Yetkili kılınma yoluyla yapılan görevlendirmelerde vekalet aylığı ödenemeyeceği

Yetkili kılınma yoluyla yapılan görevlendirmelerde vekalet aylığı ödenemeyeceği

Yetkili kılınma yoluyla yapılan görevlendirmelerde vekalet aylığı ödenemeyeceği

Yetkili kılınma yoluyla yapılan görevlendirmelerde vekalet aylığı ödenemeyeceği

Yetkili kılınma yoluyla yapılan görevlendirmelerde vekalet aylığı ödenemeyeceği

Yetkili kılınma yoluyla yapılan görevlendirmelerde vekalet aylığı ödenemeyeceği

Danıştay 12. Dairesi, malmüdürlüğü görevini, Olur hariç,  DMK'nın 86. maddesi uyarınca tesis edilen bir vekaleten atama işlemiyle değil, "yetkili kılınma" suretiyle yürüttüğü anlaşılan kişiye vekalet aylığı ödenemeyeceğine hükmetti. Kararda vekaleten görevlendirilen dönemler için de asilde aranan şartları taşımayan kişiye herhangi bir ödeme yapılamacağı belirtildi.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2019/6196 E. , 2020/4658 K.


"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6196
Karar No : 2020/4658

DAVACI : ...
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

2- … Mal Müdürlüğü
DAVANIN KONUSU : Davacı tarafından, … Malmüdürü olarak görevli olduğu dönemde kendisine ödenen 4.423,28 TL tutarındaki vekalet aylığının, asilde aranan şartları taşımadığından bahisle borç çıkartılmasına ilişkin 10/08/2006 günlü işlem ile bu işlemin dayanağı olarak gösterilen Maliye Bakanlığı Personeli Atama ve Görevde Yükselme Yönetmeliğinin 31. maddesinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Davacı tarafından; … Malmüdürü Vekili olarak görev yaptığı dönemde kendisine ödenen 4.423,28 TL tutarındaki vekalet aylığının, asilde aranan şartları taşımadığından bahisle borç çıkartılmasına ilişkin 10/08/2006 günlü işlem ile bu işlemin dayanağı olarak gösterilen Maliye Bakanlığı Personeli Atama ve Görevde Yükselme Yönetmeliğinin 31. maddesinin; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 86 ve 175. maddelerine göre, vekalet aylığı almasına her hangi bir engelin bulunmadığı, anılan Kanun'un 86. maddesinin son fıkrasında açıkça, "bu kanuna tabi kurumlarda, mali, nakdi ve ayni sorumluluğu bulunan saymanlık kadrolarının boşalması halinde bu kadrolara işe başladıkları tarihten itibaren vekalet aylığı verilmek suretiyle memurlar arasından atama yapılabilir." şeklinde ifadeye yer verildiği, buna rağmen, dava konusu Yönetmelikle yasaya aykırı bir düzenlemeye gidilerek kanunun öngördüğü şartları taşıyan memurların vekalet aylığı almasının adeta zorlama bir düzenlemeyle yapay bir biçimde engellenmeye çalışıldığı, uyuşmazlığa konu Yönetmelik maddesi ile yapılan düzenlemenin yasayla yapılması gerektiği, dolayısıyla, bu hususun Anayasa'ya açıkça aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

DAVALI İDARELERİN SAVUNMASI :
Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın Savunmasının Özeti: Dava konusu Yönetmelik ile Bakanlık personelinin görevde yükselmelerine ilişkin esas ve usullerin belirlendiği, bu durumun konuya ilişkin mevzuat düzenlemelerine aykırılık taşımadığı, ödeme yapılmaması hususunun ise, dava konusu Yönetmelikten ziyade, 657 sayılı Kanun'un 175. maddesinde ve yan ödeme kararnamelerinde yer alan hükümlerden kaynaklandığı, dolayısıyla hukuka aykırı bir hususun bulunmadığı, diğer taraftan, idarenin hatalı eylem ve işlemlerinin ve bu işlemlere dayanarak yaptığı ödemelerin geri alınmasında uygulanacak temel ilkelerin ortaya konulduğu 22/12/1973 tarihli ve E:1968/8, K:1973/14 sayılı Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararının gerekçesinde belirtildiği gibi, idarenin açık bir hata nedeniyle yaptığı ödemeleri her zaman geri alabileceği ilkesinden hareketle, … Malmüdürlüğünce davacıya yapılan yersiz ödemelerin geri istenilmesi işlemi ile Maliye Bakanlığı Personeli Atama ve Görevde Yükselme Yönetmelinin 31. maddesinin hukuka uygun olduğu belirterek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
Keçiborlu Malmüdürlüğü'nün Savunmasının Özeti : Davacının, vekalet ettiği görevle ilgili olarak asilde aranan şartları taşımaması nedeniyle, idarelerince tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen, 3622 sayılı Kanunla değişik 49. maddesinin 4. fıkrasında "Mahkeme bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebilir. Israr kararının ilgili tarafından temyizi halinde, dava, konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulunca incelenir. Danıştayın ilgili dava dairesinin kararı uygun görülürse mahkemenin kararı bozulur; aksi halde onanır. Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulması zorunludur." ve 6. fıkrasında, "Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde de bu maddenin 4 üncü fıkrası hariç diğer fıkraları kıyasen uygulanır." kuralına yer verilmiştir.
Bu düzenlemeyle, Danıştay'ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, temyiz incelemesi sonucunda Danıştay İdari Dava Dairelerince verilen bozma kararlarına karşı, Danıştay dava dairelerine, eski kararlarında ısrar edebilme yetkisi tanınmamıştır.
Buna göre, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 4. fıkrasına ve 6. fıkrasına göre, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, temyiz incelemesi sonucu bozulan kararlar üzerine, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarının kararlarına uyulması zorunlu olup; işbu davada Danıştay İkinci Dairesince verilen davanın düzenleyici işlem yönünden reddi ile bireysel işlemin iptaline ilişkin kararın, iptale ilişkin kısmının davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca bozulması nedeniyle, anılan madde uyarınca, bozma kararına uyulmak suretiyle ve bozma kararında yer verilen gerekçe doğrultusunda, dava konusu bireysel işlemin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …

DÜŞÜNCESİ : Dava davacının ...................................... Malmüdürü Vekili olarak görev yaptığı dönemde tarafına ödenen 4.423,28 TL tutarındaki vekalet aylığının asilde aranan şartları taşımadığından bahisle borç çıkartılmasına ilişkin 10/08/2006 günlü işlem ile söz konusu işlemin dayanağı olarak gösterilen Maliye Bakanlığı Personeli Atama ve Görevde Yükselme Yönetmeliği'nin 31. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay İkinci Dairesi'nce verilen 13/06/2013 günlü, E:2008/3740, K:2013/3868 sayılı kararla davacının ..................................... Malmüdürü Vekili olarak görev yaptığı dönemde tarafına ödenen 4.423,28 TL tutarındaki vekalet aylığının borç çıkartılmasına ilişkin işlemin iptaline; bu işlemin dayanağı olarak gösterilen Maliye Bakanlığı Personeli Atama ve Görevde Yükselme Yönetmeliği'nin 31. maddesine yönelik kısmının ise reddine karar verilmiştir.
Bu kararın iptale ilişkin kısmının temyiz edilmesi sonucu anılan Daire kararının iptale ilişkin kısmı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 01/06/2016 günlü, E:2014/386, K:2016/2310 sayılı kararıyla bozulmuş, bu kararın düzeltilmesi istemi de aynı Kurul'un 28/03/2019 gün ve E:2017/845, K:2019/1405 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasında; Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarına karşı Danıştay'da temyiz yoluna başvurulabileceği, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinde; Danıştay idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen inceleneceği, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesinin 4. fıkrasında, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde, bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı, hükme bağlandığından; ilk derece mahkemesi sıfatıyla bakılan davalarda verilen kararların, temyiz incelemesi sonucunda ilgili dava daireleri kurulunca; usul veya esas bakımından yeniden bir araştırma, inceleme yapılmasını veya maddi ve hukuki olayın yeninden yorumlanmasını gerektirmeyecek sebeplerden biri nedeniyle bozulması durumunda, ilk kararı veren Danıştay dava dairesine “ısrar hakkı” tanınmamıştır. Dolayısıyla, kararı bozulan Danıştay dava dairesinin bu tür bozma kararlarına uyması yasa gereğidir.
Bu durumda 2577 sayılı Yasanın anılan maddeleri uyarınca Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların bozulması halinde ısrar olanağı bulunmadığından, İdari Dava Daireleri Kurulu'nun bozma kararında yer alan gerekçelerle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Danıştay İkinci Dairesi'nce verilen 13/06/2013 günlü, E:2008/3740, K:2013/3868 sayılı davanın kısmen iptali ile kısmen reddine ilişkin kararın, iptale ilişkin kısmının davalı idare tarafından temyiz edilmesi sonucunda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 01/06/2016 tarih, E:2014/386, K:2016/2310 sayılı kararıyla bozulması; davacının kararın düzeltilmesi isteminin de 28/03/2019 tarih ve E:2017/845, K:2019/1405 sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen, 3622 sayılı Kanunla değişik 49. maddesinin 4. fıkrasıyla, Danıştayın bozma kararlarına karşı mahkemelere "bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebilme" yetkisi tanındığı halde, aynı maddenin 6. fıkrasında yer verilen "Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde de bu maddenin 4 üncü fıkrası hariç diğer fıkraları kıyasen uygulanır" yolundaki düzenlemeyle, Danıştay'da ilk derece mahkemesi olarak bakılan davalarda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen bozma kararlarına karşı, Danıştay dava dairelerine eski kararlarında ısrar edebilme yetkisinin tanınmaması ve söz konusu bozma kararlarına uyulmasının zorunlu olması nedeniyle, bozma kararına uyularak, işin gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı,.................... Valiliği, ............................... Malmüdürlüğünde Muhasebe Şefi unvanıyla görev yapmakta iken Malmüdürlüğü görevini, ....................................................................... Valiliğinin, 21/07/2003, 19/08/2003, 20/04/2004, 26/05/2004, 17/08/2004, 14/03/2005, 15/07/2005, 17/08/2005, 09/02/2006 ve 06/07/2006 günlü Olurlarına istinaden "657 sayılı Kanunun değişik 86. maddesi gereğince vekalet işlemi yapılamadığından yetkili kılınma" suretiyle, 02/04/2004 günlü Oluruna istinaden de aylıklı olarak vekaleten yürüttüğü, malmüdürlüğü görevini yürüttüğü döneme ilişkin olarak toplam 4.423,28 TL vekalet aylığı ödendiği, ...........................................................Valiliği Defterdarlık Muhasebe Denetmenliğince hazırlanan 03/07/2006 günlü raporda, Maliye Bakanlığı Personeli Atama ve Görevde Yükselme Yönetmeliğinin 31. maddesinde belirtilen şartlardan, "D hizmet grubunda (yani, C hizmet grubunda sayılanların yardımcıları) veya denetmen kadrolarında en az 2 yıl çalışmış olmak" şartını taşımadığı halde vekalet aylığı aldığının tespit edildiğinden bahisle söz konusu tutarın tahsil edilmesi gerektiği hususuna yer verilmesi üzerine Keçiborlu Kaymakamlığı İlçe Malmüdürlüğünün … günlü, … sayılı işlemi ile söz konusu tutarın davacı adına borç tahakkuk ettirilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 86.maddesi uyarınca; aylıksız vekalet asıl olup, bir göreve vekaleten atanan kişiye vekalet ettiği göreve ilişkin vekalet aylığı, zam ve tazminatların ödenebilmesi için de, öncelikli olarak söz konusu kadroya yapılacak atamanın, atamaya yetkili amir tarafından 86. madde uyarınca gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca mezkur Kanun'un 175. maddesinin 2. fıkrası uyarınca da, kurum içinden veya diğer kurumlardan vekalet edenlere vekalet aylığı ödenebilmesi için, vekilin asilde aranan şartları taşıması bir zorunluluktur.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının malmüdürlüğü görevini, 02/04/2004 günlü Olur hariç, yukarıda yer verilen 86. madde uyarınca tesis edilen bir vekaleten atama işlemiyle değil, "yetkili kılınma" suretiyle yürüttüğü anlaşıldığından, davacıya yapılan vekalet aylığı ödemelerinin yersiz olduğu tartışmasızdır.
Ayrıca davacı, 20/04/2014 günlü malmüdürü olarak yetkili kılınmasına ilişkin Olura kadar 02/04/2004 günlü Olurla 657 sayılı Kanun'un 86. ve 175. maddeleri gereği aylıklı olarak malmüdürü vekili olarak görevlendirilmiş ise de; taraflar arasında ihtilafsız olan davacının asilde aranan şartları taşımadığı hususu göz önüne alındığında, bu döneme ilişkin olarak yapılan ödemelerin de yersiz olduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda, davacının malmüdürlüğü görevini yürüttüğü dönemde yersiz aldığı vekalet aylıklarının adına borç çıkartılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.


KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.DAVANIN REDDİNE,
2.Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … -TL yargılama gideri ile toplam … -TL karar düzeltme giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3.Yürütmenin durdurulması itiraz aşamasında ve temyiz aşamasında davalı idarelerden Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılan toplam …-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp Hazine ve Maliye Bakanlığına verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde taraflara iadesine,
5.Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 24/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YORUM EKLE