İdari kararların belli bir bölgeyi ilgilendirmesi halinde tebliğin ilanen yapılabileceği

-İdari kararların belli bir bölgeyi ilgilendirmesi halinde, tebliğin ilan yoluyla yapılabileceği; askı yoluyla ilanda, ilan metninin herkesin kolayca ulaşıp okuyabileceği bir yerde asılı tutulması, ilan metninin hangi tarihlerde askıda kaldığına ilişkin bir tutanak düzenlenmesi gerektiği,

-Uyuşmazlıkta; ilanın hangi tarihler arasında askıda kaldığına ilişkin bir tutanağın sunulamadığı ve ilanın yapılıp yapılmadığı konusunda köy muhtarının çelişkili beyanlarının bulunduğu dikkate alındığında, mahkemeye erişim hakkının gereği olarak davanın süresinde açıldığı hakkında.

T.C.

D A N I Ş T A Y

ALTINCI DAİRE

Esas No : 2021/10569 Karar No : 2022/448

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ., 2- ., 3- ...

VEKİLLERİ : Av. ...

TARAF (DAVALI) : ............................Valiliği

VEKİLİ : Av. ...

MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : ... Maden AŞ.

VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ......................................................................................... İdare Mahkemesinin 27/10/2021 tarih ve E:2021/489, K2021/1175 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem: ............................................. İli, .....................................................................İlçesi'nde . ruhsat numaralı sahada . Maden A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Boksit Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi" projesi için ..........................................................................................................Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından verilen 17/07/2020 tarihli, E.2020118 sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Kahramanmaraş İdare Mahkemesince verilen 27/10/2021 tarih ve E:2021/489, K:2021/1175 sayılı kararda; davacıların ikamet ettiği ve projeden etkilenecek alanda kalan ................................................................................. Mahallesi'nde 26/07/2020 ila 19/08/2020 tarihleri arasında dava konusu işlemin Mahalle Muhtarlığınca ilan edildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A maddesi uyarınca, işleme karşı son ilan tarihinden itibaren en geç 30 günlük dava açma süresinin son günü olan 18/09/2020 tarihine kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 16/04/2021 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle, süre aşımı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Mahkeme kararında belirtilenin aksine dava konusu işlemin köyde ilan edilmediği, Köy Muhtarı tarafından ilanın yapıldığına ilişkin düzenlenen evrakın ise sonradan oluşturulduğu belirtilerek, Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

SAVUNMALARIN ÖZETİ : Davalı idare ve davalı idare yanında müdahil tarafından, Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek, temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...................................................DÜŞÜNCESİ : Mahkeme kararının Dairemiz kararında belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, davacıların yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE: MADDİ OLAY :

............................................... İli, ................................................................................. İlçesi'nde . ruhsat numaralı sahada . Maden A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Boksit Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi" projesi için .................................................................................. Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 17/07/2020 tarihli, E.2020118 sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararının tesis edilmesi üzerine, bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

Anayasanın 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olacağı güvence altına alınmıştır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Adil Yargılanma hakkı başlıklı 6. maddesinde, herkesin, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.

Anayasanın "Yargı Yolu" başlıklı 125. maddesinde ise; "... idari işlemlere karşı açılacak davalarda süre yazılı bildirim tarihinden başlar." hükmü yer almış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Sürelerle İlgili Genel Esaslar" başlıklı 8. maddesinde; "... süreler tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar." hükmüne, aynı Kanunun "Dava Açma Süresi" başlıklı 7. maddesinin ilk fıkrasında; "Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür" hükmüne yer verilmiş, ivedi yargılama usulü başlıklı 20/A maddesinin 2. fıkrasında ise, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu hüküm altına alınmıştır.

25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve işlem tarihinde yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gereklidir veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı" başlıklı 17. maddesinin 2. fıkrasında; Bakanlığın, proje hakkında "ÇED Gereklidir" veya "ÇED Gerekli Değildir" kararını beş (5) iş günü içinde vereceği ve bu kararı; Valiliğe, proje sahibine ve Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara bildireceği, proje için verilen "ÇED Gereklidir" veya "ÇED Gerekli Değildir" kararının, Valilik tarafından askıda ilan ve internet aracılığıyla halka duyurulacağı hükmüne yer verilmiş, aynı Yönetmeliğin Tanımlar başlıklı 4. maddesinin (y) bendinde ise; askıda ilan, gerçekleştirilmesi planlanan projenin ÇED süreci hakkında, projeden etkilenecek veya etkilenmesi muhtemel halkın yaşadığı yer/yerlerde, valilik, kaymakamlık ve muhtarlık binasında veya köy odasında bulunan askı ilan yerlerinde yapılan yazılı duyuru olarak tanımlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi, açılmış olan bir davanın bağımsız ve tarafsız bir mahkemede adil yargılanma usulüyle görülmesini güvence altına almaktadır. Adil yargılanma ilkesi; mahkeme tarafından önüne gelen bir davada, uyuşmazlığın özüne yönelik bir incelemenin yapılması, uyuşmazlığın sadece şekli olarak ele alınması sonucunu doğuracak bir yaklaşımdan uzaklaşılması, adil ve aleni olarak yargılanma hakkını öngören bir yargılamanın da gerçekleşmesini temel ilke olarak alan bir haktır. Bu hak kişilere belirli koşullarda "mahkemeye erişme" hakkını tanımaktadır. Mahkemeye erişme hakkı mutlak bir hak değildir. Bazı sınırlamalara tabi tutulabilir. Ancak, dava açıldıktan sonra davanın önüne getirildiği mahkeme tarafından davayla ilgili bütün maddi ve hukuki sorunların incelenmesi suretiyle davanın karara bağlanması gerekir. Bunun için, idari işlemin usulüne uygun tebliği ve bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilmesi; ilgililerin mahkemeye erişim haklarını kullanmalarını ve açılan davanın da gereği gibi yargı mercileri önüne getirilebilmesini doğrudan etkiler. Bu anlamda tebligat yargılama sürecinin başlangıcıdır ve tebliğ işlemi, yazılı tebligat, yayın veya ilan şeklinde olabilmektedir.

Dava konusu işlemin niteliği gereği belli bir bölgeyi ilgilendirdiği durumlarda ise, tüm ilgililerine ayrı ayrı bildirilmesi mümkün olamadığından, ilgililerin etkin ve yeterli bir şekilde dava konusu işlemden haberdar olması amaçlanarak, Yönetmelikteki düzenlemeye göre, askıda ilan ve internet aracılığıyla halka duyurulması öngörülmüştür. İlan yolu ile tebliğlerde dava açma süresi ise son ilan tarihini izleyen günden itibaren başlamaktadır. Ayrıca, yazılı bildirim esas olmakla birlikte, kimi durumlarda bilgi edinilmesinin (ıttılanın) yazılı bildirimin sonuçlarını doğuracağı, dolayısıyla dava açma süresine başlangıç olarak alınacağı da Danıştay içtihatlarıyla kabul edilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; ....................................................................İli, ................................................... İlçesi'nde ... ruhsat numaralı sahada ... Maden A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Boksit Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi" projesi için .........................................................Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 17/07/2020 tarihli, E.2020118 sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararının tesis edilmesi üzerine, 16/04/2021 tarihinde bakılmakta olan davanın açıldığı, yapılan yargılama sonucu ise; 26/07/2020 ila 19/08/2020 tarihleri arasında dava konusu işlemin Mahalle Muhtarlığınca ilan edildiği, 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesi uyarınca, işleme karşı son ilan tarihinden itibaren en geç 30 günlük dava açma süresinin son günü olan 18/09/2020 tarihine kadar dava açılması gerekirken, davanın bu süre geçirildikten sonra açıldığı belirtilerek, süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.

Uyuşmazlıkta; İdare Mahkemesi tarafından verilen ara kararı ile, dava konusu işlemin Mahalle Muhtarlığı tarafından ilan edildiğine ilişkin askı tutanağı ile ilan metninin istenilmesi üzerine, Mahalle Muhtarının imzasını taşıyan ve .....................................................................................Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne hitaben yazılan /08/2021 tarihli yazının gönderildiği, söz konusu yazıda ise, ilgili evrakın köy halkının yoğun olarak vakit geçirdiği, görüp okunabilecek şekilde köy cami bahçesinde 26/07/2020 tarihinde askıya çıkarılarak 19/08/2020 tarihinde askıdan indirildiği, ayrıca köy caminden belli aralıklarla 3 kez de ilan edildiğinin belirtildiği görülmüş, anılan evrakın askıda ilan edildiğine ve askıdan indirildiğine ilişkin herhangi bir belge ise sunulmamıştır.

Öte yandan, Köy Muhtarının .........................................................Kaymakamlığı'na verdiği 05/10/2021 tarihli beyanında ise; ilanı istenen belgenin köy caminin kapısına asılmak suretiyle 25/07/2021 ila 19/08/2021 tarihleri arasında vatandaşlara duyurulmak üzere ilan edildiği, süre sonunda ilan metninin kendisi tarafından imzalanarak, 10/08/2021 tarihinde Kahramanmaraş Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne posta yoluyla gönderildiğini, belirtmiştir.

Yukarıda da belirtildiği üzere, idari kararların niteliği gereği belli bir bölgeyi ilgilendirmesi nedeniyle, tüm ilgililerine ayrı ayrı bildirilmesi mümkün olmadığından, ilgililerin etkin ve yeterli bir şekilde dava konusu işlemden haberdar olması amacıyla, tebliğin ilan veya askı ilanı yoluyla yapılması mümkündür. Askı yoluyla ilan yapılması halinde, ilanı yapan kişi tarafından ilan metninin herkesin kolayca ulaşıp, okuyabileceği bir yerde asılı tutulması, ilan metninin hangi tarihlerde askıda kaldığına ilişkin bir tutanak düzenlenmesi ve bu tutanağın ilgili merciine sunulması gerekmektedir.

Uyuşmazlıkta; ilanın hangi tarihler arasında askıda kaldığına ilişkin bir tutanağın sunulamadığı, dava konusu işlemin Mahalle Muhtarlığı tarafından ilan edildiğine ilişkin askı tutanağı ile ilan metninin istenilmesi üzerine ise, Mahalle Muhtarının imzasını taşıyan ve .................................................................................... Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne hitaben yazılan .../08/2021 tarihli yazıda, askıda ilanın 26/07/2020 ila 19/08/2020 tarihleri arasında yapıldığının bildirilmesine karşın, aynı Muhtar tarafından ............................................Kaymakamlığına verilen 05/10/2021 tarihli beyanda ise, askıda ilanın 25/07/2021 ila 19/08/2021 tarihleri arasında yapılarak, düzenlenen tutanağın 10/08/2021 tarihinde .......................................................................... Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne gönderilmek üzere postaya verildiği belirtilmektedir.

Bu durumda; askıda ilanın yapılıp yapılmadığına, ilan yapılmış ise hangi tarihler arasında olduğuna dair düzenlenmiş bir tutanağın dosyaya sunulamadığı ve Köy Muhtarının beyanlarının ise çelişkili olduğu dikkate alındığında, yukarıda belirtilen "mahkemeye erişim hakkı" çerçevesinde, davanın öğrenme tarihinden itibaren 30 günlük yasal süre içerisinde 16/04/2021 tarihinde açıldığı anlaşıldığından, İdare Mahkemesince, davanın esasının incelenmesi gerekirken, süre aşımı nedeniyle davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,

Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin temyize konu Kahramanmaraş İdare Mahkemesinin 27/10/2021 tarih ve E:2021/489, K:202V1175 sayılı kararının BOZULMASINA,