Şikayeti reddeden hakim itirazı inceleyen heyette de görev alabilir mi?

Şikayeti reddeden hakim itirazı inceleyen heyette de görev alabilir mi?

Şikayeti reddeden hakim itirazı inceleyen heyette de görev alabilir mi?

Şikayeti reddeden hakim itirazı inceleyen heyette de görev alabilir mi?

Şikayeti reddeden hakim itirazı inceleyen heyette de görev alabilir mi?

Şikâyeti Reddeden Hâkimin İtirazı İnceleyen Mahkeme Heyetinde de Görev Alması Nedeniyle Tarafsız Mahkemede Yargılanma Hakkının İhlal Edilmesi

Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 2/6/2020 tarihinde, Serkan Şeker (B. No: 2017/15118) başvurusunda Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki tarafsız mahkemede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Olaylar

Tutuklu olan başvurucu, infaz koruma memurları ile aralarında çıkan tartışma sonucunda kurum görevlilerine hakaret ve tehdit etme eyleminde bulunduğu iddiasıyla üç gün hücreye koyma disiplin cezası almıştır. Başvurucunun bu kararla ilgili şikâyetini inceleyen İnfaz Hâkimliği şikâyetin reddine hükmetmiştir. Başvurucunun bu karara itirazını değerlendiren Ağır Ceza Mahkemesi de (Mahkeme) oybirliğiyle ret kararı vermiştir. Mahkeme Heyetinde, infaz hâkimi olarak disiplin cezasına şikâyeti değerlendiren hâkim de yer almıştır.

İddialar

Başvurucu, idare tarafından verilen disiplin cezasına karşı yaptığı şikâyeti reddeden hâkimin bu kararla ilgili itirazını inceleyen Mahkemenin Heyetinde de görev alması nedeniyle tarafsız mahkemede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Mahkemelerin tarafsızlığı kavramı, görülecek davalar karşısında bizzat mahkemenin kurumsal yapısı ile davaya bakmakla görevli hâkimin tutumu üzerinden tanımlanmaktadır. Anayasa’nın 36. maddesinde mahkemelerin tarafsızlığından açıkça bahsedilmemekle beraber Anayasa Mahkemesi içtihadı uyarınca tarafsız mahkemede yargılanma hakkı adil yargılanma hakkının zımni bir unsurudur.

Anayasa Mahkemesi içtihadında, adil yargılanma hakkına ilişkin güvencelerin kanun yolu aşamasında da sağlanması gerektiği belirtilmiştir. Buna göre kanun yollarına ilişkin usullerin ve kanun yollarındaki yargılamanın da adil yargılanma hakkına uygun olması gerekir.

Bu çerçevede ilke olarak gerek kanun yolu incelemesinin etkililiğinin sağlanması gerekse kanun yolu incelemesinin objektif tarafsızlık esaslarına uygun yapılmadığı izleniminin oluşmaması için ilk derecede kararı veren hâkimin dosyanın kanun yolu incelemesinde bulunmaması gerekir. Bununla birlikte bu hususa uyulmaması tek başına kanun yolu incelemesinin etkisiz ve tarafsız olduğu sonucuna götürmez. Her olayın kendi koşulları içinde değerlendirilmesi gerekir.

Somut olayda ilk derece mahkemesinde dosyayı karara bağlayan hâkim bu kararla ilgili itirazı inceleyen Ağır Ceza Mahkemesi Heyetinde de görev yapmıştır. Başvurucu, itirazlarının değerlendirildiği her iki kararda da aynı hâkimin görev almasının nesnel tarafsızlığa aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

4675 sayılı Kanun’un son fıkrasında, infaz hâkiminin aynı zamanda infaz hâkimi kararına karşı yapılan itirazın incelendiği ağır ceza mahkemesinin de üyesi olması hâlinde itirazla ilgili karara katılamayacağı belirtilmiştir.

İdarenin kararına karşı yapılan şikâyeti karara bağlayan hâkimin bu karara olan itirazı ele alan Ağır Ceza Mahkemesi Heyetine -kanunun açık hükmüne rağmen- katılarak itiraz incelemesinde yer alması nesnel tarafsızlığı zedelemiştir. Şikâyet incelemesi aşamasında karar veren hâkimin bu karara karşı başvurulabilecek bir üst kanun yolu olan itiraz aşamasındaki incelemeye de katılması hâlinde kendi kararındaki -varsa- hukuki ve fiilî hatalar hususunda belli ölçüde savunmacı bir tutum takınabileceği açıktır. Her ne kadar önceki derecede görev yapan hâkimin sadece bir oy hakkına sahip olması sebebiyle kararı tek başına değiştirmesinin mümkün olmadığı düşünülebilirse de heyetin diğer üyelerini etkileyebileceği gözardı edilemez.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle tarafsız mahkemede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

YORUM EKLE