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün  28/06/2013 tarih ve 115465-49/6057 sayılı yazısında  "....659 sayılı KHK ve Yönetmelikte ise yıllık izin, mazeret izni, hastalık ve refakat izni ile aylıksız izin sürelerinin fiilen görev yapma sürelerinden sayılacağına dair herhangi bir düzenleme bulunmadığından, bu izin sürelerinin avukatlık vekalet ücreti ödemelerine ilişkin öngörülen fiilen görev yapma sürelerinin hesabında dikkate alınmasının uygun olmayacağı..." yönündeki görüşü doğrultusunda , Vekalet ücretinin % 40'lık bölümünün dağıtımında, dağıtımın yapıldığı yıl içerisinde altı aydan fazla süreyle hukuk biriminde fiilen görev yapmış olmaya ilişkin sürenin hesaplanmasında; doğum izni, mazeret izni, yıllık izin ve hastalık izninde geçen sürelerin fiilen görev yapma olarak
kabul edilemeyeceği, bu nedenle vekalet ücretlerinin ödenmesinde bu sürelerin düşülmesinden sonra kalan sürenin esas alınması gerektiği, resmi tatil ve idari tatil sürelerinin ise 6 aylık çalışma süresi içerisinde sayılması gerektiği değerlendirildiğinden, bu sürelerin hesaplanması sonucunda Hukuk Müşavirliğinde fiilen 6 ay çalışmış olan hukuk müşavirlerine % 40'lık vekalet ücreti payından ödeme yapılabilecek, bu süreyi doldurmayanlara herhangi bir ödeme yapılamayacaktır.



Vekalet ücreti ödemelerinde ilgili kişiye ödenecek olan vekalet ücreti ödemesinde tek bir unvan dikkate alınacaktır.Aynı kişiye hem avukatlık hemde hukuk müşavirliği için ödeme yapılması mümkün değildir.


Konuya ilişkin Sayıştay Temyiz Kurulu Kararı yazımız ekindedir.


12.4.2016 tarih ve 41789 tutanak nolu temyiz kurulu kararı 


163 sayılı ilamın 5(B) maddesinde, Hukuk Müşaviri …..’ e hem avukat olarak hem de hukuk müşaviri olarak avukatlık ücreti ödenmesi sonucu kamu zararına neden olunması nedeniyle …… TL. ye tazmin hükmolunmuştur.


Sorumlu temyiz dilekçesinde, İlamın B Maddesi hükmünün, hükme ulaşılırken yapılan açıklama ve gerekçelerle çeliştiğini, ilamda;” Sorumluların bu hususla ilgili olarak yapmış oldukları savunmanın da haklı gerekçelere dayandığı görülmektedir”


“…dağıtımın yapıldığı Ocak 2012 tarihinde, dağıtıma konu vekalet ücretlerinin doğduğu dava dosyalarını takip etmiş Hukuk Müşaviri (Avukat) olarak ve aynı zamanda da… Ocak 2012 tarihinde de altı aydan fazla süreyle hukuk biriminde fiilen görev yapmış Hukuk Müşaviri olarak …..’ ün 659 sayılı KHK’nin 14. Maddesinin 2. Fıkrasının a bendinin ….hükmüne göre vekalet ücreti almasında hiçbir yasal engel bulunmamaktadır”


“… Dolayısıyla Hukuk Müşaviri olarak …..’ e %55’lik ve %40’lık dilimlerin her ikisinden de vekalet ücreti ödenmesi sebebiyle herhangi bir kamu zararına neden olunmamıştır” ifadeleri ile, her iki gruptan ayrı ayrı vekalet ücreti almanın hukuka ve mevzuata aykırı olmadığının açıkça tespit edildiğini, Ancak bu tespitlerin ardından ilamın devamında ve konuyla ilgili sonuç kısmında “vekalet ücretinin parasal üst sınırının üzerinde bir ödemede bulunmak suretiyle kamu zararına neden olunmuştur” şeklindeki hükmün yukarıdaki hükümlerle çeliştiğini,


Her iki gruptan da vekalet ücreti alınabileceği kabul edilmesine rağmen, parasal üst sınırının üzerinde bir ödemede bulunmak suretiyle kamu zararına neden olunduğu yönündeki düzenlemenin lafzına, hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, düzenlemenin lafzına uygun olanın, her bir grubun kendi içinde bir limite tabii olduğu yönünde anlaşılması olduğunu, Zira 659 s. KHK’nin devam eden 14/b fıkrasının “b) Ödenecek vekalet ücretinin yıllık tutarı; hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü, avukatlar için (10.000) gösterge, diğerleri için (6.000) gösterge rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemez. ” hükmü ile sadece vekalet ücretinin limitinin belirlendiğini, Buna göre, 659 s. KHK’nin 14/a ve 14/b fıkraları birlikte yorumlandığında: Dava dosyalarını takip eden hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü, avukata bir limit; altı aydan fazla görev yapan hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü, avukata bir limit olmak üzere vekalet ücreti ödeneceğini,


Sorunun, bir kişinin bu iki gruptan da vekalet ücreti alıp alamayacağı olduğunu, 659 s. KHK’nin yeni dağıtım sisteminin, önceden olduğu gibi kişiye (Avukat-Hukuk müşaviri vb.) odaklı değil de “dava dosyası takibine” ve “altı aydan fazla görev yapma'” şartlarına bağlı kılındığını, Temyiz Kurulu’nun 16.1.2007 tarih- 29039 Karar ve 27.3.2009 tarih-30676 Karar sayılı Kararlarında “Bu hükümlere göre; vekalet ücretine hak kazanmada “görev” verine “kişinin” esas alınması, vekalet ücreti limitinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 146 ncı maddesi gereğince yıl içindeki tüm katsayılar dikkate alınarak belirlenmesi ve yukarıda belirtilen esaslara göre dağıtımının yapılması” cümlesi ile eski sistemde “kişiye (unvana) endeksli” bir dağıtım söz konusu olduğunun vurgulandığını, Yeni sistemde ise 659 s. KHK ile “işe-göreve endeksli” bir dağıtım sistemi kabul edildiğini,


KHK’nin düzenlemesinin lafzına uygun olarak: 1) Hukuk Müşaviri (Avukat) olarak şahsının takip ettiği, duruşmalarına girdiği dava veya cevap dilekçesinden temyiz ve ödeme veya tahsiline kadar bütün aşamalarında emek sarf ettiği dosyalardan 659 s. KHK lafzı ile “dava ve icra dosyasını takip eden hukuk müşavir olarak %55,


2) Yine 659 s. KHK lafzı ile “dağıtımın yapıldığı yıl içerisinde altı aydan fazla süreyle “hukuk biriminde fiilen görev yapmış hukuk müşaviri olarak %40 vekalet ücreti almayı hak ettiğini, Böylece %55’lerin toplamından ….. TL ve %40’ların toplamından ….. TL olmak üzere iki vekalet ücreti almasının 659 s. KHK düzenlemesine uygun olduğunu,


Avukatlık Vekalet Ücretinin, 657 s. DMK.’ da tanımlanan maaş, görev aylığı, ikinci görev, vekalet görevi vb. lerinden farklı hükümlere tabii olması nedeniyle, kıyas yoluyla da olsa maaş, görev aylığı, vekalet görev ücreti hükümlerinin Avukatlık Vekalet Ücretine uygulanamayacağını,


Temyiz itirazları yerinde görülmeyerek kamu zararı oluştuğu düşünülecek olması halinde ise, hesaplamanın brüt rakam üzerinden yapıldığını, Gelir Vergisi ve Damga Vergisi kesildikten sonra net olarak ele geçenin ….. TL. olduğunu belirterek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.


Sayıştay Başsavcılığı; “Temyiz dilekçesinde; vekalet ücretlerinin parasal üst sınırın üzerinde bir ödemede bulunulmak suretiyle kamu zararına neden olunduğu yönündeki tespitin düzenlemenin lafzına, hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığı,


659 sayılı KHK’nin 14 üncü maddesi hükmü gereği, dava dosyalarını takip etmiş hukuk müşaviri olarak bir limit dahilinde, ayrıca altı aydan fazla süreyle hukuk biriminde fiilen görev yapmış hukuk müşaviri olarak bir limit dahilinde olmak üzere iki ayrı vekalet ücreti ödenmesi hukuka ve yasal düzenlemelere uygun olduğu, ileri sürülerek temyizi talep edilmektedir.


659 sayılı KHK nin 14 ncü maddesinde;


“İdareler lehine karara bağlanan ve tahsil olunan vekalet ücretleri, hukuk biriminin bağlı olduğu idarenin merkez teşkilatında bir emanet hesabında toplanarak idare hukuk biriminde fiilen görev yapan personele aşağıdaki usul ve sınırlar dahilinde ödenir.


a) Vekalet ücretinin; dava ve icra dosyasını takip eden hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü veya avukata %55’i, dağıtımın yapıldığı yıl içerisinde altı aydan fazla süreyle hukuk biriminde fiilen görev yapmış olmak şartıyla, hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara %40’ı, hukuk biriminde görev yapan diğer personele %5’i eşit olarak ödenir.


b) Ödenecek vekalet ücretinin yıllık tutarı; hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü, avukatlar için (10.000) gösterge, diğerleri için (6.000) gösterge rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemez.”


Vekalet Ücretlerinin Dağıtımına Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “‘Ödenecek vekalet ücretinin limiti ve dağıtım şekli” başlıklı 6 ncı maddesinde; “Emanet hesabında toplanan vekalet ücretleri, vekalet ücretinden yararlanacak kişilere yıllık tutarı; (10.000) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarın oniki katını geçmemek üzere, aşağıdaki şekilde dağıtılır” denilmektedir.


Burada, vekalet ücretinin hangi oranlarda, nasıl dağıtılacağı ve dağıtılacak vekalet ücretinin üst limitinin ne olacağı açıkça belirlenmiştir. Belirlenen limit vekalet ücretinin üst sınırıdır. Dolaysıyla, kendisine vekalet ücreti ödemesi yapılacak olan kişilere bir yıl içerisinde bu parasal sınır ile belirlenmiş limitin üzerinde vekalet ücreti ödenmesinin mümkün olmadığı değerlendirilmektedir.


Daire kararında, [(0,066187 x 10.000 x 12)= 7.942,44 x 10,26] = 8.757,- TL] şeklinde tespit edilen parasal limite ilişkin hesaplamanın hatalı olduğu, doğrusunun (0,066187 x 10.000 x 12) = 7.942,44 TL şeklinde olması ve yeniden değerleme kat sayısının bulunan limite uygulanmaması gerektiği yönündeki görüşümüzü içeren Savcılığımızın 20.06.2014 tarih ve 2014/134 sayılı temyiz dilekçesi Kurula sunulmuştur. Dolaysıyla, kamu zararının; ilamın 5. maddesinin (B) fıkrası için [(8.757 – 7.942,44) = 814,56 + 8.757] = 9.571,60 TL şeklinde hesaplanması ve kamu zararının ….. TL olması gerektiği düşünülmektedir.


Bu itibarla, avukatlık vekalet ücreti ödemesinde belirlenen limite uyulmadan Avukat …..’e ödeme yapılması nedeniyle oluşan tutarın 5018 sayılı Kanunun 71 inci maddesi hükmü gereği kamu zararını oluşturduğu değerlendirildiğinden talebin reddedilmesi ve yukarıdaki kamu zararı hesaplaması sonucunda bulunan tutar dikkate alınarak, Daire Kararının onanmasının uygun olacağı” şeklinde görüş belirtmiştir.


Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra gereği görüşüldü:


659 sayılı KHK’nin 14. Maddesinde;


“……


2) İdareler lehine karara bağlanan ve tahsil olunan vekalet ücretleri, hukuk biriminin bağlı olduğu idarenin merkez teşkilatında bir emanet hesabında toplanarak idare hukuk biriminde fiilen görev yapan personele aşağıdaki usul ve sınırlar dahilinde ödenir.


a) Vekalet ücretinin; dava ve icra dosyasını takip eden hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü veya avukata %55’i, dağıtımın yapıldığı yıl içerisinde altı aydan fazla süreyle hukuk biriminde fiilen görev yapmış olmak şartıyla, hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara %40’ı (…)(1) eşit olarak ödenir.


b) Ödenecek vekalet ücretinin yıllık tutarı; hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü, avukatlar için (10.000) gösterge (…)(1) rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemez.


c) Yapılacak dağıtım sonunda arta kalan tutar, hukuk biriminde görev yapan ve (b) bendindeki tutarları dolduramayan hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara ödenir. Bu dağıtım sonunda arta kalan tutar üçüncü bütçe yılı sonunda ilgili idarenin bütçesine gelir kaydedilir”


15 inci maddesinde; “Bu Kanun Hükmünde Kararnamede yer alan parasal sınırlar, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Bakanlar Kurulunca daha yüksek tutarlar belirlenmedikçe, o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Uygulanacak tutarlar her yıl Ocak ayı içerisinde Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanır.”


Hükümleri yer almaktadır.


Kanunun 14 üncü maddesi hükmüne göre, hukuk müşavirleri ve avukatlara bir yılda ödenecek vekalet ücretinin üst sınırı 10000 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katıdır. Sınırlandırma, personelin şahsı ile ilgili olarak yapılmış olup; kendisine vekalet ücreti ödemesi yapılacak olan kişilere bir yıl içerisinde bu parasal sınır ile belirlenmiş limitin üzerinde avukatlık ücreti ödenmesi mümkün değildir. Bu yönden, 659 sayılı KHK ile getirilen düzenlemenin, önceki düzenlemeden farkı bulunmamaktadır.


Diğer taraftan sorumlunun, vekalet ücretlerinin ilgili kişilere vergiler düşüldükten sonraki net miktarlardan ödenmesi sebebiyle kamu zararı hesabının da, brüt rakamlar üzerinden değil, damga vergisi ve gelir vergisi düşülerek yapılması gerektiği şeklindeki savunmasına da katılmak mümkün görülmemektedir. Bu ödemenin yapılmamış olması halinde, kamu zararı tutarının tamamı bütçede yer alacağı için, brüt tutarlar üzerinden yapılan kamu zararı hesabında herhangi bir hatalı uygulama bulunmamaktadır. Kanuna aykırı bu ödeme sebebiyle bütçeden, genel bütçeye gelir vergisi ve Damga vergisi adı altında bir ödeme yapılmış, dolayısıyla belediyenin kaynaklarında bir azalma meydana gelmiştir. Hukuk müşavirine bu vergilerin toplamı kadar bir ödemenin yapılmamış olması bu tutarın (G.V ve D.V) kamu zararı olmadığı sonucunu doğurmaz. 5018 sayılı Kanununa ekli cetvellerde belediyeler mahalli idare bütçesi içerisinde sayıldığından, söz konusu fazla ödemelerde Belediye bütçesine uğratılan zarar miktarları dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır.


Açıklanan nedenlerle, sorumlu iddialarının reddine ve 163 sayılı ilamın 5(B) maddesinde, ….. TL. ye tazmin hükmünün TASDİKİNE,


Güncelleme Tarihi: 24 Aralık 2018, 12:48
YORUM EKLE