Memur, tutmadığı nöbetlerin istirahatını göreve gelmeme mazereti olarak gösterebilir mi?

Memur, tutmadığı nöbetlerin istirahatını göreve gelmeme mazereti olarak gösterebilir mi?

Memur, tutmadığı nöbetlerin istirahatını göreve gelmeme mazereti olarak gösterebilir mi?

Memur, tutmadığı nöbetlerin istirahatını göreve gelmeme mazereti olarak gösterebilir mi?

Memur, tutmadığı nöbetlerin istirahatını göreve gelmeme mazereti olarak gösterebilir mi?

Memur, tutmadığı nöbetlerin istirahatını göreve gelmeme mazereti olarak gösterebilir mi?

Danıştay 5. Dairesi, 20 gün kesintisiz göreve gelmeyen memurun göreve gelmediği günlerde tutması gereken nöbet görevlerinin ertesi günü istirahatli sayılmasının mümkün olmadığına, daha açık bir ifadeyle ancak davacının nöbet görevini yerine getirmesi halinde nöbetini takip eden günlerde istirahatli sayılması hukuken mümkün olacağından, davacının istirahatli olacağı öngörülen sürenin de özürsüz olarak göreve gelmediği gün kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti.

T.C.

DANIŞTAY

BEŞİNCİ DAİRE

Esas No: 2016/18004

Karar No: 2020/5633

Davacının, . T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda infaz ve koruma memuru olarak görev yapmaktayken ''özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek'' fiilini işlediğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-d maddesi uyarınca ''Devlet memurluğundan çıkarma cezası'' ile cezalandırılmasına ilişkin . tarih ve . sayılı Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istenilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:

. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararında; davacının 20/04/2012 tarihinde bir gün, 22/04/2012 tarihinden 29/04/2012 tarihine kadar yedi gün, 30/04/2012 tarihinden 18/05/2012 tarihine kadar on sekiz gün, 20/05/2012 ile 21/05/2012 tarihlerinde toplam iki gün ve 03/06/2012 tarihinde de bir gün olmak üzere toplam yirmi dokuz gün mazeretsiz olarak göreve gelmediği değerlendirilebilirse de, davalı idarece Mahkemeye sunulan, . T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 2012 yılı Nisan-Mayıs ve Haziran ayları vardiya nöbet çizelgelerine göre; davacının 22-23/04/2012, 26-27/04/2012, 30/04/2012-01/05/2012, 04-05/05/2012, 08-09/05/2012, 12-13/05/2012, 16-17/05/2012 ve 20-21/05/2012 tarihlerini istirahatlı olarak geçirmesi öngörüldüğünden, anılan tarihlerde davacının hukuken görevde olmasını gerektiren bir durumun varlığından söz edilemeyeceği, buna göre toplam yirmi dokuz gün göreve gelmediği hesaplanan davacının, izinli olması gereken bu on altı günlük süre çıkarıldığında toplamda on üç gün süre ile göreve gelmediği dolayısıyla "özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek" fiilinin sübuta ermediği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davalı idare tarafından; vardiya nöbetine gelmeyen davacının vardiya iznini hak etmediği, dolayısıyla vardiya iznine denk gelen günlerin özürsüz olarak göreve gelmediği günler kapsamında değerlendirilmesinin hukuka uygun olduğu, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ:

Dosyanın incelenmesinden, davacının 20/04/2012-21/05/2012 tarihleri arasında ve 03/06/2012 tarihinde göreve gelmediğine ilişkin olarak; kurum 2. müdürü ve kurum memurları tarafından imzalanmış bulunan 21 adet tutanak, cezaevi personel girişi kamera kayıtları ile söz konusu tarihlere ilişkin olarak davacı tarafından sunulan sağlık raporlarının sahte olduğu, söz konusu raporlar nedeniyle hakkında yapılan yargılamada ise ''Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciği'' suçunu işlediğinden bahisle 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı hususu göz önüne alındığında, nöbet görevini takip eden günlerde istirahatli olacağı öngörülen sürenin de görevine devam etmediği günler kapsamında değerlendirilerek davacının özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek fiilini işlediğinden bahisle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

. T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda infaz ve koruma memuru olarak görev yapan davacının, 20/04/2012-21/05/2012 tarihleri arasında ve 03/06/2012 tarihinde göreve gelmediğine ilişkin olarak hakkında 21 adet tutanak tutulması ve söz konusu tarihlerde kuruma gelmediğinin cezaevi personel girişini tespit eden göz okuma kamera kayıtları incelenerek tespit edilmesi üzerine hakkında soruşturma başlatılmıştır.

Davacı, soruşturma sırasında alınan savunmasında; 30/04/2012-09/05/2012 tarihleri arasında raporlu olduğunu belirtmiş ve ilgili sağlık raporlarını sunmuştur. Söz konusu sağlık raporlarına ilişkin olarak yapılan araştırmada, Sağlık Bakanlığı ... Devlet Hastanesi Baştabipliği'nin . tarih ve . sayılı yazısı ile; davacının 30/04/2012-09/05/2012, 30/04/2012-10/05/2012 ve 18/05/2012-20/05/2012 dönemlerinde istirahatli olduğunu belirten raporların sahte olduğu, 18/05/2012-19/05/2012 tarihine kadar istirahatli olduğunu belirten raporun ise usulüne uygun olarak düzenlendiği belirtilmiştir.

Raporların sahte olduğu yönündeki bahse konu tespit üzerine, disiplin amirince, davacının eylemleri ''özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek'' suçu kapsamında görülüp 657 sayılı Kanun'un 125/E-d. maddesi uyarınca "devlet memurluğundan çıkarma" cezası ile cezalandırılmasının uygun olacağı belirtilerek, dosya atamaya yetkili amir konumundaki. Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonuna gönderildiği, anılan Komisyon tarafından da soruşturma dosyası Devlet memurluğundan çıkarma cezası yönünden karar alınmak üzere yetkili Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kuruluna tevdi edildiği ve Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun. tarih ve. sayılı kararıyla, davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/E-d maddesi uyarınca "devlet memurluğundan çıkarma" cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Söz konusu disiplin cezasının iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

Öte yandan, davacı, hakkında ki söz konusu sağlık raporlarına ilişkin olarak yapılan ceza yargılaması sonucunda, ... Ağır Ceza Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararı ile, davacının ''kamu görevlisinin resmi belgede sahteciği'' suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesiyle 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmış ve bu karar Yargıtayca onanarak kesinleşmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-d. maddesinde "özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek" fiili, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Temyize konu İdare Mahkemesi kararında; . T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 2012 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran ayları vardiya nöbet çizelgesine göre, davacının göreve gelmediği tarihler arasında sayılan 22-23/04/2012, 26-27/04/2012, 30/04/2012-01/05/2012, 04-05/05/2012, 08-09/05/2012, 12-13/05/2012, 16-17/05/2012 ve 20-21/05/2012 tarihlerini istirahatlı olarak geçirmesinin öngörüldüğü belirtildiğinden, anılan tarihlerde davacının hukuken görevde olmasını gerektiren bir durumun bulunmadığı, buna göre de izinli sayılması gereken bu on altı günlük sürenin, göreve gelmediği gün kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesine yer verilmiş ise de, nöbetçi olduğu günlerde göreve gelmeyen davacının, nöbetçi olduğu günleri takip eden günlerde istirahatli sayılmasından bahsedilemeyeceğinden, daha açık bir ifadeyle ancak davacının nöbet görevini yerine getirmesi halinde nöbetini takip eden günlerde istirahatli sayılması hukuken mümkün olacağından, davacının istirahatli olacağı öngörülen sürenin de özürsüz olarak göreve gelmediği gün kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup, İdare Mahkemesi kararındaki anılan gerekçede hukuka uyarlık görülmemiştir.

Bu durumda, davacının 20/04/2012-21/05/2012 tarihleri arasında ve 03/06/2012 tarihinde göreve gelmediğine ilişkin olarak kurum 2. müdürü ve kurum memurları tarafından imzalanmış bulunan 21 adet tutanak ile cezaevi personel girişi kamera kayıtları ve davacı tarafından söz konusu tarihlere ilişkin olarak sunulan sağlık raporlarının sahte olduğu göz önünde alındığında, davacının, ''özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek'' fiilinin sübuta erdiği sonucuna varıldığından, devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönünde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1.2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne;

2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

4. 2577 sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YORUM EKLE