Anayasa Mahkemesi, OHAL KHK'sına Dayandırılarak İş Akdi İle Feshedilenler Hakkında Karar Verdi

Anayasa Mahkemesi, OHAL KHK'sı hükümlerine dayanılarak iş akdi feshedilen kişinin işe iade istemiyle açtığı davada ka

Anayasa Mahkemesi, OHAL KHK'sına Dayandırılarak İş Akdi İle Feshedilenler Hakkında Karar Verdi

Anayasa Mahkemesi, OHAL KHK'sı hükümlerine dayanılarak iş akdi feshedilen kişinin işe iade istemiyle açtığı davada ka

Anayasa Mahkemesi,  OHAL KHK'sına Dayandırılarak İş Akdi İle Feshedilenler Hakkında Karar Verdi

Anayasa Mahkemesi, OHAL KHK'sı hükümlerine dayanılarak iş akdi feshedilen kişinin işe iade istemiyle açtığı davada karar verilmesine yer olmadığına dair bir hükümle sonuçlanmasını mahkemeye erişim hakkının ihlali saydı.


Mahkeme kararının olay ve bulgular kısmı ile verilen kararın gerekçesi aşağıda yer almaktadır.


III. OLAY VE OLGULAR


9.Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:


10.Başvurucu, Gazi Üniversitesinde (Üniversite) alt işverene bağlı olarak hizmet sözleşmesiyle işçi olarak çalışmaktadır. Üniversite Rektörlüğünün 11/1/2017 tarihli yazısıyla 23/7/2016 tarihli ve 29779 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alman Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname (KHK) uyarınca kararnamede belirtilen yapı ve oluşumlarla olan ilişkisi nedeniyle alt işverenden başvurucunun iş akdini feshetmesi istenmiştir. Alt işveren aynı tarihli fesih bildirimi ile başvurucunun iş akdini feshetmiştir.


11. Başvurucu 9/2/2017 tarihli dilekçesiyle iş akdinin geçerli bir nedene dayanmadan feshedildiğini belirterek asıl işveren ve alt işveren aleyhine işe iade istemiyle dava açmıştır.


12.Ankara 21. İş Mahkemesi 4/5/2017 tarihli karar ile kamu kurumu niteliğindeki bir işyerinde işçi statüsüyle çalışmakta olan başvurucunun iş sözleşmesinin 667 sayılı KHK hükümlerine dayalı olarak feshedildiği ve 23/1/2017 tarihli ve 29957 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 685 sayılı KHK hükümleri uyarınca davayı inceleme yetkisinin Olağanüstü Hal İşlemlerini İnceleme Komisyonuna (OHAL Komisyonu) ait olduğu gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına ve dosyanın OHAL Komisyonu'na gönderilmesine kesin olarak karar vermiştir.


13. Nihai karar 16/6/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu karar tebliğ edilmeden 5/6/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.


 V.     İNCELEME VE GEREKÇE 


26. Mahkemenin 9/1/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:


A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü


27. Başvurucu, 685 sayılı KHK ile getirilen idari başvuru yolunun KHK ile hakkında doğrudan işlem yapılan kişilere ilişkin olduğunu ve somut olayda kendisine ait iş sözleşmesinin herhangi bir KHK ile doğrudan sona erdirilmediğini savunmuştur. Başvurucu, bu koşullar altında açmış olduğu işe iade davasının esastan incelenmesi gerekirken, mahkemece ileri sürülen deliller toplanıp bir değerlendirme yapılmadan işe iade talebini inceleme görevinin OHAL Komisyonuna ait olduğu gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde bir hüküm kurulmasının savunma hakkı ile mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.


28. Bakanlık görüşünde; Ankara 21. İş Mahkemesince verilen kararın kesin olduğu belirtilmişse de bu ibarenin anılan karara karşı kanun yollarına müracaat etme imkanını ortadan kaldırmadığı ve mahkeme kararında belirtildiği üzere başvurucunun bireysel başvuru yolundan önce OHAL Komisyonuna müracaat etmesi gerektiği ifade edilerek takdirin Anayasa Mahkemesine ait olduğu belirtilmiştir.


B.Değerlendirme 


29.İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:


"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretı)ıle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma (Değişik ibare: 3.10.2001-4709/14 md.) ile adil yargılanma hakkına sahiptir. "


30. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitclendinnesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, delillerin toplanmaması nedeniyle savunma hakkının da ihlal edildiğini ileri sürmüşse de yargılama yapılıp toplanacak deliller çerçevesinde davanın esası hakkında bir sonuca varılmamasına yönelik şikayeti olduğundan başvurunun mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.


1. Kabul Edilebilirlik Yönünden


31. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine yönelik iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.


2. Esas Yönünden


a. Müdahalenin Varlığı ve Hakkın Kapsamı


32.   Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında herkesin yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddiada bulunma ve savunma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla mahkemeye erişim hakkı, Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün bir unsurudur. Diğer yandan Anayasa'nın  36.  maddesine  adil yargılanma ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılanma hakkının madde  metnine  dahil  edildiği vurgulanmıştır. AİHM, Sözleşme'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının mahkemeye erişim hakkını içerdiğini belirtmektedir (Özbakım  Özel Sağlık lliz. İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti., B. No: 2014/13156, 20/4/2017, § 34).


33.   Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğü,  bir temel hak olmanın yanında diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken  şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden biridir. Bu bakımdan davanın bir mahkeme tarafından görülebilmesi ve kişinin adil yargılanma hakkı kapsamına giren güvencelerden faydalanabilmesi için ilk olarak kişiye iddialarını  ortaya koyma imkanının tanınması gerekir. Diğer bir ifadeyle dava yoksa adil yargılanma hakkının sağladığı güvencelerden yararlanmak mümkün olamaz (Molıammed Aynosah, B. No: 2013/8896, 23/2/2016, § 33).


34.    Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru kapsamında yaphğı değerlendirmelerde mahkemeye erişim hakkının bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına geldiğini ifade etmiştir (Özkan Şen, B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 52).


35.   Öte yandan Anayasa'nın 36. maddesinin ikinci fıkrasında hiçbir mahkemenin, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamayacağı belirtilmiştir. Bu bağlamda adil yargılanma hakkı, koşulları bulunduğu takdirde kişilere davanın görüldüğü mahkemeden uyuşmazlığın esasının incelenmesini isteme güvencesini de sağlar.


36. Somut olayda başvurucunun işe iade istemli davasının esası hakkında bir inceleme yapılmadığından mahkemeye erişim hakkına yönelik bir müdahalenin bulunduğu görülmektedir.


b.  Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı


37.Adil yargılanma hakkının görünümlerinden biri olan mahkemeye erişim hakkı, mutlak bir hak olmayıp bu hakkın sınırlandırılması mümkündür. Ancak mahkemeye erişim hakkına müdahalede bulunulurken temel hak ve  özgürlüklerin  sınırlandırılmasına  ilişkin genel ilkeleri düzenleyen Anayasa'nın 13. maddesinin gözönünde bulundurulması gerekmektedir.


38.   Anayasa'nın 13. maddesi şöyledir:


"Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmak ızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlama/ar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine ayları olamaz."


39.  Anılan madde uyarınca temel hak ve özgürlükler, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmaksızın Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu nedenle öncelikle başvurucunun mahkemeye erişım hakkına yapılan müdahalenin kanuni dayanağının bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekir.


40.  Hak ve özgürlüklerin, bunlara yapılacak müdahalelerin ve sınırlandırmaların kanunla düzenlenmesi bu haklara ve özgürlüklere keyfi müdahaleyi engelleyen, hukuk güvenliğini sağlayan demokratik hukuk devletinin en önemli unsurlarından biridir (Tahsin Erdoğan, B. No: 2012/1246, 6/2/2014, § 60).


41.  Müdahalenin kanuna dayalı olması öncelikle şekli manada bir kanunun varlığını zorunlu kılar. Şekli manada kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından Anayasa'da belirtilen usule uygun olarak kanun adı altında çıkarılan düzenleyici yasama işlemidir. Hak ve özgürlüklere müdahale edilmesi ancak yasama organınca kanun adı altında çıkarılan düzenleyici işlemlerde müdahaleye imkan tanıyan bir hükmün bulunması şartına bağlıdır. TBMM tarafından çıkarılan şekli anlamda bir kanun hükmünün bulunmaması hakka yapılan müdahaleyi anayasal temelden yoksun bırakır (Ali Hıdır Akyol ve diğerleri [GK], B. No: 2015/17510, 18/10/2017, § 56).


42.  İlke olarak derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlık konusunda varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda açık bir keyfilik içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).


43.  Somut olayda Üniversite bünyesinde alt işverene bağlı olarak çalışan başvurucunun işe iade istemiyle açmış olduğu davada OHAL Komisyonunun görevli olduğu gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.


44.  Mahkemenin dayanmış olduğu 685 sayılı KHK'nın ilgili maddesinde terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin millı güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle başka bir idari işlem tesis edilmeksizin doğrudan kanun hükmünde kararname hükümleri ile tesis edilen işlemlere ilişkin başvuruları değerlendirmek ve karar vermek üzere bir inceleme komisyonunun kurulduğu belirtilmektedir. Anılan KHK'nm yürürlüğe girmesinden sonra benzer uyuşmazlıkların temyiz mercii Yargıtay 9. ve 22. Hukuk Daireleri, doğrudan KHK ile iş akdi feshedilenler hariç olmak üzere KHK'nın verdiği yetkiye dayalı olsa bile idari tasarrufla iş akdi feshedilenlerin açmış olduğu işe iade davalarının esastan inceleneceğine dair kararlar vermiştir (bkz. §§ 22-23).


45.  İş mahkemeleri, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5521 sayılı Kanun -ve aynı zamanda bu Kanunu yürürlükten kaldıran 7306 sayılı Kanun- hükümlerine göre işçi sayılan kişilerle işveren arasındaki iş sözleşmesine veya İş Kanunu'na dayanan uyuşmazlıkların çözümü için kurulmuş mahkemelerdir. 685 sayılı KHK'nın l. maddesinde OHAL Komisyonunun yetkisinin başka bir idari işlem tesis edilmeksizin doğrudan kanun hükmünde kararname hükümleri ile tesis edilen işlemlere ilişkin başvurularla sınırlı olduğu herhangi bir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıkça düzenlenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da KHK'ya dayalı hukuki işlemle tesis edilen fesih işlemlerinin yargısal denetime tabi olduğu net bir şekilde ifade edilmiştir.


46.  Buna göre, 5521 sayılı Kanun'la işçi ve işveren arasındaki iş hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkları çözme görevi verilen ilk derece mahkemesinin OHAL Komisyonunu işaret ederek önüne gelen bir uyuşmazlığın esası hakkında inceleme yapmadan yargılamayı sona erdirmesi bariz bir yorum hatası niteliğinde olup yargılama sonucunda verilen kararın kanunilik unsurunu taşıdığı söylenemez.


47.  Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.


3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden


48.    30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (l) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:


"(])Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi halinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir ...


(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hallerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir."


49.Başvurucu, ihlalin tespiti ve sekiz aylık ücret tutarında maddi tazminat ile 100.000 TL manevi tazminata karar verilmesi talebinde bulunmuştur.


50.  Anayasa Mahkemesi başvurucunun işe iade istemiyle açmış olduğu davada idari bir organın görevi kapsamında kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesinin mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiği sonucuna varmıştır. Dolayısıyla somut başvuruda ihlalin mahkeme kararından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.


51. Bu durumda mahkemeye erişim hakkına yönelik ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Buna göre yapılacak yeniden yargılama ise 6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Bu kapsamda derece mahkemelerince yapılması gereken iş, öncelikle ihlale yol açan mahkeme kararının oıtadan kaldırılması ve tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yargılama yapılarak esas hakkında bir karar verilmesinden ibarettir. Bu sebeple kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 21. İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.


52.Mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğu sonucuna varıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.


53. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 257,50 TL harç ve 2.475 TL vekalet ücretinden oluşan toplam 2.732,50 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.


VI.   HÜKÜM


Açıklanan gerekçelerle;


A. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,


Kararın tamamını okumak için tıklayınız.

Güncelleme Tarihi: 29 Ocak 2019, 08:54
YORUM EKLE