Hakediş ödemelerinde ve kesin teminatın iadesinde sgk borç sorgusunda idarelerin sorumluluğu

Hakediş ödemelerinde ve kesin teminatın iadesinde sgk borç sorgusunda idarelerin sorumluluğu ,hakediş ödemelerinin ve kesin teminatın iadesinin prim borcunun

Hakediş ödemelerinde ve kesin teminatın iadesinde sgk borç sorgusunda idarelerin sorumluluğu

Hakediş ödemelerinde ve kesin teminatın iadesinde sgk borç sorgusunda idarelerin sorumluluğu ,hakediş ödemelerinin ve kesin teminatın iadesinin prim borcunun mahsubu yapılmaksızın işverenlere ödenmesi halinde, Kurumca uğranılan zararın ihale makamlarınca karşılanması gerekmektedir.

Hakediş ödemelerinde ve kesin teminatın iadesinde sgk borç sorgusunda idarelerin sorumluluğu

Hakediş ödemelerinde ve kesin teminatın iadesinde sgk borç sorgusunda idarelerin sorumluluğu 

Kamu kurumlarınca ihale kapsamında yapılan işlerde yüklenici firmalara hakediş ödemesi yapılırken ve ihale edilen işin tamamlanması durumunda kesin teminatın iadesi aşamasında firmaların sosyal güvenlik kurumlarına olan borçlarını sorgulama varsa ilgili borçları firmadan keserek Sosyal Güvenlik kurumuna gönderme sorumluluğu bulunmaktadır.

29/9/2008 tarihli ve 27012 sayılı 2 nci mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanan "Sosyal Güvenlik Kurumu Prim ve İdari Para Cezası Borçlarının Hakedişlerden Mahsubu, Ödenmesi ve İlişiksizlik Belgesinin Aranması Hakkında Yönetmelik" in 9 uncu maddesinde işverenin borcu varken hak ediş ödemesi yapan ilgililer hakkında genel hükümlere göre işlem yapılacağı belirtilmiştir.

Bu anlamda ihale makamlarına anılan yönetmelik ile sorumluluk yüklendiğinden, hakediş ödemelerinin ve kesin teminatın iadesinin prim borcunun mahsubu yapılmaksızın işverenlere ödenmesi halinde, Kurumca uğranılan zararın ihale makamlarınca karşılanması gerekmektedir. Bu amaçla 7201 sayılı Tebligat Kanuna göre yapılacak tebligat ile işverenin prim borçlarının 15 gün içinde ödenmesi ilgili kamu kurum ve kuruluşundan gecikme zamlarıyla birlikte istenebilecek, borcun bu süre içerisinde ödenmemesi halinde ise, bu defa ihale makamı aleyhine tazminat davası açılabilecektir. Ancak Kurumca ihale makamı aleyhine tazminat davası açılırken, ihale makamının Kurumun tebligatına rağmen işverene ödediği istihkak miktarı ve teminat tutarı kadar miktarla sorumlu olduğu dikkate alınacaktır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 107 nci madde sinde, "Bu Kanunun tatbikinde vazifeli bulunan kimseler, bu vazifeleri dolayısıyla amme borçlusunun ve onunla ilgili kimselerin şahıslarına, mesleklerine, işlerine, muamele ve hesap durumlarına ait öğrendikleri sırlarla, gizli kalması lazım gelen diğer hususları ifşa ettikleri takdirde Türk Ceza Kanununun 239 uncu maddesine göre cezalandırılır.

Bu Kanunun 41 inci maddesine göre amme alacağını tahsil yetkisi verilen kuruluşlara, yapacakları tahsile yönelik bilgilerin ve 22/A maddesine göre borcun olmadığına dair belgeyi arama zorunluluğu getirilen kurum ve kuruluşlara, ödeme ve işleme taraf olanlara ilişkin borç bilgilerinin verilmesi sırrın ifşaı sayılmaz. Bu kurum ve kuruluşlarda vazifeli bulunan kimseler edindikleri bilgileri ifşa ettikleri takdirde birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.", hükmü yer almaktadır. 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesinde yer alan "...Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır..." hükmüne istinaden, idarelerce yapılan başvurular üzerine, yasal ödeme süresi geçmiş borçların sorgulanmasına ilişkin Kurumca yetki verilmiş olan kişilerin elde ettikleri bilgileri ifşa etmeleri veya Kurumca verilen kullanıcı kodu ve şifresi başka kişilere verilerek üçüncü kişilerce söz konusu bilgilerin temininin sağlanması halinde, ilgili kişilerin Türk Ceza Kanununun 239 uncu maddesine göre cezalandırılmaları istenilecektir.

YORUM EKLE