Emniyet Personelinin Resen Emekliye Sevk Edilmesi İçin Bir Üst Rütbeye Terfi Edememesi İncelenmelidir

Davacının 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 6638 sayılı Kanun ile değişik 55. Maddesinin 19. Fıkrası uyarınc

Emniyet Personelinin Resen Emekliye Sevk Edilmesi İçin Bir Üst Rütbeye Terfi Edememesi İncelenmelidir

Davacının 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 6638 sayılı Kanun ile değişik 55. Maddesinin 19. Fıkrası uyarınc

Emniyet Personelinin Resen Emekliye Sevk Edilmesi İçin Bir Üst Rütbeye Terfi Edememesi İncelenmelidir

Davacının 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 6638 sayılı Kanun ile değişik 55. Maddesinin 19. Fıkrası uyarınca resen emekliye sevk edilebilmesi için, bekleme süresi dahil olmak üzere beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edemediğinin incelenmesi gerektiği hakkında.


T.C.


DANIŞTAY


Beşinci Daire


Esas No : 2016/28114


Karar No : 2018/10741


TÜRK MİLLETİ ADINA


Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:


Dava, İzmir İl Emniyet Müdürlüğü emrinde 2. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacının, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 6638 sayılı Kanun ile değişik 55. maddesinin 19. fıkrası uyarınca resen emekliye sevk edilmesine ilişkin 17.4.2015 tarih ve 2015/1 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı maaş ve diğer özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.


İzmir 5. İdare Mahkemesinin 20.4.2016 tarih ve E:2015/838, K:2016/593 sayılı kararıyla; Kanun'da öngörülen bulunduğu rütbeye terfi tarihinden itibaren beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edememiş olma şartı ile emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları taşıdığı ihtilafsız olan davacının, emniyet hizmetlerinin niteliği ve kadro durumu dikkate alınarak, Kanun'un amir hükmünün verdiği yetkiye istinaden resen emekliye sevk edildiği anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.


3201 sayılı Yasa'nın 6638 sayılı Kanun ile değiştirilen 55. maddesinin birinci fıkrasında, polis amirlerinin rütbeleri sayılmış, ikinci fıkrasında polis amirlerinin rütbelerde ve meslek derecelerinde zorunlu en az bekleme süreleri gösterilmiş, üçüncü fıkrasında her amir rütbesinde bulunması gereken kadro sayısına esas alınacak oran azami olarak gösterilmiş, dördüncü fıkrasında bu rütbelere terfilerin yetkili kurullarda kıdem sırasına göre görüşüleceği ve maddede öngörülen sınav ve eğitim şartı saklı kalmak üzere liyakata göre yapılacağı belirtilmiş, beşinci fıkrasında kıdem sırasının tespitinde, bulunulan rütbeye terfi tarihinin esas alınacağı, aynı tarihte terfi edenlerden sicil notu yüksek, sicil notlarının eşitliği halinde ödül ve takdirnamesi fazla, ödül ve takdirnamelerin sayıca eşitliği halinde ise, sicil numarası daha küçük olanların diğerlerine göre kıdemli sayılacağı öngörülmüş, onbirinci fıkrasında rütbe terfiinin yetkili kurullarda görüşülebilmesi için gerekli koşullar hükme bağlanmıştır.


Aynı maddenin diğer fıkralarında da, rütbeler, bu rütbelere terfi esasları, terfi ve atama zamanı gibi hususlarda doğrudan Kanun hükümleriyle belirlenen çerçeve dahilinde kalmak koşuluyla, liyakat koşullarını belirlemek, üst rütbedeki boş kadro sayısına göre terfileri önermek ya da ikinci meslek derecesindeki görev unvanlarına ataması yapılacak personeli değerlendirmek ve öneride bulunmak üzere Genel Müdürlük Merkez Değerlendirme ve Yüksek Değerlendirme Kurullarının oluşturulması öngörülmüştür.


Anılan maddenin ondokuzuncu fıkrasında ise; "Bulundukları rütbelere terfi ettikleri tarihten itibaren beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edemeyen Emniyet Amirleri ile Dördüncü, Üçüncü ve İkinci Sınıf Emniyet


Müdürleri, emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları haiz olmaları kaydıyla, Yüksek Değerlendirme Kurulunun teklifi ve Bakan onayı ile emekliye sevk edilirler" hükmüne yer verilmiş, ve yirmibirinci fıkrasında; ondokuzuncu fıkra hükümlerine göre emekliliğe sevk edilen emniyet amirlerine, emekliye sevk edildikleri tarihi takip eden ay başından itibaren, en yüksek devlet memuru aylığının %110'u oranında altmış yaşına kadar Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kadrosuzluk tazminatı ödeneceği hüküm altına alınmıştır.


3201 sayılı Kanun'un yukarıda aktarılan 55. maddesinde değişiklik yapan 6638 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde, "Polis amirlerinin rütbe terfilerinde, tüm çağdaş ülkelerin aksine kıdeme dayalı bir sistem benimsenmiş, liyakat ikinci plana bırakılmıştır. Polis amirleri bulundukları rütbede zorunlu en az bekleme süresini tamamlamaları ve herhangi bir ceza almamaları halinde mesleki yeterliliklerine bakılmaksızın otomatik olarak bir üst rütbeye terfi etmeye başlamışlardır. Bu sistem, ihtiyaç duyulan amir rütbelerinde sayısal azlığa ve ihtiyaç duyulmayan rütbelerde ise aşırı yığılmalara neden olmuştur.


Yapılan düzenleme ile bozulan personel piramidinin görev ve hizmet gereklerine uygun hale getirilmesi amacıyla; her rütbede yer alacak amir sayısı/oranı belirlenmekte, her rütbe terfiinde yazılı ve sözlü sınav şartı getirilmekte ve terfi için öngörülen asgari şartlara sahip personel arasından en kıdemli olanın değil en liyakatli olanın terfi etmesi öngörülmektedir. Ayrıca ihtiyaçtan fazla sayıdaki Birinci, İkinci, Üçüncü, Dördüncü Sınıf Emniyet Müdürlerine ve emniyet amirlerine belli bir miktar ek ödeme yapılmak suretiyle resen emeklilik sistemi getirilmektedir." değerlendirilmesine yer verilmiştir.


Dosyanın incelenmesinden; İzmir İl Emniyet Müdürlüğü emrinde 2. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacı tarafından, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 6638 sayılı Kanun ile değişik 55. maddesinin 19. fıkrası uyarınca resen emekliye sevk edilmesine ilişkin 17.4.2015 tarih ve 2015/1 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı maaş ve diğer özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.


Yukarıda yer verilen Yasa hükümleri ile gerekçesi bir arada değerlendirildiğinde, Yasa'nın amacının, emniyet hizmetlerinin hizmet gereklerine uygun olarak yürütülebilmesi için her bir rütbede ihtiyaç duyulan emniyet amirlerinin azami kadro sayılarının belirlenmesi, bunun sonucunda ihtiyaç fazlası durumunda kalacak olan emniyet amirlerinin emekliye sevki ve azami sayıları Yasa ile belirlenen kadrolara atamalarda liyakat ilkesi çerçevesinde bir değerlendirmeye ve seçmeye imkan sağlanması olduğu anlaşılmaktadır.


Dava konusu işlemin dayanağı olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun yukarıda aktarılan 55. maddesinin 19. fıkrasında, ilgili personelin re'sen emekliye sevk edilebilmesi için bulunulan rütbeye terfi edilen tarihten itibaren, bekleme süresi de dahil olmak üzere beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edememe koşulu getirildiğinden, söz konusu beş yıl içinde kalan yıllardaki rütbe terfi işlemleri ile re'sen emeklilik arasında bir sebep-sonuç ilişkisi bulunmakta olup, re'sen emekliye sevk edilen personelin en az zorunlu bekleme sürelerini doldurdukları tarih itibariyle terfi değerlendirmesine alınıp alınmadığı, terfi ettirilmediği yıllara ilişkin davasının bulunup bulunmadığı ve davaların sonucu önem arz etmektedir.


Olayda da; davacının 2008 yılında toplanan Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı ile 30.6.2008 tarihinden geçerli olmak üzere 2. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirildiği, bir üst rütbeye terfii kapsamında ilk olarak 2011 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu gündemine alındığı ve "terfi etmez" kararı verildiği, bu kararın iptali istemiyle açmış olduğu davanın İzmir 1. İdare Mahkemesinin 29.11.2012 tarih ve E:2011/1089, K2012/2228 sayılı kararı ile reddedildiği, anılan kararın Danıştay 12. Dairesinin 20.11.2014 tarih ve E:2013/4094, K:2014/7699 sayılı kararı ile onandığı ve bu karara karşı yapılan karar düzeltme isteminin Dairemizin 27.2.2018 tarih ve E:2016/20296, K2018/10730 sayılı kararı ile reddedilerek mahkeme kararının kesinleştiği, 2012 yılı rütbe terfi değerlendirmesi kapsamında Yüksek Değerlendirme Kurulunca hakkında "terfi etmez" kararı verildiği, bu kararın iptali istemiyle açılmış bir davasının bulunup bulunmadığına ilişkin bir bilginin dava dosyası içeriğinde yer almadığı, Salihli Ağır Ceza Mahkemesinin 13.6.2012 tarih ve E:2010/257, K2012/194 sayılı kararı ile "kamu kurum ve kuruluşları aleyhine dolandırıcılık" suçundan 5 yıl hapis ve 166.660 TL adli para cezası, "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" suçundan 5 yıl hapis cezası ile cezalandırıldığı, bu nedenle 2013 ve 2014 yıllarında rütbe terfi değerlendirmesine alınmadığı, 12.8.2015 tarih ve 2015/3 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı ile de 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 6638 sayılı Kanun ile değişik 55. maddesinin 19. fıkrası uyarınca bulunduğu rütbeye terfi tarihinden itibaren beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edemediğinden resen emekliye sevk edildiği anlaşılmıştır.


3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 55. maddesinin 6638 sayılı Kanun'un 22. maddesi ile değiştirildiği ve bu değişikliğin 27.3.2015 tarihinde yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, bulunduğu rütbede kıdeme esas tarihi 30.6.2008 olan davacının, anılan maddenin değişiklik öncesi haline göre zorunlu en az bekleme süresinin üç yıl olması nedeniyle bulunduğu rütbedeki bekleme süresini 30.6.2011 tarihinde doldurduğu görülmektedir.


Bu durumda, davacının resen emekliye sevki için ön koşul olan, bekleme süresi dahil olmak üzere beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edip edemediğinin değerlendirilebilmesi için, 2012 yılında hakkında verilen "terfi etmez" kararının iptali istemiyle dava açıp açmadığının (davacıya sorularak) araştırılması ve 2013, 2014 yıllarında rütbe terfi değerlendirmesine alınmamasına neden olan Salihli Ağır Ceza Mahkemesinin 13.6.2012 tarih ve E:2010/257, K2012/194 sayılı kararının davacı tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin E:2014/5404 sayılı dosyasında temyiz incelemesine devam edildiği ve henüz sonuçlanmadığı dikkate alınarak sonucunun beklenmesi gerekirken, bu hususlar dikkate alınmadan verilen idare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.


Güncelleme Tarihi: 29 Mayıs 2019, 08:36
YORUM EKLE